Kara Büyücünün Dönüşü Bölüm 425 Bariyeri Aşmak

Bölüm 425 Bariyeri Aşmak

Etraflarına baktıklarında, etkilenenin çoğunlukla içinde bulundukları alan olduğunu görebiliyorlardı. Havadaki açık mavi bir renkle dolu garip bükülme tam üstlerinde merkezlenmişti.

Köyün dışına doğru baktıklarında, kumtaşının üst kısmının henüz yapısından ayrılmamış olduğuna da şahit oldular. Yani en güçlü çekme kuvveti doğrudan altlarından geliyordu.

“Geçit kapandı, az önce geçit kapandı mı dedin!” Froma bağırdı. “O zaman buradan nasıl çıkacağız ve sen geçidin kapalı olduğunu nereden biliyorsun?”

“Bu sadece bir tahmin,” diye yanıtladı Alba. “Kapalı olduğu zaman bir boyutun içinde hiç bulunmadık, bu yüzden kimse gerçekte ne olduğunu bilmiyor.”

“Yine de bir şey açık, Pagna’dan hiç kimse buraya giremiyor. Belki de tüm boyutun kendi üzerine çökmesinin nedeni budur.”

Alba’nın sözleri klan üyelerini bir nebze olsun sakinleştirmiyordu. Bunun yerine, hepsinden bir dizi yutkunma sesi geliyordu.

Tilon, “O haklı, o zaman burada sıkışıp kaldık ve eğer çökerse bu onlarla birlikte bizim de çökeceğimiz anlamına mı geliyor?” diyerek tüm ekip üyelerinin yüzüne yansıyan endişesini dile getirdi.

“Raze hâlâ elimizde, unutma ve her şeye dikkatle bak,” dedi Reno odadan çıkarken. Kılıcın etrafına sardığı fazladan bir bezi Raze’e tutturmak için kullanmıştı.

Sonra kendi beline doladı ve onu sırtında taşıyordu. Bu sırada, Raze için olan silahı bir elinde tutuyordu.

“Bizi buraya o soktu, Feebie ile olan kavgasını hatırlayın. İkisinin daha önce karşı karşıya geldiği açıktı, bu yüzden en azından Şeytani Fraksiyona geri dönmek için bir yolu olmalı, ben olsam bu konuda çok fazla endişelenmezdim.”

“Dev bir delik ve burada sıkışmış bizi öldürmeye çalışan bir melez varken endişelenmeye hakkımız olduğunu düşünüyorum!” Tilon haykırdı.

“Yapılara bakın, inanılmaz yavaş bir hızda kırılıyorlar ve dış bölge etkilenmemiş bile. Her şeyin çökmesi aylar sürebilir, o zamana kadar Raze’in en azından uyanacağını düşünürdüm,” diyor Reno.

Yine de başka bir sorun vardı; aylarca burada kalamazlardı. Asıl öncelikleri Raze uyanana kadar ona bakmak olsa da, akademiye geri dönüp diğerlerine yardım etmeleri gerekiyordu.

Şu anda tehlikede olabilirlerdi ve hiçbir fikirleri yoktu çünkü muhbirleri Cronker diğer taraftaydı.

“Bekle, melezin hâlâ burada bizimle olduğundan emin miyiz?” Lilly sordu. “Düşünecek olursanız, geçidi savunuyordu, değil mi, geçidin hemen yanında duruyordu.”

“Belki de bunun olacağını bildiği içindir. Eğer geçit kapandıysa, olay gerçekleşmeden önce geçitten geçmesi gerekmez miydi?”

Sözler mantıklıydı ama Alba melezin şu ya da bu nedenle Raze’i ele geçirmeye kararlı olduğundan korkuyordu. Muhtemelen onun da oradan bir çıkış yolu vardı.

Sadece bu da değil, eğer geçit kapalıysa, kapanmasının üzerinden ne kadar zaman geçmişti? Kaçıyorlardı ve bir süredir konut yapısının içinde konuşuyorlardı.

Yukarıdaki gökyüzü yavaşça değişmiş olabilirdi; belki de portal onlar kaçtıktan hemen sonra kapanmıştı.

“Gerçekten yapabileceğimiz tek bir şey var. Bence şu anda en azından portalın gerçekten kapanıp kapanmadığını kontrol etmeliyiz.”

“Diğer adamın Raze’in peşinde olduğunu biliyorum ama bence hepimiz birlikte seyahat etmeli ve birbirimize yakın durmalıyız. Eğer bizi tek başımıza yakalarsa, görüldüğümüz yerde öldürülebiliriz,” diye emretti Alba.

Bir keresinde gitmelerine izin vermiş olsa da, nedenini ya da sebebini kim bilebilirdi ki? Tedbirli olmak daha iyiydi ve şu anda orada garip şeyler olurken kimseyi kaybetmek istemiyordu.

—

Amir ve Kızıl Turna arasındaki kavga sona erdiğinde, diğerlerini takip edip etmemeyi düşünmüştü.

Sorun şu ki, geçidin yakında kapanacağını biliyordu. Aklı karışmıştı; Raze’i bulmaya çalışmalı mıydı?

Charlotte ve Himmy onunla buluşmaya geldiği için Raze’in Alter’in bir üyesi olduğundan emindi. Onları daha önce görmüştü.

İlk başta Raze Amir’in pek ilgisini çekmemişti; büyük olasılıkla akademiye katılan düşük rütbeli bir üyeydi, ancak zaman geçtikçe Raze’in bir Pagna savaşçısı olarak gücü artıyordu.

Daha önce hiç görmediği bir büyüme ve bir savaşçının başına gelebileceklere meydan okuyan garip olaylar yaşanıyordu.

Tüm bunlar Amir’in Raze’e daha fazla ilgi duymasına yol açtı. Onun Bonum Topluluğu’na daha fazla yardımcı olabileceğine inanmasına yol açtı.

Düşüncelerinin ortasında, sakin tavrıyla küçük bir zap sesi duydu ve dönüşümü sona erdikten sonra arkasına döndüğünde portalın kapandığını görebildi.

Hemen ardından gökyüzüne baktı ve bir değişiklik olduğunu gördü.

“Bu hiç iyi değil. Benim de buradan çıkış yolum yok,” dedi Amir. “Bu boyuttayken diğerleriyle iletişim kurmanın da bir yolu yok.”

Amir şimdi ne yapması gerektiği konusunda daha da şaşkındı.

“Bu konuda toplum tarafından da uyarıldım. Bir Pagna savaşçısının içinde bulunabileceği en tehlikeli pozisyon, portal kapandığında başka bir boyutta olmaktı.”

“Kendimi mahkûm etmiş olabilirim. En iyisi bir süre ortalıkta görünmeyeceğim bir yer bulmaya çalışmak.”

Amir sonunda bulunduğu yerden ayrıldı ve kendini saklayabileceği başka bir yapı arayışına girerek sonucun ne olacağını beklemeye başladı.

—

Sonunda Kızıl Turna yaklaştıkça adımlarını yavaşlattı. Melez adamın herhangi bir yerde saklanıp saklanmadığını ve dışarı çıkmalarını bekleyip beklemediğini görmek için etrafı kolaçan ediyorlardı.

Tilon, “Onu göremiyorum; kendini kuma falan gömmediyse burası oldukça açık,” diye yorum yaptı.

“Sebebin bu olduğunu sanmıyorum.” Kizer ayağını kuma sürttü ve altındaki ağır kumtaşını hissedebildi.

“Köy alanlarının altında kumtaşı var; sadece rüzgar nedeniyle üstte bir kum tabakası var.”

“Ama burası geçidin olduğu yerdi ve sizi bilmem ama görünüşe bakılırsa geçit artık orada değil.” Froma bir zamanlar geçidin olduğu, okunun geçtiği yeri işaret etti ve hiçbir şey göremediler.

Korktukları başlarına gelmişti; şimdi burada sıkışıp kalmışlardı. Açlıklarının onları vurması ne kadar sürecekti? Boyut yok olana kadar ve Raze tekrar uyanana kadar ne kadar zaman geçecekti?

“Hadi çocuklar, geri dönelim; burada açıkta olmak tehlikeli. O adamın burada saklanıp saklanmadığını kim bilebilir?” dedi Alba.

Tüm grup arkasını döndüğü anda, hepsi önlerinde garip bir şeyin meydana geldiğini gördü.

Havada kıvılcımlar çıkıyordu. Büyük bir enerji ışını oluşana kadar boyutları büyümeye devam etti ve tam önlerinde bir daire portalının açıldığını görebiliyorlardı.

Kapı açıldığında, hemen bir kişi kapıdan içeri adım attı; üzerinde beyaz renkli bir cübbe ve altın rengi giysiler vardı ve kukuletalı başının üstünde büyük bir I harfi vardı.

Yeni roman bölümleri adresinde yayınlanmaktadır.