Kralın Avcısı Novel
——————
Fenrir Scans
(Çevirmen – Prøks)
(Düzeltici – Prøks)
——————
Bölüm 68
Ding.
(Kısıtlama Zincirleri B becerisi etkinleştiriliyor. Hedef belirlendi.)
Shrrrr. Shrrrr.
Bir anda ortaya çıkan zincirler Milena'nın bedenini kavramak için hareket etti.
Ancak S-Seviyesi kötü adam olmanın sadece boş bir isim olduğu ortaya çıkmadı.
“Aha... Ahahaha!!”
Milena kahkahalarla onu dizginlemeye çalışarak zincirlerden kurtuldu.
'Oldukça etkileyici.'
Açıkçası, o büyücü sınıfından uyanmış biriydi.
Ancak hareketleri sıradan olmaktan çok uzaktı.
Miranda'yı canlandırırken olduğu kadar tuhaf hissettim.
Taehyun'un ikinci yeteneğini kullanmaya çalıştığı an buydu.
Milena'nın yeteneği 'Cadının Pençesi' Taehyun'un gözlerini hedef aldı ve bıçakladı.
Vur, vur, vur, vur, vur.
Yukarı, aşağı, sola, sağa. İstisnasız.
Pençeye dönüşen dikenler her türlü kaçış yolunu hızla kapattı.
Hamle.
Her yöne kaçarken Milena'nın pençelerinden biri Taehyun'un boynunu sıyırdı.
(Büyü Nüfuzu Tespit Edildi. Cadı Zehrinden S etkilendi. Olağanüstü Güçle Direnç Gösterildi. Direnç başarılı.)
'Ah. Böyle ek bir etki var mıydı?'
Taehyun'un kötü adam Milena hakkındaki bilgisi görünüşü ve üç yeteneğiyle sınırlıydı.
S-Seviye becerisi 'Cadının Pençesi'nde böyle bir etkiyi hiç duymamıştı.
'Eh, eğer böyle bir şey sunmuyorsa, S-derecesi unvanını hak etmez.'
Her ne kadar 'Cadının Zehri' yırtıcılara karşı direnç nedeniyle hiçbir etkiye sahip olmasa da.
Taehyun zehirlenmiş gibi nefes almaya başladı.
“Heh. Sahip olduğun tek şey bu muydu? Sadece böyle biriyle başa çıkamamak. Gerçekten akbabalardan başka bir şey değiller.”
Üstün olduğunu düşünen Milena, becerilerini geri çekerken Shin Jin-ho ve Choi Won-seok ile alay etti.
Onlar da A ve B sınıfı kötü adamlardı. Ancak Taehyun, yolun özel doğası nedeniyle onlara rehberlik etmelerini emanet etti.
S-Seviyesi bir oyuncu ne kadar yetenekli olursa olsun labirentte tek başına hayatta kalmak zordur. Taehyun'u uygun bir yere yerleştirmek ve cesetlerini saklamak bu görevin yarısını tamamlayacaktır.
“Tsk. Bu yüzden aşağı seviyedeki varlıklar yem olarak bile kullanılamaz.”
Milena yere tükürdü, Park Sungho'nun üzerine oturdu ve tırnaklarını temizlemeye başladı.
Taehyun üç dakikadan az bir süre sonra onun önünde hayatı için yalvaracaktı.
S-Seviye becerisi 'Cadının Pençesi'nin ek etkisi, Cadı Zehri.
Park Sungho zehir kullanmanın değerini bile hissetmedi.
Taehyun sıkıntı yaratabileceğini düşünerek aceleyle kullandı.
Fakat,
“Sen sadece gürültücü küçük bir velettin. Aslında oyuncuların hepsi böyledir.”
Milena, sert bir ifadeyle geri çekilen Taehyun'la alay etti.
Sonuç zaten belliydi. Büyü sınıfından biri olarak Taehyun'un yenilgisi hafife alındı.
“Neden? Bunu neden yapıyorsun?”
Taehyun ona inanmayan bir ifadeyle sordu. Vücudu hafifçe titriyordu.
“Ha? O akbabalar fasulyeleri dökmediler mi?”
“Onlar... intihar ettiler. Dişlerindeki zehirle.”
Gerçek buydu. Gerçek yüzlerini ortaya çıkaran Shin Jinho ve Choi Wonseok hızla bastırıldı.
Yaklaşan işkencenin ilk korkusuna dayanamadıkları için radikal bir seçim yapmayı seçtiler.
Taehyun'un Milena'nın beklediğinden daha erken dönebilmesinin nedeni de buydu.
“Hehe. Şaşırtıcı bir şekilde akbabaların bile sadık köşeleri vardır.”
“Kwon Kanghyuk'u mu hedefliyorsun...?”
Taehyun kararlı bir ifadeyle sordu. Düşünüyormuş gibi görünen Milena, sanki derin düşüncelere dalmış gibi başını eğdi.
“Öbür dünyaya yolculuk için bir hediye olarak bana söyleyebilir misin? Hım… Peki. Sana bu kadarını anlatacağım.”
Patlatmak.
Ellerini çırptı, bir sigara çıkardı ve sordu.
“Emirler yukarıdan geldi”
“Emirler...? Ne...”
“Pfft. Çok açık değil mi? Bu seninle ve Kwon Kanghyuk'la ilgilenmek ve bu labirentin fethini önlemekle ilgili.”
'Ateş Duvarı' ile sigarasını yakarken Taehyun'un çarpık yüzündeki umutsuzluğun tadını çıkardı.
Onu böyle görünce gülme isteğine direnmek zordu.
“Fazla üzülme. Kwon Kanghyuk'un evini terk eden Tau King'i yakalayacağını bildiğimizi mi sanıyordunuz? Burası bizim saklanma yerlerimizden biri, dolayısıyla bilmemize imkan yok, pfft~.”
“Kahretsin. Yani 30 yıl boyunca burayı fethedemememizin bir nedeni vardı.”
“Evet~ Dünyanın gidişatını anlamadan pervasızca saldıran sizin gibi S-derecelilerle, bunu yapacak olan biz olmadığımız sürece baş etmek zordur… lanet oyuncular.”
“O zaman… şu anda Lonca Ustası Kwon Kanghyuk muhtemelen benzer bir durumda.”
“Pff~!! Bu adam muhtemelen senden daha zor durumda, değil mi? Sonuçta arkasında dört S-sınıfı kötü adam var.”
'…!!'
Taehyun bile bu ifadeye şaşırmadan edemedi.
Kwon Kanghyuk geçmiş yaşamında yalnızca iki S-sınıfı kötü adamla uğraşmıştı.
Ama bu sefer Milena dahil beş kişi vardı.
'Geçmiş değişti mi?'
Eğer öyleyse labirentin sonunda işlerin nasıl değişmiş olabileceğini bilmiyordu.
İşte o anda Taehyun böylesine karmaşık düşüncelere karışmıştı.
“Hm... daha da önemlisi sen. Beklenenden daha dayanıklısın, değil mi? Henüz herhangi bir kasılma yaşamadınız mı?”
Milena, düşüncelere dalmış gibi görünen Taehyun'a şüpFenriri bir bakışla baktı. S-Seviye bir oyuncu olsa bile şu ana kadar belirtiler gösteriyor olmalıydı; kan kusmak, yüz renginde değişiklik veya buna benzer şeyler.
Düşüncelerini kabaca organize ettikten sonra Taehyun sonunda kolunu salladı.
“Ah… bu mu?”
Bu, katılığın devreye girmesi durumunda elde edilemeyecek bir esneklik düzeyiydi.
“Mümkün değil...!!”
“Benim performansım. İkna edici göründü mü?”
Taehyun sırıtarak ağzının kenarını kaldırdı ve Athrun'u belinden çıkardı.
“Pff!! Gerçekten beklediğimden daha eğlenceli.”
Milena bir kez daha 'Cadının Pençesi'ni kullandı. Fakat,
Tee-tee-tee-tat.
Athrun dikkat çekici bir hareketle dikenleri savuşturdu.
Ve daha sonra,
Sustur.
'Taş Deri' etkinleştirildiğinde Taehyun'un eli Milena'nın iki Pençesini kavradı.
“Düşündüğünüzden daha anlayışlıyız.”
Swoosh!
Manayla sarmalanan Athrun iki pençeyi kesti.
Şaşıran Milena geri adım attı.
Taehyun o anı kaçırmadı.
Aralarındaki mesafe bir anda kapandı.
“Aslında başından beri biliyordum.”
“Ne...?”
“Sen kötü adam Milenasın.”
“Pff!!!”
Elinde tuttuğu sigarayı tükürdü.
Mermiler gibi sigara izmaritleri de öldürücü olabilir. Biri Taehyun'un yüzüne doğru uçtu. Taehyun kaçmadan Athrun'u savurdu. Sigara izmaritiyle birlikte Milena'nın göğsü de ortaya çıktı.
(TL/N: Sansürsüz bir manhwa Paneli istiyorum 🙂🙂)
“Choi Wonseok'un durumunda sanki çok sayıda insanı gerçekten öldürmüş gibi rehberlik rolünü çok iyi oynadı.”
Swoosh. Athrun iki dikeni daha kesti.
“Shin Jinho, adını kullanmayı denediğinde hızla gerçek kimliğini ortaya çıkardı.”
Güm.
Athrun, Milena'nın böğrünü bıçakladı.
“Vah...”
Milena hızlı bir hareketle 'Ateş Duvarı'nı kullandı. Taehyun hızla geri çekildi. O anda Milena şifa ve mana iksirlerini içti.
Yaraları hızla iyileşmeye başladı.
“Pff!!! Sen de onunla gitmeliydin. Neden buraya geri döndün? Sen de mi böyle ölmek istiyorsun?!!”
Zaten bilinci yerinde olmayan Park Sungho'nun kafasına basan Miranda bağırdı.
Çoğu S-Seviyesi gibi o da sık sık köşeye itilme deneyimi yaşamamıştı. Duyguların patlaması doğaldı. Taehyun onu izlerken kıkırdadı.
“Vay vay. İnsanlar nesne ya da at değildir. Bu şekilde oynamak iyi değil.”
“Saçma sapan konuşma. Ben Milena'yım!!”
“Diğer insanlar da ilk başta benzer tepkiler verdi.”
Milena, Taehyun'un sözlerini görmezden gelerek yeteneğini kullandı.
B-Sınıfı beceri 'Ateş Duvarı'.
B-Sınıfı beceri 'Ateş Yağmuru'.
B-Sınıfı beceri 'Cadının Pençesi'.
Bu, orta seviye S seviye bir oyuncuya yakışan beceri seviyesiydi.
Fakat,
Kwoong.
Taehyun'un kullandığı tek bir yetenekle,
'Knight King's Detemination' serbest bırakıldığında üç beceri de iptal edildi.
“Milena, bir adamın saflığını ayaklar altına almanın bedeli asla hafif değildir, değil mi?”
Park Sungho zaten baygındı ve gözyaşlarına boğulmuştu.
Taehyun ona baktı ve ağzının kenarını kaldırdı.
* * *
“Bir şifa parşömeni. İyi bir şey yaşadın.”
Taehyun, Milena'nın eşyalarından aldığı iki parşömeni doğruladı.
Bunlardan biri şifa parşömeniydi. Diğeri ise warp parşömeniydi.
Şifacıların ve warp kapısı uyandırıcılarının genellikle günlük beceri kullanım sayısında sınırlamalar vardı. Özellikle de dernek ve dört büyük lonca arasında onları işe almak için rekabet halinde olan A sınıfının ötesindeki uyanışçılar.
Piyasa mantığına göre,
Üretim ve dağıtım marjları da dahil olmak üzere becerileri içeren parşömenlerin her birinin 100 milyarın üzerinde maliyete sahip olması doğaldı.
Vaaay.
Parşömeni kullanırken orta derecede yaralanan Park Sungho hızla iyileşti. Kan akışı durdu ve organlar yenilenmeye başladı.
Buna ek olarak Taehyun ona sahip olduğu üst düzey iyileştirme iksirini verdi.
*Öksürük öksürük...*
Park Sungho'nun bilinci hızla yerine geldi.
“İyi misin?”
“Bu… ne oluyor…”
Park Sungho sanki buna inanmıyormuş gibi kendi bedenini hissetti.
“Parşömenler gerçekten değerlidir. Onlara ulaşmak çok zor.”
Durumu ancak şimdi anlayan Park Sungho, sanki dua edebilirmiş gibi bir ifadeyle başını eğdi.
“T-Teşekkür ederim, Oyuncu Kim Taehyun...”
“Pekala, daha önce konuştuğun gibi konuşabilirsin.”
“H-Hayır. Ben... ben umursamazdım.”
“Herkes kurban olabilir. Sonuçta bu adamlar profesyonel.”
Taehyun'un bakışları eski saldırgan lonca üyesi Miranda'dan şimdiki kötü adam Milena'ya kaydı.
Toplamda 200 milyarı aşan parşömenlerin kaçırılmasına rağmen, kötü adam Milena hiçbir direniş göstermedi.
Bunun nedeni şu anda onu sıkı bir şekilde bağlayan 'Kısıtlama Zincirleri'ydi.
“Aşırıya kaçmamak daha iyi. Görünüşe göre senin fiziksel durumun da pek iyi değil.”
Taehyun onun mücadele eden figürüne kıkırdadı.
'Kısıtlama Zincirleri'nin becerileri bastırmaya yönelik ek bir yeteneği vardı. Milena, Taehyun'un şu anki seviyesi göz önüne alındığında, S-Sınıfı uyanmış olduğunu ne kadar iddia etse de, en azından S-Seviyesi üst seviye bir oyuncu olmadığı sürece bundan kurtulmak imkansız olurdu.
S seviye üst düzey bir oyuncunun seviyesine ulaşamayan onun için bile bu imkansız bir görevdi.
“Pff!! Kim Tae Hyun. Bundan kurtulacağını mı sanıyorsun?!!”
“Klişe çizgiler yeter. Burada kaç kişi var?”
“Hehe. Bunu bilmek istiyorsan bu zincirlerle başla... Öhöm!!”
Clank. Clank. Clank.
Vücudunu sımsıkı bağlayan zincirler şiddetini artırdı.
Sustur. Sustur.
Uzuvlarının kemikleri uzun zamandır işlevselliğini kaybetmişti.
Yine de Taehyun gözünü bile kırpmadı.
“Bununla müzakere etmeyi düşündüğümü sanıyorsanız, hata yaptınız. Sadece soruyordum.”
Taehyun ayağını onun düşmüş vücuduna bastırarak kulağına fısıldadı.
“Öhöm… Öldür beni… Yapmalısın… diğerleri… yapacak…”
Dişlerini gıcırdatmakta olan Milena ağzındaki zehri çiğnemeye çalışırken Taehyun görünüşte sıradan bir kağıt parçasını, şimdi bir parşömene dönüşmüş olarak ağzına itti.
“Sen de? Bu sefer işe yaramayacak.”
“Öksürük öksürük...”
İntihar girişiminde başarısız olan Milena nefes nefese kaldı.
Ancak o zaman gözlerinde bir korku duygusu belirdi.
“Şimdi doğruluk oyunu oynayalım.”
Zaten manasını iksirlerle tamamen doldurmuş olan Taehyun, bir beceriyi etkinleştirdi.
Ding.
('Tam Hipnoz' B becerisi kullanılır. Belirli bir kişiyi hedef alır.)
Manayı hızla tüketiyordu ve yorgunlukla ters orantılıydı. Yorgunluğun hızla arttığını hissetti.
Manasını iksirlerle tamamlayan Taehyun, gözlerini Milena'ya kilitledi.
Milena'nın dehşet dolu gözbebekleri Taehyun'un düşmanca bakışlarını yansıtıyordu.
“İçeriye kaç tane fare sızdı? Bulalım mı?”
Soruyu reddedemeyen Milena'nın ağzından şok edici gerçekler döküldü.
——————
Fenrir Scans
(Çevirmen – Prøks)
(Düzeltici – Prøks)
Bölüm güncellemeleri için Discord'umuza katılın!
–
——————
Yorum