Kara Büyücünün Dönüşü Novel
Çevirmen: Rin Fenrir
Bölüm 646 Taklitçinin Zayıflığı
Hannah, Liam’dan iyi bir tekme yiyerek dosdoğru ileri atılmıştı. Bir şeyin farkına varmıştı. Önündeki kişi daha önce gördükleriyle aynı teknikleri uyguluyor olsa da, hepsinde eksik olan belirli bir kenar vardı.
‘Bazı hareketlerin farklı bir Qi türü gerektirmesi ve önümdeki kişinin Karanlık Qi kullanıyor olması olabilir… en azından Karanlık fraksiyona ait bir hareketi kullandığını görene kadar ben de öyle düşünmüştüm! Hannah düşündü.
‘Bu çocuğun Qi’si, vücut yapısı ve daha fazlası diğerlerinden daha zayıf; benzerleri kadar güçlü değil.
Hannah’nın tahmini doğruydu. Ne de olsa diğerlerinin aksine Liam, Karanlık Fraksiyon grubunun en düşük aşamadaki savaşçısıydı ve hâlâ beşinci aşama bir savaşçıydı.
Bu etkileyici bir başarıydı, ancak sistem vücudunu geliştirse ve kullanması gereken becerileri optimize etse bile, Qi’sini artıramazdı.
Her bir teknik için kullanılan Qi türünü de değiştiremezdi. Yine de bunun bir önemi yoktu çünkü bunlar olmadan bile hâlâ muhteşemdi.
ve iki elini de havaya kaldırırken bunu kanıtlayacaktı. Diğerlerinin onu gördüğü pozisyon hepsine bir pırıltı verdi.
Bu manzarayı daha önce iki kez görmüşlerdi ve her seferinde de mekanda büyük bir yıkıma neden olmuştu. İblis’in adının ona verilmesinin nedenlerinden biri de buydu ama şimdi İblis’in becerilerini gerçekten taklit edebilen bir kişi varmış gibi görünüyordu. Eğer durum buysa, var olan en güçlü Pagna savaşçısına tanıklık ediyor olabilirlerdi.
“İkinci oluşum!” Liam gülümsemesine engel olamayarak nefesinin altından mırıldandı. “Eclipse Strike!”
Liam kılıcını aşağı doğru savurdu ve aynı anda Hannah yana atladı. Sol bacağındaki tüm Qi’yi kullanarak saldırıdan mümkün olduğunca kaçınmaya çalıştı.
Her şeyi göz ardı ederek yana atlamıştı ama inerken ayağını yere basamamış ve kalkamadan yerde yuvarlanmıştı.
Ardından, saldırının kalan gücünü engellemek için kılıcını hızla kaldırdı.
‘Ben de buna hazırlandım. Sadece bu işi kazanmayı planladığım için sana karşı çıkmayacağım; bununla nasıl başa çıkacağımı da düşündüm!
Ancak, aklından geçen düşünceler kısa sürede kayboldu çünkü kendisine herhangi bir saldırı olmamıştı. Liam’ın durduğu yere baktığında, kılıç aşağı doğru savrulmuştu ama hiçbir şey yoktu.
Döşeme mükemmel durumdaydı, kılıçtan uçup giden büyük miktarda Qi yoktu ve şimdi düşündüğünde, kılıcın daha önce tanık olduğu Şeytani enerjiyle kaplı olduğunu bile görmemişti.
Aynı anda, Liam kılıcını ilk kez aşağı doğru savurduğunda, görüntüsünde birkaç mesajın belirdiğini görebiliyordu.
(Hata, Hata)
(Bu beceriyi üretmek için tüm gerekliliklere sahip değilsiniz)
“Ne diyorsun sen? Beceride kullanılan hareketleri ve Qi’yi analiz ettiğinizi söylediğinizi sanıyordum; onu kullanabileceğimi söylediniz.
(Görünüşe göre beceride benim, sistemin bile tanıyamadığı bileşenler var. Beceri bu nedenle başarısız oldu).
Liam buna inanamıyordu. Öğretmenlerin yaptığı hareketleri görmüştü ve hâlâ onların tekniklerini kopyalayabiliyordu.
Gerçi sadece vücudunun ayak uydurabileceği vasatın altında bir seviyede gerçekleştirilecekti, ama şimdi Raze’in yaptığını kopyalayamayacağını mı söylüyordu?
“O hareket tam olarak neydi?
(Uyarı, sizin tarafınızdan bir saldırı geliyor.)
(Önerilen: İki adımlı vardiya, ardından hızlı bir vuruş.)
Liam becerisinin işe yaramamasının şokunu yaşarken, Hannah kılıcı bir kez daha parlayarak ileri atılmış ve Liam’ın böğrüne dikey bir kesik atmıştı.
Sistem sayesinde ve onun önerilerini izleyerek, iki adımlı kaydırmayı kullanarak yana doğru hareket etti ve ardından darbeyi engelleyen Hannah’ya hızla vurdu.
“Görünüşe göre gördüğün her şeyi kopyalayamıyorsun, ha? Sanırım İblis hepimizi alt eden biri,” dedi Hannah.
“Evet,” diye yanıtladı Liam. “O İblis kesinlikle özel, çok özel!”
Liam daha sonra kılıcı Hannah’nınkinin üzerinden geçirdi ve silahı kendisi bıraktı. Liam’ın hemen yanına atladığını gördü ve onu havada gördüğünde ne olduğunu merak ediyordu.
Elinde hiçbir şey yoktu, birden Liam’dan başka bir kılıç çekildi ve yukarıdan vurdu.
Silahı tekrar bırakan Liam’ın elinde şimdi başka bir silah vardı.
Kalabalık için tuhaf bir manzaraydı ve ne olduğunu anlayamamışlardı. Liam iki eliyle bir bıçağa vuruyor, bırakıyor ve sonra diğer silahı kapıp Hannah’ya doğru savuruyordu.
Her seferinde tüm gücüyle saldırıyor ve kılıcı tutarak bir dizi teknik kullanıyordu.
Anlayamadıkları şey ise Liam’ın kılıcı nasıl bu kadar uzun süre havada tutabildiğiydi. Aynı zamanda, bir sonraki kılıç darbesinin yerinde olması için onları mükemmel bir şekilde yerinde yakalıyordu.
‘Bu İblis o kadar harika ki, senin gibi benden daha güçlü rakiplerle savaşmamı sağlayan bunun gibi harika eşyalar yaratmış! Liam yukarıdan tekrar saldırırken düşündü.
Güçlü vuruş Hannah’nın ayağının kaymasına neden olmuştu. vurulmak üzereymiş gibi görünüyordu ama hızlıca yarım ayını kullanarak darbeyi engelledi ve Liam’ın daha fazla vuruş yapamayacağından emin olmak için geri çekildi.
‘Ellerim tamamen uyuştu; aynı anda birden fazla Pagna savaşçısının bana saldırması gibi bir şeydi. Orada daha uzun süre kalsaydım çok kötü yaralanabilirdim.
“Bu da neydi, farklı teknikler kullanarak tüm gücüyle saldırıyor, her seferinde onu engellemenin yollarını düşünmeye çalışırken zihnim parçalanıyor.
Liam şimdi iki kılıcı da elinde tutuyordu. Raze tarafından kendisine verilen eşyaları kullanıyor, hokkabazlık sanatlarının kullanımını sistem güçleriyle birleştiriyordu.
Sistemi ona öneriler ve en uygun rotaları sunabilse de, taktığı ve sahip olduğu iki kılıcı çekip itmesini sağlayan büyülü küpelerin güçlerini dahil etmeye çalışırken zorlanıyordu.
Bu bir teknik değildi ve sistem, Pagna savaşçı tekniklerinde olduğu gibi büyü kullanımını kavrayamıyordu.
Bu yüzden Liam, büyülü eşyalarını, Pagna savaşçısı yeteneklerini ve sistemini bir araya getirerek bu saldırıyı gerçekleştirmek için kendi yöntemini kullanmak zorunda kaldı.
Liam daha güçlü bir savaşçı olsaydı, Hannah çoktan yere serilmiş olurdu.
Hannah ayağa kalkıp kılıcını yanına koyarak, “Pekâlâ,” dedi. “Sanırım tüm numaralarını çözdüm. Yeterince uzun süre değerlendirdim; bu dövüşü kazanma zamanı geldi.”
Anna dövüşü izlerken artık bir şeyden emindi, o da çocuğun gerçekten de Sistemi kullandığıydı. Bununla birlikte, dövüşü kendisi de analiz ettikten sonra artık bir şeyden emindi.
“O tek gözlü çocuk kaybedecek.
Yorum