Kara Büyücünün Dönüşü Novel
Çevirmen: Rin Fenrir
Aslında Raze eşyaları önce diğerleri için yaratacaktı ama yine de bir portal kırılması yaşanmasından biraz endişeliydi ve Safa’nın şu anda içinde bulunduğu durum nedeniyle, duygusal yükünü yeni atlatmış olan Raze, bunun onun için iyi bir dikkat dağıtıcı olacağını düşündü.
Ne de olsa Işık büyüsüyle öğreneceği birkaç şey üzerinde pratik yaparak kafasını dağıtabilirdi. Raze Işık büyüsünü kendisi öğrenmeyeceğine göre, sesini iyileştirebilmek için büyüyü iyi kullanmayı öğrenmesi önemliydi.
“Büyü hakkında bilmen gereken birkaç şey var. Toplamda on farklı özellik var,” diye açıklamaya başladı Raze, dinlediğinden emin olmak için Safa’yla göz temasını sürdürerek.
Simyon ve Liam da dikkatle dinliyordu, her ne kadar büyü öğrenmiyor olsalar da ileride neyle karşılaşacaklarını kim bilebilirdi ki diye düşünüyorlardı, bu yüzden sahip olmaları iyi bir bilgiydi.
“Su, Buz, Ateş, Toprak, Rüzgar, Çiçek, Yıldırım, Metal, Karanlık ve son olarak Işık büyüsü. Bu elementlerin bilgisi, her bir elemente harcanan çalışma ve zaman miktarı farklı olduğu için değişir.”
“Kim bilir, gelecekte büyücüler yeni bir element bile keşfedebilir. Ancak, mevcut element listesinde diğerlerine karşı daha iyi ve daha kötü çalışanlar var, bu yüzden bunu aklınızda tutmanız gerekecek.” Raze işaret parmağıyla başının yan tarafına vurdu.
Bunu Safa’ya açıklamak ve diğer iki çocuğun aval aval ona bakması ona profesör olduğu günleri hatırlattı.
“Işık Büyüsü Kara Büyüye karşı güçlüdür ama Metale karşı zayıftır. Diğer elementlere gelince, nötr bir etkisi vardır. Elbette bu, biri Kara büyü, diğeri de Işık kullanıyor diye, Işık kullananın her zaman kazanacağı anlamına gelmez.”
“Her şeyden önce, Büyücüler bununla mücadele etmek için birden fazla büyü türü bilirler ve eğer bir konuda uzmanlaşmışlarsa, eşleşmelerine nasıl karşı koyacaklarını bildiklerinden emin olurlar. Bir büyücü olarak deneyim kazanmanın ve gelişmenin en iyi yolunun zayıf yönünüze karşı koymak ve sadece o büyü türünü kullanarak onları alt etmenin yollarını bulmak olduğunu söyleyebilirim!”
Raze kendini biraz fazla heyecanlanırken yakalayınca boğazını temizledi. İlk etapta savaşacakları çok fazla büyücü olmayacaktı.
“Sadece şunu aklınızda tutun. Işık büyüsüne gelince, büyünün en eski formlarından biridir ve büyücülerin en çok bildiği şeydir.” Raze sonra arkasını dönüp nefesinin altında mırıldandı. “Kara büyünün aksine.”
Tekrar Safa’nın yüzüne dönerek beş beyaz başlı bitkiyi çıkardı ve nazikçe ellerine yerleştirerek uzattı. Safa bitkiyi avuçladı ve bitkiden gelen rahatlatıcı enerjiyi anında hissetti.
“Bu nedenle, Işık büyüsü belki de en çeşitli büyü türlerinden biridir. Asıl kullanım alanı şifa vermektir, ancak gözler gibi belirli bölgelerde yoğunlaşırsa, kişinin başkalarının göremediği şeyleri görmesini sağlar. Bazıları Işık büyüsünün tanrıya en yakın büyü olduğunu ve bize onlar tarafından aktarılmış bir şey olması gerektiğini söylüyor.”
“Ancak bu aynı zamanda yakınlık kazanması en zor büyülerden biri olduğu anlamına da geliyor ama bunu sonraya bırakalım.”
Raze yere tekrar bir sihirli daire çizmeye başladı, Safa’yı da adım atmaya hazırlıyordu. Büyüyle yakınlık kurma konusunda konuşmak istememesinin bir nedeni vardı; onlardan bir şey saklıyordu.
“Rüzgâr büyüsü, yakınlığını artırmak için sürekli büyü kullanmayı gerektirir. Kara büyü ölümle büyür… Eğer ona tüm yakınlıkları açıklarsam, Kara büyümü nasıl artırdığımı soracaklarından eminim. Bunun neden öğrenilmesi tabu bir büyü haline geldiğini hemen anlayacaklardır.
Raze daha sonra Safa’ya çemberin içine oturmasını işaret etti ve Safa arkası Raze’e dönük olacak şekilde döndü ve şimdi diğer ikisinin hâlâ bulunduğu yataklara doğru bakıyordu.
“Sihirli bir çekirdek yaparken, özellikle de ilkini yaparken, sihirli çember benim buraya ilk geldiğimde yaptığım gibi etrafınızdan mana çekmeye yetmeli. Ancak Safa daha önce hiç büyü kontrol etmedi.
‘Sihirli formasyon ona yardımcı olacak ve bitki de Işık sihirli çekirdeği yaratmaya yönelmesini ve başlangıçtan itibaren yakınlığını artırmasını sağlayacak. İyi olacağından eminim. Bazen insanlar ihtiyaç duydukları sihirli çekirdeği elde edebilmek için ellerinden geleni yaparlar.
‘Işık büyüsünün kendisi için bu özveridir ve o bunu bolca gösterdi. Bitki olmadan da bir ışık çekirdeği yapabileceğinden eminim ama bitki onun gücünü ışık büyüsünü gerçekten kullanabileceği noktaya yükseltmek için yeterli olacaktır ve ben başka bir şey için de endişeleniyorum.
Raze bir an için gerildi ve elini onun sırtına koymaya hazırlandı. Kron’un yaptığının aynısını yapmak ve manasını kalbinin etrafındaki çekirdeğine yönlendirmeye çalışmak istiyordu.
“Çekirdeği kendim yaratırken iyiydim… iyi olmalı, değil mi?
Raze, “Yapacağım şeye karşı savaşmanı istemiyorum; akışına izin ver ve ne yaptığım hakkında bir fikrin olduğunu düşündüğünde onunla birlikte git,” diye açıkladı.
Ya şimdi ya hiçti ve bu yüzden başlamaya karar verdi. Büyü vücudundan aktive oldu ve sihirli çember aydınlandı. Odadaki diğerleri bir şeyin onları ileri doğru çekmeye çalıştığını hissettiler.
Bu rüzgâr değildi, çünkü saçları hareket etmiyordu ve bu bir tür Qi enerjisi de değildi, tamamen farklı bir şeydi. Kısa bir süre sonra Safa’nın vücudu aydınlanmaya başladı ve yüzündeki ifadeye bakılırsa hiç de hoş görünmüyordu.
Enerji derisine dışarıdan geliyordu ve doğal olmayan bir his veriyordu. Derisinin altından ve her yerinden geçmeye çalışan solucanlar gibi hissediyordu.
Ama Raze’in söylediği şeyi hatırladı, onunla savaşmaya çalışmamasını ve sadece onunla birlikte gitmesini söylemişti, o da tam olarak bunu yaptı. Enerji akmaya devam etti ve bedeninin içine girdiğinde, Raze’in onu yönlendirdiğini hissedebiliyordu.
“Bir bedenin içindeki Mana’yı kontrol etmek dışarıdaki manayı kontrol etmekten daha zor, ama bunu bir şekilde yapabilirim! Raze kendi kendine düşündü.
Büyüyü yönlendirmeye devam ediyordu ve çok geçmeden Safa’nın kalbinin etrafında bir çekirdek oluşmaya başladı. Dışarıda kat kat büyü birikiyor ve bir küre oluşturuyordu. Büyü akmaya devam ediyordu ama giderek yoğunlaştıkça Raze onu kontrol etmekte zorlanıyordu.
“Safa, şimdi sen üzerine düşeni yapmalısın. Işık büyüsünü o kadar iyi kontrol edemiyorum ama kendi bedenindeki bu mana senin olmalı, ona ne yapması gerektiğini söylemelisin!”
Safa çabuk öğrenen biriydi, Qi’yi öğrenirken bile son derece hızlı bir şekilde kavramıştı ve farkında olmadan büyüyü kontrol edenin hâlâ Raze olduğunu sanıyordu ama öyle değildi, o kontrol ediyordu.
Büyü yavaş yavaş küreyi oluşturmaya devam ediyordu. Büyü çemberinin başına yerleştirilen bitki sayesinde daha da saf bir Işık büyüsü çemberi oluşturuyordu. Mana alıyor ve Işık büyüsüne büyük bir yakınlık kazanıyordu.
Raze de haklıydı, onun doğası.
Zaten doğası Işık büyüsüydü ve eğer Safa Alterian’da en başından beri bir büyücü ya da onun bir öğrencisi olsaydı, bir dahi olarak sınıflandırılacağından ve Işık büyüsünün en güçlülerinden biri olacağından emindi.
Ancak tam sihirli çember oluşmaya başlarken Safa karnında bir ağrı hissetti. Bu vücudundaki Qi idi. Kontrolsüzce hareket ediyor, titriyordu.
“Bekle,” dedi Raze yüksek sesle.
Diğerleri onun yüzündeki acılı ifadeyi görebildikleri için endişelendiler. “Qi, neden böyle hareket ediyor? Onu durduramıyorum!”
Dantian’dan koparak dışarı fırlayan Qi bedende hareket etti ve doğrudan kalbe doğru ilerledi. Sihirli çekirdek henüz oluşumunu tamamlamamıştı ve Qi tam kalbin ortasına çarptı.
Aynı anda Safa’nın tüm vücudu çöktü, başı önündeki zemine çarptı, kalbi artık atmıyordu.
Yorum