Kara Büyücünün Dönüşü Novel
Çevirmen: Rin Fenrir
Bölüm 642 Dahi Safa (Bölüm 1)
Kaylie etkinliğin başlangıcında bile biraz gergindi. Başlangıçta, etrafındaki tüm büyük isimli öğrencilerin gözünü korkuttuğunu hissetmişti. Hepsi de Şeytani Fraksiyon’daki büyük klanlardan geliyordu.
Yine de yerini hak etmek için çok çalışmıştı. Sıkı çalışmasının karşılığını sonunda aldı ve Neverfall Klanı’nda Pagna savaşçı aşamalarını ilerletmek için Qi haplarına, şifalı bitkilere ve daha fazlasına sahip olanları bile geride bıraktı.
Yine de, mütevazı Klanından, her şeyi aşmayı başarmıştı. O, Klanın umduğu bir yetenekti, her on binde bir olan bir yetenek.
Yine de, diğerlerinin kendisinden önce dövüştüğüne ve olup biten her şeye tanıklık ettikçe, özellikle Karanlık Fraksiyon’da çok daha yetenekli insanlar olduğunu fark etti. Hepsinin bu kadar güçlü olabilmesi için neler yaşadıklarını merak etti.
Şeytani Fraksiyonda hayat hiçbir şekilde kolay değildi. Sadece rakipleri ondan daha mı çok çalışıyordu… buna inanmak zordu.
Sonunda adı okundu ve o da tek elle kullanılan kılıcını almaya gitti. Normal kılıçlardan daha hafifti ve darbe aldığında biraz esniyordu. Klanının uyguladığı özel bir kılıç ustalığı türüydü.
Kılıç esnekti ve becerinin ucu kullanıldığında yerine oturup sertleşiyordu. Orada durmadan hemen önce bir iç çekti ve ‘Jake’e bakmak için döndü.
“Evet, büyük adam,” dedi gergin bir gülümsemeyle. “Bu maçı nasıl kazanacağım konusunda bana bir tavsiyen var mı? Biraz takım çalışması yardımı alabilirim.”
Akademideki öğrencilerle hiçbir zaman yakın olmamıştı, bu yüzden Jake de akademide öğrenci olmadığı için onunla aynı olduğunu düşünüyordu. Belki de bu yüzden ona bu soruyu sormayı başarmıştı, bir umut ışığı, ta ki cevabı duyana kadar.
Raze, “Onunla karşılaşacak olsaydım ben bile kaybedebilirdim, bu yüzden kaybetmeyi çok büyük bir mesele olarak görmeyin,” diye cevap verdi.
Raze’in konuşmasını duyan diğerleri, Kızıl Turna’dan gelen bu kişinin öğrenci hakkında çok şey bilip bilmediğini merak etti. Gezgin klanının bir parçası olarak, belki de böyle bir şey söylemesi için onunla karşılaşmış bile olabilirdi.
Belki de bu gerçekten de Karanlık Fraksiyon’dan Beyaz Ejderha’ydı. Dışarı çıkarken Kaylie kendini hazırladı. Derin bir nefes aldı ve doğrudan rakibine baktı; gözlerinde büyük bir güven vardı.
‘Bu kız da tıpkı benim gibi, takım etkinliklerinde herkesi yönlendirerek başarılı oldu ama kendisi hiçbir şey yapmadı. Her şey yoluna girecek.
“Maç başlıyor!”
Aynı anda her iki öğrenci de ileri atıldı. Onlar ilerlerken Kaylie kılıcıyla saldırmaya hazırdı ama Safa aniden durdu ve mızrağını alıp doğrudan yere sapladı.
Döşemeyi delip çatlatmıştı ama Qi kanalları Kaylie’nin ayağının tam altından kırılana kadar zemini kırdı. Kılıcını savurdu ama havaya çarptı, tamamen ıskaladı, Safa’nın mızrağının yan tarafı ise doğrudan yüzüne çarptı. Temiz bir vuruştu ama Kaylie zamanında geri çekilmeyi başardı.
Safa mızrağını sıkıca tuttu ve bir kez daha yavaşça nefes alarak dışarıdan gelen Qi’yi içine yönlendirdi.
‘Müdür sonuç bekleyecektir; hepimiz bu turnuvada biraz iyi olmak zorundayız. Kazanmak zorunda değiliz ve Amir’in ne zaman harekete geçeceğini bilmiyoruz ama her ihtimale karşı müdürün gözüne girmeliyiz, o yüzden bu maçı kazanmak zorundayım,’ dedi Safa öne doğru dalıp tekrar tekrar vurmaya başlarken.
Mızrağını her fırlatışında Kaylie sadece savunma yapabildi. Kalabalık kılıç ve mızrakların çarpıştığını gördükçe heyecanlanıyordu ama sadece izleyen gerçek ustalar şu anda gerçekten etkileyici bir şey olduğunu söyleyebilirdi.
Lince, “Bu bizim için bir kayıp olabilir gibi görünüyor,” yorumunu yaptı.
Beret, “Gerçekten, başlangıçtaki saldırı dışında, ikisinin eşit olduğunu söyleyebilirim,” diye yorum yaptı.
Sha Mo, “O zaman sen bir aptalsın,” dedi ama bu konuyu daha fazla açmadı.
Lince, “Biliyor musunuz, bu durumu öğrenciler için de bir öğretim aracı olarak kullanabilirseniz iyi olur,” diye ekledi ve ardından açıklamaya devam etti.
Safa mızrağını kullanmaya devam ederek Kaylie’ye yan yan vurdu. Kaylie ne zaman kapana kısılıp işini bitirecekmiş gibi görünse, durumdan kurtulmayı başardı ve bu düzen devam edecek gibi görünüyordu.
“Vuruş yaparken nefesini görebiliyor musun? Dikkat etmelisin,” dedi Lince.
Mantis bile izlerken odaklanıyor ve canlanıyor gibiydi ve sonunda bunu çözmüştü.
“Dövüşün ortasında Qi mi geliştiriyor!” Mantis söyledi.
“Kesinlikle,” diye yanıtladı Lince. “Hayal edebiliyor musunuz? Bir Pagna savaşçısı ile sıradan bir vatandaş arasındaki en büyük farklardan biri xiulian uygulama yeteneğidir. Bazı insanlar hayatları boyunca asla xiulian uygulayamazlar, asla bir dantian inşa edemez ve ilk aşamaya ulaşamazlar.”
“Bu muazzam miktarda odaklanma ve konsantrasyon gerektiren bir şey. O kadar ki neredeyse tüm savaşçıların böyle bir şeyi uygun koşullarda oturarak yapması gerekir.”
“Yani, önündeki dövüşten bu kadar etkilenmeyen, hareket edebilen, savunabilen ve saldırabilen ve maçın ortasında hala xiulian uygulayabilen birini hayal edebiliyor musunuz? Bu daha önce hiç görülmemiş bir yetenek.”
“Ama yapabilse bile, bu ne anlama geliyor?” Bere sordu.
“Bu, dövüşün ortasında, vuruşlarında kullandığı Qi’yi yenilediği ve aynı zamanda sürekli büyüdüğü anlamına geliyor. Eğer bunu dövüşün ortasında yapabiliyorsa, nereye giderse gitsin sürekli olarak xiulian uygulayabilmeli ve böylece her geçen saniye hiçbir şey yapmadan daha da güçlenebilmeli,” diye açıkladı Lince.
Şimdi herkes Safa’nın o anda ne kadar etkileyici olduğunu anlıyordu ama Raze için bu bir adım daha ileri gidebilirdi.
‘Eğer Erupting Fist Klanı’ndan Ricktor 100.000 kişide 1 bulunan bir yetenekse, Safa da milyonda 1 bulunan bir yetenek. Beklediğimden daha hızlı ilerlemeyi başardı.
‘Sadece Pagna becerilerinde değil, öğrenmede, duruma uyum sağlamada da. Hızlı bir figür ve neredeyse her şeyi özümseyebilen bir sünger. Işık Büyüsü becerilerinde bile bir dahi olarak kabul edilebilir. Tüm bunları bir araya getirdiğimizde, Büyük Büyücü kadar güçlü olabileceğini söylemek abartı olmaz.
Kaylie’nin Qi’si tükenmeye başlamıştı, rakibi Safa ise tüm dövüş boyunca yaptığından daha az sert vurmadan öylece duruyordu.
Yorum