Kara Büyücünün Dönüşü Novel
Çevirmen: Rin Fenrir
Bölüm 600 Efsanevi Katmanın Gücü
Kara Büyücü Raze’den Tilon’a Rayna aracılığıyla bir mesaj iletiliyordu. Başka bir sorunu çözmesi gereken Raze, işleri Rayna’nın ellerine bırakmıştı ve kalkanın neler yapabileceğini ona açıkça anlatmayı ihmal etmemişti.
Çünkü bu kalkan Kara Büyücü’nün şimdiye kadarki en büyük eseriydi. Alter’in toplamak ve elde etmek için zaman ve kaynak ayırmaya değer bulduğu üç kademeli öğe vardı.
Üç derecenin en altında Mitik Derece yer alıyordu; bu derecedeki eşyalar Raze’in yarattığı Küpe ve Heykel gibi şeylerdi. Her ikisi de mühürlerinin açılması gereken eşyalardı.
Ancak bu sefer Raze mühürlü bir eşya yaratmamıştı; güçlü bir düşmanı kullanarak Tanrı seviyesinin hemen altında yer alan Efsanevi dereceli bir eşya yaratmayı başarmıştı ve bununla birlikte gelen güçlere de sahipti.
“Dinleyin ve iyi dinleyin!” Rayna dövüşmeye devam ederken bağırarak konuştu. Her zamankinden daha zayıftı, bu yüzden biraz zorlanıyordu ama bir şeyler anlatırken mızrağını sallamaya devam etti.
“İlk şey…
Tilon’a açıkladığı kalkanın ilk etkileri zaten kendisinin de fark ettiği şeylerdi. Kalkanın ağırlıksızlığı, engellenen saldırılar için elde edilecek artan güç de dahil olmak üzere.
Bununla birlikte, Lux Kılıcı’nda olduğu gibi, bu güç sadece kişinin Qi’sini yenilemekle kalmıyor, aynı zamanda saldırıları engellemeye devam ettiği sürece onu kullanan kişiyi iyileştiriyordu.
Bu Tilon’un farkında olmadığı bir şeydi, ancak daha sonra kalkanın neler yapabildiğine dair bir dizi açıklama geldi.
“Şimdi bunu anladığına göre, kalkanın geri kalanının senin için nasıl çalıştığını açıklayacağım!” Rayna bağırdı.
Diğerlerinin duymasına aldırmadı çünkü hiçbiri söylenenlerin tek kelimesine bile inanmayacaktı, saldıran Polter bile tüm bunların tek bir nesnenin işi olabileceğine inanmıyordu.
Buna inanacak tek kişi onu yaratan ve şu anda kullanan kişidir.
“Kalkanın temeli, saldırıları engelleyerek içinde depolanan enerjidir. Enerji size mümkün olduğunca verildikten sonra, saldırılar vurmaya devam ettikçe, kalkanın kendisinde daha fazla enerji depolamaya devam edecektir!”
Tilon çoktan kalkanın etkilerini almaya başlamıştı ama Polter’in saldırılarını engellemeye devam ediyordu.
Tilon kendinden emindi ve onu Alba’dan uzaklaştırmayı amaçlayan saldırıları engellerken ilerlemeye başladı.
“İlk olarak, eğer kalkan yere çarparsa, depolanana eşdeğer miktarda enerji açığa çıkacak, bu da çok daha büyük bir menzilde yere değdiği anda saldırıları engelleyecektir!”
Şu anda, bunun işe yaramadığını bilen Tilon’un bunu kullanmasının bir yolu yoktu ve önündeki kişinin saldırı menzili doğrudandı.
Daha büyük bir saldırıyı ya da aynı anda birden fazla saldırıyı engellemeleri gerektiğinde kullanışlı olabilirdi; yine de Tilon’un kullanabileceği bir yol değildi.
“Kalkan dik konumdayken, bu onun depolama modudur, saldırıları engellerken, çarpmak enerjiyi serbest bırakır.
“Ancak, kalkanı sivri ucu yukarı bakacak şekilde çevirirseniz, üzerinde kullanılan saldırıları yansıtacaktır!”
Bunu duyan Tilon hiç vakit kaybetmedi, etkilerinin ne kadar güçlü olduğunu bildiği için Kara Büyücü’ye güveniyordu.
Kalkanını çevirerek bir saldırıyı engelledi ve Polter’in kavisli bıçağı tam kalkanına değdiği anda, büyük elinin anında geriye savrulduğunu hissetti.
Sadece geri savrulmakla kalmadı, aynı zamanda büyük miktarda Qi ona zarar verdi, elinde, parmak uçlarında acı hissedebiliyordu.
“O kadının ona söylediği şey… doğru mu, gerçekten benim saldırımı… saptırabildi mi! Polter düşünmeye başladı.
Ya söylediği her şey doğruysa.
“Kalkanı bu şekilde kullanmak için enerji depolanmasına gerek yok!” Rayna devam etti; başka bir şey söylemek istiyordu ama bunu sona bırakmanın en iyisi olduğunu düşündü.
“Son olarak, kalkanın yapabildiği bir şey daha var. Kalkan fırlatılırsa, içinde depolanan tüm enerji açığa çıkacak ve kalkanın kenarı bir kılıç kadar keskin hale gelecektir!
“Kalkan nereye atılırsa atılsın, her zaman kullanıcısına geri dönecektir!”
Tilon kalkanı tekrar dik konuma getirmiş ve Polter’den gelen bir darbeyi daha engellemişti.
Bir kalkanın saldırı silahı olarak kullanılması, daha önce kalkanı rakibinin suratına fırlatmayı düşünmüştü ama fırlatmak duyulmamış bir şeydi.
Biraz tedirgindi; ne de olsa bu büyük kalkanı fırlatmak, onu kaybetmek anlamına da gelebilirdi.
“Kara Büyücü’ye inanmam gerek, yalan söyleyip bana böyle bir şey söylemez! Tilon kalkanı alıp fırlatırken düşündü.
Kalkanın kenarı, Polter’in saldırılarını engellemek için toplanan tüm güçle titreşerek parlıyordu.
Kalkanın kendisine doğru geldiğini gören Polter, kavisli kılıcını tam kalkana doğru savurdu ancak titreşen kenar kılıcı tam ortasından kesti.
Neredeyse hiç direnç göstermeden içinden geçti; ileri doğru giderken Polter’in boynunu kesti, kafası yana düşmeye başladı.
Sonra kalkan yön değiştirdi ve Tilon’un durduğu yere doğru geldi. Kalkan adamın göğsünü yardı ve Tilon’un kanla ıslanmış eline doğru geri geldi.
Alba tek gözünü açık bırakarak her şeyi gördü, her şeyi görmeyi başardı.
‘Tüm Kızıl Turna Polter’in karşısına çıksaydı bile kaybederdik, ama Tilon o tek parçayla onu tamamen tek başına ve kolaylıkla yenmeyi başardı.
‘Böyle bir eşya nasıl var olabilir… şu anda, o kalkanla, Kızıl Turna’nın en güçlü üyesi olduğunu söylemek abartı olmayabilir.
Sonra aklına başka bir fikir geldi, o zaman böyle bir kalkanın yaratıcısı en güçlüsü olmaz mıydı ve Kara Büyücü tam olarak neredeydi?
Sadece bu da değil, Rayna’nın Tilon’a söylemesi gereken bir şey daha vardı.
“O kalkan da… Lanetli…”
Güncel yenilikleri Fenrir Scans üzerinden takip edin
Yorum