Kara Büyücünün Dönüşü Novel
Çevirmen: Rin Fenrir
Bölüm 553 Büyük Hazırlık
Rayna Raze’in başına gelenler için hâlâ kendini kötü hissediyordu. Onu kurtarmak için düşünebildiği tek yol buydu ve Raze tüm bunların içinde sürükleniyordu, üstelik tüm bunlar genç yaşta oluyordu.
Büyük bir klanın varislerinden biri olan ve kurallara uymak zorunda olan onun aksine, Raze öyle değildi. O herhangi bir klana bağlı olmayan özgür bir bireydi.
Pagna’daki pek çok insan bunu bu şekilde görmezdi çünkü onlar için statü, güç, zenginlik, güçlenmek onlar için her şey demekti.
Ama Rayna’ya göre, bazı noktalarda, isimsizleri, dilediklerini yapabilen gezginleri oldukça kıskanıyordu. Onlara tepeden bakılsa ve itilip kakılsalar bile.
Olsa olsa Raze’e daha çok benzeyeceğinden, büyük bir güce sahip olacağından ve kendini koruyabileceğinden emindi. Yine de, olan biten her şey yüzünden şimdi o da aynı konuma düşmüştü.
“Sanırım bir şey için minnettar olmalıyım. Rayna oturduğu koltukta kıpırdamadan otururken ve etrafındaki birkaç hizmetçi çalışırken düşündü.
Şu anda Neverfall Klanı yerine Repton şehrindeydi ve bir deneme makyaj seansına katılıyordu. Her şey Klan tarafından karşılanıyordu.
‘Babamın Raze ve benim kendi topraklarımızla ilgilenmemize izin vermesi, eğer kendi klanımızı kuracaksak, o zaman daha fazla özgürlüğe sahip olacağımız anlamına geliyor.
‘Ve ayrıca, eğer biriyle olduysa, o olduğu için minnettarım.
Dar bakışlı gözleriyle Raze’i düşünmeye başladığında yanakları kızarmaya başladı.
“Ah canım, eğer bu düğün gününde de olursa, daha fazla pudra almamız gerekecek.” Kadın yanağı sıvazlamaya devam ederken şöyle dedi.
Rayna’nın Repton’da bulunmasının bir başka nedeni daha vardı ve bu da düğünle ilgiliydi. Etkinliklere odaklanacak ve onları organize edecekti.
Babası diğer bazı ayrıntıları hallederken onun için bir planlayıcı ayarlamıştı ama düğünün geri kalanını o yürütüyordu.
Raze’i bu işe bulaştırmaya cesaret edemedi. Kendisini böyle şeyler yapmaya zorlamasına dayanamazdı, bu yüzden onun Klan üssünde olmasına izin verdi.
“Bu onu ve onunla birlikte seyahat eden Anna denen kızı terk etmek anlamına geliyor, ama umarım ikisi de iyidir… ve Anna uzak durur.
Sonunda, bir sürü oflayıp puflamadan sonra Rayna oturduğu yerden kalkmaya karar verdi.
“Bence bu mükemmel görünüyor; işleri halletmek için birkaç saat içinde geri döneceğim. Sanırım evde bir şey unuttum!”
Makyözü ve planlamacısı daha bir şey söyleyemeden Rayna çoktan odadan çıkmıştı.
“Kimi kandırdığını sanıyor? Başka bir kadın hakkında mırıldanmayı bırakmadı,” dedi planlamacı, ellerini kalçalarına koyarak. “Kıskançlık insanın sahip olması gereken güzel bir özellik, değil mi?”
“Evet, ama Şeytani Fraksiyon’un en güçlü ailelerinden biriyle evleniyorsanız, endişelenmeniz gereken şeyler var demektir. Genç hanımla kimin evlendiğini merak ediyorum.”
Herkesin aklındaki soru buydu. Şeytani Fraksiyonda meydana gelmek üzere olan şeyle ilgili haberler çoktan yayılmıştı.
Bu büyük bir andı, ancak Neverfall Klanı gibi önde gelen birinden, evlenmekte olan kişiyi, söz konusu klanı tanıyor olacaklarını düşündüler.
Evlilik, ilişkileri genişletmek için iyi bir yoldu. Evlenecek kişinin diğer büyük klanlardan birinden olmasını beklemiyorlardı ama orta büyüklükte bir klanın bile güçlerini katması ya da ceplerinde olması işe yarayabilirdi.
Yine de kimsenin düğünün damadının kim olacağına dair bir fikri yoktu. Herkes işin aslını öğrenmeye çalışıyordu ve buna meşhur muhabir Bubble da dahildi.
Neverfall Klanı üssüne döndüklerinde, Raze ve Anna Neverfall Klanı üssünün orta katlarındaydı. Eğitim odalarına göz kulak oluyorlardı ve şimdilik sadece etrafı izliyorlardı.
Diğer üyeler Raze’in misafir olduğunu biliyorlardı ama Rayna ile evlenecek olanın o olduğuna dair hiçbir fikirleri yoktu.
Bir dairenin ortasında, Şeytani Hizip Klanı üyeleri klanlarının tekniklerini uyguluyorlardı. Konukları izlemeye davet ettiler.
Şu anda odanın kenarındaki taş bankta oturan Raze, önündekileri incelemek yerine kitaba bakıyordu.
Bu, Karanlık Uç Kılıç Sanatlarıydı. Sürekli olarak tekniğin nasıl uygulanacağını okur ve ardından gözlerini kapatarak tekniği kullandığını hayal ederdi.
Bir süre sonra başı ağrımaya başladı. Yoruluyordu ve gözlerini ovuşturdu, kitabı kapattı, önündeki antrenmanı izledi.
“Sorun ne, kitapta ne yazdığını anlamıyor musun?” Anna sordu.
“Bunu gayet iyi anlıyorum,” dedi Raze. “Ancak, anlamak ve uygulamak iki farklı şeydir. Arkasındaki mantığı anlamış olmam onu icra edebileceğim anlamına gelmiyor.”
“Bu, anlamadığını söylemenin başka bir yolu değil mi?” Anna karşılık verdi.
Raze sadece başını salladı. İnsanların anladığı dünyanın pek çok temeli vardı, en azından temel anlayışları.
Dışarıda boşluk olmasına rağmen ayaklarımızın yere nasıl bastığı gibi. Yüzlerine çarpan şeyin rüzgâr ve hava olduğunu anladılar.
Hayatta kalmak için neden yemek yememiz gerektiğini anlıyorlardı ama bunun neden böyle olduğunu anlıyorlar mıydı? Karanlık Uç Kılıç Sanatlarının teknikleri bir kişinin daha da fazlasını anlamasını gerektiriyordu.
Zaman zaman adımları atlıyormuş ya da kitap bazı şeyleri yetersiz açıklıyormuş gibi hissettirdi.
“Bir sonraki formasyon olan Hayalet Kenar Formasyonu karmaşık. Raze zihninde düşündü.
“Korkuyor musun?” diye sordu Anna. “Eğer kitabı okur ve ilk denememde gerçekleştirirsem senden daha iyi olacağımdan mı?”
Raze, Anna’nın açıklaması karşısında biraz afallamıştı çünkü tüm teknikler Qi gerektiriyordu ve tam olarak uygulamak için büyüye ihtiyaçları vardı; Anna’nın bunu yapması imkânsızdı.
“Bana neden öyle baktığınızı anlayabiliyorum,” dedi Anna ayağa kalkarak ve öğrencilere baktı.
Yumruklarını bükerek Neverfall Klanı tarafından yaratılan özel bir Qi vuruşu gerçekleştiriyorlardı. Sonunda bir Qi patlamasıyla birlikte yumruğun keskin bir şekilde bükülmesi gerekiyordu.
Vuruşun gücü ve etkinliği sonundaki tokattan anlaşılıyordu. Yüksek sesli bir kırbaç sesi gibi.
Anna birkaç kez izledi ve sonra dizlerini bükerek kendini hazırladı ve tıpkı onlar gibi elini uzattı ve tam ucundan büktü.
Ardından odada herkesi sağır eden, herhangi birinin duyabileceğinden çok daha yüksek bir patlama sesi duyuldu.
Anna yüzünde kendini beğenmiş bir ifadeyle, “Bir şeyi anlayabildiğim ya da görebildiğim sürece, onu gerçekleştirebileceğimden eminim,” dedi.
O noktada Raze, kitabı görmesine izin vermenin o kadar da kötü bir fikir olup olmadığını düşünmeye başladı.
“Hey!” diye seslendi öğrencilerden biri. “Az önce Düşen Yumruk tekniğini mi kullandın, o teknik bize ait. Klanımızın misafiri olabilirsin ama tekniklerimizi bu şekilde çalamazsın!”
“Bunu nasıl yaptın, sana kim öğretti, eğer bize bilgi vermezsen ya da gerçeği saklarsan, bu senin ve arkadaşın için ölüm olacak!” Adam seslendi.
“Ölüm mü?” Raze ayağa kalkarak, “Ölüm,” dedi.
Güncel yenilikleri Fenrir Scans üzerinden takip edin
Yorum