Kara Büyücünün Dönüşü Novel
Çevirmen: Rin Fenrir
Bölüm 580 Kızıl Turna’ya ne olacak
Yeni kasabaya geleli birkaç gün olmuştu. İşler bir şekilde ilerliyordu ve Raze büyüler üzerine araştırma yapıyordu. Yakında Kızıl Turna ile tanışacağını bildiğinden, onların isteklerinden birini yerine getirmeye karar verdi ve bu da Tilon için güçlü bir kalkan yaratmaktı.
Sıralamasını yükseltmenin en iyi yolu Kara Büyü kullanmaktı, ancak bu da eşyanın lanetli olacağı ve eşya durumunun sonucunun tahmin edilemeyeceği anlamına geliyordu. Yine de son seferinde, büyüleri yaratırken daha iyi bir etki yaratmak için büyüsünü daha da yoğunlaştırmıştı.
Elbette, daha yüksek sihirli büyüler ve daha yüksek seviyeli büyüler kullanmak dışında, daha yüksek seviyedeki büyülerini daha tutarlı bir seviyede yapabileceği bir yol olmalıydı.
‘Bildiğimiz kadarıyla, büyü yaparken en önemli üç şey vardır: kullanılan güç taşı, büyülenen ekipman ve büyünün seviyesi. Eğer bu unsurlardan birini bir şekilde güçlendirebilirsem, o zaman büyüyü artırabilirim.
‘Yine de bir şey daha var, bir şekilde Kara Büyü bu kısıtlamaların üstesinden geliyor gibi görünüyor, ancak sonuçlar bildiğim kadarıyla rastgele, henüz Kara Büyü çok büyük ölçüde test edilmedi… eğer biraz daha test yapabilirsem.
Daha fazla hap satılana kadar çok fazla para kalmadığından, Raze mümkün olan en ucuz kalkanlarla birlikte en ucuz güç taşlarını satın almıştı.
Bunlarla, daha yüksek seviyeli eşyalar yaratmak için Kara Büyüsünü kullanarak bir dizi farklı yolu test edecekti. Sürekli olarak daha yüksek seviyeli eşyalar yaratabileceği bir model bulmayı umuyordu.
Raze şimdiye kadar üç kalkan yaratmıştı, hepsi de Kara Büyü’süyle lanetlenmişti ama şimdiye kadar hiç şansı olmamıştı ve işte o zaman duyuru yapılmıştı.
“Kızıl Turna burada, onları size getirdik, Sir Magus, talep ettiğiniz gibi.” Kapıdan bir adam bağırdı.
“Sir Magus?” Raze kendi kendine mırıldandı. “Kulağa hoş geliyor, ‘Yüce Büyücü’den daha iyi ve ‘Kara Büyücü’ bazen kulağa çok korkutucu geliyor.”
Raze kapıyı açar açmaz diğer tarafta duran Alba ve Froma’yı gördü. İkisi de biraz yorgun ve bitkin görünüyordu. Vücutlarının bazı kısımları sargılıydı ve nispeten yorgun görünüyorlardı.
Raze elini kaldırdı ve iki kırmızı hap çıkardı.
Raze, “Bunları al; kendini daha iyi hissetmeni sağlar ve içeri gel,” diye önerdi.
İki kadın hapları almakta tereddüt etmedi. Kapı arkalarından kapandı ve hapların etkisini neredeyse anında hissedebildiler.
Raze’in onlara verdiği özel erzak çoktan tükenmişti.
“O halde Rayna’dan neler olduğuna ve neden seninle konuşmak istediğime dair mesajı almayı başardığını varsayıyorum.” Raze görev yerine geri dönerken şöyle dedi.
Masanın üzerinde birkaç parça kâğıt ve bir mürekkepli kalem vardı. Deneyler yapıyordu, bu yüzden denemelerin sonuçlarını ve daha önce yaptıklarını not etmesi gerekiyordu.
Doğru yolda ilerleyebilmek için daha başarılı ne olabilirdi ki? Alba ve Froma da odanın köşesindeki kalkanları ve onlardan gelen uğursuz hissi fark etmişlerdi.
“Beklediğimden daha çabuk geldiniz,” dedi Raze.
İkisi de odaya rastgele yerleştirilmiş sandalyeleri çekip oturdular. Sadece oturabildiklerinden beri epey zaman geçmişti.
“Çünkü biz zaten Şeytani Fraksiyon’a doğru yola çıkmıştık,” dedi Alba. “Görünüşe bakılırsa, bize neler olduğu hakkında hiçbir fikriniz yok.”
Raze ikisinin yaralarına daha yakından baktı.
“Saldırıya uğradınız.”
“Evet, senin yüzünden!” Froma öfkeli bir şekilde küçük bir yumruk salladı. Kırmızı yanakları her zamankinden daha şişmişti. “Klanımızın bir parçası olduğunu tüm Şeytani Fraksiyona duyuracağına dair bir mesaj gönderebilirdin!”
“Ah doğru,” dedi Raze şimdi başlarına nasıl bir bela geleceğini fark ederek. İkisi de düğünden haberdardı çünkü Alba düğünden bahsedildiğinde oradaydı.
Ancak Raze’in Kızıl Turna’nın bir parçası olduğunu açıklamasının onları nasıl etkileyeceğini pek düşünmemişti. Aydınlık ve Karanlık Fraksiyonun tamamı artık Kızıl Turna’yı proaktif olarak Şeytani Fraksiyonun bir parçası olarak görecekti.
“Son iki gündür neredeyse hiç durmadan savaşıyoruz, neyse ki çok güçlü biriyle karşılaşmadık,” diye açıkladı Alba. “Ölümcül Isırık Klanı’na ulaştığımızda, şimdi kendilerine ne diyorlar? Her neyse, geçitte bize yardımcı oldular ve Kayıp Klan da bizi çok iyi karşıladı.”
“Rayna’dan mesajı aldık ama o zaman zaten Şeytani Fraksiyon’daydık, bu yüzden doğrudan buraya gitmeye karar verdik.”
Konuşurken Raze onun sözlerindeki sıkıntıyı fark edebiliyordu. Gruplarının başına bela üstüne bela geldiği ve hatta üyelerinden biri öldüğü için Alba’nın onunla ekip olma kararından pişman olup olmadığını merak etmeye başlamıştı.
“Her neyse, sanırım konuşmamız gerekiyor çünkü bu klanımız için ne anlama geliyor?” Froma sordu.
“Doğru,” dedi Raze. “Seni buraya çağırmamın nedeni buydu çünkü seninle bir şeyler konuşmak istiyordum. Grubun geri kalanının burada olmaması sorun olur mu?”
“Herkese bir mesaj gönderildi, benim kadar tanınmıyorlar, bu yüzden fazla sorun yaşamayacaklar,” diye cevap verdi Alba. “Sanırım diğer üyeler de eninde sonunda yavaş yavaş buraya gelecektir.”
Bu iyiydi çünkü Raze, Behemoth Klanı’ndan gelecek bir saldırıya karşı savunma yapacaklarsa Kızıl Turna’nın tamamının yardımına ihtiyaç duyabilirdi ama tartışmak istediği şey buydu.
“Bana iyi davrandığınızı biliyorum, bu yüzden talep ettiğiniz silahları yapmakla meşgulüm, klanınız için en iyisini yaratmaya çalışıyorum,” dedi Raze. “Ne yapmaya karar verirseniz verin, size söz verdiğim silah ve teçhizatı yapacağım.”
“Ancak, durum şu anda olduğu gibi. Kızıl Turna’nın bir üyesi olduğumu iddia ettim çünkü bu doğruydu. Ayrıca, bu bir bahane gibi gelebilir ama başka seçeneğim yokmuş gibi hissettim.”
“Belil, Neverfall Klanı’nın bir parçası olmadığımı açıkça belirtmek istedi, benim de Kara Büyücü olduğumu söylememi istediği belliydi. Her iki durumda da insanlar sana aynı şekilde davranacaktı.”
“Buna karşılık, bu kasaba bana ve Rayna’ya verildiği için ve ben de Klan’ın bir parçası olduğum için, zihnimde burası size de ait, ama eğer bu işin bir parçası olmak istemiyorsanız, o zaman artık Kızıl Turna’nın bir parçası olmadığımı ilan edeceğim ve ikimiz bu işi kendimiz çözeceğiz.”
Froma, vermesi gereken zor bir karar olduğunu bilerek Alba’ya baktı. Liderleri bir süredir bunu düşünüyor olmalıydı. Bir kişi tarafından bu kadar çok şeyin içine çekilmeleri alışılmadık bir durumdu.
“Biliyorsunuz, grubumuz bir süredir kendi yerimiz olmadan geziniyor, kendimize bir isim yapmaya çalışıyordu. Sonunda, konumumuzu sağlamlaştırmayı planlamıştım, Gruplardan birine katılmadan bir yere sahip olmak imkansız olurdu, sadece hangi Gruba katılacağımıza henüz karar vermemiştim,” diyerek gülümsedi Alba.
“Madem işler bu hale geldi, bari buradan başlayalım ve bir avantaj elde edelim. Kızıl Turna Şeytani Fraksiyonun bir parçası olacak.”
Bu bölüm Fenrir Scans tarafından güncellenmektedir.
Yorum