Kara Büyücünün Dönüşü Bölüm 418 Sadece Bir Müdür Yardımcısı Değil

Bölüm 418 Sadece Bir Müdür Yardımcısı Değil

Tilon hemen kalkanı sırtından çıkardı ve büyük bir homurdanma sesiyle önüne yerleştirdi.

“Konuşmanın gerçekten bir seçenek olduğunu sanmıyorum. Yapmamız gereken tek şey Kara Büyücü’nün korunduğundan ve mevcut durumunun bir sır olduğundan emin olmak!” Tilon açıkladı.

“Görünüşe göre cevabımı aldım!” Amir, bulunduğu yerden bir ayağını iterek belirtti. Arkasında dev bir kum dalgası patladı.

Sanki kum denizi ikiye bölünüyormuş gibi görünüyordu. Pozisyonunu aldığında, ayağını ileri doğru kaldırdı ve sertleştirilmiş ve Qi ile kaplanmış bir mızrak gibi dışarı çıkardı. Saldırı dümdüz ileriye doğru fırladı ve kalkanı kuvvetle vurdu.

‘Argh, çok fazla güç ve kuvvet var, bu kişi gerçekten 8. aşama bir savaşçı mı? Aşama 9 olması mümkün mü! Tilon geri itmek için kendi Qi’sini kullanıyordu ama yine de tüm vücudu kumun üzerinde kaymaya devam etti.

Takip saldırısı için hazır olması gerekiyordu ama tam bu sırada Lilly mızrağıyla geldi. Mızrağı ileri doğru fırlatmadan önce havada bir daire çizerek döndürdü.

Qi oyalanarak mızrağın ucuyla birlikte ileriye doğru itilen görsel bir çember oluşturdu.

Bunu gören Amir, ayağının ucunun yüzünün hemen yanında olduğu noktaya kadar bacağını yukarı kaldırdı. Ardından ayağını yere vurarak görsel Qi’yi kesti ve silahın ucuna inerek Lilly’nin mızrağının ucunun yere çarpmasına neden oldu.

“Kalkan saldırısı!” Tilon yandan gelerek bağırdı ve Amir’i Lilly’nin mızrağının ucundan vurdu.

Amir tökezledi ama hızla havada taklalar atmaya başladı ve elleri arkasında olduğu halde iki ayağının üzerine düştü.

Tilon, “Dikkatli ol Lilly, bu adam inanılmaz derecede güçlü,” diye yorum yaptı.

İkisiyle birlikte, Feebie’yle aynı güçte biriyle karşılaşırlarsa idare edebileceklerini düşündüler ama durum hiç de öyle görünmüyordu.

“Görünüşe göre daha önceki tahmininde de yanılmışsın. Küçük bir grup değil, tüm bunlarla ilgilenen tek bir adamdı,” diye yanıtladı Lilly.

“Peki ne yapmamızı öneriyorsun?” Tilon sordu. “Eğer durum çok zorluysa, geri dönmemiz istendi.”

Lilly elindeki mızrağı hızla döndürmeye başladı. Her yere kum savuruyordu ve mızrağın kendisi de parlıyordu.

“Mesele şu ki, bizi öylece bırakacağını sanmıyorum!” Lilly mızrağını yere vururken bağırdı.

Saldırı fırladı ve Amir on metreden fazla uzakta olmasına rağmen, saldırı ona doğru bir enerji dalgası gönderdi.

Amir yana doğru hareket ederek saldırının önünden çekildi ve bir o yana bir bu yana zıpladı. İkisinin de gözleriyle takip etmesi zordu.

“Sizler oldukça güçlüsünüz; sadece düşük dereceli orta kademe savaşçılar değilsiniz!” Amir sonunda saldırıya geçip bir tekme gönderirken haykırdı.

Tilon kalkanıyla onu engelledi ve Lilly mızrağını ileri fırlattı.

Amir’in bacağı mızrağın kendisi kadar, hatta ondan daha güçlü olduğu için mızrak yoldan çekildi. Lilly’ye saldırmak için hamle yaptığında ise Tilon kalkanıyla her saldırıyı birbiri ardına engelledi.

İkisi de Amir’i zapt etmek için yeterince çaba gösteriyordu ama ikisi arasındaki yüz ifadelerinde belirgin bir fark vardı.

Tilon ve Lilly olan bitenle mücadele ederken, Amir sakin görünüyordu. Geri itiliyorlardı ve kimin önce yıpranacağı belliydi.

“Bu çıkmazı kırmam gerek!” Tilon kalkanı ayaklarının altına yerleştirip üzerine atlarken bağırdı.

Kalkan yere çarparak büyük bir kum alanının oluşmasına neden oldu.

“Lilly, buradan çık ve diğerlerini yardıma çağır; onu mümkün olduğunca uzun süre tutacağım!” Tilon bağırdı.

Normalde tartışırdı ama bunun anlamsız olacağını ve böyle bir şey yaparsa Tilon’un fedakârlığının boşa gideceğini biliyordu.

Bu yüzden olabildiğince hızlı koşmaya karar verdi. Hatta mızrağını yere bıraktı ve sonra kendini kumun üzerinde büyük bir mesafe boyunca ileri attı.

Sonunda ortalık yatıştığında Tilon orada kendinden emin bir halde duran Amir’e bakıyordu.

“Kimsin sen? Klan Başkanlarından biri değilsin, değil mi? Nasıl bu kadar güçlü olabiliyorsun?” Tilon sordu.

Amir karşılık olarak gülümsedi.

“Ben de sana aynı şeyi sorabilirim. Bütün Klan Başkanlarını ve Karanlık Fraksiyon’da bana sorun çıkarabilecek olanları tanıyorum ama yine de seni ya da arkadaşını tanımıyorum.”

“Her neyse, başkalarının da olduğunu bilmek ilginç.”

“Peki, sana bir tavsiye.” Tilon kalkanının kenarına bir tekme atarak havaya kaldırdı ve kalkanı yakalayarak omzunu ona dayadı. “Onlar gelmeden önce işimi bitirmelisin; aksi takdirde başın büyük belaya girecek.”

Amir daha sonra geri sıçradı ve sıçradığı gibi portalın önünde durana kadar ilerlemeye devam etti. Doğrudan portalın önünde değildi ama yine de yaklaşık elli metre önündeydi.

“Ben mi sana saldıracağım? Hayır, sorun değil; devam edin ve o kızı takip edin, diğerlerine gidin ve arkadaşlarınızı geri getirin, ne kadar varsa.”

“İlk etapta burada olmamın nedeni bu. Tam olarak kimin ve neden burada olduğunu görmek istiyorum,” dedi Amir.

İkisi arasındaki mesafe büyüktü; Tilon şimdi koşarsa diğerinin ona yetişmesi zor olacaktı. Yabancının teklifi ciddi bir teklif gibi görünüyordu ama neden?

Tilon’un bedeninde bir korku hissi oluştu.

Tüm Kızıl Turna üyelerini tek başına alt edebileceğine inanacak kadar kendine güveniyor muydu?

“Kimsin sen?” Tilon bağırdı.

Güncel romanları Fenrir Scans adresinden takip edin