Yüce Büyücü Novel
Kralın eski gücüne kavuşması sadece birkaç gün meselesiydi ve Yasak Büyü'nün kullanımından kaynaklanan hasar devam etse de, ömrünün daha fazla kısalması riski yoktu.
Quylla, Kraliçe'yi Kral'ın yaşam gücündeki çatlakları onarmanın bir yolunu bulmasının pek mümkün olmadığı konusunda uyarmıştı, ancak Sylpha yine de Quylla'nın bu konudaki araştırmalarına sınırsız fon sağlamıştı.
Dağlar kadar altını boşa harcama düşüncesi, kocasını kaybetme düşüncesinin ona verdiği acıyla kıyaslanamazdı.
Sylpha ayrıca Quylla'ya çabalarının karşılığını vermek ve Krallığın ondan beklentilerinin ciddiyetini hatırlatmak için ona Büyük Büyücü ünvanını vermeye karar vermişti.
Tek bir günde bir Baş Büyücü ve bir Büyük Büyücü elde etmek Valeron the First'ten beri gerçekleşmemiş bir olaydı ve Ernas'a kutlayacak çok şey veriyordu. Ancak devam eden savaş ve yiyecek karnesi nedeniyle, parti kesinlikle en yakın arkadaşları ve aile üyeleriyle sınırlıydı.
Bu da yine de birkaç yüz kişi anlamına geliyordu çünkü olay Ernas ve Myrok Hanedanlarını, Beyaz Griffon'u ve Lordlar Kamarası'nın gücendirmeyi göze alamayacağı tüm meslektaşlarını ve siyasi müttefiklerini içeriyordu.
Lith parti yapma ve kutlama yapma havasında değildi, Elina'nın onu katılmaya zorlamasının sebebi buydu. Oğlu onunla Altın Grifon olaylarını paylaştıktan sonra, onun acısını anlayabiliyordu.
Jormun'la olan kavgası hem fiziksel hem de ruhsal yaralar bırakmıştı ve bunların ne zaman iyileşeceğini veya iyileşip iyileşmeyeceğini bilmiyordu. Üstelik Kamila'da bir sorun olduğunu da fark etmemişti.
Gelini onu sakin tutmada ve duygularını gizlemede çok iyiydi ama Elina'nın Kamila ile Lith arasındaki ani tuhaflığı fark etmemesi mümkün değildi.
'Ne olduğunu bilmiyorum ama evde kapalı kalmak yardımcı olmayacak.' diye düşündü Elina. 'Burada arkadaşlarının mutluluğunu paylaşabilirler ve isterlerse konuşabilecekleri birileri olur.'
“Sonunda Büyük Büyücü olduğuma inanamıyorum!” Quylla, aldığı koyu yeşil cübbeyi hiç çıkarmamış, onu bir tavus kuşu kadar gururla sergilemişti.
Yeni atanan iki Yüksek Büyücü dışında herkes, ev sahiplerine saygı göstermek ve Ernas Hanedanı'nın başarısını gölgelememek adına lüks gala kıyafetleri giydi ancak cübbe giymedi.
Quylla ve Phloria ise sırasıyla Kraliyet Şifacı üniformasını ve ordu tören üniformasını giydiler.
“Sana sadece sabırlı olman gerektiğini söylemiştim canım.” dedi Jirni. “Zeska ve Kulah'tan zaten epeyce meziyet almıştın, Büyük Büyücü olman an meselesiydi.”
“Evet.” dedi Friya, orijinal gruptan hâlâ sadece bir Mage olan tek üye olduğu için biraz sinirlenerek. “Savaş korkunç bir şeydir ama bu yüzden, erdemler konfeti gibi aktarılır.”
“Kıskanma, kardeşim.” Phloria, kolunu Friya'nın omuzlarına atarken göğsünü gururla şişirdi. “Eğer Faluel savaştaki rolünü ve onun Habercisi olmanı gizli tutmasaydı, eminim ki sen de şu anda Büyük Büyücü olurdun.”
“Seninle gurur duyuyorum, Küçük Çiçeğim.” Orion, kızının sağ salim eve dönmesinden memnun bir şekilde ona sarıldı. “Artık ihtiyarınla aynı ünvana ulaştın. Senin için mükemmel erkek arkadaşını bulmak için mükemmel bir zaman.”
“Baba!” Phloria onu itti, yanakları utançtan hafifçe kızarmıştı.
“Bana 'baba' deme, genç hanım!” Orion parmağını burnunun altında sallayarak ona sitem dolu bir bakış attı. “Savaşın ne kadar korkutucu olduğunu biliyor musun? Çocuklarının sabah dışarı çıkıp akşam yemeğine canlı olarak dönüp dönmeyeceklerini bilmemek ne kadar korkunç bir şey?
“Büyük meziyetler büyük riskler getirir. Daha önce size ihtiyacınız olan tüm zamanı vermeye istekliysem, şimdi daha fazla bekleyemeyiz. Ernas Hanedanlığı'nın bir varise ihtiyacı var ve kardeşleriniz kendi görevlerini yapmış olsalar da, siz kızlar hala ihtiyaç duyuyorsunuz.”
“Baba!” Friya ve Quylla da kızardılar, çünkü sonunda Nalrond ve Morok'un neden etkinliğe davet edildiğini anlamışlardı.
O ana kadar Friya ve Quylla, ebeveynlerinin tuhaf davranışlarından dolayı şaşkına dönmüşlerdi. Jirni, erkek arkadaşlarını Ernas amblemi taşıyan özel dikim kıyafetlerle giydirmişti ve Orion onları misafirlere alışılmadık bir gururla tanıtmıştı.
“Ona 'baba' demeyin, genç hanımlar!” Jirni, boy farkından dolayı onlara bakmak zorunda kalsa da, onun surat asıklığı karşısında kendilerini küçük hissedenler onlardı. “Bu, her birimize bir torun vermek için mükemmel bir an.
“Kamila'ya bak, senin sihir yeteneğinin zerresi onda yok ve şimdi çoğu büyücü Constable'ı alt edebiliyor!” Jirni, farkında olmadan kupasını kavganın ortasına sürükledi ve hem kendisini hem de Muhafız korumasını sergiledi.
“Bu doğru değil! Benim büyü eğitimim yok ve sadece ev işi büyüsü biliyorum. Leydi Ern'in bu konuda hiçbir fikrim olmadığına yemin ederim-”
Jirni onu iterek Kamila'nın sözünü kesti ve sanki hiçbir şey söylememiş gibi moral konuşmasına devam etti.
“Rahiminizde büyüyen güzel bir bebekle neler yapabileceğinizi düşünün. Gücünüz ve tek parça halinde eve dönme şansınız önemli ölçüde artacaktır. Üstüne üstlük, ikinci trimesterin ikinci yarısından itibaren zorunlu bir izin alacaksınız.
“Savaş olsun ya da olmasın, evinizin güvenliğinde ailenizle kaliteli zaman geçirebilirsiniz.”
“Çok güzel bir noktaya değindin, Jirni.” Elina başını salladı, Raaz'ı dürttü ve Tista'ya dik dik bakmasını sağladı, Raaz da hemen öyle yaptı.
Genç kadınlar utançla kızararak içkilerinden büyük yudumlar alırken, mantıklı bir bahane arıyorlardı.
'Kahretsin. Kamila hamile kalmadan önce, Morok'un/Nalrond'un gerçek doğasını anne ve babama açıklayabilirdim ve bu onların hemen geri adım atmalarına neden olurdu.' Quylla ve Friya aynı anda düşündüler.
'Ama şimdi annemle babam bir Canavarın kanının benim fiziksel gücümü de büyük ölçüde artıracağını öğrendiklerine göre, bu onların kararlılığını daha da artıracaktır.'
“Üzgünüm Lord Ernas, ama bence kızınıza bu kadar baskı yapmamalısınız.” Nalrond öne çıktı ve Friya'nın rahat bir nefes almasını sağladı. “Bir süredir çıkıyoruz ve kişisel koşullarım beni Friya'nın eşi olarak uygun bir aday yapmıyor.”
Onlara efsanevi kurt adamlardan biri olduğunu ve iki farklı doğasını birleştirene kadar yerleşmeye niyeti olmadığını söyleyemezdi. Sesi, kaderini mühürleyen, sadece bir parça utançla stoacıydı.
Orion ve Jirni, Nalrond'un Ernas isminin ima ettiği yükün farkında olduğunu ve mütevazı kökenlerinin bilincinde olduğunu varsaydılar. Olgunluk ve alçakgönüllülük gösteren her şey.
“Buna ben karar vereceğim, genç adam.” dedi Orion ona doğru dönerek.
“Aslında bu, ona kalmış-” Friya babasını durdurmaya çalıştı ama Jirni onu durdurdu.
“Sana birkaç soru sormama izin ver. Sen güçlü bir Işık Ustası mısın?” diye sordu Orion.
“Evet ama-”
“Evet veya hayır yeterlidir. Deneyimime göre, 'ama'dan sonra gelen her şey saçmalıktır.” Lord Ernas onun sözünü kesti.
Yorum