Kara Büyücünün Dönüşü Novel Oku
Bölüm 862: Sonuna Kadar Savaşmak
Sütunlara bu isim verilmişti çünkü Behemoth Klanı için onlar tam olarak buydu. Onlar, tüm klanın Şeytani Fraksiyon’daki üç büyük klandan biri olarak ilan edilmesini sağlayan üyelerdi.
En büyük klan olarak, belki de diğer iki büyük klanın toplamından daha fazla üyeye sahip olmak, klanın gücü için sadece ek bir tehditti. Klanın asıl tehdidi ve büyük bir klan olarak kabul edilmesinin nedeni Sütunlar ve Sha Mo’nun kendisiydi.
Flendon’a karşı yapılan son saldırıda iki kişi öldürülmüştü. Bu sefer başarısızlığın bir seçenek olmadığını bilen Sha Mo, iki Sütununu daha göndermekle kalmamış, kendisi de gelmişti. Ana hedefler: Kızıl Turna ve Kara Büyücü.
Gerçekte Sha Mo, Raze onları gerçekten kontrolü altına almayı başardığı takdirde Karanlık Fraksiyonun bir kısmıyla yüzleşmek zorunda kalacağını bile tahmin ediyordu. Topyekûn bir savaşa hazırdı. Sadece o vardı ve ne kendisi ne de Behemoth Klanı üyeleri kendileriyle aynı yeteneklere ulaşabilecek birkaç güçlü bilinmeyen savaşçıya hazır değildi.
Pagna’nın en iyi üç öğrencisi birlikte çalışarak Kilper’ı alt etmeyi başardılar.
Mada, Kilper’ın yerde yatan başsız bedenine baktı, başardıkları şeye hâlâ inanamıyordu. Çok şey atlatmışlardı. Daha sonra ucu sivri ve sert olan lacivert ayakkabılarına baktı.
‘Bunlar sayesinde bu savaşta bir nebze de olsa faydalı olabildim. Böyle bir eserin Akan Güç Klanı’nın üssünde olacağı kimin aklına gelirdi?
Mada, Bonum Topluluğu’nun klanlara saldırma ve onları ele geçirme emrini verdiği zamanı düşünmeye başladı. Mada kendi klanına gitmişti. Liderleri ya da onun yerine geçecek biri olmadığı için ne yapacaklarını bilemiyorlardı.
Klanına karşı gelmek, onları kendi gücüyle Kara Büyücü’yü lider yapmayı kabul etmeye zorlamak. Bu konuda gergin olmadığını söylerse yalan söylemiş olur. Klanı önde gelen kişileri kaybetmiş olsa da, Mada’nın aksine o orta aşamaya ulaşmamıştı ve klanın içinde hâlâ orta aşama savaşçılar vardı.
Sonunda, bu durumda ona yardım eden kardeşi Gunther oldu. Kardeşinin de onayıyla klan Mada’nın taleplerini kabul etmiş ve sonunda klanın eseri ona teslim edilmişti.
Mada fazla bir şey beklemiyordu. Madem eşyalar bu kadar güçlü ve harikaydı, o zaman geçmiş liderler neden onları kullanmamıştı? Tabii bunun tek sebebi itibarlarını korumak ve eşyalara güvenmemek değilse. Klanındaki birçok büyüğün bu şekilde davrandığını kesinlikle görebiliyordu.
İşte o zaman bir çift tuhaf çizmeye rastlamıştı, şu anda giydiği çizmeler ve sahip oldukları güç kesinlikle ilginçti.
Yine de gücünü kullanmak oldukça zordu ve bir dahaki sefere savaşmak zorunda kaldığında kullanmak için pratik yapıyordu. Botların kendisi, tıpkı Ricktor’un kullandığı eldiven gibi, Qi ile aktive oluyordu. Ancak Mada’nın eşyasında bir element yaratmak yerine dokunduğu şeyi değiştiriyordu.
Ayaklarının altındaki zemin suya dönüşüyordu. Kilper saldırdığında, Mada botları aktif hale getirmiş ve saldırıyı savuşturmak için yeterince büyük bir su birikintisi yaratmıştı. Bunun da ötesinde, Kilper’ın ayaklarının dibine gelene kadar bir tünel oluşturmak için botların etkilerini kullanmaya devam etti.
Gücünü kullanmaya devam edince, yüzeyde bir su havuzu oluştu ve yıkıcı bir tekme atarak sudan fırladı. Botların en iyi silahların yapımında kullanılan özel bir metalden yapılmış olması da ek bir avantajdı, böylece ağır bir darbe alabilir ve bir kılıca karşı savaşta kaybetmezdi.
Bunun da ötesinde, Mada su akışı yaratmak için görsel Qi’sini kullanırken, yarattığı suyu sürükleyerek ona daha önce sahip olduğundan daha fazla güç verdiğini fark etti.
Kardeşine göre, botlar aslında liderlerin görsel Qi’lerini daha güçlü hale getirmelerine yardımcı olmak için kullanabilecekleri bir araçtı. Bunu düşünürken, babasının görsel Qi gücünü, Qi’siyle zeminin büyük bir mesafesini ne kadar etkili bir şekilde kapladığını hatırladı.
Saldırıları engellemek ve rakiplerine belirli bir alan içinde saldırmak için kullanmasına izin veriyordu. Belki de silahın hâlâ alışamadığı başka kullanımları da vardı.
“Hey!” Mantis seslendi. “Hayal kurmayı bırakıp bize yardım edebilir misin? Burada durum biraz zor!”
Mantis önündeki saldırgana pençe atarak onu havaya savurdu ve kollarıyla kendisine vuran iki kılıcı engellerken ellerini hızla yanına geri getirdi. Hemen ardından, çivili bir topuz karnına saplandı.
En güçlü saldırılardan biri değildi ama uçları derisini deldi ve kan aktı. Topuz tekrar fırlatıldı ama Ricktor tarafından ikiye bölündü ve aynı şekilde topuzu fırlatan adam da ikiye bölündü.
Üçü bulundukları durumun tam ortasında savaşıyordu ve Sütunlardan birinden kurtulmuş olsalar da savaş durmuş gibi görünmüyordu ve tam o sırada Mantis’in melez formu solmaya başlamıştı.
Yüzünü ve kollarını kaplayan kafatası yumuşak bir tozdan başka bir şeye dönüşmemişti ve sırtındaki kanatlar kaybolmaya başlamıştı. Herkes dövüşmekten bitkin düşmüştü.
“Behemoth Klanı’nın tamamını ortadan kaldıracağını söylememiş miydin? Şimdi güçlerini kaybederek ne yapıyorsun!” Mada birinin yüzüne tekme attı ve yüzüne gelen bir başka darbeden hızla kaçarak adamın çenesine tekme attı. “Bu ne zaman sona erecek?”
Ricktor, “Sha Mo’nun kendisi ortadan kaldırıldığında her şey sona erecek,” dedi. “Merak etmeye başlıyorum, Raze nerede? Şimdiye kadar gelmediyse, bir şeyler olmuş olmalı, bu da bu işte tek başımıza kalabileceğimiz anlamına geliyor.”
Yorum