Kara Büyücünün Dönüşü Novel
Çevirmen: Rin Fenrir
Bölüm 679 Destek Geldi
Raze doğrudan Murkel’e bakarak aynı cümleyi tekrar söyledikten sonra ayaklarının altındaki alan aydınlandı. Tıpkı birkaç dakika önce olduğu gibi, şimdi de ayaklarının altında parlak bir ışık belirmişti.
Aradaki en büyük fark, ışığın tüm arenayı aydınlatması yerine, sadece Raze’in o anda durduğu yeri aydınlatmasıydı – onu tamamen kaplayan bir enerji ışını.
“Nedir bu, neden bu kadar kendinden emin? Murkel düşündü. ‘Söylediği sözler, olabilir mi… gerçekten yapacak mı?
Işık feneri sönmeye başladığında Murkel cevabını aldı. Şimdi, bir zamanlar Raze’in durduğu yerde, çok sayıda insan onu tamamen çevrelemişti.
“Kızıl Turna geldi!” Kizer büyük kılıcını çekerken şöyle dedi. “Çağrınızı bekliyorduk ve bunun ne zaman gerçekleşeceğini merak ediyorduk!”
Hem Karanlık Fraksiyon hem de Aydınlık Fraksiyon üyeleri hala izleyicilerin arasında olduklarından buna inanamıyorlardı. Raze sözünün eriydi; herkesi yok ettiği gibi, bazı insanları da ortaya çıkarmıştı.
Artık Kızıl Turna’nın tamamı Raze’in yanındaydı ve sadece onlar da değildi.
“Rayna!” Dame seslendi.
Rayna küçük erkek kardeşini görmek için önüne baktı.
“Sen… sen buradasın. Açıklaman gereken çok şey var. En azından düğünümde olabilirsin diye düşünmüştüm!” Rayna söyledi.
“Ah evet, bunu duymuştum.” Dame dedi, başını kaşıyarak, ama gelişen duruma dikkat etmek zorundaydı.
En başından beri Raze’in planı buydu, Anna ve Alba’yı turnuvaya gelmeden önce bundan haberdar etmişti. İşlerin bu şekilde sonuçlanmasını hiç beklemiyordu ama öyle oldu.
Raze, Pagna’da belirli bir noktaya ışınlanma alanı açmanın bir yolu olan, mağaraya yerleştirilmiş özel Alterian büyüsünü incelemişti.
Biraz zaman aldı ama ihtiyacı olan tek şey biraz motivasyon ve onu yıkmak için bir nedendi.
Bunu anladıktan sonra Flendon kasabasında bir ışınlanma noktası kurdu. Bu tek seferlik bir şey olacaktı ama Kızıl Turna’nın tüm üyeleri sihirli çemberin içinde durduğu sürece.
Büyü devreye girdiğinde, tıpkı diğerlerini ortadan kaldırırken yaptığı gibi, onları da bir yerden başka bir yere taşıyacaktı.
Sadece, diğer herkesi nereye taşıdığını gerçekten bilmiyordu, ama bu önemli değildi.
Amir destek için gelen üyeleri gördüğünde gülümsüyordu.
Amir, “Demek beklediğiniz gibi bir planınız varmış,” dedi.
“Plan mı? Bir plan!” Murkel kollarını iki yana açarak konuştu. “Kızıl Turna, gezgin statüleri nedeniyle kötü şöhretli olabilir, ancak burada topladığım insanlarla karşılaştırıldığında hiçbir şey değiller.”
Konuşmasının ortasında, Mürkel yan tarafından bir şey fark edince başını çevirdi. Cronker’ın yüzünde hançer vardı ve hızla hareket ediyordu.
Qi ile kaplanmış hançerini Murkel’e doğru fırlattı ve kafasını kesmeye hazırdı.
Ancak, Murkel Qi’sini aktive etmedi ya da yumruk yapmadı; bunun yerine, Raze ve diğerlerine bakmak için başını geriye çevirdi.
Cronker tam Murkel’in boynuna nişan alarak hançerini saplamaya başlamıştı ki, küçük siyah iğne görünümlü bir nesne belirdi.
Mürkel iğneyi tutan kişiye baktı ve çoğunlukla kemiklerden oluşan çelimsiz yaşlı bir adama benzeyen bir şey görebiliyordu, ancak yüzünde ölümcül bir gülümseme vardı.
Cronker diğer eline baktı ve bir kılıç kadar uzun ama inanılmaz derecede ince, iğneye benzer başka bir nesne gördü.
Üzerini kaplayan Qi, nesneyi daha da sertleştiriyordu. Yaşlı adam daha sonra iğneyi saplamaya çalıştı ama Cronker tam zamanında geri kayarak hançeriyle iğneyi savuşturdu.
Yerde kayarak ilerleyip sonunda durduğunda yanağında hafif bir acı hissediliyordu, az miktarda kan çekilmişti.
Üç öğrencisi yanında belirirken Cronker, “Bu adam… inanılmaz derecede hızlı,” dedi.
“Lanet olsun!” Ricktor dilini şaklattı, yan taraftaydı. “Bu Arkon, Erupting Fist klanındaki özel kuvvetleri yöneten yaşlı adam.” Fenrir Scans
Mada, “Yüzünü görenlerin anlatacak bir hikâyesi olmadığını söylediğiniz kişi hiç yaşamadı,” diye ekledi.
Ricktor endişeli bir bakışla, “Doğru, Karanlık Fraksiyon’un bu kadar üyesi varken Kızıl Turna’nın gelmesinin yeterli olacağından emin değilim,” dedi.
Bunun doğru zaman olup olmadığından hâlâ emin değildi. Ricktor hâlâ Raze’in desteklenmesi gereken doğru kişi olduğuna ikna olacak kadar şey görmemişti.
Diğerlerinin işi bitmiş olsa da, Ricktor’un kendisi için, babasından nefret etse de, insan hayatta olduğu sürece intikam alma şansı hep olacaktı ve babasının onu bağışlama ihtimali vardı.
Amir de aynı şeyi düşündü ve Cronker’ın durdurulduğunu gördükten sonra bunun yeterli olup olmadığını merak ederek Raze’e baktı.
“Endişelendiğini anlayabiliyorum,” dedi Raze. “Ölümcül Isırık Klanı’ndan Lisa’ya karşı yardım ettiklerinde onları gördün. Zor durumda kaldığımda bana defalarca yardım ettiler.
“Görünüşe göre onlara istediğimden çok daha fazla güvenmeye başladım.”
“İşte bu yüzden endişeliyim,” diye karşılık verdi Amir. “Sadece Karanlık Fraksiyon liderlerinden birini ortadan kaldırmak için neredeyse hepsi gerekti.”
Raze oturmaya giderken gülümsedi. Yine çok fazla büyü kullanmıştı. Büyüde mesafe önemliydi ve Kızıl Turna’yı oldukça uzak bir mesafeye taşımıştı.
Şimdi yapması gereken şey, mümkün olduğunca çabuk xiulian uygulayarak daha fazla büyü ve Qi kazanmaya çalışmaktı. Geçen sefer olanlardan sonra başka bir hap alma riskini göze alamazdı.
Sadece sınırlı bir süre için işe yarayacaktı ve böyle bir durumda bayılmak neredeyse ölüm demekti.
“O zamankinden çok daha güçlüler… Onlara güvenmeseydim böyle bir zamanda xiulian uygulamak için bu kadar sakin olur muydum sanıyorsun?” Raze gözlerini kapattı. “ve ayrıca, yalnız değiliz.”
Bir kez daha her şeyden rahatsız olan Mürkel yumruğunu havaya kaldırdı. Görsel Qi’si etrafında kara bir delik gibi görünen bir şey yarattı ve ardından yumruğunun içinde yoğunlaştı.
Tüm grubu hedef alarak ileri atıldı.
“Şimdi ne olacak, bu sefer hepiniz benim vuruşumu engellemek için mi devreye gireceksiniz?!” Murkel yüzünde kendini beğenmiş bir gülümsemeyle sordu.
“Hayır, gerek yok!” Tilion, DM’nin gurur verici işaretini taşıyan Efsanevi rütbeli kalkanını çıkarırken şöyle dedi.
Herkesten önce ileri atıldı ve kalkanın arkasındaki ağırlığıyla yumruğu kafa üstü bloke etti.
Kalkana isabet eden yumruk stadyumu sarsmıştı ama sadece bir anlığına. Havada görülebilecek Qi dalgaları mevcut değildi.
Murkel kalkanı görebiliyordu ve gayet iyi görünüyordu.
“Ne, o kalkan mı?” Murkel sordu.
“Bu Kara Büyücü tarafından yapılmış bir eşya ve senin gibi biri tarafından yok edilemez,” diye yanıtladı Tilion.
Yorum