Kara Büyücünün Dönüşü Novel
Çevirmen: Rin Fenrir
Bölüm 578 Herkes Düşmanınız Olacak
Raze’in ürettiği özel hapların satışından dolayı nispeten zengindi ama parasının çoğunu Fixteen’de tutuyor ve arada bir ona aktarıyordu.
Operasyonun arkasındaki beyin oydu. Kızıl Turna’yı ve güvendiği bir grup insanı kullanarak bunları doğrudan satmak yerine belirli tüccarlara sattı.
Bunu yaptı çünkü tüccarların fiyatı artıracağını ve böylece daha fazla insanın kaynak materyali bulmaya çalışacağını biliyordu.
Talep arzı aştığı için, artık istediği zaman satış yapabileceği bir müşteri listesine sahipti.
İşin en zor kısmı, Kara Büyücü’ye elini uzatarak eşyaları yapmasını sağlamaktı.
Yine de sahip oldukları fonlarla Fixteen, Raze’i dinledi ve yiyecek sandıkları teslim edildi. Erzak almak için bir sonraki en büyük şehre gitmişlerdi ve oraya varmışlardı.
Belediye Başkanı Yarlston bundan son derece memnun oldu ve belediye binasındaki çalışanlarından işe koyulup yiyecekleri dağıtmalarını istedi.
Yiyeceklerden alabildiklerini almak için bekleyen kuyruklar vardı. İlk kez birçoğu yemek yiyebildi ve gelecek günler için hâlâ yiyecekleri vardı.
Üçü dışarı çıktı ve şimdi yemeğin yanında duruyorlardı. Herhangi bir sorun çıkarsa diye oradaydılar ve kendileriyle ilgileneceklerdi.
Kasaba halkının çoğu Rayna’nın Neverfall Klanı’ndan olduğunu biliyordu; kimin geldiğini duymuşlardı, bu yüzden bir şey denemeye cesaret edemediler.
Ne de olsa bunlar Pagna savaşçıları değil, sıradan vatandaşlardı.
“Ne yaptığınızı biliyor musunuz?” Rayna sordu.
Diğerleri ona baktı, böyle bir soru sormasına şaşırmışlardı ama yine de teknik olarak Raze’in karısıydı, dolayısıyla onunla istediği gibi doğrudan konuşabilmeliydi.
“İnsanlara yemek veriyor, bu iyi bir şey değil mi?” Anna cevap verdi. “Buraya yeni savaşçılar girerken o da geldi ve şimdi insanlar ona iyi gözle bakacak.”
Bu noktada başını sallayan Fixteen oldu. “Çözmesi bu kadar kolay olsaydı, sence bu insanlar hâlâ bu durumda olur muydu?” Fixteen cevap verdi. “Aslında Rayna’nın düşünce tarzına katılıyorum, seni durdurmadım Raze, çünkü bir tür planın olabileceğini düşündüm, ama bunun ne kadar tehlikeli olduğunu bildiğinden emin değilim.”
“Tehlikeli, bu nasıl tehlikeli olabilir?” Anna zayıf insanlara bakarak sordu. Hepsi birden onunla savaşacak olsa bile, hepsini bir anda öldürebileceğini hayal etti. Fazla çaba harcaması bile gerekmezdi.
Ona göre hiçbir tehlike yoktu.
Fixteen, “İnsanlar kararsızdır, şu anda yaptıklarınızı takdir edecekler, ancak Belediye Meclisi’nde sadece servetinizle gösteriş yaptığınızı düşünenler olacaktır” dedi.
Rayna, “Kıskançlık güçlü bir şeydir,” diye ekledi.
“Bunun da ötesinde, diyelim ki bir şey oldu, bu fonlara kendiniz ihtiyaç duydunuz ya da bu insanlara yiyecek sağlayamadınız ve ellerinden aldınız.”
“Yaptığınız tüm iyilikleri unutacaklar ve öfkelerini size yöneltecekler. Siz onlar için bir nefret noktası olacaksınız. Durumları kötü olduğu için kolaylıkla suçlayabilecekleri biri.”
“Bilirsiniz, insanlar başkalarının kendilerinden daha iyi durumda olduğunu görmekten hoşlanmazlar ve genellikle sizi kendi seviyelerine çekmek isterler. Dolayısıyla onlara sonsuza kadar bu şekilde bakmayı planlamıyorsanız, bunun iyi bir fikir olduğunu sanmıyorum.”
Açıkçası Raze bu konu hakkında pek düşünmemişti. Geçmiş hayatında ne bir şehrin ne de bir şirketin lideriydi; bu konularda hiçbir bilgisi yoktu.
Ona göre bu o kadar da zor bir görev olmayacaktı çünkü büyüsünü kullanarak tüm şehri yeniden biçimlendirmeyi planlıyordu. Alterianların yapabildiği buydu; Mana enerjisini kullanarak her şeyi yeniden biçimlendirmek ve sürdürülebilir bir yer yaratmak.
Tek bir büyücü olduğu için bunu yapmak onun için daha zor olurdu ve daha yüksek bir yıldız olmanın yanı sıra daha fazla elemente sahip olsaydı daha kolay olurdu.
Temelleri kurduktan sonra insanlar çalışmaya başlayabilir ve kendi kendilerine yetebilirlerdi. Burası onun adına bir şehir olabilirdi ama tek bir yerde kalmak gibi bir niyeti de yoktu, burası onun için sadece güvenli bir yerdi ve şimdilik.
“Onlara her şeyi vermeyi asla planlamadım. Sadece insanları aç görmekten nefret ediyorum ve bunu değiştirebilecek imkanlara sahip olduğumda, hayatlarını biraz daha iyi hale getirebilirim.”
“Eğer olanlar olacaksa, bırakın bana kızsınlar, bu umurumda değil. Bu şekilde işler onlar için daha kolay olacak.” Raze cevap verdi.
İzlerken Belediye Başkanı Yarlston yanına geldi ve Raze’e yaptığı her şey için teşekkür ederek başıyla selam verdi. O bile insanlara bir nebze rahatlama sağlayabilmek için kasabaya gönderilen fonlardan çok fazla fedakârlık yapmıştı.
Bununla birlikte, daha önceki Flesh Klanı, koruma temelini kullanarak fonlarının çok fazlasını alıyordu. İlk defa bir Belediye Başkanı bir klanın kendilerine para vermesini değil, para harcamasını istiyordu.
Yarlston, “İnsanlara iyiliğinizi bildirmek ve yaptıklarınızdan haberdar olmalarını sağlamak istiyorum,” dedi. “Bu yüzden sormak istiyorum, hangi klandansınız, hangi klan Flendon şehrinde ikamet etmeye karar verdi?”
Rayna ve Raze birbirlerine baktılar. Belil artık klanın bir parçası olmayacağını söylemişti, bu yüzden onların adını kullanamazlardı.
“Siz Kızıl Turna’nın bir parçasısınız, değil mi? Sanırım burası Kızıl Turna için bir üs olacak?” Rayna cevap verdi.
Raze’in bu konuda bir sorunu yoktu; ne de olsa Kızıl Turna’da kalmayı kabul etmişti. Sorun şu ki, sadece bir üye olarak onların adını gerçekten bu şekilde kullanabilir miydi?
“Bence onlarla temasa geçmemiz en iyisi olabilir,” dedi Raze. “Ayrıca, burayı koruyabilecek bazı insanlara ihtiyacımız var ve zaten benden istedikleri bir şey var.”
Bunu düşünen Raze, gelecekte onlarla daha kolay iletişim kurabileceği bir eşya yaratmasının da iyi olabileceğini düşündü.
Alter’in sahip olduğu gibi bir iletişim cihazı, ama daha iyisi ve uzak bir menzilde çalışıyor. Bütün bir ağı oluşturması imkansızdı ama her bir cihazı büyü kullanarak birbirine bağlayabilirdi.
“Onlarla bağlantı kurmanın bir yolu var mı Rayna? Daha önce onlarla birlikteydin,” diye sordu Raze.
“İstiyorum, onları istediğinizi ve mümkün olan en kısa sürede buraya gelmenizi bildireceğim.”
—
Bu sırada, Karanlık Fraksiyon’da bir yerlerde Kızıl Turna birçok şehirden birinde, sert ve sağlam zemin üzerinde yürüyordu.
Buraya taşınmışlardı çünkü birincisi, başlarına biraz bela açtıktan sonra Behemoth Klanı’ndan uzak durmak istemişlerdi.
İkincisi, Kara Büyücü’nün ürünlerinin satışını artık Karanlık Fraksiyon’a da yaymaktı.
Farkında olmadıkları şey, ortaya çıkan büyük haber ve olaydı. Kara Büyücü’nün Neverfall Klanı ile nasıl evlendiği.
“Hey, bu Alba değil mi?” Savaşçılardan biri yanından geçip giden kıza bakarak şöyle dedi.
“Evet, öyle, burada ne işleri var, artık Şeytani Fraksiyonun bir parçası oldukları doğrulanmadı mı?”
Alba bu sözlere kulak misafiri olmuştu ve kalbi çarpmaya başladı. Yayılan bu söylentiler neydi? Artık gezgin olarak görülmüyorlar mıydı?
Eğer durum buysa, şimdi Karanlık Fraksiyon’da olan onlar için durum çok kötü olabilirdi.
“Evet, Kara Büyücü’nün onların koruması altında olduğunu ve adamın Neverfall Klanı ile evlendiğini duydum. Bu da Kızıl Turna’nın artık Neverfall Klanı’na bağlı bir grup olduğu anlamına geliyor.”
Froma’nın yanında yürürken, kısa süre sonra arkalarından onları takip eden bir grup gördüler ve çok geçmeden önlerinde daha fazla savaşçı belirmeye başladı.
“Bu iyi değil… bu hiç iyi değil,” dedi Alba kendi kendine.
Bu bölüm Fenrir Scans Fenrir Scans tarafından güncellenmiştir.
Yorum