Kara Büyücünün Dönüşü Novel
Çevirmen: Rin Fenrir
Safa başını sallamaya başladı ve büyü güçlerini kullanmayı tamamen bıraktı. Bu yeni keşfettiği enerjiyi kontrol etmek harika bir duyguydu ve enerjinin kendisine dokunmak onun için hoştu.
Ancak, Tanrı Gözleri’ni kullanırken görmekten hoşlanmadığı çok fazla şey vardı ve bunu diğerlerine açıklamak da onun için pek kolay değildi. Bunun yerine, Raze ondan büyüsünü tekrar kullanmasını istediğinde, sadece başını salladı.
Günün geri kalanında grup bir arada kaldı ve Safa Tanrı Gözleri’ni kullanmak yerine büyüsünü mümkün olduğunca parmak uçlarında ve boğazının etrafında kullandı. Hatta ışık büyüsünü Simyon ve Liam’a da uygulamaya başlamıştı, ikisi de büyü onları kapladığında kendilerini daha sakin hissediyorlardı.
Gördüklerinden sonra Raze üzerinde kullanmaya cesaret edememişti. O gece hepsi için yorucu bir gece olmuştu ve Raze bile sonunda iyice dinlenmeye karar vermiş, kafasında birkaç düşünce bırakmıştı.
‘Alter, Bonum Topluluğu, Karanlık Fraksiyon, Aydınlık Fraksiyon, Şeytani Fraksiyon ve hatta Kızıl Turna. Bu dünyayı kontrol eden pek çok grup var ve eminim henüz hepsiyle tanışmadım bile.
‘Ah doğru, diğer dünyadan gelen başka bir adam da vardı. Kendisine Zon diyordu; neler olup bittiğini tam olarak anlamadığımı söyledi ve neredeyse unutuyordum, xiulian uygularken kanlı el.
‘Acaba tüm bunlar bir şekilde Alterian ile mi bağlantılı? Bu boyutlar, açılan her şey. Alterian’da bir büyücüyken, kendi dünyama çok odaklanmıştım çünkü her gün parçalanıyordu ve onu ayakta tutmak ve devam ettirmek için elimden gelenin en iyisini yapmaya çalıştım.
Geçmişte başarısız oldum ama bu sefer birini kurtarabildim. Raze başını çevirip yatağında derin bir uykuya dalmış olan Safa’ya baktı. Herkes uyuyordu ve Liam bile oldukça yüksek sesle horluyordu.
‘Bu kadar çok insan grubu varken, intikam yolumda ilerlemeye devam ettikçe, çok daha fazlası işin içine girecek ve çok daha kanlı olacak. Şu anda kimse geçmişimle ilgili gerçeği ya da amacımı bilmiyor, işler çok kötü gitmiyor ama bir dönüm noktası olacak. Özellikle de aynı şeyin olmasını istemiyorsam. Merak etmeyin, bu hayat ne kadar huzurlu olursa olsun, asla unutmayacağım. Bunları Alterian’dan alacağım.
Bunlar Raze’in nihayet uykuya dalarken kafasını dolduran son düşünceleriydi. Derin bir uykuya daldıktan sonra sabahı geçmiş ve öğleye yaklaşmıştı ama sanki üzerlerine bir büyü yapılmış gibi hiçbiri yataklarından kalkmamıştı.
Bu hepsi için bir ilkti. Kendileri 2. Aşama Pagna savaşçıları ve Raze de 3. Aşama olduğu için daha da az uyumaları gerekiyordu ama Şeytani Fraksiyon’a yaptıkları bu kısa yolculuk sırasında hepsi çok şey yaşamıştı. Artık Akademi’ye dönmelerine sadece birkaç gün kalmıştı.
Sonunda, kapının çalınma sesi onları uyandırdı. Kapıya en yakın olan Simyon başını kaldırmış gözlerini ovuşturuyordu, Raze ise kendini en çabuk kaldıran oldu. Neredeyse yatağından fırlayacaktı, bundan sonra olacaklara hazırdı.
Tekrar kapıya dönmeden önce hızla pencereden dışarı baktı. “Saat çoktan bu kadar geç oldu. Nasıl bu kadar uzun süre ve bu kadar çok uyuyabildik? diye düşündü Raze. Bunun da ötesinde, vücudundaki Qi’nin enerjiyle dolup taşmasıyla kendini her zamankinden daha fazla, tuhaf bir şekilde yenilenmiş hissetti. Uyuduğunda kendini daha iyi hissederek uyandığı ilk sefer değildi bu.
Kapı tekrar çalındı ve ikinci kez duyduklarında, herkes bu düzeni tanıdığı için gardını biraz indirdi. Simyon kapıyı açmaya gitti ve içeride Dame’dan başkası görünmüyordu.
“Ne oldu burada?” Dame sordu. “Hepiniz yarı ölü gibi görünüyorsunuz ve atmosfer, burada biri mi öldü?”
Odadaki herkesin yüzünde garip ifadeler vardı ve Dame bir an için birinin gerçekten ölmüş olabileceğini düşündü çünkü bir noktada tam da bunu örtbas etmek zorunda kaldığını hatırlıyordu.
Bir an için Dame sadece Raze ile konuşmak istedi. Diğerleri önemli bir işleri olduğunu bildikleri için istekliydiler ve doğal olarak kahvaltıyı kaçırdıkları için her zamankinden daha açtılar ve bir şeyler atıştırmak için aşağı indiler.
Bu arada Dame odadaki masalardan birinin yanındaki sandalyelerden birini çekmiş ve Raze için de bir sandalye çıkarmıştı.
“Sanırım bunun için oturmak isteyebilirsin çünkü seninle konuşmam gereken oldukça ciddi bir konu var,” dedi Dame.
Raze istenileni yaptı ve gerçekten de ne bekleyeceğini bilmiyordu, çünkü konuşulacak çok fazla olasılık vardı.
“Öncelikle Kara Büyücü adının çoktan yayıldığını söylemem gerektiğini düşünüyorum, yani sadece burada, Şeytani Fraksiyon’da değil, belki de tüm Karanlık Fraksiyon’da ve Aydınlık Fraksiyon’da biliniyordur ve bunun sebebi senin yaptığın hapları değiştirmemiz değil,” diye açıkladı Dame.
Aslında, tüm bunlar yüzünden ortaya çıkan sorun nedeniyle herhangi bir hapı değiştirme şansı bile olmamıştı.
“Bir büyüğün yenildiği haberi her yerde büyük haber oldu. Bu her gün olan bir şey değil ve nedense Kızıl Turna’nın suçlanması yerine, ortalıkta dolaşan tek isim Kara Büyücü; ihtiyarın ölümünden yalnızca senin sorumlu olduğunu düşünüyorlar.”
Raze bu sözlere biraz şaşırdı ve alt dudağını ısırdı, tamamen kendi hatası olmayan şeyler için suçlanıyordu. Bu ilk kez de olmuyordu. İnsanlar olayları çarpıtıyordu. Belki de Kara Büyü öğrendiği için lanetlendiğini düşünmeye başlamıştı.
Raze, “Anlıyorum, ama eğer bir şey varsa, bu işlerin ticari yönü açısından yine de iyi olmalı,” diye cevap verdi.
“Ben pek emin değilim,” diye cevap verdi Dame. “Işık Fraksiyonu bu ihtiyarın intikamını almak için ellerinden geleni yapacaktır. Tüccarları ya da ürünümüzü satanları hedef alarak senin gerçek kimliğini öğrenmeye çalışacaklardır.”
“Ama kurmayı planladığımız imparatorluktan vazgeçmemiz gerektiğini düşünmüyorum. Bu yüzden ikimiz için de Kızıl Turna’ya katılmanın kötü bir fikir olmayacağını düşünüyorum,” dedi Dame.
Raze şimdi Dame’ın neden ilk bilgiyi verdiğini anlıyordu. Onun düşünce tarzı yanlış değildi. Klana katılırsa, özellikle Kızıl Turna da tarafsız olduğu için, bir miktar korumaya sahip olacaklardı. Işık Fraksiyonu’ndan bazı aksilikler yaşayabilirlerdi ama birkaç grubun hedefi olmaktansa sadece bir grubun düşmanı olmak daha iyiydi.
“Onlar bizi korurken, amaçladığımız gibi devam edebileceğiz. Ben de uzun zaman önce onlardan bir davet almıştım, ancak klanımla olan bağlarım nedeniyle bu zor oldu, ancak şimdi olanlardan sonra bunun yapılması gereken doğru şey olduğunu biliyorum.”
“Kızıl Turna diğer klanlardan da farklı; onların desteğine ve ismine sahip olsak da, bireysel olarak istediğimizi yapmakta özgürüz. Sadece Alba’nın desteğimize gerçekten ihtiyacı olduğunda itaat etmek zorunda kalacağız.”
“Ayrıca sizden tüm klan için birkaç ürün yapmanızı da isteyebilir, ancak yine de işimize bu şekilde devam edebiliriz.”
Dame’ın konuşma tarzından Raze onun hevesli olduğunu ve kararını çoktan verdiğini anlayabiliyordu; daha çok Raze’i ikna etmeye çalışıyordu.
“Ben de onların teklifini kabul etmeyi düşünüyordum,” diye cevap verdi Raze. “Aslında bu konuda senin tavsiyeni soracaktım ama ne demek istediğini anlıyorum. Hâlâ biraz daha zamana ihtiyacım var ve burada sadece birkaç günümüz var.”
“Eğer gitmeyi planlıyorsanız, klanınızı terk etmeden önce bir şey yapmak istiyorum.”
Dame bir kaşını kaldırdı, Raze’in ondan bir şey istemesine şaşırmıştı.
“Neverfall Klan Üssü’ne gitmek istiyorum.”
Dame’ın gözbebekleri neredeyse yerinden fırlayacaktı. Raze’i götürmek istemediği bir yer varsa, o da hem kız kardeşinin hem de babasının söz konusu Kara Büyücü’yü aradığı yerdi.
“Neden oraya gitmek istiyorsun? Senin için getirebileceğim bir şey yok mu?”
Raze başını salladı. “Sadece benim görebileceğim bir şey.”
Raze doğru hatırlıyorsa, Dame’ın Karanlık Fraksiyon Kurucusunun geride bıraktığı dövüş sanatlarıyla ilgili kitaplara sahip olduğunu söylediğini hatırlıyordu. Raze’in bildiği kadarıyla, tıpkı kendisi gibi, Karanlık Fraksiyon Kurucusu da Alter’liydi. Büyü ve dövüş sanatlarını bilen biriydi.
Raze ile aynı şekilde yeni bir bedende gelip gelmediği hâlâ belirsizdi ama aradığı şey onun geride bıraktığı şeylerdi. Notları işine yaramıştı ve şu ana kadar gördüklerinden Karanlık Fraksiyon Kurucusu’nun da 9 yıldızlı bir büyücü olduğu anlaşılıyordu. Eğer Neverfall Klanı’nda bir şey bıraktıysa, bu Alterian dilinde yazılmış olmalıydı ve Raze muhtemelen bunu kullanabilecek birkaç kişiden biriydi.
Yorum