Kara Büyücünün Dönüşü Novel
Çevirmen: Rin Fenrir
Bölüm 587 Behemoth Klanı’nın Sütunları
Kasabadaki herkes bir noktada bir saldırının yaklaşmakta olduğunu biliyordu. Bubble’ın haber endüstrisi sayesinde, düğün günü neler olduğuna dair haberler yaymıştı.
Sha Mo, Karanlık Büyücü’yü nasıl çağırmış ve herkese onun düşmanı olduğunu ve ondan kurtulacağını açıkça belirtmişti.
Belil’den de alıntılar yapıldı ve Bubble haberde bunları yorumlamak için elinden geleni yapsa da, herkes onun planı hakkında daha çok tahminde bulunuyordu.
Belil gerçekten de ortak ailesinin yeni bir üyesini kızıyla birlikte terk edecek miydi?
Kara Büyücü, büyük klanlardan herhangi biri için faydalı olabilecek ünlü bir Simyacıydı. Neverfall Klanı neden böyle bir kişinin parmaklarının arasından kayıp gitmesine izin versin ki?
Bu tür düşünceler nedeniyle, bölge sakinleri bunun doğru olmayacağını, kendi topraklarında bir kavga çıkmayacağını umuyorlardı.
“Bu karmaşanın içinde kalmak istemiyorsanız herkes çabuk belediye binasına gitsin!” Yarlston bağırdı. “İçeride yeterince yer yoksa, içeride kaldığınızdan ve neler olup bittiğine göz kulak olduğunuzdan emin olun!”
“Bekle, iyi olmalıyız, değil mi? Biz Pagna savaşçıları değiliz, biz vatandaşız, kanunlar tarafından korunuyoruz! Bize saldırmayacaklar!” vatandaşlardan biri koşusunun ortasında sanki bir şeyin farkına varmış gibi konuştu.
Ama arkadaşı onu hemen çekti.
“Sen aptal mısın? Elbette böyle bir kod var ama sağduyunuzu kullanmanız gerekiyor. Şu anda içinde bulunduğumuz krallık için biz kimiz? Biz onlar için bir hiçiz.”
“Behemoth Klanı gibi bir klanın iyi kitaplarında yer almasını tercih ederler. İki klan arasındaki savaşın ortasında, bazı insanlar ölürse, bizi umursamazlar veya Pagna savaşçılarına savaş ilan etmezler. O yüzden harekete geçelim ki böyle bir şey yapamasınlar!”
vatandaşların çoğu birkaç nedenden dolayı işin bu noktaya gelmemesini umuyordu. Birincisi, geldiklerinden beri Kızıl Turna’yı seviyorlardı.
Sadece kısa bir süre, neredeyse bir hafta olmasına rağmen, yiyecek konusunda endişelenmeme özgürlüğüne hiç sahip olmamışlardı. Kasabalarında çalışmak ve hatta ertesi gün ne yiyecekleri konusunda endişelenmeden başkalarıyla konuşmak.
Sonunda zihinleri bir anlığına da olsa büyük bir endişeden arınmış mıydı? Daha önce hiçbir klan böyle bir şey yapmamıştı ve eğer Behemoth Klanı Kara Büyücü’yü mağlup ederse, yönetimi ele geçirdiklerinde ne olacağını kimse bilemezdi, belki de terk edileceklerdi çünkü toprak, yakınında tutundukları bir portal konumu dışında hiçbir şey ifade etmiyordu.
Olanları haber alan Kızıl Klan hemen harekete geçti. Şimdiye kadar eğittikleri iki yüz kişilik gruba emir vermişlerdi.
Onları takip etmelerini isteyerek kasabanın içinden geçip Fixteen’in gözcülerden biriyle birlikte gittiği yöne doğru ilerliyorlardı.
“Sadece tek bir yönden mi geliyorlar?” Fixteen sordu.
“Evet efendim, kuzeyden geliyorlar. Diğer tüm bölgeleri ve diğer gözcüleri kontrol ettim ama hiçbir şey görmediler.” Genç adam gergindi, şehrin kenarına yaklaştıkça bacakları titriyordu.
Fixteen bunu fark etti ve elini onun omzuna koydu.
“Eğer tek bir yönden geliyorlarsa, nereye gideceğimizi biliyoruz demektir. Bizi yönlendirmene gerek yok, geri dön.”
Genç adam gözyaşları içinde Fixteen’e teşekkür ederek eğildi ve hızla koşarak uzaklaştı.
“Sadece tek bir yönden gelmelerinin nedeni açık, çünkü bunu bir savaş ya da muharebe olarak görmüyorlar, bu onlar için hafif bir iş,” dedi Fixteen sinirli bir şekilde.
Grup kenara doğru koşmuyordu; Pagna savaşçıları oraya kolaylıkla ulaşabilirdi, düzenli askerler onlara ayak uydurabilsin ve enerjilerini boşa harcamasınlar diye yürüyorlardı.
Ön tarafta Alba ve Fixteen yan yanaydı.
“Nasıl olacaklar? Onları getirmenin bir anlamı var mı?” Fixteen fısıldadı.
Alba adımlarını hızlandırdı ve diğerlerinin ikisini duymaması için daha da ileriye yürüdü.
“Fazla eğitim almamışlar, yaklaşık yarısı Qi kullanabiliyor ve 1. aşama savaşçılar. Ekipmanları onlara biraz yardımcı oluyor ve haplarla bir şeyler yapabiliyorlar… ama bu savaşı kazanmamızın sebebinin onlar olmasını bekliyorsanız büyük bir yanılgıya düşeceksiniz.”
“Behemoth Klanı boyut olarak büyüktür, ancak en iyi klanlardan biridir. Boyut olarak en büyüğü oldukları için, insanlar herkesin katılmasına izin verdiklerini düşünüyor.”
“Ama daha çok en büyük klan olmaları ve en güçlülerden biri olarak ün yapmaları, en güçlülerin çoğunu kendilerine çekiyor.”
Bu da kaç üyeyle karşılaşacakları sorusunu akla getiriyordu. Artık boş olan sokaklarda koşarak sondan çıkmışlardı.
Kızıl Turna üyeleri, boş kızıl çöl arazisinin görülebildiği yerde, bulundukları yerden yakındaki iki katlı bir evin tepesine atladılar ve uzaklara baktılar.
Tozun uzaklara doğru hareket ettiğini ve ufkun ötesinde muazzam sayıda insan olduğunu görebiliyorlardı.
“Bu kadar mı… bu kadar mı insan getirdiler!” Lily bağırdı.
Reno, “Görünüşe bakılırsa yaklaşık bin kişi olmalı,” diye cevap verdi.
“Bin kişi, iki yüz kişilik ordumuz ve bizim için çok fazla değil mi?” Tilon endişeyle konuştu.
“Hey, sayılar her zaman savaş kazandırmaz!” Alba onlara bağırdı, aşağıdaki ordunun onların ağız dalaşını duyabileceğinden endişeleniyordu.
Şu anda güvenebilecekleri tek kişi Kızıl Turna’ydı, bu yüzden böyle hissettiklerini belli edemezlerdi.
Alba, “Önümüzde ne olduğuna bakmamız gerekiyor, görebiliyor musunuz, Sha Mo’dan hiçbir iz yok, bu saldırıya dahil olma zahmetine bile girmedi” iddiasında bulundu.
“Doğru,” diye başını salladı Fixteen. “Eğer bu işe karışırsa bu onun için utanç verici olur. Kara Büyücü adını daha çok bir simyacı olarak yaydı.”
“Herkes Flendon Kasabası’ndaki durumun farkında olmalı. Kendisini bu işe bulaştırmak zorunda kalırsa, bu onun itibarını zedeler.”
Fixteen, Alba’nın gözlerinin içine baktığında söylemek istediği daha çok şey vardı ama söylemeye cesaret edemedi.
Sha Mo henüz gelmemiş olmasına rağmen, kendilerine doğru gelen ordudakiler arasında Klandan iki Elit vardı.
Sha Mo’ya bir şey olursa Klan’ın başına geçmek için sıraya girmişlerdi, bu kadar güçlü oldukları düşünülüyordu.
Güçlü orta kademe savaşçılar, Yanin ve Polter. Behemoth Klanı’nın sayıca üstünlüğünü aşan iki sütun onlara saldırmaya geliyordu ki bu da Sha Mo’nun ne kadar ciddi olduğunu gösteriyordu.
“Kara Büyücü bizi bu yüzden buraya çağırdı, çünkü burayı savunmaya yardım etmemiz gerektiğini biliyordu, o halde savunalım!” Alba sırtından iki kılıcını çekerek şöyle dedi.
Bu içerik Fenrir Scans Fenrir Scans adresinden alınmıştır.
Yorum