Küllerin Hükümdarı Bölüm 86: İtiraz

Bölüm 86: İtiraz

Şövalyenin savaş alanı içgüdüleri ve olağanüstü algısı kesinlikle etkileyiciydi.

Sadece bu da değil, sıradan, tam teşekküllü bir büyücüden açıkça daha güçlüydü!

Metalik mızrak yere saplanırken duyulabilecek şekilde titredi.

Şövalye, Sein'i tek bir darbede vurma yeteneğine sahip olmasına rağmen, mızrağını Sein'den yarım metreden daha az bir mesafede kasıtlı olarak yere vurdu.

Hedefin kendisi olduğunu hisseden Sein öne çıkıp kendini göstermeye karar verdi.

Mystralora Şehri dışında düzeni sağlamaktan sorumlu olan şövalyeler, güç açısından Sein'i açıkça geride bırakmışlardı. Sein, yakın zamanda neredeyse tamamen orta düzey büyü repertuarına sahip üst düzey bir inisiye seviyesine ulaşmış bir inisiyeden başka bir şey değildi.

Özellikle tam teşekküllü kara büyücülerin bile mağlup edildiği göz önüne alındığında, onlara meydan okumaya yönelik herhangi bir girişimin boşuna olduğunu fark etti.

Sein'in aniden ortaya çıkışı şehrin dışındaki şövalyeler arasında heyecana neden oldu.

Gölgelerde gizlenen Sein'i hepsi tespit edememişti.

Aslında Sein, Mystralora Şehri'nden oldukça uzakta konumlanmıştı. Karanlığın ve çevredeki seslerin ortasında, tam teşekküllü büyücüler bile tespit büyüsüne güvenmeden Sein'i tespit etmekte zorlanırdı.

Bu, Sein'in neden kendisini tespit eden şövalyenin sıradan bir tam teşekküllü büyücününkini çok aşan bir güce sahip olduğuna inandığını açıklıyordu.

“Kardeş Baldor'un bu kadar uzakta saklanan küçük kara büyü inisiyesini bile fark edebilmesinden etkilendim.”

“Elbette Kardeş Baldor, birçok düzlemler arası savaş deneyimlemiş bir İkinci Seviye Kara Şövalyesi!”

“Kardeş Baldor'un ustalaştığı soy gücünün oldukça nadir olduğunu duydum. Kara büyücülere karşı yapılan bu savaşta buna tanık olamamamız çok yazık. Onun soy dönüşümünü etkinleştirebilmesi için çok az değerli rakip var.”

Şövalye grubu arasında konuşmalar başladı.

Çevredeki şövalyelerin Sein'e uyguladığı baskı, akademideki kara büyücülerin varlığıyla karşılaştırılabilecek düzeydeydi.

Hepsi Seviye Bir yaşam seviyesine ulaşmış müthiş bireylerdi.

Görünüşe göre yüzey güçleri Mystralora Şehri'ni uzun süredir yok etmeyi planlıyorlardı.

İlahi Kule'deki büyücülerin yanı sıra çok sayıda şövalyeyi de askere almışlardı.

Bunların arasında Sein'e en büyük baskıyı uygulayan şövalye, tamamen gümüş zırha bürünmüş grubun lideriydi.

O, Sein'in şimdiye kadar karşılaştığı en güçlü insandı.

Yaklaşık üç metre yüksekliğindeki duruşu gümüşi bir dağa benziyordu.

Şövalyenin muazzam boyu tamamen doğaldı ve Stenson'unki gibi soy büyüsünün boyut arttırıcı etkilerinin bir sonucu değildi.

Sein, bu gümüş zırhlı şövalyenin Stenson'u bile parmaklarının sıradan bir hareketiyle kolayca uçurabileceğinden şüpheleniyordu…

Bir grup şövalye tarafından kuşatılmış olmasına ve İkinci Seviye Kara Şövalyesi ile karşı karşıya olmasına rağmen Sein etkilenmedi.

Sonuçta Dördüncü Seviye bir yaratıkla karşılaşması sinirlerini çelikleştirmişti.

Tüm bu zorlu süreç boyunca Sein nispeten sakin ve toparlayıcı bir tavır sergiledi.

Karşısındaki gümüş zırhlı şövalyenin saygısını ona kazandıran da bu tavrıydı.

Diğer dünyalardan gelen Birinci Seviyenin güçlü yaratıkları bile çoğu zaman onun huzurunda sinerdi, ama bu genç inisiye için durum böyle değildi.

Gümüş zırhlı şövalye sayısız kişiyle karşılaşmıştı. Zihinleri okuyamasa da, bu genç, sarışın inisiyenin onun üzerinde bıraktığı izlenim, kara büyücülere eşlik eden küçük hainlerin çoğundan daha güçlüydü.

Sonunda gümüş zırhlı şövalye sordu: “Sen bu yeraltı şehrinden gelen bir kara büyü inisiyesi misin?”

Derin sesi muazzam boyuna yakışıyordu.

Şövalye konuştuğu anda çevredeki şövalyeler arasındaki gevezelik kesildi ve aralarındaki otoritenin altı çizildi.

“Evet,” diye cevapladı Sein sakince.

Bu durumda Sein yalan söylemekte zorlanıyordu. Odak noktası sıradan bir insanınkini aşıyordu ve bu bireysel şövalyeler şüphesiz onun bir büyü inisiyesi kimliğini ayırt edebilirlerdi.

Onun bir “kara” büyü çırağı olup olmadığına gelince, bu yeraltı dünyasında başka ne tür bir inisiye olabilir ki?

“Onu dizginlemeliyiz Baldor Kardeş! Zeke'in iki ay önce sinsi bir kara büyü inisiyesi tarafından nasıl yaralandığını unutmayalım. Zavallı adam. Bir kara büyücü tarafından yaralanmak yerine, bir kara büyü inisiyesi tarafından yaralandı. Geri döndüğünde Şövalyeler Tarikatı'nın alay konusu olacak,” diye belirtti sarı zırhlı bir şövalye.

Şövalye miğferinin vizörünü kaldırmıştı, bu da Sein'in şövalyenin yüzündeki şakacı ve alaycı gülümsemeyi görmesini sağladı.

Etrafında toplanan diğerleri onun yorumunu duyar duymaz kahkahalara boğuldular.

Gümüş zırhlı şövalye sessiz kaldı ve sağ eliyle el salladı. Zaten bir çift prangayla bekleyen başka bir sarı zırhlı şövalye, Sein'e yaklaştı.

Bu prangaların iç kısmında bir dizi keskin dikenin yanı sıra farklı büyü yazıları da vardı.

Bir simya inisiyesinin eğitimli gözleriyle Sein, bu prangaların büyücüleri dizginleme işlevine sahip olduğundan şüpheleniyordu.

Şüpheleri haklıydı. Bu prangalar gerçekten de tam teşekküllü kara büyücüleri dizginlemek için özel olarak tasarlanmıştı.

Sein'e muhtemelen kıdemli bir inisiyeninkiyle karşılaştırılabilecek odaklanma seviyesi nedeniyle böyle bir “onur” muamelesi yapıldı.

Gelişmiş büyüler bu tam teşekküllü şövalyeler için bir miktar tehdit oluşturuyor gibi görünüyordu.

Onları öldürmek için yeterli olmasalar da, Sein'in onları yenmeyi başarması kesinlikle onlar için utanç verici olurdu.

Sein'i gerçekten endişelendiren şey, sarı zırhlı şövalyenin, Sein'in elindeki asayı ve uzay yüzüğünü inceleme şekliydi.

Açgözlülükle dolu bir bakıştı bu.

Sarı zırhlı şövalye Sein'i zincirlemeden önce, Sein acilen şunları söyledi: “Ben Kum Dünyası'ndan yeni dönmüş bir inisiyeyim. İlahi Kule'deki saygın büyücülere rapor etmem gereken hayati bilgiler var elimde!”

Sein'in sözleri şövalye grubunu şaşırttı ve sarı zırhlı şövalyeyi durdurdu.

“Kum Dünyası mı? İlahi Şafak Kulesi'nden Usta Rhomwald ve o zirvedeki Üçüncü Seviye kara büyücü, iki yıl önce uzaysal geçişine yakın bir yerde dövüşmemiş miydi?”

“Gerçekten oradan bir inisiye mi çıktı?” Şövalyelerden biri inanamayarak bağırdı.

Sein ve diğerlerinden çok da uzak olmayan bir yerde siviller arasında bir kargaşa çıktı, ancak kesin nedeni belli değildi.

Gümüş zırhlı şövalye, başı öne eğik, derin düşüncelere dalmış gibi görünüyordu. Ancak Sein'e yaklaşan sarı zırhlı şövalye kararlı kaldı.

Prangalar Sein'in ellerine yaklaştığında, sarı zırhlı şövalyenin metal eldivenli sağ eli de Sein'in uzay yüzüğüyle temas kurmanın eşiğindeydi.

Tam o anda Mystralora Şehri sakinlerinin yüksek sesli korosu şövalyelerin kulaklarına ulaştı.

Daha önce düzeni sağlayan şövalyeler Sein çevresinde toplanırken, şehrin dışındaki sakinler de kargaşa içinde görünüyordu.

Hızlı bir bakışta, yüzlerce sakinin bu bölgeye doğru hareket ettiği görüldü.

Sein'i şaşırtacak şekilde, onun lehine konuşan ilk sesler nadiren etkileşime giren sakinlerden geliyordu.

“Efendim şövalyeler! Bu sihirli inisiye iyi kalpli bir ruhtur! Birkaç yıl önce hayır ve yardım sunarak bizi açlıktan kurtardı!” Yaşlı ve biraz boğuk bir ses bağırdı.

Bunun ardından yüzlerce bölge sakini hep birlikte diz çöktü.

En güncel romanlar Fenrir Scans 'da yayınlandı.