Dünyanın etrafında döndüğü kişi.
Tüm rakiplerini yenen ve sonunda güzel kızı elde eden kişi.
Tüm kötülerin korktuğu tek varlık.
İşte baş kahraman budur.
Peki ya ben?
Tüm kariyeri boyunca sadece tek bir başarı elde etmiş başarısız bir yazar olarak, son romanımda yeniden dünyaya gelmiştim.
İşte bu
Yumruğumu sıkarken düşündüm.
Az önce kendi romanımda reenkarne mi oldum?
Bir romanda reenkarne olup başkahraman olduğum yer burası mı?
Hayır, hayır.
Ne yazık ki bu öyle bir roman değil, çünkü bir mafya olarak reenkarne oldum.
Dünya benim etrafımda dönmüyor.
Kızlar bana doğru akın akın gelmiyor.
Hile eşyaları bana gelmiyor.
Phew
Rahat bir nefes aldım.
Tanrıya şükür baş kahraman ben değilim.
Gözyaşlarım yanaklarımdan süzülürken sevinçle bağırdım.
Bekle, neden başkahraman olmak istemediğimi merak mı ediyorsun?
Bir kahramanı tarif ederken en önemli şeyden bahsetmeyi unuttum.
O da şu.
Felaket mıknatısıdırlar.
Az önce öldüm. Bundan bir şey öğrendiysem, o da bunun gerçekten hoş bir deneyim olmadığıdır.
Mümkünse uzun ve istikrarlı bir hayat yaşamama izin verin.
Beni reenkarne eden kişiye teşekkür ederim.
Daha sonra bu sözlerimden pişmanlık duyacaktım.
Yazarın Notu: Bu novel “The Novel’s Extra” novelinden esinlenmiştir. Bazıları bunun en başta bariz bir kopya olduğunu söyleyebilir ve ben de buna haklısınız diyorum. İlk 20 bölüm birbirine çok benziyor. Ancak, devamında tamamen farklı olacak. Karakter gelişimi ya da dünya arka planı olsun. Tamamen farklı.
Yorum