Kara Büyücünün Dönüşü Novel
Çevirmen: Rin Fenrir
Bölüm 676 Raze Karanlık Fraksiyona Karşı
Kawak grubun geri kalanından uzaklaşmıştı, diğer herkes ise büyük insan kalabalığına tam olarak ne yapılacağına dair emirlerini bekliyordu. Fenrir Scans
Çoğu turnuvaya gitmek için arabalara binmiş ya da ortak yol parası ödemişti; hatta bazıları yarışmacılar üzerine bahis oynadıkları için paralarını bırakmıştı. Bu durum yerel halk için her zamankinden daha fazla endişe vericiydi.
Sonunda Kawak geri döndü ve önce insan kalabalığına göz kulak olan Işık Fraksiyonu savaşçılarının yanına gitti.
“İnsanlar kendilerine borçlu olunan her şeyi geri alacaklar. Onları yakındaki en büyük şehre götüreceğiz ve oradan da evlerine dönmeleri için gereken masrafları karşılayacağız,” diye duyurdu Kawak.
“Emin misiniz efendim? Arenaya geri dönmeyecek miyiz?”
Kawak, “Bu daha sonra ele alabileceğimiz bir konu,” diye cevap verdi. “Turnuva sona erdi; şimdilik önemli olan herkesi olması gereken yere geri götürmek. Biz her şeyi halledeceğiz.
“Bundan sonra, tüm Klan başkanlarıyla büyük salonda bir toplantı düzenleyeceğiz. Acele etmeliyiz.”
Bu emirleri verdikten sonra, Işık Fraksiyonu savaşçıları halktan bilgi toplamakla meşguldü.
Bu sırada Kawak yanına gitti ve Cicle’yi yanına çekerek onunla ayrı bir konuşma yaptı ve Şeytani Fraksiyondan insanlarla kısa bir göz teması kurdu.
“Şeytani Grubun topraklarına geri dönmesine izin vereceğiz. Bir şey yapmadıklarından emin olmak için klan liderleriyle birlikte onlara eşlik etmeni istiyorum,” diye emretti Kawak.
“Yapılacak en iyi şeyin bu olduğuna emin misin?” Cicle cevap verdi. “Onları kendi bölgemizde tutuyoruz. Kaçacak yerleri bile yok; Şeytani Fraksiyonun büyük bir kısmından kurtulabiliriz.”
“Şu anda onları kullanmak en iyisi olabilir. Onlar da tüm bu olanlar karşısında gerçekten şok olmuş görünüyorlar. Bu arada, olacaklara hazırlıklı olmalıyız, bu yüzden onlara karşı savaşmak akıllıca bir hareket olmayacaktır.”
“Peki ya Ricar?” Cicle sordu. “Ona yardım etmek için geri dönmeyecek miyiz? Eğer hayatını kaybederse, Şafakkılıcı Klanı’nın on büyüğünün memnun olacağından şüpheliyim.”
“Dokuz,” diye düzeltti Kawak. “Ve bazen fedakârlıklar gerekir. Eğer yeterince güçlüyse, o zaman yaşayacaktır.”
—
Arena tribünleri artık tamamen boştu, herkes ya da en azından neredeyse herkes taşındığından beri insan yoktu.
Şu anda tribünlerde, duvarlardan birinin arkasında saklanan kişi, kötü şöhretli haber yayıcısı Bubble’dan başkası değildi.
Sehpanın duvarlarından birine yaslanmış, gözlerden saklanarak oturuyordu. Başını yavaşça yukarı kaldırarak gözlerinin durumu görmesini sağladı.
“Buna inanamıyorum. Başka bir şey olup olmadığını anlamak için dışarı çıkıp daha fazla bilgi almaya çalıştım. Burnumu soktuğum için beni arenadan attılar! diye düşündü Balon.
‘Her yerin neredeyse sessizliğe büründüğünü duyduğumda içeri daldım ve neredeyse kimseyi bulamadım ama burada hala insanlar var. Bu kader mi? Kader beni tüm bunlara tanıklık etmem için mi getirdi?
Şimdi Bubble, beyaz saçlarıyla Raze’i görebiliyordu, Kara Büyücü olarak da bildiği öğrencinin gerçek halini, Şeytani Fraksiyon’un en güçlü klanlarından biri olan Behemoth Klanı’na karşı gelen ve şimdi daha da çılgınca bir şey yapmış gibi görünen öğrenciyi.
‘Neden her zaman rapor edemeyeceğim şeyler görüyorum? İnsanlar delirdiğimi düşünecek… ama belki bu sefer değil, çünkü hepsi bunu deneyimlemiş olacak.
Bubble yere baktığında, Amir’in yerde yatan Mantis’in yanında durduğunu gördü. Kanatları yere yayılmıştı ve hala nefes alıyor gibi görünüyordu ama hareket etmiyordu, büyük olasılıkla Ricar’la olan dövüşten dolayı çok yaralıydı. Sonra da Dame. Bu üçü açıkça birlikte çalışıyorlardı.
Başka bir yere baktığında Hannah ve Ricar’ın yan yana durduğunu gördü. Olan biten her şeyin şokuyla kavga neredeyse durmuştu.
Son olarak, Kızıl Vinç’le birlikte Raze, Alba, Anna, Cronker ve üç öğrenci vardı. Şu anda arenanın zemininde bulunan insanlar bunlardan oluşuyordu. Bir de Hannah vardı ama o fazla uzaklaşmamıştı.
Amir, Aydınlık Fraksiyonu üyelerine bakarken kendi kendine, “Demek tüm bunların amacı buydu,” dedi.
“Sanırım bu, gidip burayı terk etmek için en iyi şansınız. Planımda bir değişiklik yaptım; böyle zamanlarda doğaçlama yapmak en iyisi olabilir. Bize karşı gelmek istemezsin, değil mi?”
Ricar durumu gözlemliyordu. Amir’le olan küçük etkileşiminden onun ne kadar güçlü olduğunu anlayabiliyordu. Bu işin ortasında olmalarının bir amacı var mıydı?
“Biz dönene kadar olmaz Hannah!” Beatrix iddia etti.
“Talepte bulunacak durumda olduğunuzu sanmıyorum.” Dame cevap verdi.
“Sorun yok,” diye konuştu Raze. “Ona gerek yok; gidebilirsin.”
Raze, Hannah’nın kendisi yüzünden hareket etmediğinin gayet farkındaydı ve Aydınlık Fraksiyonu’nun arkalarından saldırıp onlara bir iyilik borçlu olmaması, bulaşacakları karmaşa için iyi olacaktı.
Raze, “Umarım bununla birlikte ilkelerinize sadık kalır ve bize saldırmaz ya da tüm bunlara dahil olmazsınız,” dedi.
Hannah kıpırdandı ve hızla Beatrix’in yanına koşarak ona sarıldı. Üçü kısa süre sonra geri çekildi ve tribünlere atladı. Yine de uzaklaşmadılar.
Hayır Ricar bugün olabilecek her şeyi düşünerek kaçmanın çok önemli olduğunu düşündü; neler olacağını görmesi gerekiyordu.
Tam o sırada cam kapı nihayet açıldı ve Murkel önde, öğrenciler en arkada olmak üzere Karanlık Fraksiyon’un tamamının dışarı çıktığı görüldü.
Murkel, “Bunu bir tür amaç güderek yaptığınızı görüyorum,” dedi.
Amir, Karanlık Fraksiyon’un arkasındaki insanlara bakıyordu. Onlar Karanlık Fraksiyon’un en güçlülerinden bazılarıydı.
Bu, onlara akademide saldırmaktan daha kolay olsa da, sadece marjinal olarak daha iyiydi.
“Sanırım uzun zamandır bu öğrenciyle birlikte çalışıyor, arkamdan planlar yapıyordun. Neden Karanlık Fraksiyon’a ihanet etmeye karar verdiğini merak ediyorum,” diye sordu Murkel.
“Karanlık Fraksiyon’a ihanet ettiğimi düşünüyorsun. Anlamıyorsun ve asla da anlamayacaksın. Yaptığım şey Pagna’nın tamamına yardım etmeye çalışmak ve bu kişinin çok önemli olduğuna karar verdim,” diye yanıtladı Amir. “Birlikte çalışmadığımızı ve onun buraya gelmesinin bir tesadüf olduğunu söylesem bana inanmazsın.
“Aslında, sen benim hedefim bile değildin. En azından şimdilik. Ancak, toplumumuz için anahtar olacağına inandığım birine yardım etmek söz konusuysa, o zaman yardım ederim.”
Murkle daha sonra Anna, Cronker ve diğerlerinin yanında durduğu Raze’e baktı. Bacakları biraz zayıf görünüyordu.
“Söylediklerini duydum evlat, Karanlık Fraksiyon’dan kurtulmak ve onu ele geçirmek istiyorsun. Bütün planın buydu. Böyle bir şey söylemek için çok gençsin… şu anda ayakta bile zor duruyorsun, neyle karşı karşıya olduğun hakkında hiçbir fikrin yok.”
Murkel karanlık Qi’sini serbest bırakmaya başladı, bu Qi omuzlarının etrafını sararak onu yoğun, karanlık ve ağır bir şekilde örttü.
İşte o zaman Raze bir Qi hapı çıkardı ve ağzına yerleştirdi, ısırdı, hapı kırdı ve bütün olarak yuttu.
“Çok genç,” diye gülümsedi Raze. “Neyle karşı karşıya olduğum hakkında hiçbir fikrim yok; aynısını sana da söyleyebilirdim!”
Yorum