Kara Büyücünün Dönüşü Novel
Çevirmen: Rin Fenrir
Fasıl 700 Tehlike Sinyali
Sistem bağlandığında, Liam kendisinin ve ortağının yeteneklerine güveniyordu. Ne de olsa artık yanlarında bu savaşı kazanmalarına yardımcı olacak bir tecrübeli vardı. Tek sorun Liam’ın kiminle karşı karşıya olduklarını tam olarak anlamamış olmasıydı.
Karanlık Fraksiyon ve Mürkel’in bugün yanında getirdiği grup içinde bile pek çok kişi birbirleri ya da sahip oldukları güç hakkında pek bir şey bilmiyordu.
Bu konuda fikir sahibi olan tek kişi Mürkel’in kendisiydi. Emrindeki herkesle doğrudan savaşmamıştı. Zaman zaman, kimin savaşmadan kazanacağı değerlendirilebilirdi.
Bazılarının hala suları test ettiği ve Murkel’in gücünü göstermek zorunda kaldığı başka zamanlar da oldu.
Mürkel’e göre herkesi bir sebep için getirmişti ve Lale Klanı’ndan gelen ikizler de farklı değildi. Çok özel bir nedenden ötürü onlar için endişelenmiyordu.
Lin ve Lulu daha sonra el ele tutuştular ve sistemin tam olarak göremediği garip bir şey meydana geldi.
Hemen ardından Lin kız kardeşi Lulu’yu savurdu ve onlar bıraktıklarında Lulu muazzam bir hız kazanarak metal yelpazenin işaret ettiği Anna’ya doğru ilerledi.
Anna hızla elini kaldırdı ve Liam yardım etmek için geldi ama bir şey yapmak için çok yavaştı.
Anna artık eline aldığı kılıcı kullanmıyordu çünkü sisteminin ve makine gibi vücudunun ona vereceği güce odaklanıyordu.
Elini tekrar kaldırdı, saldırıyı ileriye doğru fırlatmaya hazırdı. Enerji elinden ışınlandı ama metal yelpazeye çarptığında, güçlü Qi dalgası onu tamamen saptırdı.
Yelpaze ilerlemeye devam etti ve sanki hiç direnç yokmuş gibi Anna’nın elini bir taraftan diğerine delip geçti.
Lulu hemen yelpazeyi çıkardı ve vurmak üzere olan Anna’nın eline doğru savurdu. Yelpaze tamamen yoldan çekildi.
Anna hızla elindeki iki patlayıcıyı ateşlemeye çalıştı, ancak Lulu öncekinden daha hızlı bir şekilde onları uzaklaştırdı ve patlayıcılar yere çarptı.
Öne fırladı, yelpazeyi açtı ve savurarak Anna’nın vücudunun bir kısmını parça parça kesti. Anna savunmadaydı ve bunu daha fazla sürdüremezdi.
“Nasıl? Bu nasıl olabilir?’ diye düşündü Anna. ‘Güç bakımından o kadar da farklı değildik, ama birdenbire çok daha fazla güçlendi.
Lulu Anna’ya karşı savaşırken, Lin Liam’ın yoluna çıkmaya karar verdi. İkisi birbirlerine karşı savaşıyordu.
“Yardıma ihtiyacım var, o yüzden yolumdan çekil!” Liam silahlarını havaya fırlattı ve yumruk tekniklerini kullanarak ileri atıldı.
Yumruk tekniklerini kullandıktan hemen sonra, hokkabazlık sanatıyla iki kılıcını da kavradı ve ağır bir darbe indirmeyi başardı.
Tüm saldırılar engellendi ama Lin onları durdururken saldırılar onu zorluyor gibiydi.
“Neler oluyor? Liam düşündü. ‘Sistem bağlı olduğu için artık çok daha iyi mi dövüşüyorum? Bana bir tür güç artışı mı sağladı?
(Olumsuz, rakibiniz zayıflamış görünüyor.)
Liam kendisiyle dalga geçtiğini düşünerek sisteme karşılık vermek üzereydi ki Lin’in tek eliyle vurduğu darbeyi engellediğinde bunun doğru olduğunu anladı.
Orta aşamadaki bir savaşçının saldırısını engellemesinin hiçbir yolu yoktu.
“Ne yaptın sen?” Liam sormadan edemedi ve vantilatörün hemen arkasında büyük bir sırıtışın belirdiğini görebiliyordu.
“Ne yani, ikimizin eşit şartlarda dövüşüyor olmamız hoşuna gitmiyor mu? Benimle daha önce dövüştüğümüz gibi dövüşmeyi mi tercih ederdin?” Lin sordu.
Lin vurmaya devam etti ve ikisi de birbirlerinin vuruşlarını engelleyip karşılık verirken eşit görünüyorlardı. Yine de Lin hiç gergin görünmüyordu.
Arada bir, arkadan yüksek sesli çarpma sesleri ve hafif acı homurtuları duyuluyordu ve bunlar diğer kız kardeşten gelmiyordu.
Her ikisi de ikiz olan iki kız kardeşin özel yapıları kesinlikle benzersizdi.
Her ikisi de orta seviye civarında orta aşama savaşçılardı. Yetenekli ve güçlüydüler ama onları ölümcül yapan şey sadece kendilerinin yapabildiği özel bir şeydi.
Geçici olarak biri diğerine Qi’sini ödünç verebilir. Bu, kız kardeşlerden birini zayıflatırken diğerinin gücünü arttırır ve onları yüksek orta kademe bir savaşçının gücüne sahip kılardı.
Lulu daha sorunlu olanla uğraşırken Liam’ı meşgul etmeye yetecek kadar Qi aktarmışlardı.
“Bu kadar oyun yeter, buna bir son vermenin zamanı geldi!” Lulu vücudunu döndürüp yelpazesini savururken şöyle dedi. Büyük bir güç dalgası Anna’ya çarptı ve ardından daha önce hissettiğinden daha büyük bir güç ona bir ev gibi çarptı.
Ayakları yerden kesildi. Darbe iç organlarını eziyormuş gibi hissettirdi ve geriye doğru itilerek arenanın duvarına çarptı.
Yere düştü, ağzından kan akıyordu ve hareket edemiyordu. vücudunun bu durumdan kurtulması uzun zaman alacaktı.
Yine de genç çocuğa bakarken başını hareket ettirmeyi başardı.
“O öldü,” dedi Anna. “ve şimdi Zon’a giden tek yolum da yok olacak.” Fenrir Scans
Liam, yüzünde hâlâ tuhaf bir sırıtış olan Lin’e baktı ve Lin geri çekildiğinde, şimdi tam önünde Lulu vardı.
İleri atılmak istedi ama Lulu eline vurdu. Küçük bir vuruş gibi hissetti. Sadece bununla bile bir çatlama sesi duyuldu ve şimdi kolu farklı bir şekilde bükülmüş gibi görünüyordu.
Hemen ardından bacağını kaldırdı ve adamın omzuna çarparak omzunu yerinden çıkardı ve Liam’ı yere düşürdü.
“İkinizin de yüksek atınızdan inmeniz gerekiyor. Biz Karanlık Fraksiyon’uz. Bu konuma sizin gibilere yenilerek gelmedik,” diyen Lulu yelpazesini hazırladı ve içine Qi akıtmaya başladı.
Ancak aynı zamanda Liam’ın ensesinde çınlayan bir ağrı hissedilmeye başlandı.
(Tehlike Sinyali gönderildi.)
Yorum