Kara Büyücünün Dönüşü Bölüm 339 En Güçlü Saldırı (Bölüm 1)

Bölüm 339 En Güçlü Saldırı (Bölüm 1)

339 En Güçlü Saldırı (Bölüm 1)

Yerdeki gümbürtü tüm boyutta hissedilebiliyordu. Bölgede avlanmakta olan herkes bunu hissedebiliyordu.

Bazıları için daha önce deneyimledikleri bir işaretti, bazıları içinse ilk kez karşılaştıkları bir şeydi. Bunun ne olduğunu bilenler ve bilmeyenler için ortak olan şey kafa karışıklığıydı.

Savaşçılardan biri, “Bu, Boyut Patronu,” dedi.

“Boyut Patronu, çok erken ama en fazla iki saattir buradayız. Boyut patronu nasıl şimdiden çağrılmış olabilir? Sadece o kadar çok canavar yenildikten sonra geldiklerini sanıyordum.”

Diğer grupların karşılaştığı canavarların sayısı hiç de fazla değildi. Çoğu zaman sadece bir tanesiyle karşılaşıyorlardı.

Bir grubun aynı anda karşılaştığı en fazla canavar sayısı üçtü. Beton alanlar az sayıda ve birbirinden uzak olduğu için, gruplar etraflarında diğerleri tarafından kaç canavarın öldürüldüğüne de şahit olabiliyordu.

“Her iki durumda da buradan gitmeliyiz. Eğer Boyut Patronu’nu alt edersek, Behemoth Klanı hiç mutlu olmayacaktır.”

Boyuttakilerin çoğunun aklından geçen düşünce buydu. Geri dönerlerken, biraz farklı görünmesine rağmen daha önce giydikleri kıyafetleri giyen bir adam gördüler.

Behemoth Klanı’ndan birinin vardiya değiştirmiş olabileceğini düşünmüşlerdi.

“Haydi, herkes buradan çıksın!” Reno bağırdı. “Boyut Patronu burada, herkes buradan çıksın!”

Reno hâlâ Behemoth Klanı üyesi rolünü oynuyordu. Orada durup herkesin gidişini izlerken, Alba ve diğerlerinin nerede olduğunu merak etmeden duramıyordu.

Raze’in bulunduğu malikânede gümbürtüler en güçlü halini almıştı. Malikâneden bir şey fırlamış ve ondan geriye kalanları parçalamıştı.

Tuğla parçaları, ahşap, cam ve diğer malzemeler her yere savruldu ve sonunda konağın içinden, konağın yerinde filizlenen bir şey görebildiler.

Bir tomurcuktan açılan dev bir çiçekti. Şimdiye kadar savaştıkları canavarların sırtındakine benziyordu, sadece devasa boyuttaydı.

Aynı zamanda, her yerde sarmaşık şeklinde birkaç dev yeşil dokunaç vardı.

“Ya dev bir köpek ya da dev bir bitki olacaktı. Ben kendi adıma dev bir bitki olduğu için oldukça mutluyum,” diye yorumladı Raze.

Raze doğru hatırlıyorsa, Boyut Patronları boyutun kendisinde savaştıkları canavarlardan 1 veya 2 seviye daha yüksek olma eğilimindeydi.

Yani bu canavar, eğer öyle denebilirse, ya 4. ya da 5. seviye bir canavardı.

Boyut Patronu filizlenir filizlenmez dokunaçlarını yerdekilere doğru fırlattı.

Plon kalkanıyla hücuma geçerek dokunacı savurdu. Bu, ilk kez onu yere düşüren güçlü bir vuruştu.

Kızlar hemen yardımına koştu ve kalan sarmaşıklara saldırmak için yeteneklerini kullanarak ellerinden gelenin en iyisini yapmaya çalıştı.

Onları kesmişlerdi ama kalın sarmaşıkları tamamen kesecek kadar derine inememişlerdi.

İçlerinden biri ona ve Graft’a doğru geldiğinde, Raze kılıcını yanından aşağı doğru savurarak kılıcı tam ortasından kesti.

Sarmaşığın bir kısmı yere düşmüştü ve yerde kıvranıyordu. Hâlâ ana gövdeye bağlı olan sarmaşık ise çoktan eski boyutlarına geri dönmüştü.

“İyileşmeye devam edecek; bu tür bir canavar can sıkıcıdır,” diye yorumladı Graft. “Ya onu tek vuruşta öldürecek kadar güçlü tek bir darbe bulmanız gerekecek ya da onu öldürmek için birkaç üyeyle aynı anda saldırmanız gerekecek. Bizim için en iyisi buradan çıkmak.”

“Güçlü bir darbeyle mi?” Raze onun büyüklüğünü düşündü; onu kesebilecek bir saldırısı vardı ama yeterince güçlü olup olmayacağı farklı bir hikâyeydi.

“Belki bununla birleştirirsem işe yarar,” diye düşündü Raze.

“Hey, Plon!” Raze bağırdı. “Dikkatini mümkün olduğunca dağıtmak için elinden geleni yap!”

Plon, Demir Maskeli Adam’ın aklında ne olduğunu bilmiyordu ama şimdiye kadar onu her dinlediklerinde bir mucize gerçekleşiyormuş gibi hissediyordu, bu yüzden şimdi de aynısını yapacaktı.

Kalkanını savurarak sarmaşığa tam saldırdığı anda vurdu ve bu kez öncekine kıyasla daha sağlam durdu.

Kadınlar ona yakın konuşlanmış, en azından sarmaşıkları uzak tutacak teknikleri kullanmak için ellerinden geleni yapıyorlardı.

Asmanın gücü kendilerininkinden daha fazlaydı, bu yüzden onunla yüzleşmeye çalışırlarsa, bu onlar için işe yaramayacaktı.

Raze daha sonra Hayalet Kılıcı elinde tutarak kavramasını sıkılaştırdı.

“Pekâlâ, bu mesafe yeterli olmalı!” Raze iki özel mavi Qi hapı alarak düşündü. İlki Qi’sini, ikincisi ise manasını yenilemişti.

Ayağını yerden kaldırdı ve yere vurdu. Alçalan Basamakların ilk adımı kullanılmıştı.

Hemen ardından, arka ayağıyla attığı bir tekme onu ileri gönderdi. Qi son hareketten sonra yükseliyordu. Üçüncü adımda geriye sıçradı, dördüncü adımda her iki ayağına da tekme attı.

Her seferinde bir adım kullanıldığında, farklı miktarda Qi’nin akıtılması gerekiyordu ve Qi birbirini tamamlıyordu.

Yalnızca dört adım attıktan hemen sonra, izleyen Graft, Raze’in bedeninde oluşmakta olan Qi’nin muazzam basıncını hissedebildi.

Beşinci adım onu çapraz olarak bir taraftan atlattı, altıncı adım da aynı şekilde ama diğer ayağından.

Şimdi Raze, Plon ve diğerlerini çoktan geçmiş ve canavarın bedenine oldukça yaklaşmıştı.

Raze havaya sıçrarken Yedinci Alçalan Adım üretildi. Altındaki zemin kırılarak büyük bir krater oluşturdu.

Havada birkaç metre zıplamıştı ve şimdi neredeyse canavarın üzerindeydi. Elindeki kılıçla turuncu renk siyah enerjiyle örtülmeye başladı.

‘Sekizinci Alçalan Adım, en güçlü kılıç becerim olan Sihirli Tutulma Darbesi ile birleşti!

Updated from