Ölümün Yolu Novel Oku
Bölüm 97 – Karanlığın Zirvesi
Ken ve Nijin, ofisten dışarı çıktılar. Alarm hala çalmaya devam ediyordu. Kırmızı alarm ışıkları ve etraftaki kanlar birbirleriyle ürpertici bir uyum içindeydi. Kage, cesetlerden bir piramit oluşturmuştu ve zirvesinde oturuyordu. Elinde tırpanını tutarken, diğer eliyle üzerindeki kanları temizliyordu. Kage’nin gözleri karanlık ve şeytani bir parlaklıkla parlıyordu.
“Çocuklar, tüm eğlenceyi kaçırdınız,” dedi Kage, şeytani bir şekilde gülerek. “İşte bu yüzden araştırmayı sevmiyorum. Öldürmek daha zevkli.”
Ken ve Nijin, Kage’nin bu hali karşısında bir an duraksadılar. Kage’nin karanlık enerjisi etraflarındaki havayı ağırlaştırmıştı. Ken, derin bir nefes alarak adım attı ve Kage’ye doğru yaklaştı.
“Kage, bu eğlence değil. Gölge’nin planları, Eterya’yı yok edebilir. O ritüeli durdurmamız gerekiyor,” dedi Ken kararlılıkla.
Kage, tırpanını yere saplayarak ayağa kalktı. “Ritüel mi? Onları bulmak için daha çok kan dökmemiz gerekecekse, bu benim için sorun değil,” diye cevapladı.
Nijin, Kage’nin gölgeler arasındaki öfkesini hissedebiliyordu. “Sen Gölge’den bile daha tehlikelisin,” dedi, sesi titreyerek.
Kage’nin yüzünde karanlık bir gülümseme belirdi. “Tehlikeli mi? Sadece tehlikeli olduğumu düşünüyorsan, yeterince kan görmemişsin demektir,” dedi.
Ken, bu sözlerin ardından Kage’nin daha da karanlık bir hal aldığını fark etti. “Kage, bu öfke seni tüketir. Ritüeli durdurmak için birlikte çalışmalıyız,” dedi, umutla.
Kage, Ken’in sözlerini duymazdan gelerek etrafındaki cesetlere doğru yürüdü. “Daha fazlasını görmek istiyorsanız, size gösterebilirim,” dedi ve tırpanını tekrar eline alarak cesetlere doğru yöneldi. Tırpanı kanla kaplanmış, gözlerinde karanlık bir parıltı vardı.
Kage, cesetlerden birinin üzerine eğildi ve tırpanını vahşice savurarak cesedin kafasını kesti. Kan her tarafa sıçradı ve Kage’nin yüzü kana bulandı. “Bu sadece başlangıç,” diye fısıldadı, şeytani bir gülümsemeyle.
Ken ve Nijin, Kage’nin bu vahşeti karşısında dehşete düşmüşlerdi. Nijin, “Kage, bu yol seni geri dönüşü olmayan bir karanlığa götürecek,” diye uyardı.
Kage, tırpanını bir sonraki cesede saplarken, “Bu karanlıkta yolumu buluyorum. Her öldürdüğümde daha da güçleniyorum,” dedi. Her öldürme hareketiyle birlikte etrafındaki enerji daha da karanlıklaşıyordu.
Kage, tırpanını Ken’e doğru çevirerek, “Kan dökmek, güç kazanmanın tek yolu. Bunu anlamalısın,” dedi. Tırpanını tekrar savurdu ve başka bir cesedin içindeki ruhu tüketti. Bu sırada etrafında karanlık bir aura belirdi ve Kage’nin gücü daha da arttı.
Ken ve Nijin, Kage’nin etrafında yoğunlaşan karanlık enerjiyi gözlemleyerek durumu tartıştılar. Kage, tırpanını vahşice savururken, Nijin Ken’e fısıldadı, “Kage bizden katlarca daha da güçlendi bu durum hiç hoşuma gitmiyor. Şu anki mühürlü halimizle hiçbir şey yapamayız. Biz de Kage gibi güçlenmenin yolunu bulmalıyız.
Ken, Nijin’in bu sözleriyle düşüncelere daldı. Kage’nin gücüne erişmenin yolu nedir? Birden, zaman tapınağındaki eski yazıların birini hatırladı: “Zamanın içerdiği her eşyadan zaman enerjisi çekmek, zaman enerjisi üretimini artırmanın diğer yollarından biridir.” Bu yöntem pek tercih edilmese de mühürlü olduğundan zaman enerjisini artırmanın tek yolu buydu.
Nijin’in durumu da benzerdi. Ken’deki zaman enerjisi az olduğu gibi, Nijin’deki hiçlik enerjisi de çok azdı. Şu anki gücüyle hiçlik kılıcıyla hiçliğe geçit açıp hiçlik enerjisi çekmesi çok zordu. Ama Kage’nin bu karanlık yolculuğunda yalnız kalmaması gerektiğini biliyordu. Nijin, hiçlik enerjisini artırmanın yollarını aramaya başladı. Ken’in zaman enerjisini nasıl artırabileceğini düşünürken, kendisinin de hiçlik enerjisini artırmak için benzer bir yol izlemesi gerektiğine karar verdi.
Ofisten çıkıp eğitim için ayrılmaya karar verdiler. “Bir ay sonra barda buluşalım,” dediler ve her biri zıt yönlere koşmaya başladı.
Yorum