Kara Büyücünün Dönüşü Bölüm 323 Bir ayrılık hediyesi

Bölüm 323 Bir ayrılık hediyesi

En sondaki kitaplarla dolu rafları aşan Raze, bir maket bebeğin üzerine asılmış olduğunu gördü. Sık sık giydiği gibi bir cübbe değildi, ama bir üniformaydı, açık beyaz süslemeli siyah bir ceket, omuzların üzerinden geçen bir dizi farklı sembol ve desen vardı. Raze’in şu anda giydiğine benziyordu, Kelly’nin ondan giymesini istediği şeye benziyordu.

Raze üniformaya yaklaşırken, “Kimin aklına gelirdi ki, moda söz konusu olduğunda en kötü zevke sahip olanın sen olduğunu söylerdim ama görünüşe göre artık herkes senin trendini takip etmeye başlamış,” diye düşündü.

Birkaç dakika boyunca ona baktı ve yapılacak en iyi şeyin ne olduğunu düşündü. Bu sıradan bir ceket değildi; bu özel olarak büyülenmiş bir ceketti. Dolapta duran diğer iki cübbe gibi güçlü değildi. Bu ceket yine de güçlü bir şekilde büyülenmişti; efsanevi seviyedeydi. Mühürlü olmayan bir eşyaydı, yani onu giyebilirdi ve gücüyle Raze’in düşmanlarına karşı savaşmak için biraz daha fazla güce sahip olmasını sağlayacaktı. Ama onun için birden fazla açıdan özeldi.

‘Bu senin tarafından yapıldı; benim lekeli Kara Büyümle, öldürme fikriyle yapılmadı, bunun yerine Işık Büyüsüyle, koruma fikriyle yapıldı.

Mühürlenmemişti çünkü o zamanlar Raze buna hakkı olmadığını düşünüyordu ama bu onun için önemliydi ve kimsenin almasını istemiyordu, bu yüzden onu her şeyden daha fazla saklamaya çalıştı.

Şimdi, kitaplar dışında, davasında ona yardımcı olabilecek tek şey buydu.

“Sanırım bu yapılması gereken bir şey,” diye düşündü Raze kendi kendine, ilerleyip üniformaya tutunurken.

Tam o anda, üstünü değiştirmesinin en iyisi olacağını düşündü. Kelly’den aldığı giysiyi çıkardı ve tekrar modelin üzerine yerleştirdi. Ardından benzer tarzda ama farklı renk ve tasarımda olan blazer ceketi yerine yerleştirdi ve omuzlarının üzerine astı. İlk başta çok iyi oturmadı ama büyülü sihir işini yapmaya başladı. Kıyafetlerinin üzerine hafifçe serilmeden önce hafifçe genişledi, sonra vücuduna tam oturana kadar küçüldü.

Raze’in tenine dokunur dokunmaz, büyülü ceketin gücünün tüm vücudundan aktığını hissedebiliyordu.

Raze odadan çıkmaya devam ederken, “Bana etkilerini göstermesine izin verecek Işık Büyüsü’ne sahip değilim ama ne işe yaradığını hatırlıyorum,” diye düşündü.

Bunu yaptıktan sonra, kenara koyduğu kitapları aldı ve onları ceketin içindeki özel depoya yerleştirdi. Ceket, Raze’in büyülediği cübbeye benzer bir etkiye sahipti. İçinde eşyalarını saklamasına izin veriyordu; ancak saklanabilecek eşya miktarı cübbede olduğu gibi sınırlı değildi. Raze, canlı olmayan eşyalar olduğu sürece dilediği kadar eşya saklayabiliyordu. Bunun da bir istisnası vardı; eğer büyülü eşyalarsa, onları da ceketin içine yerleştirebilirdi. Yani cübbenin kendisinden daha büyük bir kalkan ya da bir mızrak gibi eşyalar büyülüyse, onları içine yerleştirebilirdi.

Yani cübbesinin daha güçlü bir versiyonuydu ve Kara Büyü ile yapılmadığı için kristallerle beslenmeye ihtiyaç duyma gibi bir dezavantajı yoktu.

Raze, “Sanırım cübbeyi her zaman diğerlerinden birine verebilirim; eminim onlar da işlerine yarayacak bir şeyler bulabilirler,” diye düşündü.

Blazer’ın bir diğer etkisi de ona bir enerji kalkanı sağlamasıydı. Tıpkı Raze’in savaştığı büyücülerin cüppelerinin bir dizi büyüyü engelleyebildiği gibi, Raze’in büyülü ceketi de aynı etkiye sahipti ama çok daha yüksek bir seviyedeydi.

‘Blazer sadece mana tabanlı saldırıları değil, fiziksel saldırıları da koruyabilir. Yani bir Pagna savaşçısının kılıç darbesi bile durdurulabilir.

Son olarak, Işık Büyüsü kullanan biri için ek bir özellik olan bir etki daha vardı ve bu da ceketin kullanıcıyı giydiği süre boyunca önemli ölçüde iyileştirebilmesiydi. Eğer saldırılar ve yaralar blazer tarafından yaratılan büyülü bariyeri geçebilirse, o zaman onu iyileştiriyordu ve bu da kayda değer bir hızdaydı. Öyle ki, yaraların iyileşme hızı nedeniyle ölümsüz olduğu düşünülebilirdi. Sırf bu etkisiyle bile efsanevi bir eşya statüsünü gerçekten hak etmişti.

Raze kendi kendine, ‘Düğün günümüzde bana hediye ettiğin blazer ceket şimdi bana her zamankinden daha fazla yardımcı oluyor,’ diye düşündü.

Odadan çıkan Raze, diğer tüm eşyalarla dolu odaya geri döndü. Ne yazık ki, mühürle birlikte, blazer ceketle bile Raze eşyaları saklayamıyordu.

“Görünüşe göre hepiniz için başka bir zaman geri dönmem gerekecek. Belki de gerçek bedenim Alterian’a döndüğünde sizi kullanabilirim ve onu ilk kullanacağım yer de Ibarin’in şu anda ve burada kurduğu imparatorluğu yıkmak olacak.”

Raze ilerledi ve sihirli daireyi tekrar yere çizmeye başladı. İşi bittiğinde iki elini birleştirerek Kara Büyüsünü kullandı; dolaplar kaybolmaya başladı, ileride kullanacağı on eşyanın hepsi. Sonunda hepsi yok oldu ve tekrar karanlık, zifiri karanlık bir odada kaldı.

‘Hâlâ manam var; hâlâ zamanım var. Mümkünse Kelly ile birlikte son bir kez görünmeye çalışmalıyım. Bu onun başının belaya girmesini önleyecektir.

Raze, ‘Etkinlik yakında bitecek, böylece Ibarin’le karşılaşmayacağım,’ diye düşündü.

Çıkış kapısına tekrar büyü yapıldı ve kapılar kayarak açıldı. Raze ileri adım attığında kapılar tekrar kayarak arkasından kapandı.

Şimdi sınıf her zaman olduğu gibi eskisi gibi görünüyordu; dış dünyadaki herkes için sadece başka bir sınıftı.

“Bu sınıflardan birinde gizli bir oda olduğu kimin aklına gelirdi ki? Merkez Akademi’ye gittiğimde hep bu devasa yerde gizli odalar olduğundan bahsederlerdi ama tabii ki bunların hepsi söylentiydi, yani sonuçta doğru olduklarını kim düşünebilirdi ki?” –

Ses Raze’in sol tarafından geldi ve hemen başını çevirdi. Onun mekândan çıktığını gördü; biri onu takip ediyordu. Eğer durum buysa, bu sadece onun için değil, tüm eşyalar ve Kelly için de kötü bir haberdi.

“Seni takip etmeye karar verdim; etkinlikten aceleyle ayrılmış gibiydin. Seni görmezden gelecektim ama bir şey enseme vurmaya devam etti ve bana seninle ilgili bir şey olduğunu söyledi,” dedi Alen.

Bu içerik Fenrir Scans adresinden alınmıştır.