Kara Büyücünün Dönüşü Bölüm 349 Bir teklif mi?

Çevirmen: Rin Fenrir

Bölüm 349 Bir teklif mi?
Raze bir an için şok olmuş bir halde öylece durdu. Beyninin çalışmadığı, bir sonraki hamleyi veya ne yapacağını düşünmesine izin vermeyecek kadar sersemlediği çok fazla zaman olmamıştı ama bu onlardan biriydi.

Aslında, en güçlü saldırısının Klan Efendisi tarafından basitçe engellenmesine şaşırmıştı. Herhangi bir özel teknik kullanmış gibi görünmüyordu ama sadece vücuduna çarpmasına ve neredeyse hiç hasar vermemesine izin vermişti.

Tutulma Darbesi’nin Karanlık Uç Kılıç Sanatları’ndaki en güçlü saldırılardan biri olduğu söylenirdi ve Raze buna büyüsünü de katarak geri adım atmamıştı. Saldırı, Behemoth Klanı’na karşı savaşırken ya da Boyut Patronu’nu öldürürken kullandığı özel kılıçtan biraz daha zayıf olabilirdi. Boyut Patronu’na karşı kullanıldığında, Raze aynı zamanda saldırıya giden 8 Alçalan Adım’ı da gerçekleştirebilmişti, bu da onu şimdiye kadarki en güçlüsü yapıyordu. Her iki durumda da, yeni yıldız büyücüsü mana gücünün ve Pagna aşaması artışının bunu telafi edebileceğini düşündü, ancak bir klan liderinin önünde hiçbir şey gibi görünmüyordu.

‘Acaba Pagna Akademisi müdürü de bu kadar güçlü olacak mı? Şüphelerim var. Dame ile birlikte öğrencilerin ve Kızıl Turna’nın yardımı bile akademiyi devirmeye yetecek mi?

Beynini düşüncelere boğan şey bu değildi; Belil’in ağzından çıkan kelimelerdi.

“Pekâlâ, o zaman anlaştık, Rayna’yla evlenmene izin veriyorum!” Belil yüzünde kocaman bir gülümsemeyle söyledi.

Raze anlamamıştı, ne zamandan beri bu kavga Rayna’yla evlenmesiyle ilgiliydi? Onu neredeyse hiç tanımıyordu; bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar az kez karşılaşmışlardı ve bu adam neden onu evlendirmek için bu kadar acele ediyordu?

Raze anlamıyordu, ne zamandan beri bu kavga Rayna’yla evlenmesiyle ilgiliydi? Onu neredeyse hiç tanımıyordu; bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar az karşılaşmışlardı ve bu adam neden onu evliliğe atmakta bu kadar acele ediyordu?

Buna şaşıran tek kişi Raze gibi görünmüyordu. Dövüşü neredeyse kaybetmiş olan rakibi de bu sözler karşısında şok olmuştu. Neredeyse ortada devam eden bir maç olduğunu bile tamamen unutmuştu.

“Bekle, Klan Lideri, bunu yapamayız! Bu adam hakkında neredeyse hiçbir şey bilmiyoruz! Bu kadar değerli ve yetenekli birini bu yabancıyla evlendiremeyiz; kendisi bir klana ait bile değil!” Trin iddia etti.

Trin Rayna’yı kendisi için istediğinden değil, böyle bir fırsat çıksaydı çok mutlu olurdu. Daha çok Klan hakkında düşünüyordu. Evlilikler küçük bir mesele değildi, özellikle de Klan Efendisine yakın olanlar söz konusu olduğunda. Bu, klanların yakın ilişkiler kurmasına ve birbirlerine çeşitli şekillerde fayda sağlamasına olanak tanırdı. Hatta birçok klanın Şeytani Grubun ya da etraftaki farklı grupların bir parçası haline gelmesini sağlayan da buydu.

Trin’e göre, bunun gerçekleşmesinin neredeyse hiçbir faydası yoktu. Kısa süre sonra Rayna’ya bakmak için başını çevirdi çünkü bunu durdurabilecek tek bir kişi varsa o da en azından olaya dahil olan diğer taraftı.

Ama başını çevirdiğinde Rayna’nın hiçbir şey söylemediğini, onun yerine başını öne eğdiğini ve yüzünün kıpkırmızı olduğunu gördü. Belli ki bütün bu durumdan tamamen kaçmaya çalışıyordu. Şu anda derin düşüncelerin ortasındaydı. Aslında en başta kendi fikriyken bu evlilik fikrine nasıl karşı çıkabilirdi?

Rayna geçmişi düşünmeye başladı; şu anda bulundukları katın hemen üstündeki büyük masa odasında, Klan Efendisi’nin yanı sıra Yaşlılar tarafından da bir toplantı çağrısı yapılmıştı. Toplantıda sadece Rayna vardı, çünkü iki erkek kardeşi bir yerlere gitmişti ve Dame için artık oturacak bir yer bile yoktu. Uzun zamandır geri dönmeyeceği tahmin ediliyordu. Konuşma olan biten meseleler hakkındaydı ve konu Kara Büyücü’ye gelmişti.

Rayna’nın Kara Büyücü hakkında söyledikleri doğruydu; babası aslında kardeşlerini göndermeye karar vermişti. Yine de, tam o anda, onu korumak için bir çözüm bulmuştu.

“Sanırım başka bir yol daha var!” Rayna seslendi. “Ya Kara Büyücü’nün bize katılmasını sağlayabilirsek? Onun bu aileye büyük yarar sağlayabileceğine inanıyorum. Benimle evlenirse bize sadık kalır ve gücümüze güç katar.”

Bu bir süredir kafasında olan bir düşünceydi; Dame ile bu konu hakkında konuşmuştu. Yine de o zamanlar bunu sadece yarı ciddi bir şekilde dile getirmişti. Onu kurtarmanın tek yolunun bu olabileceğini bildiğinden, evlilik şansından vazgeçmekten mutluydu ve kendisine daha aşağı bir muamele yapacak başka bir Klandan bir yabancıyla evlenmektense, hayatını kurtaran biriyle evlenmeyi tercih ederdi.

Babası ancak onunla tanıştıktan sonra kabul etmişti ve Raze’in Klan’ın bir parçası olmak için yeterince değerli olup olmadığını test etmek istediğini çok iyi biliyordu ve görünüşe göre başarılı olmuştu.

“Trin, unuttun mu? Kara Büyücü herhangi bir klanın parçası değil; o Kızıl Turna’nın bir parçası. Onlar tüm fraksiyonlar arasında iyi bilinen bir grup. Dolayısıyla onun ailemize katılması ilişkilerimizi geliştirecektir.”

Belil bu kadar eğlenceli sözler söylese de, Raze’in her an canının alınabileceğine dair ağır his bir türlü geçmiyordu, bu yüzden Raze hemen hemen hiçbir şey söylemiyor ve olayların akışına bırakıyordu.

“Her şeyin ayarlanması biraz zaman alacak; bunun gerçekleşmesi için büyük bir tören yapmamız gerekecek. Hediye olarak bütün bir şehre göz kulak olmanızı sağlayabiliriz. Neverfall Klanı’nın bize katılma cömertliğinin bir uzantısı olarak Kızıl Turna’ya ait olabilir.”

Raze’e göre babanın zihninde her şeyin çoktan halledilmiş olduğu oldukça açıktı. Bir an için Belil’in arkasından Rayna’ya baktı ve Rayna ona ‘Üzgünüm’ demeyi başardı.

“İşlerin bu noktaya gelmesi için ne olduğunu tam olarak anlamıyorum ama bunu kendi açgözlülüğü yüzünden yaptığını sanmıyorum. Görünüşe göre bunu bir şekilde beni korumak için yapmaya çalışmış.

‘Evlilik çok büyük bir mesele ya da sorun değil. Dünya için, Kara Büyücü’nün Neverfall Klanı’na bağlı olduğunu bilseler bile, bu iyi olacaktır. Bunu konumumu daha da ilerletmek için siyasi bir evlilik olarak düşünebilirim,” diye düşündü Raze.

“Ayrıca, ilişkide olduğun tek klan o değil, değil mi? Sanırım güzel bir sürprizin var: Noctis Klanı.”

Belil’den bu sözleri duymak, kılıç tekniğinin kullanılma nedenlerini doğruladı. Bu, önceki Karanlık Fraksiyon kurucusu hakkında daha fazla bilgi edinmek için de bir şanstı.

“Ah, bugün çok güzel bir gün. Sana sadece düğün gününde değil, hemen şimdi bir hediye vermem gerektiğine inanıyorum. Hadi hazırlanalım; Aydınlık Fraksiyonu, daha önce sana saldıranlar onlardı, değil mi?” Belil sordu.

Raze bu sorunun nereye varacağını ve nasıl bir çılgınlığın ortaya çıkmak üzere olduğunu merak ediyordu.