Kara Büyücünün Dönüşü Bölüm 393 Çatışmanın Sonucu

Bölüm 393 Çatışmanın Sonucu

Aşamalarına veya sahip oldukları mana miktarına bakılmaksızın kullanıcının tüm manasını tüketen beceri örtülü kalp kullanılmıştı. Tüm mana, kalbin çevrelediği mana çekirdeğini korumak için tek bir yere akıyordu.

Bu bir son savunma hareketi değildi çünkü beceri öncelikle tek bir yeri koruyordu. Eğer Feebie kafasına ya da vücudunun başka bir yerine son bir saldırı yapmayı seçseydi, yine de yaralanacaktı ki bu da saldırıdan dolayı sırtında oluşan büyük yarayı açıklıyordu.

Çoğu durumda, hedefin kafasını hareket ettirmesi daha kolaydı. Kafatası aynı zamanda iyi bir savunma önlemiydi ve Raze dövüş sanatlarında genelde öğrenilen tekniklerin kafaya yönelik saldırılar olmadığını öğrenmişti.

Bunun bir tür onur kuralı olup olmadığından emin değildi ama Feebie’nin onu öldürmek istiyorsa büyük olasılıkla kalbine nişan alacağı anlamına geliyordu.

‘Şu anki halimle, bu durumda klan başkanını yenemeyeceğim sonucuna varmak zorundayım! İyileşmiş olsaydım durum farklı olabilirdi ama bu konuda inat edemem! Raze kendi kendine düşündü.

Özellikle de kozu olan büyü yetenekleri olmadan. Çok geçmeden molozların hareket ettiğini ve kısa bir süre sonra Feebie’nin molozların arasından çıktığını fark etti. Kıyafetinde ve kafasında molozlardan kaynaklanan birkaç iz vardı ama vücudunda ciddi bir yara yoktu.

“Sürprizlerle dolu görünüyorsun, değil mi? Böylesine güçlü bir saldırıyı engelleyebiliyorsun. Seninle karşılaştıkça, ortadan kaldırılması gereken biri olduğunu daha iyi anlıyorum!”

Feebie güçlü saldırısı engellendikten sonra doğrudan saldırmadı ve geri tepmenin bir kısmını yaşadı; şimdi biraz temkinliydi. Bu tam da Raze’in ihtiyacı olan şeydi.

Elinin içine bakan Raze mavi hapı görebiliyordu. ‘Kefenlenmiş kalbi kullanmak, lanetli hapı almakla aynı etkiye sahip, manamı tüketiyor. Eğer ikinci bir hap alırsam, çok daha fazla acı çekeceğim. Vücudumun şu anki haliyle bile bu haplardan üçten fazlasını alabileceğimden şüpheliyim, özellikle de aralarında zaman yokken.

‘Şu anda başka seçeneğim yok. Sonrasında sadece acıyla baş etmek zorunda kalacağım. Raze elini kaldırdı ve hapı yuttu. Normalde yapması zor bir şeydi ama çektiği acıyla daha da zorlaşmıştı.

Birkaç dakika sonra, enerji bir kez daha içinde yükseldi. Sihirli çekirdek ateşlendi ama bu sadece bir dakika sürecekti. ‘Bir dakikalığına sihirli güçlerimi geri kazandım. Hepsi bu kadar. O süre içinde bu durumdan kurtulmanın bir yolunu bulmalıyım!”

Raze ayağını yere vurdu ve bunun üzerine önündeki kumlar donmaya başladı. Feebie’ye doğru ilerliyor gibi görünüyordu ve buna karşılık olarak geri adım atarak evlerden birinin üstüne atladı.

Raze hemen yana doğru koşmaya başladı ve bulunduğu yöne doğru birkaç Karanlık darbe ateşledi. Darbe üstüne darbe ona doğru geliyordu ama onlardan kaçmak yerine kollarını savurarak Kara Büyü saldırılarını savuşturdu.

“Bundan çok daha güçlü bir saldırı başlatmanız gerekecek!” Feebie bağırdı. “Son saldırından sonra gücün zayıflıyor mu?”

Bunu duyan Raze yana kayarak iki elini bir araya getirdi ve daha fazla büyü toplamaya başladı. Ardından, ikinci aşamayı kullanarak Qi ile ileri atıldı ve iki elini de uzattı.

“Karanlık Kanon!

Küçük bir karanlık enerji ışını yerine bu, Karanlık darbeden çok daha büyük, sürekli bir karanlık enerji ışınıydı. Saldırı, üzerinde durduğu binaya çarparak onu tamamen yok etti.

Feebie yere yuvarlandı ve ilk başta, darbeyi almak için vücudunu, Qi’sini ve el sargılarını kullanarak kendini destekledi. Omzunu öne doğru yerleştirdi. Saldırı ona isabet etmişti ve anında Kara büyünün Qi’sini de yaktığını hissetti.

Hareket etmeye çalıştı ve enerji ışını onu takip ederek sırtını yere doğru itti ve onu zeminde savurdu.

‘Tüm manam geri yüklenmişken bir dakikam var, hepsi bu. O dakikadan sonra tüm manam zaten yok olacak, bu yüzden onu koruma konusunda endişelenmeme gerek yok. Sadece yapabildiğim kadar saldırabilirim!

Raze Karanlık Kanon’u kullanırken öylece durmuyordu; kendini zorlamaya karar verdi ve kumda ilerlemeye devam etti. Nefes alış verişi senkronize değildi ve hızlı hareket etmesine yardımcı olacak Qi’yi zar zor toplayabiliyordu ama bunun bir önemi yoktu.

Feebie sonunda havaya sıçradı; Karanlık Kanon’dan gelen saldırı durmuştu. Yere inecek bir yer ararken sadece yerdeki buzu görebiliyordu ama pek bir işe yaradığı söylenemezdi.

‘Buz sadece dikkat dağıtmak için miydi, yoksa gücünün zayıfladığı konusunda yanılmış mıydım? Beni yenmenin bir yolu var mı? Bu beni düşündürüyor, gücü tükenene kadar zaman kazanmaya çalışmalı mıyım?

Feebie kendini ikinci kez sorguladı çünkü son saldırısı çok güçlüydü ve gerçekleştirdiği yeteneklerde hız kesmiyordu. Sonunda Feebie yere çakıldı ve altındaki buz kırıldı.

Yere iner inmez Qi’sini genişletti ve her yere saçtı. Raze’in nerede olduğunu görmek için başını çevirdi ve işte o zaman onu, öldürdüğü kişinin cansız, kurumuş bedeninin yanında gördü.

“Ne yapıyorsun? Başından beri planın bu muydu?” Feebie’nin kafası karışmıştı.

Raze özel Kara Büyü büyüsünü kullanırken, “Sadece biraz yardıma ihtiyacım vardı,” diye düşündü.

“Yeniden yarat.

Kara büyü bedenin etrafında dönmeye başladı ve buna karşılık olarak bir insan figürü yaratmaya başladı. Karanlık gölgeler yerdeki adamla aynı boyda, aynı vücut yapısına ve hatta kıyafetlerinin detaylarına sahip bir insan yarattı. Aynı şekilde net veya renkli olmasalar da, aynı kişi olduğunu söyleyecek kadar ayırt ediciydiler.

“Bu bir tür şeytani sanat mı, ölüleri yeniden canlandırmak?” Feebie sordu, çünkü ona mantıklı gelen tek açıklama buydu.

Saldırganının yeniden yaratılmış Kara büyü görüntüsüyle Raze’in bir müttefiki vardı. Bu durumda heykele sahip olmak daha iyi olurdu ama doğaçlama yapması gerekiyordu. Çünkü bu ilk etapta daha çok gösteriş içindi. Kara büyü Yeniden Yaratma’nın gücü, tam anlamıyla savaşabilen heykelinki gibi olmayacaktı; sadece saldırıları taklit edebilirdi ama Qi ya da benzeri bir şey kullanamazdı.

Yeniden yaratılan saldırgan ileri atılarak doğruca Feebie’ye yöneldi. Aynı anda Raze iki elini de havaya kaldırdı ve etrafında döndürmeye başladı. Bunu yaparken, kum tüm alan boyunca büyük bir hızla hareket etmeye başladı.

Tüm alanı kaplayan ve görmeyi zorlaştıran bir kum fırtınası oluşuyordu.

Feebie karanlık figürün kendisine doğru geldiğini görmüş ve anında yakaladığı bir yumruk atmıştı.

“Ben de öyle düşünmüştüm; senden korkmak için gerçekten bir nedenim yok. Ne de olsa tüm bunlar sadece numara!” Feebie iddia etti.

Diğer yumruğuyla Qi’yi sargıların içinde toplamaya başladı, sarmal hale getirdi ve bir matkap gibi sertleştirdi. Daha sonra bunu karanlık figürün merkezine doğru iterek merkezinde bir delik açtı.

“Kan yok… ve bu şey sanki hâlâ canlıymış gibi hissettiriyor.”

Ardından Karanlık figür tam yüzünün önünde patladı ve Karanlık büyü parçaları her yöne dağıldı. Kara büyünün bazı parçaları ona çarparak Qi’sinin hasar almasına neden oldu.

Başını örttü. ‘Bana yine saldıracak, o Karanlık Kanon’la bana vuracak. Yapmak zorundayım.

hazır ol.’

Feebie etrafına bakınarak Raze’in nerede olduğunu görmeye çalıştı ama yaratılan kum fırtınası görüşünü engelledi. Ancak kısa bir süre sonra herhangi bir saldırı gelmedi.

Etrafına baktı, kum fırtınası dinmek üzereydi. Sonunda kumlar yatışmaya başladı ve ancak o zaman ne olduğunu anladı. Her iki yumruğu da titriyordu, çenesi sertçe sıkılmıştı.

“O küçük beyaz saçlı sersem, kaçtı! Kaçtı!” Feebie bağırdı. “Ama… çok uzağa gitmiş olamaz. Bu geçitten kaçmayı başarsa bile, onu bekleyen daha çok şey olacaktır. Ayrıca, endişelenmesi gereken arkadaşları da var.”

Yere bakan Feebie kumda bir şey gördü, kan vardı. Raze’de açtığı yarayı hatırladı.

“Fazla uzağa gidemezdi. Tek yaptığı kaçınılmaz olanı geciktirmek. Raze, Beyaz Ejderha, ne olursa olsun sonun gelecek ve Ölümcül Isırık Klanı’nın gücünü öğreneceksin.”

En iyi roman okuma deneyimi için Fenrir Scans adresini ziyaret edin