Kralın Avcısı Novel
——————
Fenrir Scans
(Çevirmen – Prøks)
(Düzeltici – Prøks)
——————
Bölüm 37
Narendra Nehru arasındaki konuşmanın sona ermesinin üzerinden yaklaşık 10 dakika geçmişti.
Gizli bir geçitte saklanan Taehyun tek girişi gözetliyordu.
Alan geniş değildi, bu nedenle bir grup içeri girse bile serbestçe manevra yapabilecekleri fazla alana sahip olmayacaktı. Önemli miktarda mana tüketeceğinden, kesinlikle gerekmedikçe “Şövalye Kralın Kararlılığını” kullanmaktan kaçınma kararı alındı.
'Bu arada, efektler şaka değil.'
Uyruğu bilinmeyen bir adam, avlandıktan sonra kemikleri bükülmüş halde ölü yatıyordu.
Dyke adında A sınıfı bir kötü adam.
Yırtıldıktan sonra bir dönüşüm gibi görünüyordu.
Her zamankinden farklı olarak bedeni kaybolmadı ama ona bakan Taehyun oldukça memnundu.
Phoenix İksiri, S seviyeli bir canavar kullanılarak yapılan son derece nadir bir eşyadır.
İksiri 'istemeden' içmişti ve şimdi, on dakika sonra, vücudunda bir güç dalgasının dolaştığını hissetti.
Ding.
(Dayanıklılık 20 arttı.)
(Mana 20 arttı.)
Taehyun beklenen mesaja yanıt olarak durum penceresini açtı.
Adı: Kim Taehyun
Yaş: 19
Sıra: B
Güç: 107 Dayanıklılık: 125 Hız: 103 Mana: 180 Cazibe: 30
Yorgunluk: %45
Kalan Mana: 150/180
(Yetenekler)
Predasyon B – İstenilen hedefi avlayabilir. Gerekli Mana: 40
Taş Deri B – Vücudu güçlendirebilir. Gerekli Mana: 30
Gizlilik B – Cesedi gizleyebilir. Mana Gerekli: 25
Felç B – Hedefin vücudunu kısıtlar. Gerekli Mana: 20
Lord's Heart B – Parti üyelerinin yeteneklerini geliştirir. Gerekli Mana: 30
Knight King's Determination B – Belirlenen rakibi kararlılıkla alt eder. Gerekli Mana: 35
Kısıtlama Zincirleri B – Belirlenen rakibi kısıtlar. Beceri takibi ve iptali mümkündür. Mana Gerekli: 27
'Hayal gücünün ötesinde bir gelir.'
Oyuncu sınavının 3. turunda B derecesini elde edeli bir ay olmuştu. Daha sonra çok sayıda zindanın fethedilmesine rağmen, istatistikleri yükseltmek kolay bir iş değildi. Ancak Phoenix İksiri sayesinde toplam istatistikleri 40 artmıştı.
Taehyun'un bu durum karşısında çenesinin düşmesi doğaldı.
'Ve 'Kısıtlama Zincirleri' var. Bu becerinin sınırsız faydası var.'
Bir oyuncunun seviyesi arttıkça beceri sıralaması ve yeterliliği de orantılı olarak arttı. Asya Oyuncu Dostu Turnuvasında üst düzey oyuncularla karşılaşma beklentisiyle çeşitli becerilere ihtiyaç olduğunu düşünmüştü.
Artık herhangi bir beceriyi rastgele bir şekilde ele geçirme talihsizliğini göze alamazdı çünkü bu, onun mühürlenmesine yol açabilirdi. Burası Taehyun'un becerilerini geliştirmesi için mükemmel bir ortamdı. Ve şimdi Taehyun sabırla kendisini bu müzayedede en iyi anlaşma yapacak varlığı bekliyordu.
'Şimdi… Narendra Nehru'yu yakalayabilirsem ve bu işi düzgün bir şekilde bitirebilirsem.'
Kötü şöhretli kötü adamın yeteneği 'Canavar Çağırma'ydı. Taehyun'un anısına, E'den S'ye kadar olan canavarların onun tarafından çağrıldığı biliniyordu.
Yeteneğin iğrenç doğası göz önüne alındığında, aktivasyon için gereken mana ve sürdürme gücü çok büyük olurdu. Kötü adam yöneticilerinin Narendra Nehru'nun becerisini son çare olarak saklaması ihtimali yüksekti.
'Yeteneği kullanmadan önce onu avlamalıyım. Ama eğer plan başarısız olursa…'
Taehyun rakibinin S dereceleri arasında en üst seviyeden biri olabileceğini varsayıyordu.
'Sanırım kaçmak zorunda kalacağım.'
Eğer yırtıcılık rakip üzerinde işe yaramasaydı ya da böyle bir fırsat yaratamasaydı kazanma şansı olmazdı. Burayı ziyaret etme amacına zaten bir ölçüde ulaşılmıştı. Narendra Nehru'yu bastıramasa bile pek bir önemi olmazdı.
Terör saldırısından sonra Taehyun düzinelerce insanı kurtarmıştı. Bazıları zaten kendi yöntemleriyle karargahlarıyla iletişim kurmanın yollarını bulmuştu.
'En fazla bir saat. Bu yeterli bir zaman olmalı.'
Dünya çapında bilinen loncalara bağlı bir müzayedeydi. Terör saldırısı haberi yayılırsa, ne önlem alınırsa alınsın, insanlar kapıdan içeri koşup buraya gelirler.
Bu nedenle Taehyun pervasızca saldırganlık yapmaktan kaçındı. O zamana kadar becerilerden ödün verirken fedakarlıkları en aza indirmeyi planladı. Bu, bir taşla iki kuş vurma, fırsatı değerlendirip umulmadık bir kazanç elde etme planıydı.
'Mezbaha'ya hoş geldiniz. Adanmışlar ve inananlar.'
Yavaş yavaş azalan manayı izleyen Taehyun, duyularını maksimuma odakladı. Bir süre sonra gizli geçide doğru çok sayıda ayak sesinin yaklaştığını hissetti.
'Geliyorlar.'
Beklendiği gibi yalnız değildi. Düzinelerce kişi gizli geçide girmişti. Fakat,
'Bu adamlar...'
Bu kişilerin beklenmedik gelişiyle Taehyun'un sürpriz bir saldırı başlatmakta tereddüt etmekten başka seçeneği kalmadı.
* * *
Resmi kıyafetli bir kadın cesedi inceledi. Ölüm sırasında kemikleri bükülen adam, Dyke adında A sınıfı bir kötü adamdı.
“O öldü. Geriye kalan mana tepkisi bir becerinin kullanıldığını doğruluyor.”
“Peki ya eşya?”
“Hiçbir şey yok.”
Isaka Ryohei'nin ifadesi kadının raporu karşısında kırıştı.
“Bu sıkıntılı bir durum. Dağıtın ve bulun.”
Komutası üzerine kadının da aralarında bulunduğu ana birim hızla dağıldı.
“Ah. Burada buluşmak üzere anlaştık. Böyle bir güçlük...”
Isaka Ryohei yere tükürürken küfürler mırıldandı. Aniden konuşmayı bıraktı.
Daha sonra manasını yükseltti ve 'Gizlilik' becerisini etkinleştirdi.
Swoosh.
Vücudu sanki çevredeki ortama karışıyormuş gibi ortadan kayboldu. Aynı zamanda gözlerini bir köşeden gözlemleyen Taehyun'la buluşturdu.
“Orada ne yapıyorsun, Oyuncu Kim Taehyun?”
Sesinde hafif bir alaycılık vardı. Bu beklenmedik durumda Taehyun'un vücudu şaşkınlıkla titredi.
'Gizliliği mi anladı?'
Hala beceriyi kullanan vücuduna herhangi bir zarar gelmemiş olmasına rağmen Taehyun, Isaka Ryohei'nin yerini tam olarak belirlediğini fark etti.
Swoosh, swoosh, swoosh.
Stealth'i yayınlayan Taehyun kendini beğenmiş bir ifade sergiledi.
“Ah, şimdi nasıl bildin? Yeteneğin kusursuz olması gerekirdi.”
Arayıcının yakaladığı bir çocuk gibiydi, kahkahasında masumiyet parlıyordu.
'Bu Piç…'
Isaka Ryohei'nin alnında ince bir damar belirdi. O da Stealth'i dağıtarak kendini ifşa etti.
“Baş eskort olarak tekrar soracağım. Neden buradasın Oyuncu Kim Taehyun?”
Isaka Ryohei'nin eli belindeki Katanasına doğru hareket etti; bu, Taehyun uygun şekilde cevap vermezse onu çekmekten çekinmeyeceğini açıkça ifade ediyordu.
Taehyun elinde Tılsımla tutuşunu sıkılaştırdı ve bir adım daha yaklaştı.
“Ah, işler ilginçleşiyor gibi görünüyordu. Kötü adamların Westpoint Müzayede Evi'ne sızdığını hayal edin. Sebepsiz yere onlar tarafından fark edilmenin hiçbir faydası yok..”
Arsız bir yanıtla Isaka Ryohei ağzının kenarlarını kaldırdı.
“Ah hayatım. Ani terör saldırısı nedeniyle müzayede evinde kaos yaşanıyor. Bu tam da sizin gibi yeni lisans almış bir S-Seviyesi oyuncunun öne çıkmasının zamanıdır. Buradaki eylemleriniz… yani, bize Yeni Güney Kore'nin standartlarına dair bir fikir veriyor.”
Bu çok açık bir provokasyondu. Ve bu sefer Taehyun'un da bir gerekçesi vardı.
“Haha... Geçmişte ya da şimdi, hâlâ her zamanki gibi utanmazsın. Bu sözleri 'Şeytan' olarak bilinen birinden duymak pek uygun görünmüyor.”
Taehyun ve Isaka Ryohei arasındaki gerginlik havada çatırdıyordu. Bu sadece ivmeyi manipüle etme girişimi değildi, daha ziyade rakibi tüm gücüyle parçalama kararlılığıydı.
“Ne bir hayal kırıklığı. Senin gibi Güney Koreli bir oyuncudan ismen de olsa ödünç almayı umuyordum.”
“Saldırının gerçekleşmesini durdurmak konusunda isteksiz değil miydin? Saçma sapan konuştuğunu duymak sinir bozucu.”
Taehyun, iddiasını bir kenara bırakarak soğuk bir şekilde konuştu. Isaka Ryohei'nin yüzünde uğursuz bir gülümseme vardı.
“Hahaha. Durmak istemiyor musun dedin? Bu görev başarısız olursa ben bile imajımda ciddi bir darbe alacağım.”
“Tch.”
Kendisini haklı çıkarmakta ısrar ettiğini gören Taehyun, manasını serbest bıraktı.
“Bunun yerine burada herhangi bir açık artırma ürünü görmedin mi? Bu Phoenix İksiri denen bir eşya, biliyorsun.”
Manası serbest kalmış halde ona bakan Isaka Ryohei sordu.
İki kişi adım adım birbirine yaklaştı.
“Eh, geldiğimden beri böyleymiş gibi görünüyor.”
“Doğru. Duyduğumdan farklı. Gelip bekleyeceğini duyduğumu çok net hatırlıyorum.”
Aniden Isaka Ryohei'nin belindeki Katanası sallandı.
Çıngırak!
Saldırıya hazırlanan Taehyun'un Tılsımı onu zar zor engelledi.
“Kötü adamlardan ne kadar almayı kabul ettin?”
“Hehe. Bilemezsin. Malları nereye sakladın?”
Gerçek niyetini açıklayan Isaka Ryohei, Şeytan takma adına yakışan bir yüz benimsedi.
“Bu konuda...”
Bang!
Taş Deri uygulandığında Taehyun'un yumruğu Isaka Ryohei'yi geriye doğru itti.
“Beni yendikten sonra bana sor.”
“Hehe.”
Aynı anda iki S dereceli oyuncu.
Swoosh.
Swoosh.
İkisi de Gizlilik becerisini kullanıyordu.
—
Düşenler dışında kimsenin görülemeyeceği bir yerde.
çıngırak. çıngırak. çıngırak.
Taehyun'un Tılsımı ve Isaka Ryohei'nin Katanası çarpışarak ürkütücü bir ses yarattı.
Her ikisi de gizli kaldı.
“Gizliliği bu ölçüde başarmak genç biri için hiç de fena değil.”
Bunu söyleyen Isaka Ryohei, Taehyun'un etrafında döndü ve ona saldırdı.
Çıngırak!
Taş Deri herhangi bir önemli yaralanmayı önlerken Taehyun savunma çabasıyla orantılı bir mana kaybı hissetti.
'Bu adam. Onun varlığını hissedemiyorum. Üstelik benim konumumu da tam olarak biliyor.'
Taehyun mesafeyi genişletti ve kaşlarını çattı.
Gizliliği stratejik olarak kullanarak tehlikeli savaşı sürdüren kendisinden farklı olarak,
Isaka Ryohei, Gizlilik özelliğini kullanarak Taehyun'un konumunu doğru bir şekilde deldi.
Hız konusunda bile Isaka Ryohei yavaş yavaş Taehyun'u geçiyordu.
'Benzersiz becerilerin yeterliliğindeki fark burada mı gösteriliyor?'
Kişi büyüdükçe, yırtıcılık yoluyla edinilen becerilerin sıralaması da yükselir. Ancak yeterlilik bireysel mana kontrolüyle ilgili bir konudur.
Isaka Ryohei'nin S seviye bir oyuncu olarak Gizlilik konusunda uzmanlaşması ve Taehyun'un bunu ikincil bir beceri olarak kullanması nedeniyle, yeterlilikte bir fark olması kaçınılmazdı.
'İkinci becerinin yeterliliği bile hafife alınmamalıdır.'
Isaka Ryohei'nin benzersiz olduğundan şüpFenrirenilen ve A Seviye bir beceriyle donatılmış bir öğe üzerinde kullanılan ikinci becerisi 'Bıçak Salımı', çeliği bile kesebilecek bir keskinlik sergiliyordu.
Taehyun vücudunu Taş Deri ile güçlendirmeseydi şimdiye kadar onlarca kez kesilmiş olacaktı.
Yine de Taehyun hala gülümseyebiliyordu. Güçlülere karşı verilen savaşlar her zaman büyümeyi beraberinde getiriyordu ve artık Isaka Ryohei'nin becerisini değerlendirmişti.
'Predation'ı kullanmaya gerek yok.'
Tam Taehyun bunu düşünürken Isaka Ryohei sanki bir avı izliyormuş gibi dudaklarını yaladı.
Taehyun gibi o da Taehyun'u değerlendirmeyi bitirmişti.
“Sınıftaki farkı görüyor musun? Acemi.”
“Yeterli. Sana bir şey sorayım. Neden senin kadar güçlü biri kötü adamlarla el ele versin ki?”
“Hehe... Ne kadar aptalca bir soru. Güçlü olduğum için değil mi?”
“Tsk. Orospu.”
Yaşı önceki hayatına benzeyen Taehyun, Isaka Ryohei'ye bakarken küfürler savurdu.
S Seviye oyuncu olma seviyesine ulaşmış bir yetenek. Böyle bir potansiyelin ancak bu şekilde değerlendirilebilmesi çok üzücüydü.
“Hey, böyle gülmenin zamanı değil. S-sınıfı olmanız hepinizin aynı seviyede olduğunuz anlamına gelmez.”
Tık, tık, tık, tık.
Isaka Ryohei'nin Katanası bir kez daha Taehyun'un Taş Derisini deldi.
'Aslında. Bu adam muhtemelen düşük seviyeli bir S-derecelidir.'
Tahmininden emin olan Taehyun kalan manasını kontrol etti. Ve sonra yeni edindiği gücü kullandı.
Ding.
(Beceri: Kısıtlama Zinciri B kullanılır. Hedefi tarama. Hedef belirlendi.)
Yeteneği kullanırken Taehyun'un gözleri bir anda değişti. Bu onun fark etmediği bir değişiklikti.
Aynı anda kızıl mana yayan düzinelerce zincir Isaka Ryohei'ye doğru koştu.
“Ne?!!”
Zincirler ona dokunduğu anda Gizliliği kaldırılan Isaka Ryohei gözle görülür derecede şaşkın bir ifade sergiledi.
“Hey, S-sınıfı olmanın ne önemi var?”
Taehyun parlayan gözlerle köşeye sıkışan avıyla alay etti.
(TL/N: Toplu Yayın Sözü Vermiştim... İşte bu kadar, Keyfini çıkarın)
——————
Fenrir Scans
(Çevirmen – Prøks)
(Düzeltici – Prøks)
Bölüm güncellemeleri için Discord'umuza katılın!
–
——————
Yorum