Kara Büyücünün Dönüşü Novel
Çevirmen: Rin Fenrir
Bölüm 612 Şeytani Beşli
Bu ismi duyduktan sonra Alba’nın midesine anlık bir bulantı hissi girmişti. Diğer ikisinin de aynı şeyi hissettiğinden emindi ve bu nedenle bir soru sormaktan kendini alamadı.
“Diğer tüm seçenekler arasından Sha Mo neden bu iş için seçildi?” Alba sahte bir gülümsemeyle konuştu.
Özellikle de Behemoth Klanı’nın üyeleri buradayken çok fazla gücendirmek istemedi; Sha Mo’nun etrafta olup olmadığını görmek için omzunun üzerinden bile bakmıştı.
“Açıklamaktan mutluluk duyarım,” dedi Xank nazik bir selamla. “Öncelikle, Lince’in bu pozisyonu neden aldığını açıklamalıyım. Son portal salgını ve Et Klanı’nın Karanlık Fraksiyon’a saldırmak için geçmesine izin verilmesiyle birlikte, Lince oraya gitmenin kendi sorumluluğu olduğuna inanıyor.”
“Bu onun kendini kanıtlaması ve aynı zamanda Karanlık Fraksiyonla olan kötü ilişkilerini düzeltmesi için bir fırsat.”
“Eski Ölümcül Isırık Klanı liderinin artık hayatta olmadığını duymuş olsak da, Lince’in isteği üzerine kabul etmeye karar verdiğimiz için onunla karşılaşmamız pek olası değil.”
“Splitting Fang klanından Yunro’ya gelince, bir tür yaralanma geçirmiş gibi görünüyor. Böyle bir durumda ihtiyaç duyduklarını korumak için en iyi durumda olamayacağını belirtti.”
“Bu nedenle bize iki seçenek kaldı; ya Belil ya da Sha Mo. Sonunda Belil hemen gitme seçeneğini reddetti ve ona tek seçeneğin Sha Mo olduğunu söylediğimizde yine de onay verdi.”
Konuşmayı duyan Alba’nın yüzündeki ifade değişmişti. Belil gerçekten de Kara Büyücü’yü ya da Kızıl Turna’yı hiç umursamıyor muydu?
Yakın geçmişlerine dayanarak, Klan lideriyle birlikte gitmenin onlar için ne kadar tehlikeli olacağını bilmeliydi.
“Ne düşündüğünüzü tahmin edebiliyorum ama Belil onay verdiği için Sha Mo konusunda endişelenmenize gerek yok, o bu konuda nerede durduğunu biliyor.”
Xank’in yorumları ne olursa olsun, Alba olanlardan hâlâ memnun değildi. İşler onlar için hiçbir zaman kolay olmamış gibi görünüyordu.
Bu açıklama bittikten sonra Xank onları diğer katılımcılarla tanıştırmak için yanlarına gitti ve teker teker çağırırken elini uzattı.
“Öncelikle sizi Seeno Klanından Kaylie ile tanıştırmalıyım,” dedi Xank. “Kendisi dağ klanlarından birinden; akademiyi etkileyen alışılmışın dışında yetenekleri var!”
Raze, Seeno’ya hafifçe başını salladı. Yüzünde küçük çizikler vardı ve pençe izleri olan tahta bir maskenin yarısı yüzünü kaplıyordu.
“Buna izin var mı?” Seeno sordu. “Bu öğrenciyi akademide hiç görmedim…”
Xank, “Jake kısa süre önce Kızıl Turna’ya katıldı; Necroshade Klanı’ndan Pritter’ı bir düelloda yenerek bugünkü pozisyonunu kazandı,” diye açıkladı. Jake, Raze ya da Kara Büyücü yerine kullandıkları sahte isimdi.
“Açıkça görülüyor ki öğrencilerinizin bir parçası olacak güce sahip ve geri kalanınızla aynı yaşta. Kaydı dört büyük klan tarafından da onaylandı.”
Bu sözleri söylediğinde, diğer öğrencilerin hiçbiri bu gerçeği tartışmayacaktı. Özellikle de Pritter’ı yendiği için. Pritter’ın gücünü iyi biliyorlardı.
Yenilgi haberi yaygın değildi çünkü bu kimsenin beklemediği bir eylemdi ve üzerinden sadece yarım gün geçmişti.
“Kayıp Klan’dan Beret’imiz var!” Xank söyledi.
“Tanıştığımıza memnun oldum… Kayıp Klan’danım,” diye cevap verdi Beret, duyulması zor, kısık bir sesle; hatta vücudunu Raze’den uzağa doğru çevirdi.
Yine de nedense Raze, yaklaşırsa saldırabileceğini hissetti. Belki de bu kişi birçok yönden Raze’e oldukça benzediği içindir.
Xank de bu öğrenciden garip bir his almış gibiydi, bu yüzden onunla uzun süre oyalanmadı ve bir sonraki öğrenciye geçti.
“Bu, Behemoth Klanı’ndan Brack.”
Raze öğrenciye bakmaya gittiğinde, o hemen başını çevirmişti. Diğerleri gibi genç olmasına rağmen, çenesinin altındaki kalın siyah sakalı nedeniyle yüz hatları onu daha yaşlı gösteriyordu.
Güçlü ve Behemoth Klanı’ndan gelen pek çok öğrenci gibi o da yapılıydı ve diğer öğrencilerden daha uzundu, ancak vücudunun çoğunlukla kaslı olduğu belliydi.
Xank son öğrenciye doğru ilerlerken, “Belki de bundan sonra devam etmeliyiz,” dedi.
“İşte DemonicFaction Pagna akademisinin en güçlüsü olarak bilinen ve hatta birçok neslin en güçlüsü olduğu iddia edilen oldukça kötü şöhretli bir öğrenci, onu Kara Kaplan, Mantis olarak tanıyor olabilirsiniz.”
Raze Mantis’e baktı; Mantis geçen sefer olduğu gibi aynı şekilde duruyordu. Üniformasının üst kısmı eskisi gibi aynı kıyafeti giymesine rağmen, yarısı vücudunun bir tarafını ortaya çıkaracak şekilde sürüklenerek çıkarılmıştı.
Göğsünden çıkan ve ona lakabını veren büyük bir pençe izi görülebiliyordu.
Mantis de Raze’in daha önce diğerleriyle birlikte Repton’a geldiğinde tanıştığı bir öğrenciydi. Geri döndüğünde Mantis’in o gün Simyon’un ve diğer arkadaşlarının işini bitirmek üzere olduğunu görmüştü.
Raze onun gücünü bir şekilde ölçmeyi başarmıştı. Son derece güçlüydü. Yeteneğine dayanarak daha da büyüme potansiyeline sahipti.
Raze’le aynı seviyede olup olmadığına inanmakta zorlanıyordu çünkü Raze’in ona yardım eden pek çok dış faktörü vardı ama Kara Kaplan’a bakarken gözlerinde güçlü bir güven vardı.
“Görünüşe bakılırsa beni hatırlamıyor gibi. Sanırım bu süre zarfında yüzüm biraz değişti ve siyah saçlarımla insanlar ikiyle ikiyi tam olarak bir araya getiremiyor.
“Tanışma faslı bittikten sonra hepinize hatırlatmak isterim ki, turnuvanın büyük bir bölümünde yanınızda olan bu insanlar sizin düşmanınız değil, müttefikinizdir.
“Birlikte çalışmanız gerekecek! Geçen yılki kayıplarımızın nedenlerinden biri de bizim grubumuzun, Işık Grubundakilerin aksine, birlikte çalışma konusunda iyi olmamasıydı!” Xank söyledi.
“Bunun bir önemi yok.” Arkadan gürleyen bir ses duyuldu.
Sadece ses bile herkesi ter içinde bırakmıştı. Raze bile üzerine bir gölge düştüğünü hissettiğinde arkasından gelen derin bir karıncalanma hissedebiliyordu.
Arkasını döndüğünde, iki kolunu ve yüzünün büyük bir kısmını kaplayan saçlarıyla iri bir figür gördü.
Raze bu kişiyi daha önce hiç görmemiş olmasına rağmen, kim olduğunu hemen anladı.
‘Demek bu Sha Mo, bana çok sorun çıkaran Behemoth Klanı’nın lideri.
Sha Mo yavaşça başını eğerek yarışmacılara baktı ve gözleri Raze’e takıldı. Düğün töreninin yapıldığı gün yüzünü kapatan bir maske takıyordu ve şimdiye kadar kimse onu tanımamıştı.
Sha Mo yanağını hafifçe bile kaldırmadan, “Demek Sütunlarımın düşmesinin sebebi sensin,” dedi. Gözleri öfkeyle doluydu.
En iyi roman okuma deneyimi için Fenrir Scans Fenrir Scans adresini ziyaret edin
Yorum