Kara Büyücünün Dönüşü Novel Oku
Bölüm 906: Buruk Bir Buluşma
Neyse ki Flendon kasabasında çok fazla yıkım meydana gelmemişti. Etkilenen sadece duvarın bir tarafındaki birkaç ev ve binaydı.
Yerel halk kendi kaynaklarını zaten birbirlerine ve topluluklarına yardım etmek için kullanıyordu. Muhafızların çalışmasını ya da kalan Flendon halkının cebinden bu paranın çıkmasını istemeye cesaret edemezlerdi.
Özellikle de böyle şeyler yapabilecek kaynaklara sahipken. Flendon kasabası Kara Büyücü’nün kontrolü altına girdiğinde kendilerine verilen pek çok hediye vardı.
Gerçek şu ki, Flendon’un Behemoth Klanı’nı yendiği haberi yeniden yayıldığından beri, olağanüstü miktarda ziyaretçi vardı.
Civardaki klanlar hediyelerle gelir, yerel tüccarlar ve daha pek çoğu ziyaret ederdi. Hepsi de bunu Kara Büyücü’yle buluşma niyetiyle yapmıştı.
Yine de hiçbirine Kara Büyücü’nün huzuruna çıkma fırsatı verilmedi. Ne olursa olsun, yeteneklerinin onun zihninde iyi insanlar olarak hatırlanmalarını sağlayacağını umuyorlardı.
Şeytani Fraksiyon’daki pek çok kişi zirveye yükselirken, diğerleri başlarına bir şey gelmesinden korktukları için daha çok hediye verdiler.
Güney kapısının yakınında, arka tarafta bulunan belediye binasında, Raze’in şu anda bulunduğu yer burasıydı. Belediye binası yeniden inşa edilip geliştirildiğinde, konuklar için özel bir alan oluşturulmuştu.
Bu sadece şehirdekileri değil, belki de çok uzaklardan gelenleri ağırlamak içindi. Bir hana para ödemek yerine, belediye binası onları ihtiyaçlarına göre ağırlayacaktı.
İkinci katta, yarısı bir tür kütüphaneye benzeyen oldukça geniş bir odada bulunan Raze, çarşaflarının altında yatağa uzanmıştı.
Gözleri huzurla kapandı.
Kapının çalındığı duyuldu ve o sırada başucunda bir sandalyede oturan Rayna kitabını kapattı.
“İçeri gel,” dedi Rayna.
Kapı açıldığında Alba odaya girdi. Kapıyı hızla arkasından kapattı ve Raze’in olduğu yere doğru yürümeye başladı.
“Dostum, insanlar gelmekten vazgeçmiyorlar. Raze’i göremiyorlarsa bile en azından seni görmek istiyorlar ve ben onlara ne diyeceğimi bilemiyorum.” Alba ensesini ovuşturarak konuştu.
“Onlara sadece şu anda Karanlık Fraksiyon’a geri döndüğünü bildirmelerini söyledim. Oraya gidip bunun doğru olup olmadığını öğrenmeleri biraz zaman alacaktır,” diye yanıtladı Rayna.
Alba yatağa doğru yürümeye devam etti ve tam bir adım daha atacakken iki adam gelip yoluna dikildi.
“Kuralları biliyorsun,” dedi Fing. “Kimsenin buradaki en iyi ağabeye yaklaşmasına izin verilmiyor.”
Alba bunun çok saçma olduğunu düşünerek yüzünü buruşturdu. En son ziyarete geldiğinde de aynı şey olmuştu ve bu sadece bir kardeş değildi.
Han bir şey söylemese de o da Raze’in yatağının yanında nöbet tutuyordu.
“Ben Kızıl Turna’nın lideriyim ve Raze de onun bir parçası. Hatta rütbe olarak onun üstündeyim ve onu göremiyorum bile. Ayrıca onu ikinizden çok daha uzun zamandır tanıyorum!” Alba şikayet etti.
İkisi de başlarını salladı.
“Gerçekten durumun böyle olduğunu mu düşünüyorsun? Kara Büyücü Raze, Kızıl Turna’dan bile daha büyük hale geldi.”
“Rayna ile evlenip Neverfall Klanı’na katıldığında, ailemizin bir parçası oldu ki bu zaten herhangi bir gezgin klanından daha yüksek bir statü.”
“Karanlık Fraksiyon’un liderinden bahsettiğinizi de unutmamalısınız. Onun hâlâ Kızıl Turna grubunuzun bir parçası olduğunu düşünüyorsanız aptalsınız.”
Fing’in sözleri Alba’nın kalbini biraz acıttı. Bunlar doğruydu ve son zamanlarda güçlerini artırmak için silah yapımında ona bel bağlamışken onun Kızıl Turna’nın bir parçası olduğunu söylemek zordu.
Hepsi de Raze’in sorunlarına kapılmış ve onunla birlikte sürüklenmişti. Yine de saçma geliyordu. Raze’e aralarındaki bir tür sözleşmeden daha yakındı, değil mi?
Alba daha sonra kardeşlerini ikna edebileceğini umarak Rayna’ya baktı. Onun yerine, ağzından “üzgünüm” kelimesinin çıktığını gördü.
İkisinin de bir şey söyleyememesinin bir nedeni vardı. Çünkü iki kardeş, Alba’nın geçmeye bile zorlanamayacağı kadar gülünç derecede güçlüydü.
Şu anda Raze kesinlikle emin ellerdeydi ve kimsenin ona ulaşması mümkün değildi.
Bu yüzden her şeye rağmen ondan uzak durmaya karar verdi.
“Hâlâ uyuyor, henüz uyanma belirtisi yok mu?” Alba sordu.
“Hayır, ama durumu stabil görünüyor,” diye yanıtladı Rayna. “Bazı doktorlar onu gördü ve herhangi bir sorun olmadığını söylediler, bu yüzden yakında uyanacağını düşünüyorum.”
Alba, “Tüm bunları onun yaptığına ve daha önceki o yaşlı adamın gerçekten o olduğuna inanmak hâlâ çok zor,” dedi.
Yaşlı adamın görüntüsünü hatırladığında, başka bir şeyi de hatırladı. Gözlerindeki bakış.
“Hey Rayna… Raze dönüştüğünde ya da yaşlandığında, nasıl adlandırırsan adlandır, onda biraz farklı hissettiren bir şey fark ettin mi? Yani onun ey-“
Alba tam sorusunu bitirmek üzereyken kapının bir kez daha çalındığı duyuldu. Raze’in burada kaldığını bilen tek kişi, ona yakın olduğu düşünülen kişilerdi.
Kapı açıldığında, orada duran kişi bir an durakladı.
Dame, “Raze’in burada olduğu söylendi ama başka kimin burada olacağını bilmiyordum,” dedi.
Rayna’nın kalbi o anda hızla çarpmaya başlamıştı. Şu anda Belil’in tüm çocukları aynı odadaydı. Bu çok uzun zamandır gerçekleşmemişti.
ve bunun da iyi bir nedeni vardı.
Yorum