Ölümün Yolu Bölüm 30 - Boşluk Savaşı - Fenrir Scans
Karanlık Mod?

Ölümün Yolu Bölüm 30 – Boşluk Savaşı

Ölümün Yolu novelini en güncel şekilde Fenrir Scansdan okuyun.

Ölümün Yolu Novel Oku

Bölüm 30 – Boşluk Savaşı

Zaman yolcusu, işini tamamladığını ifade ederek ayrıldı ve Nijin ile ekibi dünyaya doğru yol aldı. Yolculukları sırasında dünyanın etrafında birkaç uzay gemisi fark ettiler. Bu gemiler dünyaya ışınlanarak istila etmeye çalışıyorlardı. Nijin sinirlendi ve hemen kılıcını çekerek hızla geminin güvertesine indi. “Hayırdır, benim gezegenime saldırıyorsunuz!” diye bağırdı ve uzay korsanlarına saldırmaya başladı.

Korsanlar, sayıca üstün olsalar da Nijin’in yetenekleri ve stratejik becerisi karşısında şaşkına döndüler. Nijin, hızla hareket ederek korsanları tek tek alt etmeye başladı. Kılıcını ustalıkla kullanarak rakiplerini keser, parçalar ve etkisiz hale getirirdi. Saldırılarını hızlıca geçişlerle birleştiriyor ve korsanları şaşkına çeviriyordu.

Korsanlar, Nijin ve ekibinin karşı koyulamaz gücü karşısında adım adım geri çekilmeye başladılar. Yıldırım hızıyla hareket eden Nijin, korsanların arasında adeta bir kasırga gibi dönerek ilerliyordu. Her bir hareketi keskin ve etkiliydi. Düşmanlarını birer birer saf dışı bırakırken, ekibi de ona destek veriyordu.

Sonunda, korsanlar geri çekildi ve Nijin’in karşısında kaptan sahneye geldi. Kaptan, güçlü ve deneyimli bir savaşçıydı. Kılıcını çekip Nijin’e meydan okudu. Kaptanın saldırıları hızlı ve keskindi. Nijin, her bir saldırıyı dikkatle karşıladı, ancak bu sefer daha zorlu bir mücadele içine girmişti.

Kaptanın hücumlarına karşı Nijin, inanılmaz bir refleksle karşılık veriyordu. Kılıcını ustalıkla savurarak kaptanın saldırılarını defediyor, ardından karşı atağa geçiyordu. Çarpışan kılıçlar, kıvılcımlar saçıyordu. Her bir vuruşta çevredeki havada elektrik dolu bir enerji dalgası yayılıyordu.

Nijin, kararlılığından ve savaş yeteneklerinden hiçbir şey kaybetmeden kaptanla mücadelesini sürdürüyordu. İkisi de birbirlerine üstünlük sağlamak için hızlı ve keskin hareketler yapıyordu. Savaş alanındaki diğer korsanlar, nefeslerini tutmuş şekilde bu epik mücadeleyi izliyordu.

Uzun süren yoğun bir dövüşten sonra, Nijin’in cesareti ve becerisi kaptanınkini aşmıştı. Kaptan, yorgunluk ve yaralarla geri çekildi ve Nijin’in karşısında diz çöktü. Nijin, kılıcını hazır bir şekilde kaptanın boğazına dayadı. Ancak kaptanın yalvarmalarını duyduğunda, içinde bir değişim yaşandı.

Nijin, derin bir nefes aldı ve düşündü. Kaptanın gerçekten değişmek istediğine dair samimi bir inancı hissetti. Kılıcını geri çekti ve kaptana bir şans tanımaya karar verdi. “Eğer gerçekten değişmek istiyorsan, bunu kanıtlamalısın. Dünyanın koruyucusu olarak sana güveniyorum. Uzaydan gelebilecek herhangi bir saldırıya karşı bana yardım edeceksin,” dedi.

Kaptan, şaşkınlık ve minnet dolu bir ifadeyle Nijin’e baktı. Kendini kanıtlamak için bu şansı değerlendireceğini belirtti. Nijin, kaptana bir el uzattı ve birlikte dünyayı korumak için çalışmaya karar verdiler. Böylece, kaptan da Nijin’in müttefiki oldu

Dünyaya indiklerinde gördükleri manzara yıkıcıydı. Tüm binalar yıkılmış, bazıları yanmıştı. Dumanlar gökyüzünü kaplamış, atmosferi karanlık bir hale getirmişti. Nijin insanların ne olduğunu merak etti ve ilerledikçe savaşan insanları fark etti. Onların arasına doğru hızla indi ve ne olduğunu sordu.

Oradaki biri telefonunu çıkarıp bir haber videosu açtı. videoda yer altı insanlarının, yer altı volkanlarının artması nedeniyle yüzeye çıktığını ve ardından bir savaşın başladığını gösteriyordu. Nijin, insanları barıştırmak için bir şeyler yapması gerektiğini hissetti.

Nijin, insanların arasına geçerek sakinleşmelerini sağlamaya çalıştı. Onlara, savaşın sona ermesi ve barışın sağlanması için yardım teklif etti. İnsanlar başlangıçta şüpheliydi, ancak Nijin’in samimi niyetlerini gördükçe ona güvenmeye başladılar.

Nijin, taraflar arasında arabuluculuk yaparak anlaşmaların sağlanmasına yardımcı oldu. Savaşan gruplar arasında diyalog kurulmasını teşvik etti ve çözüm önerileri sunarak anlayışı artırdı. Zamanla, Nijin’in kararlılığı ve empati yeteneği, insanları bir araya getirerek barışın tesisi için önemli bir rol oynadı.

Yıllar geçti ve Nijin ile ekibi, dünya’nın eski haline gelene kadar dünyada kalmaya karar veriler. Bu süre zarfında, Nijin ve Yue birbirlerine aşık oldular. İkisi birlikte büyük zorluklarla mücadele etmiş, birbirlerine destek olmuş ve güvenlerini inşa etmişlerdi.

Nijin, Yue’ye olan aşkını zamanla daha da güçlendirdi. Yue’nin cesareti, zekası ve güzelliği Nijin’i büyülüyordu. Her bir macerada birlikte çalışırken aralarında derin bir bağ oluştu. Birkaç yıl sonra, Nijin ve Yue evlenmeye karar verdiler. Dünyanın eski haline dönüşünü kutlamak ve geleceklerine umutla bakmak için bir düğün töreni düzenlediler.

Bir süre sonra çocukları oldu ve ona Sung ismini verdiler. Sung, 9 yaşına geldiğinde Nijin ona kendi başarılarını anlattı ve en güçlü olması için evrenin en iyi dövüş eğitimlerini verdi. Sung, büyüdükçe babasının öğretilerini özümseyerek yeteneklerini geliştirdi. 18 yaşına geldiğinde, zaman yolcusunun söylediği kişiyi unutmuş ve normal bir yaşam sürdürmeye devam etmişti.

Ancak bir gün, uzayın ortasında aniden depremler meydana gelmeye başladı ve devasa bir yarık oluştu. Bu yarık aracılığıyla dünyaya doğru hızla bir şeyler yaklaşıyordu. Tam o anda, yaralı halde olan zaman yolcusu bir portal aracılığıyla gelerek E.N.D.’nin kehanetinin gerçekleşmemesi için çabaladığını ve başarısız olduğunu özür dilediğini ifade etti.

Nijin’in önüne inen zaman yolcusu, yeni bir kehaneti açıkladı. E.N.D’nin Nijin’i yenip yeni evrenin hâkimi olacağını ve ardından hem dünyayı hem de tüm evreni yok edeceğini söyledi. Nijin öfkeyle doldu ve tüm gücüyle saldırdı, ancak E.N.D’nin boşluk kılıcı sayesinde hiç etkilenmedi. Nijin’in tüm saldırıları hiçliğe yol açıyordu. Bunun üzerine Nijin, Zeus’un şimşeklerini çağırdı. Şimşekler kılıca doğru akarak onu da hiçliğe gönderdi.

İki savaşçı, durmaksızın süren bu mücadeleden sonra bir ay boyunca yorgun düşmeye başladılar. Nijin, E.N.D’nin zayıflığını fark etti ve bir hamle yaparak ona saldırdı. Ancak E.N.D aynı stratejiyi kullanarak Nijin’e karşı da bir hareket gerçekleştirdi. İkisi de yere düştü ve ilk kalkan diğerini öldürmeye çalışacaktı.

Nijin, E.N.D’nin ayağını yaralayarak ayağa kalktı ve tam öldürecekken E.N.D. ona seslendi. “Teslim oluyorum ve Kılıcındaki boşluk taşını sana veriyorum. ve herşeyi anlatacağım. Hiçlik Lordu bana emir verdi. Eğer seni öldürmezsem, beni öldürecekti. Beni yendiğine göre, sen de onu yenebilirsin.

Nijin, E.N.D’nin sözlerini duyduktan sonra düşündü ve onu öldürmedi. Kılıcındaki boşluk taşını aldı. E.N.D’nin verdiği güçle, Nijin eski halinden kat kat daha güçlendi. Birdenbire, gelecek değişti ve zaman yolcusu halsizleşip normale döndü. Kafasını sallayarak Nijin’e bakarak dedi ki: “Nijin, sen gerçekten büyük bir savaşçısın. Artık E.N.D’nin gücünü ele geçirdin ve onu durdurabilirsin. Bu evrenin geleceği senin ellerinde.”

Nijin, zaman yolcusuna minnettarlıkla baktı ve ona teşekkür etti. Ardından Ardından E.N.D, Hiçlik diyarına nasıl gidileceğini öğretmek için Nijin’e rehberlik etti. Kılıcındaki boşluk taşının gücünü kullanarak havayı kesmek suretiyle bir portal açmanın mümkün olduğunu gösterdi. Nijin, bu öğretiyi dikkatle dinledi ve denemeye karar verdi. Güçlü bir hareketle kılıcını savurarak havayı kesip bir portal açtı ve tek seferde başarılı oldu.

Etiketler: roman Ölümün Yolu Bölüm 30 – Boşluk Savaşı oku, roman Ölümün Yolu Bölüm 30 – Boşluk Savaşı oku, Ölümün Yolu Bölüm 30 – Boşluk Savaşı çevrimiçi oku, Ölümün Yolu Bölüm 30 – Boşluk Savaşı bölüm, Ölümün Yolu Bölüm 30 – Boşluk Savaşı yüksek kalite, Ölümün Yolu Bölüm 30 – Boşluk Savaşı hafif roman, ,

Yorum