Kara Büyücünün Dönüşü Bölüm 241: Karanlık Bir Ruh

Kara Büyücünün Dönüşü Novel

Çevirmen: Rin Fenrir

Kara Büyü yasak olmasına rağmen, bunu öğrenenler her zaman olacaktı. Çoğu durumda bunlar suçlulardı. Yaygın olarak araştırılan bir büyü olmadığı ve yasak olduğu için, diğer büyücülere karşı savaşırken biraz daha zorlanma eğilimindeydiler.

Ancak iki kişinin Kara Büyü öğrenmiş olması, ikisinin de bir anda suçlu olması dışında ani bir bağlantı olacağı anlamına gelmiyordu. Ancak Raze karşısındaki bu iki büyücünün “Kara Büyücü” kelimelerinden bahsettiğini görünce aralarındaki bağlantının ne olduğu hakkında bir fikir sahibi oldu.

‘Onların bağlantısı Kara Büyü ve ben…’ Buna inanamıyorum. Bu insanlar gerçekten beni mi takip ediyor? Raze’in kafası büyük ölçüde karışmıştı.

Bahsettikleri kişinin kendisi olduğunu fark etmeden iki kişinin onun önünde bu sözleri söylemesi başlı başına tuhaftı ama her şey bir şok etkisi yaratmıştı.

Alterian’da geçirdiği süre boyunca, takipçileri olduğunu hiç bilmiyordu. Böyle bir şeyi, kendisine tapan bir grup insanı hiç duymamıştı. Zaman zaman Kara Büyücü’yle aynı şeyi yapan, sistemin mevcut durumuna ve Büyük Büyücü’ye karşı çıkarak onun izinden gitmeye çalışan taklitçiler duymuştu ama hiçbiri Kara Büyücü’nün bayrağını yükseltmemiş ve onun fikri altında savaşmamıştı.

‘Bu daha önce hiç fark etmediğim bir şey miydi? Kara Büyücü olarak savaştığımda, gerçekten de tüm dünya bana karşıymış gibi hissediyordum. Haber raporları, kamuoyu, nereye gidersem gideyim sıradan bir hayat yaşayamıyordum.

Derin düşüncelerin ortasında, kapüşonlu adam konuşmaya devam etti.

“Kara Büyü’yü öğrenme sebebinin bu olmaması önemli değil. Tıpkı Kara Büyücüler gibi herkesin kendine göre bir nedeni vardır,” dedi adam neşeli bir sesle.

Raze bu tür sesleri daha önce de duymuştu. Bu tonu kullanan pek çok din, lonca toplama merkezi ve tarikat vardı. İhtiyacı olanlara el uzatan bu tür bir ses.

“Birbirimize göz kulak olabilir ve tıpkı Kara Büyücü’nün yaptığı gibi herkesin hayatını iyileştirmek için birlikte çalışabiliriz!”

Raze gölgenin altında derin bir gülümseme olduğunu görebiliyordu. Kendisi hakkında konuşulmasına hâlâ alışamamıştı, özellikle de bu yanlış olduğu için.

‘Beni bu yüzden mi takip ediyorlar, yaptığım şeyi doğru bir sebepten dolayı yaptığımı düşündükleri için mi? Herkesin hayatını iyileştirmek için mi? Raze kırık camların ve burnuna gelen kokunun ötesine baktı.

Şu anda nerede olduklarını biliyordu, yeraltındaki yaşam alanları. Burası Raze’in büyüdüğü yere benziyordu ama uzun zamandır dönmemişti… Buralara dönmeyi hiç istememişti.

‘Etrafımdaki insanlara yardım etmek gibi doğru bir amacım hiç olmadı. Sadece intikamımı almak istedim. Düşündüğünüzden daha bencil bir insanım,’ diye düşündü Raze kendi kendine.

“Lütfen bize ne olduğunu, kim olduğunu söyle! Kişisel bilgilerinizi vermenize gerek yok. Biz takipçiler gerçek dünyadaki gerçek kimliğimizi gizli tutarız ama birlikte çalışır ve yardım etmek için birbirimize bilgi veririz.”

“Kara büyü öğrenmeye karar vermenizin bir nedeni olmalı?” diye sordu adam.

Bunu duyan Raze’in aklına eski anıları geldi. Kendisinin de Kara Büyü’yü araştırmaya karar verdiği anı hatırladı. Büyük Büyücülerden birinin işi yüzünden Büyücülük Akademisi’nden atılmış ve hapse atılmıştı.

Ancak, bu önemli değildi. Önemli olan mevcut durumu kendi lehine nasıl kullanabileceğiydi.

“Kara Büyücü adını iyi bilirim,” diye konuştu Raze ve ikisi de bu söz karşısında biraz şaşırarak başlarını kaldırdı.

“Bugün tanışmamızın bir nedeni olduğuna inanıyorum çünkü ben tam da sizin dediğiniz gibiyim, bir Karanlık ruh, Karanlık Büyücü’nün bir eseri!” Raze bunu ilan etti.

Bunun için içindeki rol yapma yeteneğini ortaya çıkarması gerekiyordu ve yüzü her geçen saniye daha da kızarıyordu ama başka seçeneği yoktu. Şu anda sadece çılgın insanlarla uğraşıyormuş gibi hissediyordu. Kendisine tapan, onunla hiç tanışmamış insanlar, bu yüzden en az onlar kadar çılgın davranması gerekiyordu.

“Haha!” diye gülmeye başladı kadın. “Gerçekten buna inanmamızı mı bekliyorsun? Neden burada, karşımızda duruyorsun ve neden onca zaman sonra şimdi geldin?”

“Bunu bilmiyorum,” dedi Raze. “Ama vasiyetini tamamlamamı istediği için geldiğine inanıyorum. Sanırım senin için de aynı şey geçerli, değil mi? İş hâlâ bitmedi ve Kara Büyücü’nün şu anki durumunu bildiğine inanıyorum, değil mi?”

Kahkahalar çabucak kesildi ve sanki ortam kasvetli bir hal aldı. Raze de bunu bekliyordu. Kara Büyücü’nün ölümünden sonra kutlama haberleri her yere yayılacaktı. Dünya için bu kutlanacak bir şeydi çünkü o herkes için bir tehditti. Aslında, Karanlık Büyücü’nün güçlü adını kullanmaya devam etmek isteyen bu gibi tarikatların ortaya çıkmasının nedeni de bu olabilirdi.

“Evet… o öldü ve sen ortaya çıktın ama Kara Büyü biliyor olman senin Kara Büyücü’nün bir eseri olduğun anlamına gelmez,” dedi adam.

Raze kendisinin Kara Büyücü olduğunu söylese daha kolay olurdu ama bunun için elinde hiçbir kanıt yoktu. Birincisi, artık 9 yıldızlı bir büyücü değildi, yani bunu destekleyecek gücü bile yoktu ve neye benzediğini bilenler için bile eskisi gibi bir görünümü yoktu.

“Ölüp ölmediğini biz de bilmiyoruz!” diye bağırdı kadın. “Sadece televizyonda yayınladılar diye bir kanıt yok, Kara Büyücü hâlâ dışarıda olabilir!”

Kadın pek çok açıdan haklıydı.

“Ben Karanlık Büyücü’nün yanındaydım. Benim yaratılışım onun hâlâ yapması gereken, öğrenmesi gereken şeylerden kaynaklanıyor. Eğer bana yardım edebilirsen, ona da yardım etmiş olursun.”

“Hayır!” Kadın bağırdı. “Daha yeni tanıştığımız, insana bile benzemeyen birinin Kara Büyücü ile akraba olmasını kabul edemem. Eğer tüm bu süre boyunca gerçekten onun yanındaysan, o zaman onun hakkında her şeyi biliyor olmalısın, değil mi?”

İhtiyacı olan sorgulama yolu ve rotası bu olabilirdi. Karanlık Büyücü’nün kendisinden başka kim onun hakkında daha fazla şey bilebilirdi ki?

“Öyle olmalı,” diye cevapladı Raze.

“Harika, o zaman cevaplayabildiğin her şeyi cevaplasan ve bir saniye bile hata yapmasan iyi edersin!” diye bağırıyordu kadın neredeyse.

“Alterian’da Kara Büyücü’nün adını yayan ilk olay neydi?” Kendini beğenmiş bir gülümsemeyle sordu. Kadın kendini Kara Büyücü’nün süper hayranı ilan etmişti ve onun karıştığı her olayı takip etmişti.

Dünyadaki herkesten daha fazla şey bildiğinden emindi.