Son Maceracı Novel
——————
Fenrir TARAMALARI
(Çevirmen – Prøks)
(Düzeltici – Prøks)
——————
Bölüm 41: Çapraz Avcılar (3)
8.
Çapraz Avcılar
Kara Büyücünün takipçilerine karşı savaşanlar.
Başka bir deyişle Kara Büyücü'nün takipçileri için en öncelikli hedeflerdirler.
Doğal olarak Çapraz Avcılar, gerçek kimliklerini bilenlere karşı en hassas tepkiyi vermek zorundaydı.
Elbette Çapraz Avcıların karşılaştıkları herkesi ayrım gözetmeden ortadan kaldırması söz konusu değildi.
“Bir istek?”
“Evet, Mistik Kapıya saldırırken bu mektubu ve yüzüğü buldum.”
Kapalı doğaları nedeniyle aralarındaki bağlar diğerlerininkinden daha güçlüydü.
Onların birliği diğer gruplarınkinden daha güçlüydü.
Onlar, yoldaşları için canlarını feda etmeye hazırdılar ve bu nedenle, yoldaşlarının mektubunu getiren kişiye, beklenenden fazlasını vermeye hazırdılar.
El Pam bir istisna değildi.
“Bunu getirirsem bana adil bir ödül vereceğini söyledi.”
Getirdiği mektup ve Haç Yüzüğü karşılığında cömert bir ödül vermeye hazırdı.
“......Burayı nasıl bildin?”
Sorun El Pam'in Haç Avcılarının gizli saklanma yerini bulmasıydı.
“Herhalde mektupta bu yerin yeri belirtilmemişti?”
Aslında mektupta Haç Avcılarının paravan olarak işlettiği sade bir meyhaneden bahsediliyordu.
Sağduyu, El Pam ve Haç Avcılarının birbirlerinin kimliklerini bilmeden, sadece mektubun bedelini ödeyerek orada yollarını ayırmaları gerektiğini söylüyordu.
Bu yüzden El Pam bizzat buraya geldi.
'Sadece parayı alıp gitmek mantıklı değil.'
Para istemedi.
Bunu başarmak için El Pam işleri adım adım ilerletti.
“Önce mektubu okuyalım.”
Mektubu teslim etti.
Haç Avcısı mektubu aldı.
İçerikler sıradandı.
Bu sadece bir aileye yazılmış bir mektuptu.
Ancak Haç Avcısı, yüzeyde görünenin bir kılık değiştirdiğini ve gerçek içeriğin ayrı olarak yazıldığını biliyordu.
Ve onu okuyabilmek için yalnızca Haç Avcılarının bildiği bir yöntemi kullanmak gerekiyordu.
“Kania Loncasının gerçek kimliği Kara Büyücünün takipçisi olmalarıdır, öyle yazılacaktır.”
El Pam gizli içerikten bahsetti.
O anda mekanın atmosferi değişti.
Ölümcül atmosfer daha da öldürücü hale geldi.
Yalnızca kendilerinin bildiği kodu görebiliyorlar mı? Sırları hakkında bu kadar çok şey biliyorlar mı?
'Onu ortadan kaldırmalıyız.'
O anda burada toplanan Haç Avcıları silah doğrultmaya başladı. (TL/N: Cümlenin orijinal TL'si “O anda burada toplanan Haç Avcıları silah haline geldi.” Ama bu mantıklı gelmediği için biraz değiştirdim)
Tetiği çekme sinyali verildiği anda silahlar El Pam'e her an ateş etmeye hazırdı.
Haç Avcılarının öldürme niyeti apaçık ve gaddardı.
Nefesini kesmesi yeterliydi.
O kadar yoğundu ki.
Haç Avcılarının kaderi maceracıların kaderinden farklı bir seviyedeydi ve kararlılıkları farklı bir boyuttaydı.
Elbette El Pam bir istisnaydı.
Bu öldürücü niyet ona herhangi bir uyarı vermedi.
El Pam bunu her şeyden çok iyi bir fırsat olarak gördü.
'Başlangıçta farklı bir planım vardı… ama artık konumuz bu değil.'
El Pam'in ilk stratejisi, kendisini dikkatli bir şekilde istisnai bir birey olarak sunmayı içeriyordu. Bu temelin atılmasıyla hedefi, dikkatlice planlanmış bir dizi adımla sonunda bir Cross Hunter yöneticisiyle tanışmaktı.
Bu uzun vadeli bir hedefti ama işler değişti.
'Cheryl burada.'
Cross Hunter'ın bir yöneticisi orada olduğundan uzun bir plana gerek yoktu.
Bu nedenle El Pam, “Görevli kişiyle daha detaylı konuşmak istiyorum” demekten çekinmedi.
Konuşurken doğrudan Cheryl'a baktı.
Birkaç saniye önce El Pam'e silah doğrultan adam konuştu.
“Beni takip et.”
9.
Cheryl
El Pam onun varlığından daha yeni haberdar olmuştu. Haber, canavarların Mistik Kapı'dan çıkmaya başlamasından bir süre sonra geldi; eski Cross Hunter lideri Gerechter'in öldüğünü ve örgütün yeni başkanının Cheryl olduğunu öğrenmişti.
Başka bir deyişle, o noktaya kadar Cheryl'ın kimliği Haç Avcıları içinde bile sıkı bir şekilde korunuyordu. Bu gerekli bir güvenlik önlemiydi. Gizli kalabilen liderin aksine, yöneticilerin Cross Hunters'ın operasyonlarını yönetmek için hareketli olması gerekiyordu.
Eğer Kara Büyücü'nün takipçileri bu yöneticilerin kimliklerini öğrenirse, onlar ortadan kaldırılıncaya kadar rahat etmeyeceklerdi. Bu hedefe ulaşmak için geleneksel veya başka türlü her türlü kaynağı ve taktiği seferber edeceklerdi.
El Pam'in sorumlu kişiden bahsettiğinde kasıtlı olarak Cheryl'a bakmasının nedeni tam olarak budur. Yönetici kimliği birdenbire ortaya çıkarsa, El Pam'i olay yerinde öldürseler bile Haç Avcıları için büyük bir baş ağrısına neden olurdu.
“Beni takip et.”
El Pam konuştuğu anda Cross Hunters Reese'in şube müdürü Horgue, El Pam'i farklı bir yere, kendi odasına taşıdı. Sadece bir masa ve sandalyenin bulunduğu küçük, özel bir alandı.
Clank!
Odanın kilidi sanki kimsenin ayrılmayacağını vurgulamak istercesine sert bir sesle kapandı.
Tam o sırada olan oldu.
“Leydi Cheryl.”
Bu sözlerle birlikte masanın önündeki boş sandalyede bir kadın belirdi. Keskin hatları ve sarı saçlarıyla çarpıcı bir güzellikteydi… El Pam'in daha önce baktığı kadınla aynı kadın.
“Bir dakika.” Cheryl doğrudan El Pam'e baktı. “Bu süre içinde seni öldürmemem konusunda beni ikna et.”
Tüyler ürpertici bir açıklamaydı.
El Pam başka bir gerçeğin de kesinlikle farkındaydı. 'Bu noktada Cheryl'ın altı yüzüğü var.'
Kendisine ayrılan dakika içinde onu ikna edemediği takdirde Cheryl'ın onu hiç düşünmeden öldürebilecek yeteneğe sahip olduğunu biliyordu.
'Tereddüt etmezdi.'
Ve o, bu eylemi pişmanlık duymadan gerçekleştirebilecek türden bir insandı.
'Bunu daha önce de yapmıştı.'
Zaten Bunu Doğrudan Deneyimlemişti, Çok İyi Biliyordu 'Son Balkuyruğu yakalamaya gittiğimizde biraz bile tereddüt etmedi.' Sonuna kadar nasıl bir insandı? Elbette El Pam'in şu anda büyük bir endişesi ya da gerilimi yoktu. Eğer ikna kabiliyetine güvenmeseydi buralara gelmezdi. “İki şey var. Biri beni öldürmemenin fazileti, diğeri ise beni öldürmenin riskidir.” El Pam hazırladığı nedenleri memnuniyetle açıkladı. “Şu anda Kania Loncası tarafından kovalanıyorum. Kara Büyücü'nün takipçilerinin hedefi haline geldim.” Birincisi liyakatti. “Yani beni yem olarak kullanırsan Kara Büyücü'nün takipçileriyle başa çıkabilirsin.” Bu oldukça makul bir değerdi. Haç Avcılarının kimliklerini gizli tutması gibi, Kara Büyücü'nün takipçileri de kimliklerini daha da fazla gizlediler. Kara Büyücü'nün takipçileri oldukları ortaya çıkarsa, Kuğu Şövalyeleri de dahil olmak üzere Akçaağaç İttifakının tüm güçleri o anda ortaya çıkacaktı. Ama şimdi onları dışarı çıkarabilecek bir yem miydi? Ancak bu Cheryl'i ikna etmeye yetmedi. “Bunu biz de yapabiliriz.” Kara Büyücü'nün takipçilerinin Haç Avcılarını kovalıyor olması, Haç Avcılarının da her an yem olabileceği anlamına geliyordu. “30 saniye kaldı.” Artık geriye sadece penaltı kaldı. “Öldüğüm an Lider Gerechter'in yeri Kara Büyücü'nün takipçilerine iletilecek.” Ve El Pam bu cezadan bahsettiği anda Cheryl sinirlenmedi. Kızgın olmak bir yana, alay etti. O buna inanmadı. Uzun süredir maceracı olmayan El Pam gibi sıradan bir maceracı, Lider Gerechter'in yeri hakkında Kara Büyücü'nün takipçilerinin bile bilmediği ne biliyor? “20 saniye.” “O zaman sana yerini söyleyebilir miyim?” “19 saniye.” “Edelstein.” “18 saniye.” “Konseyin Yeraltı.” Sözcükleri söylediği anda Cheryl geri saymayı bıraktı. Artık biliyordu. Şu anda El Pam'le yaptığı müzakere başka kimseyle değil, Lider Gerechter'in hayatıyla ilgiliydi. Bu durumda El Pam'i zorla öldürme riskini göze alamazdı. “Ne istiyorsun?” Sonunda geriye kalan tek seçenek El Pam'in istediğini yapmaktı. Ve o yerde, dedi El Pam. “Kania Loncası beni takip ediyor. Ben de bundan kaçınmak için Gafor Loncasına girdim.” “Gafor Loncası seni yem olarak kullanacak. Sadece Kania Loncası'nın trollediğine dair kanıta ihtiyaçları var. Kania Loncasını sarsmak ve çökertmek istiyorlar.” “Yani bir eşyaya ihtiyacım var. Beni yemeye çalışan bir balığa karşı hayatta kalmama yardımcı olabilecek bir eşya.” Cheryl bu hikaye hakkında fazla düşünmedi. Daha önce de belirtildiği gibi, burayı müzakere etmek neredeyse imkansızdı. Tek bir şeye ihtiyaç vardı. “Sana bir eşya verirsem bize ihanet etmeyeceğine güvenebilir misin?” Güven.
El Pam sakin bir şekilde cevapladı: “Eğer ölürsem, tuttuğum bilgiler de benimle birlikte ölecek. Ama eğer yaşarsam Kania Loncası beni öldürmek konusunda daha da çaresiz olacak. Kara Büyücü'nün takipçilerinin gelip beni öldürmelerini sağlayacaklar.”
Bu sözler üzerine Cheryl artık düşünmeye bile tenezzül etmedi.
“İş sınıfınız nedir?”
“Büyücü.”
“Senin özelliğin nedir?”
El Pam'in tek istediği ona kendisi için doğru eşyayı vermesiydi.
Hepsi buydu.
Cheryl buna gereğinden fazla anlam yüklemeye gerek olmadığını düşünüyordu.
“Bana herhangi bir şey ver.”
“Öyleyse bana özelliğini söyle. Ateş mi, zehir mi?”
“Bana her şeyi verebilirsin.”
“Ne demek istiyorsun...”
“Ateşten psişik yeteneklere kadar her şey iyidir.”
Ama bunu duyduğu anda Cheryl tekrar düşünmek zorunda kaldı.
“Usta, bu benim yeteneğim.”
10.
“Patron!”
El Pam gece geç saatlerde oraya geldi.
“Geç kaldın?”
“Yapmam gereken bir şey vardı.”
El Pam geldiğinde Gafor Loncası çoktan hazırlanmıştı.
Ebis gece geç saatlere kadar El Pam'i bekliyordu.
“İşte depozito.”
20 milyonluk devasa bir meso hazırlamıştı.
Ancak hazırladığı tek şey bu değildi.
“Ve burada da baskın yapmamız gereken Mistik Kapıların listesi var.”
Gafor Loncası Mistik Kapı baskını talep etti.
Bu alışılmadık bir durum değildi.
Sözleşmede El Pam Partisinin periyodik olarak Mistik Kapılara baskın yapacağı yazıyordu.
Ve her maceracı bunu bilir.
“Bu durumda Mistik Kapı'nın diğer tarafı aslında daha güvenli.”
Aynı maceracıyla karşılaştığınızda Mistik Kapının dışı çok daha tehlikeliydi.
Bunun nedeni Mistik Kapıya giriş koşulunun mevcut olmasıydı. Turuncu Seviye Mistik Kapı durumunda, yalnızca 3 veya daha az daireye sahip olanlar girebilir.
Yani kapının diğer tarafında 4 veya daha fazla dairesi olan bir maceracıyla karşılaşma şansı kesinlikle yoktu.
Elbette kendi açısından hala tehlikeliydi ama hangisinin daha tehlikeli olduğunu düşünmeye bile gerek yoktu; Turuncu Seviye bir Mistik Kapıya baskın yapmak mı yoksa gerçekte 5 daireli bir maceracı tarafından saldırıya uğramak mı?
“Mümkün olan en güvenli yerleri buldunuz. Maksimum 50 kişi girişi ve baskına düşük seviyedeki maceracıların katılımıyla.”
Her şeyden önce Gafor Loncası, bunlar arasında en düşük zorluk derecesine sahip Mistik Kapıları bulmaya odaklanmıştı.
Bu, El Pam Partisinin minnettar olması gereken bir düşünce düzeyiydi.
'Reddedemem.'
Yani El Pam Partisi'nin beğense de beğenmese de bu teklifi kabul etmekten başka seçeneği yoktu.
Sorun El Pam'in bunu bilmesiydi.
'Cehennem olsa bile.'
Hangisini seçerlerse seçsinler Gafor Loncası'nın sunduğu liste El Pam Partisi için bir tuzaktan başka bir şey değildi.
Aslında cevap basitti.
“Bana cömert miktarda para verdin, bu yüzden bir Mistik Kapıya gönülsüzce baskın yapamam.”
“Ne demek istiyorsun?”
Başka birini seçebilirdi.
Elbette başka birini seçmekte sorun yoktu.
“Tam olarak söylediğimi söylüyorum. Eğer 20 milyon mesoluk bir depozito aldıysam, sana bu miktarla eşleşen yeteneğimi göstermem gerekmez mi?”
Liyakat garantisi olan bir yer.
“9,99 milyon mesoluk bir ödülle Mistik Kapıya baskın yapacağım.”
Maceracıların dünyasında “liyakat” kelimesi tam olarak bu anlama geliyordu.
“9,99 milyon meso mu? Nautilus'un ödül aldığı Mistik Kapı'dan mı bahsediyorsun?”
“Evet.”
“Şimdi bir dakika bekleyin! bu…”
“Nautilus'un Kaptanı Kyrin'in müritlerinden biri olan Kartal Gözü Lhea'nın baskın yapmayı başaramadığı yer.”
Riskin de liyakat kadar büyük olduğu bir yer.
“O zamandan bu yana hiç kimse, hatta üzerinden bir yıl bile geçmedi, orada bir maceraya atılmaya cesaret edemedi.”
El Pam'in bir sonraki macera aşaması orasıydı.
——————
Fenrir TARAMALARI
(Çevirmen – Prøks)
(Düzeltici – Prøks)
Bölüm güncellemeleri için Discord'umuza katılın!
–
——————
Yorum