Kara Büyücünün Dönüşü Novel
Çevirmen: Rin Fenrir
Bölüm 573 Bir Sözün Değişimi
“Bu evlilikle birlikte, Kara Büyücü Neverfall Klanına katılırsa, bu artık onun yarattığı tüm eşyalara da erişebilecekleri anlamına gelmeyecek mi?”
“Haklısınız, her an satılan ürünleri ellerinden almaya ya da en iyilerini kendilerine saklamaya karar verebilirler.”
“Yine de bunun bir önemi olmamalı, Neverfall Klanı Şeytani Fraksiyonun bir parçası ve şu anda Şeytani Fraksiyonun Aydınlık ve Karanlık Fraksiyon hakkında daha fazla endişelenmesi gerekiyor.”
“Hapları satmayı bırakmayacaklar, herkese dağıtmaya devam edecekler.”
“Ha, peki ya zenginlik? Bu en azından tüm dünyadaki konumlarını yükseltmez mi? Büyük miktarda servetle, krallıkları kendi çağrılarına göre hareket ettirmeye bile başlayabilirler. Kontrol edilemeyen bir güç haline gelebilirler.”
“Sanırım hepiniz başka bir konuyu unutuyorsunuz. Kara Büyücü’nün iddia ettiği ve bizim de doğru olduğunu bildiğimiz şeyi duymadınız mı? O Kızıl Turna’nın bir parçası, Neverfall Klanı’nın değil.
“Bu ilişki, ilk etapta her ikisi için de nasıl sonuçlanacak bilmiyoruz. Kızıl Turna bir Gezgin Klanı… ama bugünden sonra artık öyle olmayabilirler.”
Kalabalık kendi aralarında duyurulan her şey hakkında konuşmakla meşguldü ve haberin Şeytani Fraksiyon’dan daha fazla yayılacağı kesindi.
Yeni gelen kişinin kim olduğu ve sadece bu değil, Şeytani Fraksiyona getireceği olası etki.
Konuşmalar devam etti ve bir gong sesi duyulana kadar devam etti. Çınlama sesi alandaki herkese çarparak ağızlarının kapanmasına neden oldu.
Gürültülü gong sesini bir kez daha duyduklarında başlarını titreşimin geldiği yöne çevirdiler ve gözleri artık pazar meydanına giren tek bir kişiye takılmıştı.
“Kim… kim… o?” diye sordu kalabalıktan biri, doğru görüp görmediğinden emin olamadığı için başı biraz dönüyordu.
Kalabalıktaki hiç kimse değildi. Gözlerini ışıldayan büyüleyici bir güzelliğe dikmiş bakıyorlardı. Uzun kuzguni saçları yumuşak dalgalar halinde sırtından aşağı dökülüyordu. Elbisesinin bozulmamış beyazıyla tam bir tezat oluşturuyordu.
Elbisenin kendisi bir şaheserdi. Vücuduna oturan bir siluetin üzerinde dalgalanan beyaz danteller, vücudunun zarif kıvrımlarını vurguluyordu.
Yerde sürüklenen elbisesinin arkası koyu bir kırmızıyla kaplıydı. Kıpkırmızı bir alev gibi yürürken arkasından sürükleniyordu.
Üstelik makyajı da kusursuzdu. Elbisenin arkasındaki kırmızıya uygun bir miktar gül kurusu allık ve dudaklarında yumuşak bir gülümseme vardı.
Bu insanların tanıdığı Rayna değildi, bu onların tanıdığı Neverfall Klanı’nın kızı değildi.
Yürürken güzelliği herkesi sersemletip sessizliğe sürüklemişti. Kendinden emin bir şekilde Raze’e bakmaya devam etti.
‘Geçmişinizi biliyorum… Daha önce gerçek aşkı hissettiğinizi biliyorum ve bir zamanlar kalbinizde olanın yerini alabileceğimden ya da hissettiklerimin ikinizin sahip olduklarıyla aynı olup olmadığından emin değilim.
“Ama nedense, çok değer verdiğin kadınla ilgili hikayeni dinlerken, belki bir anlığına bana da aynı şekilde değer vermeni diledim.
“Ben de elimden gelenin en iyisini yapmaya karar verdim, belki bir anlığına seni kendimden geçirebilir ve benim için böyle hissetmeni sağlayabilirdim.
Platformun tepesine ulaştığında Rayna’nın aklından geçen düşünceler bunlardı. Raze’e doğru yürüdü ve ona baktı.
İkisi karşılıklı durdular ve onun yüzüne bakarken ne düşündüğünü anlamaya çalışıyordu ama hiçbir şey bulamadı.
Raze’in ağzından tek bir kelime bile çıkmadı.
Yüzünde en büyük sırıtış olan Belil’di ve elinde iki kırmızı yüzük vardı. Her birine birer tane uzattı.
“Bu ikisi birbirlerinin yüzüklerini ellerine taktıklarında birlikte olacaklar!” Belil duyurdu.
“Birçoğunuzun soruları ve endişeleri olduğunu biliyorum, ancak şimdiye kadar hepiniz benim nasıl biri olduğumu biliyor olmalısınız. Buradaki Kara Büyücü harika bir insandır.”
“Daha önce de söylediğim gibi, o benim seçtiğim bir kişi değil, kızımın seçtiği bir kişi. Bugün ne kadar çaba harcadığını ve bu kişiyi gerçekten ne kadar sevdiğini görebilirsiniz.”
Babasının kendisi hakkında bu şekilde konuştuğunu duymak Rayna için bir ilkti. Bunun gerçek duyguları olduğunu ve sadece aşağıdaki izleyenleri memnun etmek için söylediği şeyler olmadığını ummuştu.
“Bu ikisi kendi halklarıdır, Kara Büyücü Kızıl Turna’nın bir parçası olmayacaktır. Bugünden itibaren sadakatleri Neverfall klanına değildir ve bu her ikisi için de geçerlidir.”
“Tıpkı diğer klanların yapması gerektiği gibi onlar da bu Şeytani Fraksiyonda hayatta kalmalı! Her ikisine de son hediyem Neverfall Klanı’nın yakın zamanda elde ettiği bir toprak parçası.”
“Umarım herkes bugünden itibaren sözümü gerçek olarak kabul eder!”
Kalabalıktaki klan üyeleri birbirlerine bir şeyler mırıldanıyordu. Belil’in söyledikleri onları biraz yatıştırmıştı.
Yine de Neverfall Klanı’nın her halükarda güçlü bir müttefikin kontrolünü ele geçirdiğini ve artık evli olduğu için onun sözüne güvenmenin zor olacağını düşünmeden edemiyorlardı.
Birisi Kara Büyücü ile bir sorun yaşar ve onlara saldırırsa, Neverfall Klanı’nın olaya dahil olma ihtimali olduğunu bilmek bile onları caydırabilirdi.
Belil’in sözünü test etmeye kim cesaret edebilirdi ki? Şimdilik ona inanmak zorundaydılar.
Aynı zamanda Raze de bundan memnundu. Tek istediği Neverfall Klanı ile küçük bir bağlantı kurmaktı. Belki bir gün bu sayede Karanlık Fraksiyon kurucusu ile Klanları arasındaki ilişkiyi sorabilirdi.
Yine de şu anda Raze düşündüğünden daha mutlu bir ruh halindeydi. Bu günün kötü anıları canlandıracağını düşünmüştü ama hapishanedeyken Sabrina’yla geçirdiği güzel zamanları daha çok hatırlamıştı.
“Teşekkür ederim,” dedi Raze, Rayna’nın gözlerinin içine bakarak.
“Teşekkür ederim… ne için?” Rayna arkasını döndü, makyajı şu anda yanaklarının kızarıklığını gizliyordu.
“Kıyafet için, benim için özel olarak yaptırdınız, değil mi? Bunun için teşekkür ederim,” dedi Raze yüzüğü kaldırırken.
“Biliyorsun, benim geldiğim yerde bu yüzükler önemlidir, birbirimize verdiğimiz bir sözdür. Çok fazla söz vermem, çünkü verdiğim bir sözü asla tutmamaya niyetim yok.”
“Bu bir söz sayılır mı?” Rayna fısıldadı. “Gerçek olmasa bile.”
Raze yüzüğü kızın eline yerleştirirken, “Söz sözdür,” dedi ve kız da aynısını yaptı.
“Bu verdiğim sözün kanıtı. Seninle bir söz verdiğim için seni koruyacağım,” dedi Raze.
“Ha!” Rayna arkasını döndü. “Benden daha zayıf olan sen, bunu sana söyleyen ben olmalıyım.”
Yüzüklerin takılmasının ardından etraftan alkış sesleri yükseldi. Tören sona ermek üzereydi ve yakında grubun geri kalanı için bütün gece parti zamanı gelecekti.
Ancak alkışlar kısa kesildi ve gür bir ses onları böldü.
“Bekle!!!” Sha Mo bağırdı. “Sen Kara Büyücüsün, o zamanlar halkımı yaralayan ve teklifimi reddeden kişi sensin!”
“Artık bunu bildiğim için gitmene izin veremem. Yaptığın şey için, bana yardım ettiğin sürece seni affedeceğim,” dedi Sha Mo ve diğer eliyle ona kesmesi gerektiğini ima eden bir işaret yaptı.
Fenrir Scans adresinden güncellenmiştir.
Yorum