Kara Büyücünün Dönüşü Novel
Çevirmen: Rin Fenrir
Öğrencilerin dönmesinden birkaç gün önce, Karanlık Fraksiyon’un beş büyük klanı arasında bir toplantı çağrısı yapıldı. Bu beş klan, akademiyi fonlarıyla en çok destekleyen klanlardı ve aynı şekilde en güçlü oldukları için Hizipte en çok söz sahibi olanlardı.
Hizip lideri yoktu, ancak Patlayan Yumruk Klanı en güçlü klan olduğundan ve klanın başı Murkel aynı zamanda akademinin müdürü olduğundan, birçok kişi onu fiili hizip lideri olarak görüyordu.
Yine de, buna rağmen, klan liderleri düzenli olarak bir araya gelmiyor ya da birbirleriyle sık sık toplantı yapmıyorlardı. Kendi klanlarının gücünü arttırmak ve hatta birbirlerinin yükselip pozisyonlarını almalarını engellemek için iç kavgalar yapmak konusunda çok endişeliydiler.
Aynı zamanda, diğerlerine güçlü görünmek zorundaydılar çünkü Karanlık Fraksiyon’daki alt klanlar bile sürekli savaşıyor ve ana beşlinin bir parçası olmak için bir şans arıyorlardı.
Tuhaf bir şekilde, Murkel beş ana klan arasında bir toplantı çağrısı yapmış ve klan liderleri akademiye gelmişti. Ana binanın içinde, geniş bir odada toplanmışlar ve birbirlerinden ayrılmış geniş koltuklarda oturuyorlardı.
Akan Güç Klanından Crine, Lale Şelalesi Klanından Samantha, Ölümcül Isırık Klanından Feebie, Ay Kalkanı Klanından Gavin ve tabii ki Patlayan Yumruk Klanından Murkel de oradaydı.
Oturmak yerine ayakta duran bir kişi vardı, o da Karanlık Fraksiyona mensup olmasına rağmen herhangi bir klana ait olmayan Amir Huthell’di. Kendisini bir Gezgin olarak görüyordu.
Diğer hizipler, akademide büyük beşlinin dışında tarafsız görünen birinin olmasından ve onun pozisyonunun tarafsız kalmasından hoşlanıyordu. Hoşuna gitmeyen bir şey olduğunda, Amir daha küçük klanlar adına konuşmaktan çekinmiyordu.
Bir bakıma, küçük klanların çoğu Amir’i pek çok durumda kendi temsilcileri olarak görüyordu.
Murkel gözlerini odada gezdirerek, “Öğrenciler henüz dönmeden bugün bir çağrı yapmamın nedenine eminim hepiniz şaşırmayacaksınız,” diye sordu.
Bazıları başını sallarken, diğerlerinin kafası oldukça karışmış görünüyordu.
“Akademiyle ilgili bir olay mı?” Gavin sordu. “Karanlık Fraksiyon olarak bir araya gelmemizi gerektirecek büyük bir olay biliyorum ama akademi bazında değil.”
“Ah, son portal açılışından mı bahsediyorsun?” Samantha araya girdi.
“Doğru,” dedi Murkel başka kimse daha fazla söze giremeden. “Şimdiye kadar hepiniz biliyor olmalısınız ki, orta aşama seviyesinde olduğu tahmin edilen bir portal açıldı, belki de ilahi bile olabilir, ancak kimsenin tam olarak keşfetme şansı olmadı ve bunun nedeni şu ana kadar olup bitenler.”
“Savaşlar,” dedi Crine. “Geçidin konumunun neredeyse üç bölgenin de sınırında olduğunu duydum. Bu yüzden şimdiden çok sayıda çatışma yaşanmış ve iki taraf da galip gelememiş.”
Zaman zaman harita üzerinde belirli bir yerin bir bölge ya da diğer bölge olduğunu iddia edecek kesin çizgiler yoktu. Buna en yakın şey şehirlerin kendileriydi. Peki iki şehir arasında bir geçit açıldığında, geçidin kime ait olduğuna nasıl karar vereceklerdi?
Bu, en yakın klanların savaşacağı zamandı ve sorun, üç bölgenin merkezinde açılan portaldı. Sadece portalın seviyesi onlar için iyi değildi, aynı zamanda gelecekteki saldırıların ve bilgi toplamanın konumlandırılması da harikaydı.
Portalı araştırmaları için kolayca adam gönderebiliyorlar, böylece diğerlerinin ne yaptığını görmek için onların bölgelerine hızlıca erişebiliyorlardı. Böyle bir şey yüzünden şimdiden bu kadar çok kavga çıkmasına şaşmamalı.
“Daha önce de söylediğiniz gibi, sizi akademiye çağırmamın bir nedeni var; çünkü artık onlar da bu işe dahil oldular,” diye açıkladı Murkel. “Üç grup arasında bir anlaşma yapıldı.”
“Çok az kan dökülmesi için, portalı kimin alacağına karar vermek üzere dövüş sanatları turnuvasını kullanmak istiyorlar. Bu nedenle, dövüş sanatları turnuvası öne çekilecek ve önümüzdeki iki ay içinde gerçekleşecek.”
Liderler bunu duyunca dönüp birbirlerine baktılar. Genellikle, dövüş sanatları turnuvası okul yılının sonuna yakın bir zamanda gerçekleştirilirdi.
“Bu sadece bu bölge savaşında çok şey kazanmak için değil, aynı zamanda diğerlerine onlardan üstün olduğumuzu göstermek için de bir şans. Gelecek nesil savaşçılarımız onlarınkinden daha üstün olacak.”
“Ancak, gördüğüm kadarıyla kazanma şansımız olduğunu sanmıyorum. Işık Fraksiyonu kendilerine saf kan aktarılmış yetenekli öğrencilerle dolu. Bu arada, Şeytani Fraksiyon mümkün olan en güçlü öğrencileri elde etmek için hayal edebileceğimizin ötesinde yöntemler uygulayacaktır.”
“Peki siz ne öneriyorsunuz?” Feebie sordu. “Onlara bir şans vermek için torunlarımızı doğrudan eğitmemizi mi istiyorsunuz?”
“Bu işe yaramaz,” diye yorumladı Amir. “İlişkiler devreye girdiğinde, kollarımızın çok yumuşak olduğu ve aynı zamanda gördüğümüz yetenek karşısında kör olduğumuz görülüyor. Burada en iyisi olsalar da, diğer kıtalarla karşılaştırıldığında durum tamamen farklı olabilir.”
“İşte bu yüzden tüm öğrencilerin katılacağı bir sonraki değerlendirmeye karar verdim. Diğer klanlardan izin istedim ve yaşananların doğası gereği onlar da kabul ettiler.”
“Kodoku değerlendirmesine katılmalarını sağlayarak öğrencileri daha önce hiç olmadığı kadar zorlamaktan başka seçeneğimiz yok.”
Diğer klan üyelerinin yüzlerindeki renk soldu, çünkü tüm bunlar olurken kendi öğrencilerini de kaybedebileceklerinden pek emin değillerdi.
Yorum