Kara Büyücünün Dönüşü Novel
Çevirmen: Rin Fenrir
Bölüm 326 Yoluna Devam Et
Geri dönen Raze gözlerini açtı ve mağaraya geri döndüğünü gördü. Her şey astral projeksiyon becerisini kullanmadan önceki haline dokunulmadan bırakılmıştı ve dışarıda bırakılan hapların hepsi kullanılmıştı.
Vücudundaki enerji neredeyse tamamen yok olmuştu. Göğsü hafifçe ağrıyordu ve vücudundaki mana ya da Qi akışını neredeyse hiç hissedemiyordu.
Anında yere uzanıp derin nefesler almaya başladığında avuç içleri bile ter içinde kalmıştı.
‘İçinde bulunduğum bu durum dantianımdaki Qi’yi de etkiliyor. Tekniği son kullandığımda böyle bir şey olmamıştı.
‘Beden ne kadar yüksek aşamadaysa, mana bedenden o kadar az sızar. Görünüşe göre bu beden tekniği kullanmakla düşündüğümden daha ilgili.
“Birden fazla yönden tamamen tükenmiş durumdayım.
Raze her zaman hem sihirli bir çekirdeğe hem de Qi dantian’a sahip olmanın kendisi için bir lütuf olduğunu düşünürdü. Her ikisine de sahip olmak, birinin gücü tükendiğinde diğerinin gücünü olağanüstü durumlarda her zaman kullanabileceği anlamına geliyordu.
Ancak şu anda durum pek de öyle görünmüyordu. Tüm enerjisi tükenmişti. İtiraf etmeliydi ki, bedeninin başka bir dünyada görünmesini sağlayacak bir teknik kullandığına ve son seferinde orada çok zaman geçirdiğine göre bunun bir bedeli olmalıydı.
‘Manamı artırmak için bu kadar çok Qi hapı almak da en iyi çözüm değil. Vücudumun seviyesini daha da artırabilirsem, işler benim için daha iyi hale gelecektir.
‘Ayrıca, orta aşamalara ulaşırsam, Pagna tekniklerimden bazılarını da kullanmanın bir yolu olup olmadığını merak ediyorum. İmkânsız olsa da.
Diğer tarafta yaratılan ruh beden tamamen manadan yapılmıştı, bu yüzden Qi’sini çekemiyordu.
Eğer bunu yapabilseydi, belki orada da Alen’e karşı daha fazla mücadele edebilirdi.
‘Benim de başım ağrıyor; sanırım hapların etkisi bu. Bu küçük ziyaretten sonra ortaya çıkabilecek her türlü duruma karşı aşırı hazırlık yaptığımı sanıyordum ama görünüşe göre yeterince hazırlık yapmışım.
“Sanırım bir süre oraya geri dönmeyecek olmam iyi bir şey.
Raze baş ağrısının geçmesini ve Qi’sinin eski haline dönmesini bekledikten sonra o ana kadar olanları düşündü ve zorlu bir düşmanla karşılaştıktan sonra her zamanki sonuca vardı.
‘Şu anda çok zayıfım. Aldığım bu ceket kesinlikle gücümü arttırdı ama yeterli değil. Alterian’da güçlü olabilmem için yıldız seviyemi yükseltmem gerekiyor.
“Ve seviyemi yükseltmeden de akademiye karşı koyacak kadar güçlü olamayacağım.
Raze Qi’sinin çoğunu toparladıktan sonra mağaradan ayrılmanın en iyisi olduğuna karar verdi. Aslında akademiye geri dönecekti ama daha yapılması gereken çok şey vardı.
Mağaradan çıkarken Raze, üzerindeki kapüşonlu cübbeyi değiştirmek yerine blazer ceketini üzerinde tutmaya karar vermişti.
Cübbe şu anda çok fazla dikkat ve ısı topluyordu ve blazer ceket Pagna’dan gelenlerin çoğu açısından göze çarpsa da, herkes için göze çarpmıyordu.
Çünkü bazı tüccarlar ve genel dünyadan zengin züppeler buna benzer kıyafetler giyiyor gibiydi.
Ayrıca, Blazer ceket Raze’in gururla giymesi gereken bir şeydi.
“İnsanlar neye benzediğimi bilecek ama onlar gerçek Kara Büyücü’nün tamamen saklandığını düşünürken, Kara Büyücü’nün göz önünde saklanma zamanı geldi. –
Repton şehrine girerken, Raze’in görünüşü orada burada birkaç kişinin başını döndürmüştü. Beyaz saçları ve üzerine tam oturan ceketiyle birden fazla şekilde göze çarpıyordu.
Halkın yanı sıra diğer savaşçılar, özellikle de kadın olanlar, gözlerini biraz daha uzun süre onun vücudunda gezdiriyor gibiydi.
İyi tonlanmış vücudunu ve böyle bir giysinin ne kadar asil görünebileceğini fark ediyorlardı.
Genelde Raze’le aynı tip kıyafetler giyenler, bu kıyafetlere uygun bir vücut yapısına sahip değildi ve ilk defa bu kadar uygun birinin böyle bir şey giydiğini görüyorlardı.
Böylesine iyi giyimli ve keskin bakışlı birinin sözü, Raze’in aradığı kişinin gözlerini onu bulamadan yakalamayı başarmıştı.
“Sen iyi giyimli, şık birisin!” Fixteen sokağın ortasında sordu.
Raze’in gerçek görünüşünü sadece birkaç kez, oradaki buradaki odalarda görmüştü ama kapüşonun özel büyülü etkisi genellikle gerçekte nasıl göründüğünü gizlerdi.
“Aslında seni aramak için döndüm çünkü bir isteğim var.”
İkisinin konuşması için en iyi yerin burası olmadığını gören Fixteen, ikisinin de sokağın ara yollarından birinde bulunan yerel bir içki mekânına gitmesine karar vermişti.
Acil bir toplantı olduğu için her zamanki gibi büyük bir restorana gitmemişlerdi.
Mekan oldukça küçüktü, sadece birkaç masa vardı ve ikisi de arka tarafa oturarak yuvarlak dipli birkaç içki sipariş ettiler. Şişeler bir tür kilden yapılmıştı ve tepelerinde önce çekilip çıkarılması gereken bir mantar vardı.
“Beni aradığında biraz gergin oluyorum,” diye yorum yaptı Fixteen. “Bunun iyi bir şey mi yoksa kötü bir şey mi olduğunu bilmiyorum ve neden bu kadar farklı göründüğünü merak ediyorum.”
Fixteen’in kendisi de beşinci aşamadaydı, Dame’ın sadece bir kademe altındaydı. O gün Kara Büyücü’yle ilk karşılaştıklarında, Fixteen hâlâ Kara Büyücü’yle başa çıkabileceğini söyleyebilirdi.
Şimdi, Kara Büyücü’nün Behemoth Klanı’ndakilere karşı bile savaşabilecek bir iblis olduğuna dair söylentiler duymuştu.
Ve şu anda, ondan akan ve kendisini Dame gibi hissettiren bu yankılanan enerji vardı. Fixteen birkaç kişinin yardımı olmadan onunla tek başına savaşmaya cesaret edemezdi.
“Bir boyut geçidi hakkında soru sormak istiyordum,” diye sordu Raze. “Neverfall Klanı’nın sahip olduğu birkaç tane olmalı, değil mi? Beni bir tanesine sokmaya yardım edip edemeyeceğinizi merak ediyordum.”
Raze geldiği yöne dönerken, yarattığı karmaşa nedeniyle daha fazla büyücü olacağından biraz endişeliydi.
Bu yüzden Kızıl Turna’dan kendisine hediye edilen kristali özümseyebileceği yeni bir yere ihtiyacı vardı. Bu onun 4 yıldızlı bir büyücü olmasını sağlayacaktı.
Ve oradayken, aşamasını 6. aşamaya yükseltme ve başlangıç aşamasının zirvesine ulaşma şansı da vardı.
Raze, akademiyle karşı karşıya gelmeden önce orta aşamaya ulaşabilmeyi gerçekten diliyordu ama bu pek mümkün görünmüyordu.
“Seni bir tanesine sokabilirim. Ödeme yapıldığı sürece girişine izin verilenler var ama başka bir gruba katılman gerekecek.
“Ve bir şey daha var, bu boyut geçidi Behemoth Klanı’na ait, bu yüzden bunu gizli tutman en iyisi.”
Raze başını salladı; başka bir geçide girme şansı olduğu için mutluydu. Orada çok fazla zamana ihtiyacı yoktu, sadece kristali özümsemesine yetecek kadar zamana ihtiyacı vardı.
Sonrasında neler olup bittiğini görecekti ama sorması gereken başka bir soru vardı.
“Behemoth Klanı, bana saldıranlar onlardı, değil mi? Merak ediyorum da, Boyut Patronu’nu da alt etmemin bir sakıncası var mı?” Raze sordu.
Fixteen başını şiddetle sallamaya başladı ve sonra Kara Büyücü hakkında şimdiye kadar duyduklarını düşündü.
“Yani, zaten onları düşman edinmişsin, o yüzden yakalanmadığın sürece istediğini yapabilirsin sanırım.”
Raze’in akademiye dönmesine artık çok az bir süre kalmıştı. Değerlendirmenin yapılmasına daha iki hafta vardı, yani diğer öğretmenler işe karışmadan önce olabildiğince güçlenmek için hâlâ zamanı vardı.
Bu süre zarfında diğerlerinin iyi olacağını umuyordu.
Yorum