Kara Büyücünün Dönüşü Novel
Çevirmen: Rin Fenrir
Bölüm 665 Son Maç
Final maçı anons edildi ve üç katılımcı sahneye çıktı. Zemin katta, birbirinden eşit uzaklıkta üç daire çizilmişti.
Herkes çemberlerden birine girdi ve sonra önlerindeki rakiplerine bakarak beklediler.
“Sence kim kazanacak?”
“Yani, Şeytani Fraksiyondan biri olmalı, değil mi? İki katılımcıları var; bir araya gelip Işık Fraksiyonundan bir kişiye karşı çıkabilirler.”
“Şeytani Klanlar öyle değil ama. Takım çalışmalarının ne kadar kötü olduğunu gördünüz. Prensipleri sadece kimin en güçlü olduğuna dayanıyor. Hannah’yı ortadan kaldırmak için birlikte çalışmak bunların hiçbirini kanıtlamaz. Karanlık Fraksiyon olsaydı, o zaman belki.”
“Yine de, durum böyle olsa bile, hepsinin arasından İblis’in üstün olduğunu düşünüyorum; tüm rakiplerini bu kadar çabuk alt etmeyi başardı.”
“Diğerlerini henüz göz ardı etmeyin; asla bilemezsiniz. Belki de İblis şu ana kadar elde ettiği açıklar konusunda şanslıydı. Tüm bu olayda şanslı olabilir.”
“Sanırım bunu öğrenmemiz gerekecek.”
Seyirciler bahislerini oynamaya devam ederken bir dakika kalmıştı. En yüksek oranlar İblis’in kazanmasına giderken, ikinci sırada Mantis ve son olarak da Hannah yer aldı.
Hannah Aydınlık Fraksiyonu’ndan olmasına ve onlar da Aydınlık Fraksiyonu’nun bir parçası olmasına rağmen. İblis Jake’in en güçlü Aydınlık Fraksiyonu öğrencisini yenmiş olması, çoğu kişinin ona hiç şans vermemesine neden oldu.
Konsantre olan Hannah arkadan gelen konuşmaları duyabiliyordu.
‘Tüm bunları görmezden geleceğim, elimden gelenin en iyisini yapacağım ve Beatrix’in Şafak Bıçağı Klanı’nın sıkı çalışması ve becerileriyle herkesi alt etmesinin aynısını yapacağım. Hannah derin bir nefes alırken kendi kendine söyledi.
Üçü de birbirine bakıyordu; acaba hepsi birden girip ortada çarpışacaklar mıydı? Bir öğrenci diğerinin peşinden mi gidecekti? Çok sayıda büyük olasılık vardı.
“Dövüş başlasın!”
Üç öğrencinin ayaklarını çevreleyen daireler kayboldu ve dövüşün başladığını işaret etti.
Bu tür bir durumda Hannah’nın yapabileceği en iyi şeyin sadece gözlemlemek olduğunu düşündü ve kılıcını çekerek ikisinden birinin üzerine gelmesini bekledi.
İşte o zaman en düşük ihtimalli sonucun gerçekleştiğini hissetti.
“Bunu neden yapıyor?”
Mantis bulunduğu yerden en hızlı hareket ederek saldırıya geçmişti ama Hannah’ya doğru gitmek yerine doğrudan öğrenci Jake’e yönelmişti.
“Eğer en güçlü olduğumu kanıtlamak istiyorsam, o zaman en güçlülere karşı çıkmam gerekir!”
Mantis yaklaştığında ayakları yerinden oynadı ve hafif bir art görüntü oluştu. Hızla Raze’in tam önünde belirmiş ve ona yandan saldırmıştı.
Raze Qi’siyle geri iterek darbeyi engelledi ve havada kıvılcımlar uçuşmaya başladı. Her ikisi de birbirini itiyordu.
“Böyle bir şeyin olmasını beklemeliydim. diye düşündü Raze. ‘Şeytani Fraksiyon sadece en güçlü olmayı önemsiyor ve o da öyle olacaktı!
Bu noktada Raze Qi’sini kılıcına daha fazla akıtmaya karar verdi ve her iki pençeyi de geri itti. Ancak kısa bir süre sonra Mantis de geri itmeye başladı ve Raze’in iki elini de geri çekti.
‘Bu da ne, kullandığı Qi miktarı artmadı. Bu neredeyse kendi fiziksel gücü gibi hissettiriyor, ama bu nasıl mümkün olabilir.
Raze Qi’sini tek bir noktada yoğunlaştırdı ve kılıcını savurarak pençeli elleri kırdı ve onları yana itti.
Mantis hemen kollarını sallayarak Raze’e saldırmaya çalıştı. Yanından ve yukarıdan gelen her saldırı dikkatle engellendi ve Raze her seferinde bir adım geri çekildi.
Tüm darbeler güçlüydü, rüzgârın şok dalgaları havaya çarpıyor ve patlıyordu. Kalabalık üretilen ağır darbeleri duyabiliyordu.
Simyon’a karşı savaşırken kullanılan vuruşlardan daha güçlü sesler çıkarıyorlardı.
‘Haklıyım, bu vuruşların Qi’ye sahip olmadığını hissedebiliyorum. Ricktor gibi orta seviyede değil ama yine de bu kadar güçlü vuruşlar yapabiliyor.
Raze şimdilik her birini engelliyordu; bir açıklık aramaya çalışıyordu ama sürekli saldırılar yüzünden bunu yapmak zordu.
Raze ayağını yere vurarak alçalan adımların ilkini oluşturdu. Büyük miktarda Qi ileri doğru kayar ve rakibin hareketini bozardı.
Ancak bu Mantis üzerinde işe yaramadı, çünkü havadaydı ve Raze’in kafasına doğru bir darbe daha savurdu. Neyse ki Raze saldırının çoğunu savuşturmayı başardı ve arkasına geçmek için yana doğru hareket etti.
“Seninle uğraşmak oldukça can sıkıcı.” Raze düşündü.
Hannah her şeyi izliyordu. Güçlü yanlarından biri rakiplerini gözlemlemek ve ardından bu tür önlemlere karşı koymak için bir plan yapmaktı.
İki kişinin karşısına çıkmanın kendisi için daha zor olacağını biliyordu ve bir kişi yerine iki kişiye dikkat etmesi gerekecekti.
Yine de ortaya çıkan sonuçla birlikte, her ikisine de bakmak için bolca fırsat elde ediyordu. Ancak bu durum kalabalıktan bazı yorumların gelmesine neden oldu.
“Hey, belki Hannah bu şekilde kazanabilir.”
“Haklısın, eğer geride durur ve o ikisinin dövüşmesine izin verirse, eminim birbirlerini incitecek ve yaralayacaklar, o zaman araya girip dövüşü kazanabilir.”
“Böyle bir şey olduğu için şanslı, dürüst olmak gerekirse, kazanmasının tek yolu buydu.”
Bunları duyduktan sonra böyle göründüğünü ve söylenenlerin kesinlikle doğru olduğunu biliyordu. Yapılacak en iyi şey geride durmak ve sonra saldırmak için mükemmel bir fırsat yakalamaktı.
“Yine de bu şekilde kazanmak kendimden utanmama neden olur! Hannah kılıcını hazırladı ve sahada koşarak ileri atıldı.
Raze’in Mantis’in saldırılarını sürekli olarak engellediğini görebiliyordu. Sonra yaklaştığında, bıçağını parlayan enerjiyle kapladı.
Bacağından iterek yukarıdan saldırdı, kılıcını aşağı salladı ve kılıç tepede çarpıştı. Raze’in kılıcı, Hannah’nın kılıcı ve Mantis’in iki eli birbirine çarpmıştı.
Tam o anda, saldırılarda ne kadar çok güç kullanıldığını fark etti ve dişlerini sıkmak zorunda kaldı.
‘Bu ikisi bir süredir devam ediyor ve bu kadar güç kullanıyorlar, bu nasıl mümkün olabilir!
Mantis daha sonra saldırısına daha fazla güç katarak her iki silahı da uzaklaştırdı. Raze’e tekrar saldırmak üzereyken göğsünde hissettiği bir tekme onu geriye savurdu ve yerde kaymaya başladı.
“Açılış için teşekkürler,” dedi Raze, kılıcını ona doğru savurmaya devam eden Hannah’ya bakarak, ama iki kılıç çarpıştığında kılıcının neredeyse elinden fırladığını hissetti.
“Yeteneklisin, belki de buradaki en yetenekli kişisin ama ne yazık ki senin için bu maçı kazanmak zorundayım!” Raze kılıcını yana bıraktı ve hem Mantis’e hem de Hannah’ya baktı.
“Bu vuruşta ikinizden de kurtulacağım!” Kılıcının tamamı siyah Qi’siyle kaplanmaya başladı.
Yorum