Öğrencileri kabul ediyorum ve daha güçlü oluyorum! Novel
Bölüm 131
Bölüm 131. Sınıf arkadaşı mı? Hayır, Öğretmen olacağım!
Xuan Yi, Hap Ruhu'nun yeşim tılsımını alır almaz Öğretmen olarak Merkez Aziz Akademisi'ne gidecekti.
Central Saint Academy'de Öğretmen olarak hizmet etmeyi kabul etti. Simya okuyanlara rehberlik etmenin yanı sıra, Kılıç Dao Öğretmeni de olabilir ve sorunsuz giderse bazı Dövüş Dao müritlerini kabul edebilirdi.
Xuan Yi'nin övündüğü söylenemezdi.
Üçüncü Seviyenin zirvesindeki Kılıç Niyeti ve Boşluk Kılıç Alanı ile Güney Kıtası'nın en iyi akademilerinden birinin Merkez Aziz Akademisi'nde bile muhtemelen onun niteliklerine sahip bir eğitmen yoktur.
Onun yetenekleri Kılıç Dao Eğitmeni pozisyonu için fazlasıyla yeterliydi!
Simya öğrencileri kabul edilebilirdi, ama Savaş Dao öğrencileri göz ardı edilemezdi!
Şu anda Azure Bölgesi'nin dahileri, Mingyue Shu, Jian Chen ve diğerleri Merkez Aziz Akademisi meselesini tartışıyorlardı. Açıkça, girmeyi planlıyorlardı.
Xuan Yi yavaşça ilerlerken gülümsedi.
“Genç Efendi Xuan, sizi görmeyeli uzun zaman oldu. Diğer bölgelerden yeni döndüğünüzü duydum?”
Mingyue Shu, Xuan Yi'yi görünce şaşkına döndü ve ardından eşsiz güzellikteki yüzünde bir gülümseme belirdi. Xuan Yi ile tanışmak için hızla öne çıktığında tonu hoş bir şekilde şaşırmıştı.
Tüm göksel dahiler şaşkına dönmüştü. Mingyue Shu'yu o kadar uzun zamandır tanıyorlardı ki, onu daha önce hiç kimseye, hele ki bir erkeğe karşı bu kadar tutkulu görmemişlerdi.
Kişinin kim olduğunu gördüklerinde sonunda tepki verdiler. Xuan Yi olduğu ortaya çıktı. O ve Azure King yavaşça ilerlediler.
“Mavi Kral'la tanıştım.”
Seçilmişler teker teker Mavi Kral'ı selamladılar ve Xuan Yi'ye baktılar.
Bakışları hemen karmaşıklaştı. Akranları arasında, Azure Bölgesi'nin zirvesinde durarak Seçilmişler arasında sayılıyorlardı. Ancak, Xuan Yi ile karşılaştırıldığında, diğer vasat dahilerden neredeyse hiç farklı değillerdi.
Onlar Yeni Doğan Ruh Aşamasındayken, Xuan Yi zaten Kral Diyarı'ndaydı!
Nascent Soul Aşamasında, küçük bir alemin ötesinde savaştıkları için övünmeye değerdi. Zaten birkaç alem geçerek klanlarını şok etmeyi başarmışlardı. Kral Diyarı'ndakilerle savaşmaya ve hatta birini öldürmeye gelince, kimse bunu düşünmeye cesaret edemedi.
Xuan Yi gülümsedi, “Merkez Aziz Akademisine gitmeyi mi planlıyorsun?”
Mingyue Shu gülümsedi ve coşkuyla başını salladı. “Doğru, sen de duydun mu? Bu harika bir fırsat.”
Xuan Yi hafifçe başını salladı. Merkez Aziz Akademisi'nin rütbesini gerçekten anlamamıştı. Toplamda beş akademi vardı ve dördüncü sıradaydı. O kadar da görkemli değildi.
Elbette sıralaması ne olursa olsun, yüzlerce mil uzaklıktaki Azure Bölgesi için bu karşı konulamaz bir fırsattı.
“Genç Efendi Xuan, Merkez Aziz Akademisine mi gidiyorsun? Senin yeteneğinle, Bir Numaralı Dongsheng Akademisi bile kolayca girebilir, değil mi?”
Açıkça, Mingyue Shu da sıralama meselesini düşünmüştü. Hafifçe kaşlarını çattı ve Xuan Yi'ye endişeyle baktı.
Eğer Xuan Yi Dongsheng Akademisine gitmek isteseydi, onu gelecekte görmek muhtemelen zor olurdu.
“Gerçekten Central Saint Academy'ye gitmek istiyorum. Central Saint Academy'de buluşabiliriz.”
Xuan Yi, Mingyue Shu'nun düşüncelerini anladı ve ağzının köşesi bir gülümsemeyle kıvrıldı.
Mingyue Shu'nun kaşları gevşedi. Bir çiçek gibi gülümsüyordu. “O zaman seni Central Saint Academy'de göreceğim.”
Yan taraftaki herkes hafifçe rahatsız olmuştu. Tanrıça gibi bakışlarıyla onlara hiç gülümsememişti.
Ancak o gülümsemeyi alan kişi Xuan Yi'ydi, dolayısıyla herkes doğal olarak başka bir şey düşünmeye cesaret edemiyordu.
Diğerleri bir adım öne çıktı, gözleri beklentiyle doluydu. “Hepimiz aynı memleketten olduğumuz için Merkez Aziz Akademisine ulaştığımızda. Umarım Genç Efendi Xuan bizimle ilgilenir.”
“Doğru. Central Saint Academy'ye ulaştığımızda sınıf arkadaşı olacağız!”
Central Saint Academy, Saint bölgesindeydi. İlk 10'da yer alan bir bölge olduğu söyleniyordu. Bunların arasında uzmanlar bulutlar gibiydi. King Realm'dekiler sıradandı ve Heavenly Kings gibi efsanevi bir figür bile ortaya çıkardı.
Herkes heyecanla doluydu, ama Xuan Yi'nin onlarla sınıf arkadaşı olacağını düşündüklerinde kalpleri şaşkınlıkla doldu.
Xuan Yi bunu duyduğunda gülümsedi ama hiçbir şey söylemedi ve kalbinde alaycı bir şekilde sırıttı. Sınıf arkadaşı mı? Hayır, Öğretmen olacaktı.
Ancak burada konuşmaya gerek yoktu. Central Saint Academy'ye ulaştığında ve Azure Bölgesi'nin bir üyesi olduğunda, doğal olarak aynı şeyi yapacaktı.
Yan tarafta, Azure King'in gözleri karmaşıktı. Xuan Yi'ye baktı ve kalbi titredi.
Güney Kıtası'nın En İyi Beş Akademisi arasında yer alan Central Saint Akademisi dördüncü sırada yer aldı, ancak yine de sıradan bir akademiyle kıyaslanamazdı.
Eğitmenlerin King Ream uzmanı olarak işe başladıklarını duymuştu.
Xuan Yi çoktan Kral Diyarı'ndaydı…
“Kral Diyarı'nda, hatta Merkez Aziz Akademisi'nde bile çok az öğrenci var…” Azure Kral'ın kalbi kıpırdandı. Aniden bir düşünce belirdi ve sonra kendini daha fazla tutamadı.
'Acaba Merkez Aziz Akademisi'ne öğrenci olarak değil de öğretmen olarak mı gidiyor?'
Bu düşüncelerle, sanki Gök Mavisi Kral'ın yüreğinde bir kasırga koptu!
Azure King seviyesinde bile, kalbindeki şoku bastırmak hala zordu. Göz bebekleri hafifçe daraldı ve aurası şiddetle dalgalandı.
Xuan Yi, Azure King'e baktı, muhtemelen durumu tahmin ettiğini biliyordu. Gülümsedi ve fazla açıklama yapmadı.
Jian Chen, Xuan Yi'ye bakarken gözleri parladı.
Xuan Yi'nin Merkez Aziz Akademisine gitmek üzere olduğunu duyduğunda gözleri ışıkla parladı ve kalbinde Kılıç Niyeti yükseldi.
Xuan Yi'nin ayak izlerini her zaman takip etmekte kararlıydı ve hatta Xuan Yi'yi kendisine yol gösteren parlak bir lamba olarak görüyordu!
Eğer Merkez Aziz Akademisine girebilseydi, Xuan Yi ile aynı akademide eğitim görecekti. Bir bakıma, Xuan Yi'ye katılacaktı!
“Akademiye geldiğimde nasıl Öğretmen seçeceğimi bilmiyorum. Ben, Jian Chen, Xuan Yi'yi takip etmeli ve ona akademide katılmalıyım!”
Jian Chen, Xuan'la oturup birlikte dinlemeyi düşündüğünde tüm vücudu heyecanla titredi…
Xun Qian'er kalbinde bir şok hissetti ve Xuan Yi'yi şaşkınlıkla baştan aşağı süzerken gözlerini kocaman açtı.
Xuan Yi ortaya çıktığı andan itibaren, Xuan Yi'nin diğer Seçilmişlerden farklı olduğunu belli belirsiz hissedebiliyordu.
Büyük bir güçten doğmuştu ve bilgisi Azure Bölgesi'ndeki herkesinkinden çok daha yüksekti.
Kimse fark etmemiş olabilir ama Xun Qian'er'in fikrine göre, Azure King aslında Xuan Yi ile uyum içinde yürüyordu. Tavrına bakılırsa, Xuan Yi'ye yakın bir soyundan gelen biri gibi değil, bir akran gibi davranıyordu.
Azure Bölgesi'nin On Efendisi'nden biri olan Azure İmparatorluk Şehri'nin başı olan Azure Kralı, gerçek bir Kral Diyarı uzmanıydı!
Karadeniz Bölgesi'nin en büyük üç gücünün soyundan gelen Xun Qian'er şoktaydı!
Diğerleriyle laf dalaşına girdikten sonra Xuan Yi, Azure King'e eğildi ve hafifçe gülümsedi. Vücudu parladı ve uzay aniden parçalandı.
Boom!
Derin Eyalet, Derin Kılıç Tarikatı, Arka Dağ.
Uzaysal yarık açıldı ve Xuan Yi'nin bedeni kendini gösterdi. Bakışları döndü ve bir şey hissetmiş gibi görünüyordu.
“Kim o?”
“Benim Derin Kılıcıma nasıl gelirsin…? Ah!”
Azure Bölgesi'nin Derin Kılıç Tarikatı, dağın arkasında Altın Kral ve Kılıç Kralı'na sahipti. Tüm Derin Kılıç Tarikatı'nı koruyorlardı.
Xuan Yi'nin yöntemlerini bilen Altın Kral ve Kılıç Kralı, dikkatsiz olmaya cesaret edemediler.
Üstelik Xuan Yi'nin Azure Bölgesi'nden ayrılmasının üzerinden henüz altı ay bile geçmemişti.
Böylece, uzayın parçalandığı an, iki Kral bunu hissetti. Bir anda, şok edici baskıcı güçleri onları süpürdü.
Bunun ardından iki figür belirdi ve şiddetli bir öldürme niyeti yayıyorlardı. Spirit Elemental Aura kendini gösterdi ve Blade Bight parladı. Bundan sonra, gürültülü bir patlamayla belirdi… Aniden durdu!
“Genç Efendi?” Şaşkınlık karşısında, Bıçak Kralı'nın gözleri hayretle büyüdü.
Az önceki mekansal dalgalanma kesinlikle bir Kral Diyarı uzmanının yapabileceği bir şeydi!
Xuan Yi, Azure Bölgesi'nden ayrıldıktan sonra yarım yıldan kısa bir süre içinde Kral mı olmuştu?
Yirmi dört yaşında bir Kral Diyarı Yetiştiricisi mi?
Altın Kral ve Bıçak Kralı ikisi de sersemlemişti. Sanki yıldırım çarpmış gibiydiler.
Yorum