Kralın Avcısı Bölüm 59

——————

Fenrir Scans

(Çevirmen – Proks)

(Düzeltici – Proks)

——————

Bölüm 59

'Bok. Belki de gözlerimi kapalı tutmalıydım.'

Taehyun zifiri karanlıkta küfrediyordu. Mevcut durum Rosaria'nın tekniğinin tuzağına düşmekten başka açıklamaya yer bırakmıyordu. Uyarılmasına rağmen bu şekilde sonuçlandı.

Dikkatsizliğinden dolayı kendini suçlayan Taehyun etrafına baktı. Sonuçta burayı terk etmeden yapabileceği hiçbir şey yoktu. Mümkün olduğu kadar çabuk bir çözüm bulması gerekiyordu.

'Succubus'un rüyalara neden olabileceğini duydum ama bu bir rüya gibi gelmiyor.'

Sınırlı büyü gücüyle zaten en yüksek S-Seviyesi seviyesine ulaşmış olan Taehyun, hemen yırtıcılığa başvurmadan ulusal seviyedeki oyunculara rakip olabilecek kadar kendine güveniyordu.

Ancak rakibi onunla alay ederek fiziksel yeteneklerini kısıtladı ve yedi yeteneğini mühürledi. Succubus Kraliçesi, şu anda bile gerçeküstü görünen, neredeyse bir rüya gibi görünen bir varlıktı.

Taehyun başını salladı.

'İnanılmaz. Bu neredeyse tanrısal bir güçtür.'

Böyle bir varlıkla bir çağırma sözleşmesi yapmaya çalışmak artık üzücü ve gülünç bir fikirdi.

Kendi pervasızlığını suçlamaya çalışırken aklına ünlü bir oyuncunun geçmiş hayatındaki basın toplantısında yaptığı bir açıklama geldi.

'Zihinsel saldırılar rakibin zihnindeki zayıflığa sızar. İster bir iblisin tekniği ister uyanmış bir beceri olsun, büyüyü yapan kişi bunu rakibin en az beklediği yerden izler. Onların zihinsel durumlarını nasıl kıracağımızı bilemeyiz ama kesin olan bir şey var. Eğer dayanıp üstesinden gelirseniz, büyüyü yapan kişi ciddi bir hasara uğrayacaktır.'

Bir anda bu sözler aklına geldi.

“Olabilir mi? Beni mi izliyorsun?”

Etrafa baktığını iddia etmesine rağmen sadece zifiri karanlık vardı. Rosaria'nın içeriden izlediği düşüncesi Taehyun'un tüylerini diken diken etti.

“Bunu dokunaçlardan biliyordum ama…”

'O korkunç bir kadın.'

Sözlerinin aksine Taehyun'un gözleri yeniden canlılık kazanmaya başladı. Rakibin istediği gibi sürüklenmek onun kişiliğine uymuyordu.

Eşsiz beceri Predasyon serbest bırakıldı. Sanki sahibinin çağrısına cevap veriyormuş gibi, Taehyun'un bedeninden canlı, kızıl bir büyü yayılıyordu ve sürekli olarak her tarafa yayılan karanlığı yutuyordu.

Bu lanetli durumda.

“Hepsini yut, Predation!!”

Quaaduk. Quaaddrduk.

Sanki canlıları özlüyormuş gibi ses çıkardı ve ürkütücü seslerle karanlık dağılmaya başladı.

***

Karanlığın ötesinde ortaokul öğrencisi Taehyun vardı. Anne ve babası vefat etmişti, bir akrabasının evinden diğerine taşınmıştı ve Uyanış rütbesi belirsizdi. Çocuk belirsiz umutlar beslese de geleceğe dair kesinlik olmadığı için umutsuzluğa kapılıyordu.

“Yine neler oluyor?”

Taehyun çocukluk haline sanki beden dışı bir deneyim yaşamış gibi baktı. Rüya gibi değildi. Rüya denilmeyecek kadar canlı ve sıralıydı. Bunun yerine, sanki birisi anılarını okuyormuş ve tüyler ürpertici bir his veriyormuş gibi hissettim.

'Anıları mı okuyorsunuz?'

Taehyun bir dakika önce nerede olduğunu ancak şimdi hatırlayabildi. Zifiri karanlıktan kaçmak için Predation'ı kullandığını ve Rosaria'nın tekniğini engellediğini fark ettiğini.

Bu farkındalığın ardından Taehyun'un bir zamanlar zayıf olan vücudu daha sağlam hale geldi. Artık doğrulandı.

“Neden kendini göstermiyorsun?”

Bu sözlere yanıt olarak Rosaria, hafif bir sesle belirsiz bir figürden sıradan bir insan kadına dönüştü. Taehyun'un aksine farklı bir fiziğe sahipti.

(Senin keskin duyuların var canım. Bana bu kadar çabuk ulaşman oldukça etkileyici.)

Rosaria bir kahkaha attı.

“Çağırma anlaşması yapmaya gelen birine bu kabalık gibi geliyor.”
Taehyun onunla doğrudan göz temasından ve düşmanca bakışlarından kaçınarak konuştu. Şu anda olup biten her şey, gözlerinin buluşmasından bu yana ortaya çıkmıştı. Sahip olduğu güç bilinmediği sürece onunla yüzleşmek tehlikeli sayılıyordu.

Taehyun'un temkinli tavrını gözlemleyen Rosaria'nın gözleri yay gibi kısıldı.

(Bu boşuna. Burası Zihinsel Dünya. Bana her şeyi göstereceksin.)

'Kahretsin.'

Onun sözlerini anlayan Taehyun yaklaştı ve yumruğunu salladı ama yumruğu geçti. Yırtıcılığın gücü artık etkin değil.

(Sevgili. O ilginç gücü burada kullanamayacaksın. Senin de kırmızı gözlerin. Sen gerçekten ilgi çekici bir insansın.)

“Bu bir felâket.”

Rakibinin kendi sahasında mühürlü olduğundan, yırtıcılık gücünü kullanamadığından yapabileceği hiçbir şey yoktu. Taehyun'un ifadesi çarpıktı. Neyse ki bir umut ışığı vardı; eskisi gibi düşmanlık besliyor gibi görünmüyordu.

(Ama bu tuhaf. Normalde hareketsiz olurdun ve beni tanımazdın bile.)

Onun tekniğiyle bir değil iki kez karşılaşan Taehyun'u merak ediyordu.

“Saçmalık dinlemek istemiyorum.”

(Bu kadar gergin olmayın. Biliyor musunuz? Hafızanızın sonunda bu kraliçe sizi bağışlayacak mı? O zaman sessizce ölümünüzü bekleyin. O zamana kadar kaderiniz budur.)

“...”

Bakışlarını bir kez daha anılarına çeviren Rosaria'ya bakan Taehyun içini çekti.

'Şimdilik biraz zaman kazanalım.'

Hafızasında zaten ortaokul günlerini geçmiş bir lise öğrencisi olan Taehyun vardı.

İster Rosaria'nın ellerinde ölümle karşı karşıya kalsın ister onunla bir çağırma anlaşması yapsın, kesin olan tek bir şey vardı: Zaman azalıyordu.

'Hafıza tekrarı bitmeden bir yol bulmam gerekiyor.'

Taehyun ve Rosaria anıların tekrarını farklı düşüncelerle izlediler.

* * *

Lise öğrencisi Taehyun için neredeyse hiç güzel anı yoktu.

Yerleşik teyzesinin mütevazı evinde Taehyun'un Jaeyeong ile bir zamanlar güven ve takipçilik ile işaretlenmiş olan bağlantısı yavaş yavaş kötüleşti. Okulda Lee Jeongjae'nin liderliğinde suçluların odak noktası haline geldi ve her günü bitmek bilmeyen bir dizi çatışma ve çatışmaya dönüştürdü.

Taehyun'un umutla devam etmesini sağlayan şey 'gizli rütbesi bilinmiyor' değerlendirmesi ve Choi Nayoung, Sim Yakyong, Go Taewook, teyzesi ve amcası gibi insanların varlığıydı. Her güne öfke ve gözyaşlarıyla katlanmak, genç Taehyun'un yapabileceği tek şeydi.

Anılarındaki Taehyun, farkına bile varmadan liseyi bitirmiş ve şimdi yirmi yaşındaydı. Teyzesinin evinden bağımsız yaşıyordu, gündüzleri para kazanmak için çalışıyor, geceleri ise eğitim görüyordu.

Daha sonra, Go Taewook'un tavsiyesi sayesinde Siyah Nokta Eğitim Merkezine başarıyla kaydoldu, uyanmamış olmasına rağmen hamal olarak işe girdi.

Yavaş yavaş, istikrarlı bir şekilde. Uyanmayı beklerken Taehyun her gün katlandı ve kanını kuruttu. Geçmiş yaşamı sürekli bir küçümseme ve alay döngüsünden ibaretti ve oyuncular arasında önemli bir fark yoktu.

Yavaş yavaş etrafındaki insanlar Taehyun'u kabul etmeye başladı.

Yetenekli bir hamal olarak Kim Taehyun.

Adı tanınmaya başladı. O sıralarda sürekli medyada yer alan Lee Jeongjae ve Im Ayoung'a baktığında bazen göreceli bir yoksunluk duygusu hissediyordu. Ancak Taehyun kendi zamanının geleceğine inandı ve sabırla bekledi.

“...”

Taehyun geçmiş haline baktığında tuhaf bir his hissetti. Acı dolu geçmişi izlerken dişlerini gıcırdatıyor, anılar sırayla yeniden canlanıyor ve otuzlu yaşlarına geçiyordu.

Çok geçmeden 'o gün' geldi.

SSS seviyesindeki iblis Asmodeus.

Partinin maksimum gücüne sahip olan oyuncular, onun müthiş gücü karşısında öldü. Onun önünde tecrübeli kapıcı Taehyun'un bile kaçışı yoktu.

(Oh~ Asmodeus, öyle mi? O adamla tanıştıktan sonra hala hayatta. Görünüşe göre kader ipliğin beklenenden daha uzun.)

Rosaria eğleniyormuş gibi Taehyun'a baktı.

Bunun olağandışı olduğunu düşünüyordu ama beklentilerini aştı.

Taehyun'un geçmişi şu ana kadar karşılaştığı insanlardan belirgin biçimde farklıydı. İster kendi isteğiyle ister başkalarının etkisiyle, derinliklere inme eylemi onun bir oyuncu olarak sahip olduğu muazzam yetenek hakkında çok şey anlatıyordu. Önemli denemeler veya zorluklarla karşılaşmadan başarılı olan çoğunluğun tam tersine, Taehyun'un hayatı benzersiz bir anlatı olarak ortaya çıktı.

Bu, Büyük Lord konumunu hedefleyen Asmodeus'la yüzleşme gücüyle birlikte Rosaria'nın ilgisini çekti. Taehyun'un uyanışının yanında bir adam ortaya çıktığından onun şakacı ifadesi uzun sürmedi.

Kral.

Taehyun'u eski haline döndüren kırmızı gözlü ve kızıl saçlı bir adam.

(O kişi...!!)

Anılarda bile anlaşılmaz bir güç hissediliyordu. Rosaria gergin bir şekilde yutkundu. Zihinsel Dünya bir anda istikrarsızlaştı ve Taehyun bu fırsatı kaçırmadı.

* * *

“Haa... Haah....”

Taehyun nefes nefese gözlerini açtı. Kralın anılarında ortaya çıkmasıyla birlikte Rosaria'da bir kusur ortaya çıktı ve yırtıcılık gücü geri döndü. verilen fırsat fazlasıyla yeterliydi.

“Sonunda kurtuldum.”

Anı yakalayan Taehyun, kralın anılarında yeniden ortaya çıkmasının ardından tahtta oturan Rosaria'nın sırtına uzandı. Daha sonra Talisman ile boğazını kesmeye çalıştı.

(Tamam. Sözleşmeye izin veriyorum.)

Aniden Taehyun'un Talisman'la hareketi durma noktasına geldi.

“Ne?”

Başını çeviren Rosaria, merhametli bir kraliçeye benzeyen hayırsever bir ifade takındı. Zihinsel Dünya'ya göz atmadan öncekinden tamamen farklı bir atmosfere sahip bir gülümsemeydi.

(Duymadın mı? Sözleşmeye izin vereceğimi söyledim.)

“Bir çağırma anlaşması... bunu kabul edecek misin? Neden aniden fikrini değiştirdin?”

Yine de Taehyun, yırtıcılık dışında tüm becerilerinin mühürlendiği bir durumdaydı. Eğer savaşa girecek olsalardı Rosaria son derece avantajlı olurdu.

Böyle bir avantajdan vazgeçip aniden tavrını değiştirmek Taehyun'un temkinli davranması doğaldı.

(Hu hu... beklendiği gibi, hiçbir şey bilmiyorsun.)

“Açıkla ki anlayabileyim.”

(Anlayacağınız hiçbir şey yok. Şimdi ne yapacaksınız? Bu kraliçeyi o kılıçla öldürebileceğinizi düşünmüyorsunuz değil mi?)

“...”

Aslına bakılırsa Rosaria gibi bir canavar için ölümcül bir yaranın boynunun kesilmesinden kaynaklanması muhtemel değildir. Onu kesmeyi başarsa bile Taehyun buradan kaçmak için yine de hayatını riske atmak zorunda kalacaktı.

Sonunda.

'Bu sefer tek seçenek var'

Taehyun Tılsım'ı tutarken nefes verdi.

“Peki. Bir çağırma anlaşması yapacağım. Yöntem...”

Doğal olarak gardını düşürmedi. Konuşmasını bitiremeden bir anda bir şey oldu.

Thunk.

Rosaria, Taehyun'un boynunu ısırdı.

Ding.

(Sözleşmenin şartları yerine getirildi. Çağırma anlaşması kuruldu.)

Şaşırmış Taehyun'un önünde bir mesaj penceresi belirdi.

('Canavarların Sözleşmesi' becerisi 'Kraliçenin Adamı' olarak değişiyor. Beceri sıralaması yeniden ayarlanacak.)
(TL/N: Kraliçenin Adamı... Kardeşimin aslında bir annesi var)

(Yeni bir beceri 'Tam Hipnoz' kaydedildi. Beceri sıralaması yeniden ayarlanacak.)

(Cazibe istatistiği 100 arttı.)

“Ne…”

(Hu hu. Derin uykular. Krallardan birini seçti.)

Hiçbir dirençle karşılaşmadan Taehyun'un bilinci bir kez daha bulanıklaştı.

* * *

Gözlerini açtığında Taehyun'un gördüğü ilk şey Paul Becker'dı.

“Sonunda uyandın.”

Ortada şenlik ateşi yanan tanıdık bir kulübe vardı.

“Bu… acaba…”

Küpeden Taehyun'un tepkisini anlayan Paul Becker başını salladı.

“Ben de şaşırdım. Devriyedeydim ve geri döndüğümde seni warp kapısının yanında yere yığılmış halde buldum.”

Taehyun bir an için kafasının karıştığını hissetti.

“Buradan ayrıldığımdan beri ne kadar zaman geçti? Hayır bekle.”

Mevcut durumu teyit etmenin en kesin yolu aklıma geldi.

Taehyun durum penceresini açtı.

ve...

'Ha.'

Fiziksel istatistiklerini ve yetenek listesini kontrol ederken Taehyun'un ağzından boş bir kahkaha kaçtı.

——————

Fenrir Scans

(Çevirmen – Proks)

(Düzeltici – Proks)

Bölüm güncellemeleri için Discord'umuza katılın!

–

——————