Ölümün Yolu Bölüm 37 - Birinci Kısım Finali - Fenrir Scans
Karanlık Mod?

Ölümün Yolu Bölüm 37 – Birinci Kısım Finali

Ölümün Yolu novelini en güncel şekilde Fenrir Scansdan okuyun.

Ölümün Yolu Novel Oku

Bölüm 37 – Birinci Kısım Finali

Zaman yolcusu, Nijin’e Zahhak’ı normal yollarla bulunması imkansız kadar zor olduğunu anlatır ve gizemli bir şekilde konuşur: “Zahhak, güçlü ve karanlık enerjisini gizlemek için belki de zamanın kendisini büküyor olabilir. Onu bulmak için zamanda ileri ve geri yolculuk yaparak izlerini takip etmeliyiz.”

Nijin şaşkınlıkla sorar: “Zamanda ileri ve geri mi yolculuk yapmalıyız? Bu nasıl mümkün olacak?” Zaman yolcusu gülümser ve anlatmaya devam eder: “Evet, zamanda yolculuk yapmak, belki de Zahhak’ı bulmanın en etkili yöntemidir. Zamanın akışını hissetmeye ve izlerini takip etmeye odaklanmalıyız. Onun enerjisiyle paralel zaman çizgilerini takip ederek belki de onun izini sürebiliriz.” Nijin, zaman yolcusunun önerisine ilk başta tereddütle yaklaşsa da, sonunda bu zorlu yöntemi denemeye karar verir. Zaman yolcusu ve Nijin, birbirlerine kararlılıkla bakarlar ve omuzundan tuttuktan sonra karanlık ve gizemli bir enerji onları sarar ve aniden zamanda yolculuğa başlarlar.

Zamanın akışı, geçmiş ve gelecek birbirine karışırken, Nijin ve zaman yolcusu farklı dönemlere doğru hızla ilerlerler. Zamanda yolculuk yaparken, Nijin kötücül bir aura hisseder ve zaman yolcusuna hemen “Dur, onu buldum!” diye bağırır. Zaman yolcusu anında tepki verir ve ikisi birlikte Nijin’in hissettiği zaman dilimine doğru ilerlerler. Etraflarındaki zaman aurası giderek güçlenir ve bir anda kendilerini gittikleri zaman diliminde bulurlar. Gördükleri manzara dehşet vericidir. Tüm binalar yıkılmış, enkazlarla dolu bir dünya kıyametin izlerini taşımaktadır. Evrende hiçbir canlı belirtisi yoktur, sadece sessizlik ve yıkım vardır.

Nijin ve zaman yolcusu, gittikleri kıyamet dünyasında devasa bir kule görürler. Nijin’in hissettiği kötücül aura buradan geliyor olmalıydı. Karanlıkla kaplı bu kule, adeta evrendeki tüm kötülüğün merkezi gibiydi. İkili, adımlarını sıklaştırarak kuleye doğru ilerler. Kuleye yaklaştıklarında, çevrelerini saran sessizlik yerini karanlığa bırakır. Kuledeki varlık, kendisini koruyan karanlık enerjiyle kuşatılmıştır. Nijin, kılıcını eline sıkıca tutarken içindeki öfkesini hisseder. Kuleye girdiklerinde, karşılarında karanlık bir varlık belirir.

Zahhak, Nijin ve zaman yolcusunun karşısında görünmez kalkanıyla tahtında oturuyordu. Yüzü alaycı bir gülümsemeyle kaplıydı ve gözleri karanlığın derinliklerine benziyordu. İki güçlü varlık, Zahhak’ın tehditkar varlığı karşısında dururken, kule etrafında karanlık rüzgarlar hızla dönüyordu.

Zaman yolcusu, Nijin’e bir işaretle ona saldırmaları gerektiğini söyler ve kendisi de güçlü enerjilerle hazırlanır. Nijin, karanlık güçlerini harekete geçirerek hiçlik enerjisini avucunda toplar ve kılıcını yüksek bir hızla savurur. Kılıcının keskin ucu karanlıkla kaplı kalkanı delip geçse de, Zahhak etkilenmemiş gibi duruyordu.

“Ne tuhaf bir güç!” diye homurdandı Zahhak, “Kendini yok edecek güçleri bile kullanamıyorsun.” Nijin öfkeyle kükredi ve tekrar saldırdı, ancak Zahhak karanlıkla dolu eliyle onun saldırılarını püskürttü. Kıyamet dünyasının efendisi, Nijin ve zaman yolcusunun üzerine karanlık enerji patlamaları gönderdi. İkili hızla kaçsa da, patlamaların gücü etraflarındaki enkazı arttırıyordu.

“Neden dünyayı bu hale getirdin Zahhak?” diye haykırdı Zahhak, alaycı bir gülümsemeyle yanıtladı: “Çünkü karanlığı seviyorum. İşte bu kadar basit. Gücümü ve karanlığı evrende egemen kılmak istiyorum.” Nijin’in içindeki öfke daha da büyüdü. Hiçlik enerjisini yoğunlaştırarak kılıcını yeniden savurdu ve bu kez karanlık enerji patlamalarını etkisiz hale getirdi. Aynı anda zaman yolcusu, elindeki gizemli cihazı kullanarak Zahhak’ın kalkanını zayıflatmaya çalışıyordu.

Kuledeki savaş iyice şiddetlendi, güçlü ve karanlık varlıklar birbirine karşı ölümcül saldırılar gerçekleştiriyordu. Nijin’in içindeki hiçlik enerjisi, Zahhak’ın karanlığına meydan okurken, zaman yolcusu da her geçen saniye kalkanı zayıflatıyordu.

Savaşın ortasında Nijin, zaman yolcusuna seslendi: “Sen kalkanı zayıflattıkça ben onu yok edeceğim! Hadi birlikte bu karanlığı sonlandıralım!” Zaman yolcusu, gözleri kararlılıkla parlayarak Nijin’e doğru başını salladı. İkisi birlikte güçlerini birleştirerek Zahhak’a karşı bir final saldırısı hazırladılar. Her ikisi de son bir gayretle tüm enerjilerini ortaya koydu.

Devasa kule, ikilinin saldırısıyla sarsıldı. Zahhak’ın aklına şeytani bir fikir gelip Nijin’in geldiği zaman dilimine portal açıp aniden ortadan kayboldu. Nijin, panikle zaman yolcusuna bağırdı, “Hemen bizi geri götür! Zahhak, kötü bir plan yapıyor, hissediyorum!”

Zaman yolcusu, Nijin’in uyarısını ciddiye alarak anında geri döndüler. Ancak zamanın işleyişi, farklı bir ritimle akıyordu ve geri dönmeleri uzun süre aldı. Geçmişe gittiklerinde, çoktan saatler geçmişti. Gezegenlere baktıklarında, Nijin’in arkadaşlarının yaşadığı gezegenlerin hepsi yok olduğunu görünce sinir krizi geçirdi.

Evrende sadece tek bir gezegen kaldığını görüp zaman yolcusu ile oraya gider. Zahhak,”Hoş geldin, Nijin. Seni uzun süre beklemekten çok sıkıldım ve kendime yeni oyuncaklar buldum,” dedi alaycı bir ifadeyle. Nijin’in oğlu Sung’u acımasızca öldürüp karısı Yue’yi boğazından tutup havaya kaldırdığını görünce Nijin’in içinde öfke ve acı dolu bir fırtına kopmuştu. Yüreğindeki intikam ateşi, hiçlik enerjisiyle birleşerek güçleniyordu. Nijin, Zahhak’ın yüzüne kin dolu bakışlarla baktı ve içindeki öfkeyi kontrol edemiyordu.

Zahhak ise Nijin’in bu çaresizliğini keyifle izliyor, onunun acı çekmesini zevkle karşılıyordu. Nijin, Zahhak’ın iğrenç gülüşlerine daha fazla dayanamaz hale geldi. Kararlılıkla kılıcını eline aldı ve içindeki hiçlik enerjisini serbest bıraktı. Etrafa yayılan bu güç, evrende karanlık bir fırtınanın esmesine neden oldu. Zahhak ise Nijin’in gücünü sevinçle izliyordu. “Bu kadar güçlü olacağını bilsem, oğlun daha önce öldürürdüm,” dedi Zahhak kendi kendine. Nijin’in bu kadar güçlü bir hiçlik enerjisi taşıdığını tahmin etmemişti.

Nijin, Zahhak’a karşı son bir uyarıda bulunmuştu. “Yue’yi bırak, yoksa sonun kötü olacak!” dedi kararlı bir ses tonuyla. Ancak Zahhak, umursamaz bir tavırla Nijin’in uyarısını görmezden gelerek Yue’nin boynunu acımasızca kırıp bırakır. “Bak bıraktım,” dedi alaycı bir şekilde.

Bu vahşice yapılan saldırı, Nijin’in içinde fırtınalar kopmasına sebep oldu. Gözlerindeki öfke ve acı, hiçlik enerjisiyle birleşerek güçlenmeye başladı. Nijin akıl sağlığını kaybedip hiçlik enerjisini bütün evrene yoğun bir şekilde yayıp hiçlik enerjisiyle ruhsal baskısı evreni sararak tüm varlıkları etkisi altına aldı. Nijin artık kendi intikam ateşiyle birleşen bir doğal felaketti.

Zahhak, Nijin’in bu gücünü görünce şaşkına döndü. Onun bu denli güçleneceğini tahmin etmemişti. Kontrolünü kaybetmeye başlayan Zahhak, Nijin’in karşısında çaresizdi. “Bu... Bu imkansız!” diye mırıldandı, kendi karanlık içinde boğulmaya başlamıştı.

Nijin bütün hiçlik enerjisini kaslarında ve kılıcına aktararak “Seni yok edeceğim, külün bile kalmayacak!” dedi. Hiçlik enerjisinin rengi kırmızı ve siyah karışımı bir renge dönüştü. Zahhak portal açıp kaçmaya çalışırken, Nijin bu sefer “Kaçamayacaksın!” diyerek tüm gücüyle Zahhak’ı portalıyla beraber ortadan ikiye ayırdı. Sonra hızlıca göz açıp kapayana kadar küle çevirdi. Daha da hızlanıp kesmeye devam edince külleri bile kalmadı.

Zaman yolcusu Nijin’i sakinleştirmek için yanına yaklaştı, o anda zaman yolcusu yere düşüp öksürmeye başladı. Nijin o anda kendine geldi, “Sana ne oldu?” dedi. Zaman yolcusu, “Aslında ben senin torununum. Babam Sung ölünce dede paradoksu yaşayıp hiç doğmamış olduğum için zaman beni siliyor,” dedi ve saydamlaşıp ortadan kayboldu. Nijin tekrar öfke krizi geçirip delirdi, “Artık geriye kimsem kalmadı, ne ailem ne sevdiklerim. Bu evren yaşamayı hak etmiyor!” deyip hiçlik enerjisiyle bulunduğu gezegenin evi hariç her yeri yok edip evin çatısına çıkıp orada ölmeyi bekledi.

Milyonlarca yıl sonra Nijin hiçlik tanrısı olduğu için hiç yaşlanmadan evinin çatısında oturmaya devam ederken aniden garip bir enerji hissedip kendine gelir Nijin kendi kendine çok garip evrendeki herkesi yok ettim bu enerji nereden geliyor diye havaya bakar Nijin onun gözlerine bakınca sanki kendi gözlerini görmüş gibi oldu yoksa o da benimle aynı şeyleri mi yaşadı çok garip dedi sorgulamadan boşluğu yok edip içinden kılıcını çıkartır karşısındaki tanrıda kolayca zamanı ve uzayı yararak içinden kılıcını çıkartıp saldırmaya çalışır ama sanki geleceği görüyormuş gibi kolayca kılıçlardan kaçınır ama Nijin de onun saldırılarını mükemmel engelliyordu kılıçları çarpışınca evrenden geriye kalanlar kılıçlar her çarpıştığında yavaş yavaş yok olmaya başlıyordu.

Milyarlarca yıl süren savaştan sonra birbirlerini yenemeyeceğini anlarlar ve berabere kalırlar Nijin evinin yanına bir bar yaratır ve içki yarışması yaparlar ve yine berabere kalırlar ve yakın arkadaş olurlar bu evreni de yok edip birlikte yeni bir evren oluştururlar ve o evrenin en tepesindeki kişiler onlar olurlar.

Etiketler: roman Ölümün Yolu Bölüm 37 – Birinci Kısım Finali oku, roman Ölümün Yolu Bölüm 37 – Birinci Kısım Finali oku, Ölümün Yolu Bölüm 37 – Birinci Kısım Finali çevrimiçi oku, Ölümün Yolu Bölüm 37 – Birinci Kısım Finali bölüm, Ölümün Yolu Bölüm 37 – Birinci Kısım Finali yüksek kalite, Ölümün Yolu Bölüm 37 – Birinci Kısım Finali hafif roman, ,

Yorum