Kara Büyücünün Dönüşü Novel
Çevirmen: Rin Fenrir
Bölüm 648 Sistemle İlgili Sorun
Maçlar yapılmıştı ve mola döneminde çoğu insan kimin kazanacağını düşündüklerine dair bahislerini oynayacaktı.
Etkinlik boyunca birçok kez görüşleri değişti ve olayları tahmin etmeleri zorlaştı.
Birçok kişi İblis’in kiminle karşılaşırsa karşılaşsın kazanacağını düşünmüştü, ancak şimdi etkinlik İblis’i Karanlık Fraksiyon öğrencilerinden ikisiyle karşı karşıya getiriyordu.
İkisinin ortak düşmana karşı savaşmak için birlikte çalışacaklarına hiç şüphe yoktu. Karanlık Fraksiyon öğrencileri de şimdiye kadarki etkinliklerde ne kadar güçlü olduklarını kanıtlamışlardı.
İblis dışında gördükleri tüm katılımcıların neredeyse bir seviye üzerindeydiler. Bu da insanlara Karanlık Fraksiyonun bu yarışmadan galip çıkabileceğine dair bir şüphe veriyordu.
“İnsanların hâlâ hiçbir fikri yok,” diye kendi kendine gülümsedi Bubble. “İçeriden aldığım bilgiler sayesinde bugün bahislerimden küçük bir servet kazandım.
“İnsanlar orta aşama bir savaşçının iki ilk aşama savaşçıyla karşılaşacağını bilseydi, ne kadar güçlü olurlarsa olsunlar, yüzde 90’ı orta aşama savaşçıyı seçerdi; iki aşama arasında bu kadar fark var.
“Sadece bu değil, Jake adındaki kişinin gerçek kimliği… Düşünüyorum da, eğer ortaya çıkarsa, çok kötü bir şey olması ihtimaline karşı kaçış rotamı planlamam gerekebilir.”
Sağına soluna bakarken bir yandan da yanında duran kadının nereye gittiğini merak ediyordu. Onun konuşmalarını dinliyordu ve kadın da oldukça bilgili görünüyordu. Fenrir Scans
Onun yerine Liam’a göz kulak olurken verdiği garip tepkileri fark etti. Ona bazı sorular sormak istedi ama artık çok geçti.
Bubble’ın aklındaki kişi Anna’ydı. Kendi gözleriyle yeterince yakından görmüştü, bu yüzden Demonic Faction izleme alanına geri dönmeye karar vermişti.
Yürürken odadaki kimseyi selamlama zahmetine girmedi ve sonunda Raze’in yanına gitti. Koltuklardan birinde ağır yaralı bir şekilde oturan Brack’e bakarken kısa bir an durdu; tedavi sağlayan bir Işık Fraksiyonu Hekimi bile vardı.
İkisi birlikte köşeye doğru ilerlerken Anna, Raze’e yaklaşırken işaret parmağını ona doğru salladı.
Sha Mo ve Lince bunu fark etti ama en azından içeride Aydınlık Fraksiyonu üyeleri varken meseleyi görmezden gelmeye karar verdiler.
“Az önce kavga eden göz bandı olan çocuk, onu tanıyor musun?” Anna sordu. “ve unutma, yalan söyleyip söylemediğini anlayabilirim. Daha önce Karanlık Fraksiyon’dan olanlara nasıl baktığını gördüm. Ayrıca Himmy’den senin aslında Karanlık Fraksiyon akademisinde görevli olduğunu da biliyorum.”
Raze, Anna’nın yalan söyleyip söylemediğini anlayabileceğini biliyordu ve ona yalan söylemeyi planlamıyordu. Sorun şuydu: Neden onca insan varken Liam’la ilgileniyordu?
“Onu tanıyorum; akademideyken daha yakın olduğum biriydi. Bir sorun mu var?” Raze sordu.
“Evet, var… biliyor musunuz, o çocuk Zon’la da temas halinde olmalı, ya da en azından Kızıl Fortis ordusundan biriyle,” diye iddia etti Anna. “Maçta kullandığı tüm beceriler sistemin kullanımıydı.
“Sadece Red Fortis üyelerine verilen sistem.”
Raze bir an için Liam’ın Zon’la görüştüğünü inkâr edecekti; o her şeyden önce bir Pagna savaşçısıydı. Ama biraz daha düşününce, bunun bir olasılık olduğunu anladı.
Raze Zon’la karşılaştığında başka bir boyuttaydı ve o boyutta Liam da vardı.
Liam daha önce böyle biriyle karşılaştığını söylememişti ama belki de Zon ona bir şey yapmıştı. Bu aynı zamanda şu anda kopyalayabildiği becerilerin seviyesini de açıklıyordu.
“Bu sistem şeyine sahip olup olmadığını bilmiyorum. Liam bundan hiç bahsetmedi, Zon’la yaptığı görüşmeden de hiç bahsetmedi.
“Ama bu bir olasılık, Zon’la tanıştığımda bulunduğum boyutta Liam da vardı.”
Anna’nın beklediği cevap bu değildi ve bu onu daha da sinirlendirdi çünkü Raze’in doğruyu söylediğini anlayabiliyordu.
“Eğer o çocuğu kurtarmayı ve Şeytani Fraksiyon’a getirmeyi planlıyorsanız, size yardım etmek için elimden gelen her şeyi yapacağım, o çocuğa canlı ihtiyacım var ve soruları cevaplamasına ihtiyacım var,” dedi Anna, başını kapıya doğru çevirerek, içeri giren başka birini görebiliyordu.
“Bu da ne, hepiniz sevgili öğrencinize biraz destek vermek için mi buradasınız?” Lince, odaya yeni giren Alba’ya küçük bir selam verirken şöyle dedi.
“Eskiden gezgin olduğumuzu biliyorsun, Işık Fraksiyonu’nda konuşmak istediğim bazı insanlar var ve evet, elbette ‘Jake’i tebrik etmek ve bir sonraki dövüşte onu desteklemek istiyorum,” diye cevap verdi Alba.
Yanlarına geldiklerinde, şimdi üçü de odanın köşesinde, diğerlerinin duyma mesafesinden uzaktaydı.
“Bir rapor vermek istedim. Cronker arenadaki hareketliliği izliyor. Birkaç grup insan hareket etmeye başladı.
“Kim olduklarını bilmiyor ama Tekli maçlar başladığından beri garip hareketler var. Ona ne zaman ihtiyacınız olursa hazır ve gemide,” diye bilgi verdi Alba.
Raze kalabalığa baktı; yerlerine dönmeye başladıklarını görebiliyordu, bu da bir sonraki etkinliğin başlamak üzere olduğu anlamına geliyordu.
“Eğer durum buysa, buraya gelmeden önce konuştuğumuz o iyiliği yapmanı istiyorum,” dedi Raze. “Her şeyin hazır olduğundan emin ol.”
Alba başka bir şey söylemedi ve uzaklaştı; Raze onun cevabını zaten biliyordu.
Lince, “Çok erken ayrılıyoruz,” diye yorum yaptı.
“Teselli edici sözlerimi söyledim, ayrıca senin meraklı gözlerin bana bakarken kendimi pek rahat hissetmiyorum,” diye göz kırptı Alba.
Lince, “Gözlerimi senden alamadığımı bir iltifat olarak kabul etmelisin,” dedi.
“Evet, o zaman gözlerini vücudundan çıkarırsam bunu da bir iltifat olarak kabul etmelisin.”
“Bu da ne!” Bere oturduğu yerden sıçradı ama Lince elini göğsüne koyup başını salladı.
Lince, “Bu sadece liderler arasında dostça bir konuşma; rol yapmanıza gerek yok” dedi.
Ayrılmadan önce Alba avucunun içini öptü ve kapısını kapattı. Lince daha sonra Kayıp Klan’ın orada bulunan diğer üyesine baktı ve ona hafifçe başını salladı.
“Bere, en iyisi doktorun da seni görmesine izin vermen olabilir. Neler olacağını kim bilebilir ki?” dedi Lince.
Tam da herkes rahatça yerine oturmuşken bir anons yapıldı.
“İkinci turun ilk maçı şimdi başlıyor; Mada, Ricktor ve Jake lütfen sahneye gelsinler!”
Yorum