Kara Büyücünün Dönüşü Novel
Çevirmen: Rin Fenrir
Bölüm 659 Işık Fraksiyonu ile Tanışma
İzleme odalarının her birine yerleştirilen Aydınlık Fraksiyonu gözlemcileri orta kademe savaşçılardı. Farklı klanlardan geliyorlardı, bazıları Aydınlık Fraksiyonu’ndaki üç büyük klandan değildi ama yine de orta kademe savaşçılardı.
Birçok insanın başaramayacağı bir başarıya imza atmayı başarmışlardı. Işık Fraksiyonu uğruna turnuvadaki görevlerini ciddiye aldılar.
Her bir fraksiyonun tepkilerini ölçecek, konuşmalarını dinleyecek ve Aydınlık Fraksiyonu ve içindeki insanların iyiliği için rapor vereceklerdi.
Bu yüzden şu anda İblis grubunun görüş alanında bulunan Silp, neden şu anda önündeki kişi tarafından korkutulduğunu merak ediyordu.
Slip, “Ben… ben sizi etkinliğin organizatörlerinin olduğu yere götüremem,” diye cevap verdi. “Onlar kendi klanlarının üyelerinin bile görüşmek için mücadele ettiği klan liderleri.
“Eğer onlarla buluşmak istiyorsanız, o zaman bir mesaj göndermem ve ardından cevap beklemem gerekiyor, bu savaşı zamanında durdurmaz!”
Raze bunun doğru olduğunu biliyordu. Dışarıya baktı ve Simyon’un hâlâ ayakta olduğunu gördü. Qi vücudundan yükseliyor ve kendini darbelerden koruyordu. Yine de tuhaf bir şey olmuştu, Mantis arada bir durup sırtını geriyordu.
Simyon’un saldırması için mükemmel bir fırsat olabilirdi ama Simyon’un hâlâ ayakta olması bile başlı başına bir başarıydı; ondan daha fazlasını yapmasını istemek mucizeden de öte bir şey olurdu.
Raze, “Harika o zaman, mesajı gönderecek kişiyle gideceğim, ya da daha iyisi, beni de yanına alabilirsin,” dedi.
Slip’in neden böyle hissettiğine dair hiçbir fikri yoktu, ses tonundan mı, gözlerindeki bakıştan mı? Ya da bu kişinin diğer öğrencilere yaptıklarına şahit olmuş olması ve kafasında belki de bu kişinin kendisine de aynı şeyi yapacağını düşünmesi.
‘Yıllarca eğitim aldım, Pagna akademisinden çoktan geçtim ve bu öğrenciden korkuyorum, bu imkansız. Slip bir an için odada bulunan diğer Pagna savaşçılarına baktı.
Yetişkinlerden hiçbiri onu durdurmayacak mıydı, diğer klan başkanları yapmak üzere olduğu şeyin iki grup arasında bir savaş başlatabileceğini biliyorlardı. Ama Slip bunun yerine yüzlerindeki gülümsemeyi görebiliyordu.
Sanki olup biten her şeyden mutlu oluyorlarmış, bu anın tadını çıkarıyorlarmış gibiydi.
“Karşımdakinin şeytani bir grup olduğunu unutmuşum, umarım beni anlayışla karşılarlar.
“Lütfen, beni takip edin.” Slip isteksizce konuştu ve odadan dışarı çıktı. Raze arkasından geldi ve neredeyse anında yaydığı baskı kayboldu.
Raze’in yaptığı şey, Kara Büyüsünü çekirdeğinden Slip’e doğru yansıtmaktı. Kara Büyü çekirdeğinin gücü ölüme dayanıyordu ve ölümle birlikte artıyordu.
Büyünün, diğerlerinin göremeyeceği bir seviyede kendisinden dışarı çıkmasına izin veriyordu. Ya da olan biten hakkında hiçbir şey düşünmeyecekti.
Hayatlarında hiç büyü deneyimi yaşamamış olanlar için Kara Büyü’yü ilk kez deneyimlemek. Herkesin ölümün onlar için gerçek bir olasılık olduğunu hatırlamasını sağladı.
Duyuları hafifçe köreldiğinde, kalp atışları yavaşladığında ve yavaş yavaş ölümle birlikte bir hiç olacaklarını fark ettiklerinde, içlerine derin bir korku düşerdi.
İkisi şimdi koridorlarda yürüyordu ama Raze’in önden gitmesi uzun sürmedi.
Raze, “Acelemiz var, o yüzden bana nereye gideceğimi söyle,” diye emretti.
Hiçbir şey yapamayan Slip sadece başını salladı ve yürümeye devam etti.
“Sence çocuk çok fazla sorun çıkaracak ve buradan çıkmak zor olacak mı?” Lince sordu.
Sha Mo, “İlk etapta gitmesine neden izin verdiğimi biliyor olmalısınız, ayrıca üzerimizde göz olmadığını da biliyorum,” diye cevap verdi.
Lince Beret’e baktı ve ikisi de başlarını salladı. Bunun üzerine Beret hızla odanın içinde dolaşmaya başladı. Sadece o değil, diğer öğrenciler de dahil olmak üzere Şeytani Fraksiyon’daki herkes şimdi odanın etrafına bakıyordu.
Sanki odada birini ya da bir şeyi bulmaya çalışıyorlardı.
“En kötüsüne hazırlıklı olmalıyız. Her yıl gruplardan biri bir şeyler yapmayı planlıyor ve kim bilir belki bu yıl bu biz olabiliriz,” dedi Lince gülümseyerek.
Sha Mo, “Sana söylüyorum, eğer o çocuk söndüremeyeceği bir yangın başlatırsa, onu kurtarmayacağım, kendimce sebeplerim var,” diye cevap verdi.
İkisi sanki Alba ve Anna odada yokmuş gibi açıkça konuşuyorlardı, ama ikisi de her şey için oradaydılar ve sanki görünmezlermiş gibi konuşmaları ikisini de çok kızdırıyordu.
‘Birinin bu Şeytani Hizip klanlarına haddini bildirmesi gerekiyor. Alba düşündü. “Raze, umarım planını uygulamak zorunda kalmayız çünkü bu etkinlikte herkes bir şeyler yapmaya çalışıyor gibi görünüyor.
Hem Raze hem de Slip koridorlarda yürümeye devam etti ve yolda diğer birkaç Işık Fraksiyonu üyesinin yanından geçtiler. Slip’in konumu nedeniyle birçoğu onu dinledi ve geri çekildi.
Merdivenlere ulaşmışlardı ve özel bir ikinci kattaydılar. Burası katılımcıların veya kalabalık üyelerinin girmesine izin verilmeyen bir kattı. Burası Işık Hizbi Klanı liderlerinin standının bulunduğu kattı.
Slip aşağı doğru yürüdüğünde, daha kapılara ulaşmadan, koridorun kendisinde, Aura klanının iki üyesi yan tarafta duruyordu.
“Burada ne arıyorsun, ziyaretçilerin geleceğine dair bir bildirim yapılmadı,” dedi hafif fraksiyon üyesi ve doğrudan Raze’e baktı.
Tüm bu süre boyunca yerlerinde kalmışlardı, Raze’in kim olduğu ya da ne yaptığı hakkında hiçbir fikirleri yoktu ama Aydınlık Fraksiyonu’ndan biri olmadığı da açıktı.
“Bu, şu anda Turnuvaya katılmakta olan bir öğrenci. Bu etkinliğin şu anki organizatörleriyle bir görüşme talep etti, acil bir mesele gibi görünüyordu, bu yüzden onu doğrudan buraya getirdim,” dedi Slip ve yere diz çöktü.
“Onu buraya getiren sendin, farklı bir fraksiyondan biri!” Diğer savaşçı şöyle dedi.
İkisi duvarın kenarından uzaklaşmışlardı ve şimdi ayakta durmuş Slip’e bakıyorlardı.
“Biliyorsun, bu protokole aykırı. Kurallarımızın olmasının bir sebebi var, onlara uyulmalı, eğer uymazsanız, Şeytani ve Karanlık Fraksiyon’daki vahşi hayvanlardan farkınız kalmaz.
“Herkesi bir araya getiren adaleti ve ütopyamızı korumak için kurallara uyulur ve kuralları çiğneyenlerin sonucunun ne olduğunu biliyorsunuz.”
Raze’in şu anda tanık olduğu her şey ona biraz tuhaf geliyordu. Tüm fraksiyonlar ve onların ahlaki değerleri arasında Işık Fraksiyonu hakkında duydukları en ideal olanıydı.
Katı kurallar, zayıfları korumak, her zaman adil gibi görünen şeyler yapmak, ama şu anda kurallara uymayanlara ne olduğunu ilk kez duyuyordu.
Slip’in yaptığı şey yanlış mıydı? Sadece hayatını önemsiyordu, tehdit edildiği için bir şey yapıyordu ama suçu ona yüklemek yerine kendi savaşçılarından birine yüklüyorlardı.
Aydınlık Fraksiyon dünyasında, hiçbir şey yapamayan ama açlık çeken ailelerini doyurmak için mola vermek zorunda kalanlara ne oldu? Kurallara uymadıkları ve sadece hayatta kalmak için savaştıkları için onlar da idam edilecek miydi?
Bu Raze’in başa çıkması gereken bir şeydi. Dünya her zaman siyah ve beyaz değildi. Arada Grinin tonları vardı, bir insanın kaçınamayacağı koşullar vardı ve insanların etraflarındaki tüm toplumu inşa etmek için birbirleriyle çalışması gereken bir dünyada, kontrolünüz dışında şeyler olabilirdi.
Aydınlık Fraksiyon kurallarına göre, çoktan birçok kez öldürülmüş olmalıydı.
Raze bir an için bunların sadece kurallar olduğunu ve sonuçlarının o kadar da korkunç olmadığını düşündü. Ta ki savaşçının yanındaki kılıca uzandığını görene kadar.
“Görevinizi yerine getirmediniz, bu nedenle derhal görevden alınacaksınız!”
Slip bir sonraki adımın ne olacağını bildiğinden gözlerini kıstı. “Ölüm böyle bir his mi? Düşündüğümden çok daha acısız. Daha önce hissettiklerimle aynı duygu değil.
“Sanırım bu ölümse, endişelenmemi gerektirecek bir şey yoktu. Fenrir Scans
Slip yavaşça gözlerini açtı ve önünde duran öğrenciyi görebildi. Elini uzatmış, kılıcı tutmuş ve kılıcın yolunu kesmişti.
“Bir toplantı talep ettim ve klan başkanlarını görmeye gitmeyi planlıyorum,” dedi Raze. “Ve sana bir sorum var, senin görevin Klan liderlerini korumak ve günlerini kesintisiz geçirmelerini sağlamak.
“Yani senden kurtulursam, bu senin de görevinde başarısız olduğun anlamına mı gelecek?”
Yorum