Kara Büyücünün Dönüşü Novel
Çevirmen: Rin Fenrir
Bölüm 564 Gerçeği İyileştirmek
İhtiyacı olan her şeyi aldıktan sonra kitap ve parşömen yığınını eline aldı ve ofise gitmeye karar verdi. Ibarin’in yasaklı bölümden kitap aldığını öğrenmesi uzun zaman alacaktı.
Neredeyse hiç kimse oradaki kitapları kontrol etmiyordu. İçeri girerken bile, sadece başka bir kitabı oraya yerleştirmek içindi. Merkez Akademi’nin bulunduğu yer, dünyanın en yetenekli büyücülerinin bir araya geldiği ve ders verdiği bir yer olduğundan, yüksek düzeyde güvenlik vardı.
Raze’in içeri girebilmesinin tek nedeni müdür Ibarin’le tanışmış olmasıydı. Yetenekleri sayesinde içeri sızabilirdi ama bu çok riskliydi.
Raze’in sekiz yıldızlı bir büyücü olduğunu da unutmamak gerekirdi. İki elin parmaklarını geçmeyecek bir sayı, bu yüzden bu sadece onun yapabileceği bir şey olabilirdi.
Elinde anahtarlarla İbarin’in ofisine yöneldi, girmeden önce içeride olup olmadığını kontrol etti ve kimsenin olmadığını gördü, en azından bunun için minnettardı.
Ibarin belki de Raze’i tekrar görmek istemediği için bilerek gelmemişti ve bu duygu ikisi arasında karşılıklıydı. Anahtarlarını bir kenara koyduktan sonra Raze Akademi’nin geri kalanını dolaşmaya devam etti ve ne olduğunu anlamadan, sanki otomatik pilotta gibi, bacakları onu eski sınıfına götürmüştü.
Özellikle şu anda eski sınıfında ders yapılmıyordu; tamamen boştu.
‘Bacaklarım alışkanlıktan mı beni buraya yönlendirdi? Şimdi nerede olduğumuzu fark ettiğine göre, aynı binaya doğru bir adım mı attı? Raze düşündü.
İçeride dolaşırken, çok şeyin değişip değişmediğine baktı ama neredeyse her şey aynıydı. Her şey en ince ayrıntısına kadar aynıydı. Ne de olsa gideli çok olmamıştı.
Yine de bazı farklılıklar vardı, masanın üzerindeki eşyalar temizlenmişti. Duvarlara yerleştirilecek posterler, yoluna çıkan her şey kaldırılmış, Raze’den eser kalmamıştı, sanki hiç burada olmamış gibi.
“Başlangıçta, İbarin’in tüm bunları neden yaptığını bulmaya kafayı takmıştım. Mükemmel hayatımı, araştırma zevkimi ve öğrencilere aynı zevki öğretme isteğimi neden elimden almıştı?
“Her gün dışarı çıkıp bir cevap arıyordum. Eski hayatımı geri kazanmaya o kadar odaklanmıştım ki… Neredeyse Sabrina’yı da kaybediyordum.
Kitaba şöyle bir göz atan Raze, Sabrina’nın anılarını geri kazanacağından emindi. Böylece onu yeniden yanında bulacaktı ama onu, eski Sabrina’yı neredeyse kaybediyordu.
Hafızasını silen her kimse, daha sonra onu kolayca öldürebilirdi ve bu olmasını istemediği bir şeydi.
“Sabrina geçmişte olanlardan sonra hayatıma giren tek kişi, o iyi olduğu sürece her şey yoluna girecek.
—
Daireye döndüğünde Raze’in içini rahat bir nefes kaplamıştı. Ibarin’in yerel polise ya da bir loncaya akademiye geri döndüğünü bildirerek kendisiyle ilgilenmelerini emretmiş olabileceğinden endişe ediyordu ama böyle bir şey olmamıştı.
Belki de böyle bir şey olursa, Akademi’nin elinde daha büyük bir dava ya da rapor olacak ve bu da Ibarin’in beceriksizliğini ortaya çıkaracaktı.
Raze şimdiden manşetleri hayal ediyordu, tek bir büyücü müdürü taleplerine zorlamayı başarır, akademiye girer. Bu sadece onun için kötü görünürdü.
“Belki de böyle bir şey yapmalıydım. Raze kendi kendine sırıttı ama bu aptalca düşünceler karşısında hızla başını salladı.
Daireye girdiğinde Sabrina’nın hâlâ orada olduğunu görünce mutlu oldu. Raze’i gördüğünde yüzünde bir gülümseme vardı.
“Görünüşe göre göreviniz başarılı olmuş!” Sabrina dedi ki.
“Evet.” Raze elindeki kitap yığınını yere bırakıp ona ihtiyacı olanı uzatırken cevap verdi.
“Görünüşe göre ihtiyacın olandan fazlasını almışsın.” Sabrina dedi ki.
“Ah, bunlar sadece kendi araştırmalarım için. Artık akademinin bir parçası olmadığım için ilk defa bir şeyi bu kadar derinlemesine inceleyebiliyorum.” Diye belirtti.
Sabrina kitabı açmak için işe koyuldu. Büyünün inceliklerini anlamak biraz zaman alacaktı. Özellikle de yüksek yıldızlı bir büyünün. Ondan sonra büyü çemberini çizmesi ve muhtemelen bunun için gereken eşyaları alması gerekecekti.
Raze’e göre bu çok büyük bir sorun olmamalıydı çünkü Sabrina’nın işinden biriktirdiği ve kullanabileceği büyük miktarda serveti vardı.
“Biliyor musun Raze, sana söylemek zorundayım, anılarımı geri almak için sabırsızlanıyorum. Sen yokken fotoğraflara tekrar baktım, gelecekteki ben… eğer bu doğru terimse… sanırım tam olarak değil, ama her neyse, gerçekten mutlu görünüyordu ve bunu tekrar yaşamak için sabırsızlanıyorum.” Sabrina başını tekrar kitapların arasına sokarken şöyle dedi.
Bu arada Raze, parşömenlerin yanı sıra Kara Büyü’den bahseden bulabildiği birkaç kitabı da almaya karar vermişti. Kitaplardan bazıları aktarma teknikleriydi ve orada burada birkaç büyüden bahsediyordu.
Kitaplardan biri eski bir profesör tarafından hazırlanmıştı ve daha çok Kara Büyü araştırmalarına eğiliyordu. Bir Karanlık Çekirdeğe sahip olmanın temelinden bahsediyordu.
Kara Büyü’nün yasaklanmasının ve pek çok kişinin bunu bilmesinin nedeni, ilk etapta bir Karanlık Çekirdek elde etmenin veya bir Karanlık Çekirdek elde etmek için yakınlıklarını artırmanın gerekliliğiydi.
‘Bu beni meraklandırıyor, sadece birazcık Kara Büyü öğrenmek bile büyücüleri şaşırtıyor gibi görünüyor. Benim de gördüğüm büyülere göre, Kara Büyü’nün temelinde yıkım var.
“Neredeyse sadece savaşmak… ve öldürmek için kullanılan bir büyü.
Raze’in ilgisini çeken bir diğer konu da araştırmaydı; zaman zaman Kara Büyü araştırmalarının başka boyutlarda bile bulunabileceği belirtiliyordu.
Özellikle, kullanıcı üzerinde bir şekilde kullanıldığında yan etkisi olan Lanetli eşyalar bulmaktan ve bununla Kara Büyü arasındaki bağlantıdan bahsediliyordu.
Kafasını kaldırdığında Sabrina’nın çoktan yere sihirli daireyi çizdiğini gördü. Çabuk öğrenen biriydi ve ne yapılması gerektiğini çoktan çözmüştü.
“Bekle, herhangi bir eşya gerekli değil mi?” Raze sordu.
“Bu büyü için değil, sadece ışık büyümü kullanabilirim. Hiçbir şeyi büyülemiyorum ve güçlerim yeterli olacaktır, ne de olsa çok fazla Mana’m var. Her neyse, her şey bitti… Raze, şükrettiğim bir şey varsa o da seninle yeniden tanışmak ve sana yeniden aşık olmaktı, iyi kalpli bir adam olduğunu söyleyebilirim.” Sabrina’nın cevap vermesine fırsat vermeden büyüsünü etkinleştirdi ve çember aydınlanmaya başladı.
Kendi bedenini aydınlatarak parlak bir ışıltıyla kapladı ve kısa süre sonra sihirli çemberle birlikte kaybolmaya başladı ve Sabrina gözlerini açtı.
“İşe yaradı mı… Beni hatırlayabiliyor musun!” Raze heyecan ve endişeyle konuştu.
“İşe yaradı.” Sabrina gözyaşları yanağından aşağı süzülürken cevap verdi, ama bunlar ikisi arasındaki mutluluk gözyaşlarıydı.
Hızla Raze öne çıktı ve ikisi sıkı sıkı sarıldı. Bir süre birbirlerine sarıldılar ve sanki dans ediyormuş gibi yavaşça paytak paytak yürümeye başladılar.
“Seni sonsuza dek kaybedebileceğimi düşünmüştüm, işe yaradığı için çok mutluyum.” Raze dedi ki. “Seni bunca zaman görmezden geldiğim için özür dilerim, sadece kendini kötü hisseden biriyle uğraşmak zorunda kaldığın için özür dilerim. Sadece bencillik ettim ve seni hiç düşünmedim.”
“Raze… Senin nasıl biri olduğunu biliyorum, ne olursa olsun her zaman bana göz kulak olacağını biliyorum.” Sabrina cevap verdi. “Ama sana söylemem gereken bir şey var, her şeyi hatırlıyorum… bana olanlar da dahil.”
“Ve anılarımdan kurtulan kişi, Soylular Loncası’nın lideri Idore’ydi.” diye cevap verdi.
Yeni bölümler Fenrir Scans.com adresinde yayınlanıyor
Yorum