Ölümün Yolu Bölüm 95 – Ölümün Gölgesi

Ölümün Yolu Novel Oku

Bölüm 95 – Ölümün Gölgesi

Barın bir köşesinde oturan gizemli bir figür, Kage’nin dikkatini çeker. Koyu giysilere bürünmüş, sıradışı ve soğuk bir havası vardı. Gözleri, Kage’nin iç dünyasına derinlemesine nüfuz eder gibiydi. Kage, bu figürde tanıdık bir şeyler bulsa da hatırlamakta zorlanıyordu. Figür, sessizce Kage’ye bakar ve ardından anlaşılmaz bir gülümsemeyle, “Senin enerjin ilginç,” der. “Ama burada herkesin bir sırrı var. Acaba sizin de bir sırrınız var mı?”

Barın gizemli atmosferi Kage ve arkadaşları üzerinde büyülü bir etki yaratırken, figürün sorusu, üçlünün içindeki gizemli yönleri daha da açığa çıkarmıştı. Kage, figüre karşı kendini koruyucu bir tavır alsa da, içindeki merak ve çekim gücüyle ona doğru ilerler. Diğer yandan, Ken ve Nijin, figürü ve çevreyi gözlemlemeye odaklanırken, Kage’nin hareketlerini de yakından takip ediyorlardı.

Figür, Kage’nin doğal çekimine cevap vererek, “Eterya’da her güçlü kişinin bir sırrı vardır. Siz de buna dahil olabilirsiniz. Kim olduğunuzu ve amacınızın ne olduğunu merak ediyorum,” der. Kage’nin içinde bir çatışma yaşanıyordu. Diğer yandan, figürün tehditkâr havası ve gizemli tavrı, onu rahatsız ediyor gibi görünüyordu. Ancak içindeki güçlü ve karanlık yön, ona cesaret veriyordu. Nihayet Kage, figüre kararlı bir ifadeyle cevap verir, “Ben Kage’yim ve benim için en önemli şey güçlenmek. Amacımı anlayamazsınız, çünkü siz de kendi sırlarınızla dolusunuz.”

Figür, Kage’nin cevabına alışılmadık bir şekilde gülümser ve şöyle der, “Evet, güçlenmek her şeydir. Sizi anlıyorum, Kage aynı zamanda, figürün de gizemli bir güçle donanmış olduğunu hisseder.

Figür, üçlünün tepkilerini inceleyerek derin bir nefes alır ve onlara, “Eterya’nın sırları, sizin gibi güçlü varlıkların neler yapacağını dört gözle bekliyorum. Ancak unutmayın, her adımınız sonuçlarıyla birlikte gelir dedi ve arkasını dönerek sessizce kaybolur.

Kage, Barmenin yanına gelir ve “Bu gizemli kişi kim?” diye merakla sorar. Barmen gizemli bir gülümsemeyle cevap verir, “Onu söyleyemiyoruz malesef, ancak Eterya’da efsanelerde anlatılan en güçlü varlıklardan biri. Sadece zaman zaman ortaya çıkar ve gizemli işler yapar.

Kage, barmenin sözleriyle daha da ilgilenirken, arkadaşlarından gelen sesleri duyar. Ken, etrafını zaman enerjisiyle kaplayıp etrafında zaman çok yavaş geçerken kendisi için çok hızlı geçiyordu etraftaki birkaç kişiden para çalıp barmene “Eterya” hakkında bilgi istediğini belirtir. Barmen, Ken’in cüretkar tavrına gülümser ve Kage’ye döner, “Eterya, bu ülkenin en güçlü ve en gizemli şehri. Burada teknoloji ve büyü, bir arada kullanılır. Ancak her gücün bir bedeli vardır. Eğer Eterya’nın sırlarını araştırmaya devam ederseniz, karşılaşacağınız tehlikeleri göze almalısınız.”

Kage, barmenin sözlerini dinlerken gözlerinde kararlılık belirir. “Tehlikeleri göze almak benim için sorun değil. Güç benim amacım ve bunun için her şeyi yaparım,” der. Barmen, Kage ve arkadaşlarının etrafını çevreleyen masada duruyordu. Ellerini güçlü bir şekilde masaya dayamış, gözleri Kage’ye odaklanmıştı. Bir süre sessizce onları izledi, derin düşüncelere dalmış gibiydi. Sonra yavaşça konuşmaya başladı:

Barmen, Kage, Ken ve Nijin’in yanına geri döndüğünde, güçleri sayesinde üçlünün başka bir evrenden geldiğini sezmişti. Gözleri, onların enerjilerineydi. Yine de samimi bir şekilde gülümseyerek konuşmaya başladı:

“Hoş geldiniz, seyahat eden dostlar! Gördüğüm kadarıyla, buraya farklı bir evrenden gelmişsiniz. Eterya, zamanın ve mekanın sıra dışı bir kesişim noktasıdır ve birçok evrenden gelen insanı ağırlamıştır. Burada bulunmanız benim için oldukça heyecan verici.”

Kage, Ken ve Nijin, barmenin samimi ve misafirperver tavrına olumlu şekilde karşılık verdi. Kage, başıyla onaylar ve “Evet, doğru. Farklı bir evrenden geliyoruz ve Eterya’nın gizemli atmosferine hayran kaldık. Buradaki gelişmiş teknoloji ve büyü bir arada çok etkileyici.”

Barmen, gülümsemesiyle devam eder, “Evet, Eterya, ileri teknoloji ile mistik büyünün birleştiği bir yerdir. Bu benzersiz dengenin nedeni, buranın yöneticisi olan gizemli liderimizdedir. Ona ‘Gölge’ diyoruz. Eterya’nın koruyucusu ve yöneticisi olarak, bu şehrin gücü ve düzeni onun kontrolündedir.” Kage ve arkadaşları, Gölge hakkında duydukları ilgi ve merakla barmeni dinlerken, “Gölge hakkında daha fazla bilgi alabilir miyiz?” diye sordu Ken.

Barmen, “Elbette, ancak Gölge hakkında çok fazla bilgi yok. Onun kimliği ve geçmişi, Eterya’nın en derin sırlarından biridir. Bu yüzden Gölge’yi görmek ya da onunla doğrudan iletişim kurmak oldukça zordur. Sadece buradaki önemli kişiler ve seçilmiş kişiler, onunla yüz yüze gelme şansına sahip olabilir,” şeklinde cevapladı.

Kage tırpanını barmenin boğazına doğru tehditkâr bir şekilde yaklaştırırken, kararlılık ve öfkesi gözlerinden okunuyordu. “Gölge’nin gerçek yerini bize söyle! Ülkedeki tüm bilgi ağı senden geçiyor, bu yüzden onun yerini biliyorsun,” diye sert bir ses tonuyla söyler.

Barmen, tırpanın keskin ucu karşısında çaresiz kalırken, Kage’nin ölüm enerjisini elinde toplamasıyla şaşkınlık içinde geri çekildi. “Sen... Sen gerçekten de ölüm müsün? Bu nasıl olabilir? Ölüm enerjin ve tırpanın... Aynı güce sahip... Sen o olamazsın ben Ölümü tanıyorum nasıl bir tane daha ölüm olabilir Bu imkânsız! ” diye sersemlemiş bir şekilde konuştu.

Kage’nin ölüm enerjisi, barmenin içinde büyük bir korku uyandırmıştı. Ancak barmen, onlara gerçeği söylememekte ısrar ediyordu. Gölge’nin yanına götürmeyi kabul etti, ancak endişeyle yaklaşıyorlardı.

Barmen Kage’nin ölüm enerjisi yüzünden birden bayıldı. Kage, barmenin cebinde bir kağıt fark etti. Gittikleri yerin tuzak olduğunu anladılar ve sadece değerli eşyalarını çalmak isteyenlerin peşlerinde olduğunu fark ettiler. Kağıdın arkasında Gölge’nin gerçek yerini gösteriyordu.

Kage, barmenin onlara yalan söylediğini düşünerek geçmişteki öfkesi yeniden canlandı. “İnsanlara güven olmaz. Bu zamana kadar hep ihanete uğradım. Onların hepsi ölmeyi hak ediyor,” diye bağırdı ve etrafına yoğun bir ruhsal baskı uyguladı.

Ken, Kage’yi sakinleştirmeye çalıştı, ancak Kage’nin gücü kontrol edilemez bir hâl almıştı. Bu esnada, yanlışlıkla Kage’nin anılarını görmeye başladı. Tüm milyonlarca yıllık anılar ona akın etti. Ken, Kage’nin hatıralarında gördükleriyle şok olmuştu.

Ken, Kage’nin anılarını gördükten sonra onun içindeki acıları ve zorlukları daha iyi anlıyordu. Yavaşça Kage’ye yaklaştı ve ona dostça bir şekilde seslendi, “Kage, senin geçmişin gerçekten de zorlu olmuş. İçindeki öfkeyi ve acıyı hissedebiliyorum. Ama artık yalnız değilsin. Nijin ve ben buradayız ve seninle birlikteyiz. Bu macerada yanında olacağız.”

Kage, arkadaşlarının desteğini hissetti ve yüzünde hafif bir gülümseme belirdi. “Evet, gerçekten de şanssızlık enerjisini etrafımda hissediyorum. Ancak sizinle birlikte hissettirdiği şey farklı. Güçlü bir bağ ve dostluk enerjisi,” dedi.

Ken, Nijin ve Kage, kağıtta yazan Gölge’nin yanına doğru ilerledi. Gölge, onların yaklaşımını hissederek ayağa kalktı ve onlara meydan okuyan bir şekilde konuştu, “Siz mi geldiniz? Ölüm.”

Kage, bu sözleri duyunca şaşırdı ve öfkesi arttı. “Önce barmen sonra sen! dediğiniz ölüm kim Ben gerçek Ölüm’üm!” diye cevap verdi. Gölge, Kage’nin ölüm enerjisini ve tırpanını gördüğünde şaşkınlığını gizleyemedi. “Evet, enerjiniz gerçekten de Ölüme benziyor. Ama siz gerçek Ölüm olamazsınız! Çoklu evrende sadece tek bir Ölüm olmalı!” diye karşılık verdi. Kage sinirlendi ve Gölge’ye doğru adım attı. “Ben kim olduğumu biliyorum!” dedi sert bir ses tonuyla.

Ölüm ve Gölge arasındaki gerilim, her an artarken Nijin sessizce Ken’in yanına yaklaştı ve ona düşüncelerini paylaştı, “Bu durum giderek tehlikeli bir hâl alıyor. Kage’nin öfkesi kontrolünden çıkmış gibi görünüyor.”