Ölümün Yolu Novel Oku
Bölüm 91 – Karanlığın Yükselişi
Gizemli kişiyi boynundan sıkıca tutan Kage, göğsüne tırpanı sapladı. Gizemli kişinin bedeni zayıflamaya başladı ve karanlık enerjisi yavaşça yok olmaya başladı. Kage, gizemli kişinin vücudunu yere bıraktı ve kendi yorgun bedeni yere düşerek birkaç saniye içinde toza dönüştü.
Tozun içinden yükselen bulut, Kage’nin etrafını sarmaya başladı. Bulutun içinde, gizemli bir eşya belirdi. Kage, dikkatle eşyayı inceledi. Eşya, antik bir kolyeydi. İhtişamlı bir tasarıma sahipti ve üzerinde gizemli semboller bulunuyordu.
Kage, kolyeyi eline aldığında aniden bir enerji akışı hissetti. Kolye, içinde büyük bir güç barındırıyordu. Kage’nin içindeki karanlık enerjiyle rezonansa giren kolye, ona yeni bir güç kaynağı sağlayabileceğinin sinyalini veriyordu.
Ancak Kage’nin içindeki karanlık enerji, kolyenin gücüyle birleştiğinde beklenmedik bir etki yarattı. Kage’nin bedeni karanlığa büründü, yüzündeki ışıltı yerini soğuk bir ölümün yansımasına bıraktı. Kolye, Kage’nin içindeki kötülüğü besleyerek onu daha da güçlendirdi. Artık Kage’nin amacı sadece ruh değil, evrene korku salmak ve herkesi boyunduruğu altına almak oldu.
Karanlıkla dolu olan Kage, gücüyle gezegene hükmetmeye başladı. İnsanlar korku içinde kaçışırken, Kage’nin emrine boyun eğmek zorunda kaldılar. Gezegendeki herkesin üzerine bir gölge düştü, umut yerini çaresizliğe bıraktı. Kage, zalim bir hükümdar olarak tahtında oturdu, kendisine sadakatle hizmet eden bir ordu kurdu.
Yıllar sonra Gizemli kişinin öldüğü yerde depremler olup topraktan yükselen bir tablet belirdi. Kage’nin dikkatini çekti, ancak bu kez tabletin üzerindeki semboller ve yazılar korkunç bir aura yayıyordu. Milyonlarca yıl yaşamasına rağmen Kage, bu karanlık dili hiç görmemişti ve tablette yazanların evrenin en korkunç sırlarını barındırdığından emindi.
Kage, umutsuzlukla karşı karşıya olduğu anlarda bile pes etmeyerek tabletin sırrını çözmek için çeşitli yöntemler denedi. Ancak başarılı olamadı ve neredeyse vazgeçecekti. Tam o anda, tablet Ölüm Toprakları’na geri döndü ve parlak bir şekilde parlamaya başladı. Ölüm Toprakları’nda depremler yaşanırken, yer altından devasa bir kule yükseldi.
Kage, kuleye girdiğinde tabletin tam olarak sığabileceği bir delik buldu ve onu oraya yerleştirdi. Aniden, tabletteki yazılar parladı ve daha okunur hale geldi. Bir hologram ortaya çıktı ve tabletteki yazıları Kage’ye anlattı.
“Karanlık Tanrı, evrenin en eski ve korkulan varlıklarından biridir. O, karanlığın ve kaosun kaynağıdır. Derinliklerden gelen bir gölge olarak doğdu ve her adımda dehşet saçtı. Bedeni, gözle görülmez bir karanlıkla çevrilidir ve yüzü hiçbir zaman görünmez. Sadece nefes alışıyla tüm yaşayanların içine buz gibi bir korku salar.”
“Karanlık Tanrı, insanların korkularını toplar ve onları kendi arzularına dönüştürür. Korkuları gerçeğe dönüştürerek onları ruhsal bir çöküşe sürükler. İnsanların içindeki umut ışığı söner ve sonsuz bir karanlık yerini alır. Adı tüm evrende dehşetle anılır. İnsanlar kaçmaya çalışır, ancak karanlığın kanatları altında kaçmak imkansızdır.”
“Karanlık Tanrı’nın gücü, yok edici ve yenilmezdir. Onun amacı, evreni yok etmektir.
Hologram tabletin arkasındaki kırmızı notu bağırarak okudu, sözleri duyan kişi, artık çok geç, Karanlık tanrı, artık özgür ve daha önce yarım bıraktığı işi tamamlamak için geri döndü. Evren bu sefer yok olacak. Kage, şeytani bir biçimde gülerek “Evrenin sonunu biri getirecekse o ben olacağım! O değil!”
Birdenbire, evrende depremler başladı ve uzayda devasa bir kilit belirdi. Anında kırılan bu kilit, kocaman bir kara deliğin içinden Karanlık tanrıyı serbest bıraktı. Öfke dolu gözleriyle etrafa bakarken, evreni yok etme amacıyla kendini gösterdi. Karanlık tanrının varlığı hissedildiğinde, çevredeki her şeyde bir ürperti ve boşluk hissi oluştu. Bu an, evrenin karanlık bir kaderle karşı karşıya olduğunun kesin bir işaretiydi.
Yorum