Kara Büyücünün Dönüşü Novel
Çevirmen: Rin Fenrir
Safa ve Simyon dinlenmekle meşgulken Liam hayretle Raze’i izliyordu. Sihirli dairelere ve çizilen garip rün ve sembollere bakarken dikkatini toplamıştı.
Elbette bunların hiçbirini anlamıyordu ve ne kadar uğraşırsa uğraşsın, sembolleri tekrar tekrar görse bile ne anlama geldiklerini anlayamıyordu. Ona göre bu başka bir dünyadan gelen bir dil de olabilirdi.
Malzemelerden birkaç Qi hapı yaratıldığını gördüğünde gözleri yapışıp kalmaya devam etti.
Raze, 1. seviye güç taşları grubundan on Kırmızı Hap, on Mavi Hap ve on Yeşil Hap yaratmıştı. Bunların hepsi Kara büyü yerine temel büyü ile yapılmıştı, bu yüzden etkileri o kadar güçlü değildi ama aynı zamanda hiçbir dezavantajı da yoktu.
Bundan sonra, yine birinci seviye güç taşlarını kullanarak on tane daha Yaygın Olmayan Mavi Hap yarattı. Bu sefer Kara Büyü kullanmıştı. Bu ürün en çok satan ürünüydü çünkü bir kişinin tüm mana veya Qi’sini bir dakikaya kadar geri kazanmasını sağlıyordu ve yalnızca 1. seviye bir güç taşı gerektiriyordu.
Kullandığı yeni teknik sayesinde tüm bunları inanılmaz bir hızla yaratabiliyordu.
Raze, “Nadir bulunan mavi lanetli haptan bir tane de kendime saklayacağım,” diye düşündü. “Durum gerektirirse son derece yararlı olabilir.”
Raze arada bir tepkisinde bir değişiklik olup olmadığını görmek için Liam’a bakıyordu ama Liam sanki bir televizyon programı izliyormuş gibi Raze’e bakmaya devam ediyordu. Buna minnettardı çünkü bu ani portal açılışları olmadığı anlamına geliyordu.
“Görünüşe göre asıl sorunlar yeni bir yıldız seviyesine ulaştığımda ya da güçlü bir eşya yaratıldığında ortaya çıkıyor,” diye düşündü Raze.
Raze köşedeki çuvala ve yukarı kaldırılmış kılıçlarına baktı. Kırmızı kolye, bir çift altın küpe ve bir çift siyah eldiven vardı.
“Dört kılıcın yanı sıra bunları da efsunlamak için başka bir boyuta geçene kadar beklemek en iyisi olabilir.”
Bunu düşünen Raze 2. seviye güç taşlarını da kullanmak istedi. Bu yüzden ileride büyü yapmak için kullanılmak üzere 7 adet 2. seviye güç taşını bir kenara koydu. Belki de başka bir boyuta geçene kadar beklemesine bile gerek yoktu, sadece burada, handa değil.
Geriye 20 tane 2. seviye güç taşı kalmıştı. Raze bunlarla devam etti ve özel Qi hapları yaratmaya başladı.
Daha önce yaptığı gibi Kırmızı, Mavi ve Yeşil olanları yarattı ve bunların etkileri bir öncekine kıyasla daha da güçlüydü, hiçbir ek etki yoktu. Ancak yeni büyü türünü de test etmek istedi, bu yüzden devam etti ve Buz özelliğine sahip başka bir hap yarattı.
Hap yapıldığında, üzerinde DM işareti bulunan açık mavi bir görünüme sahipti.
[Hap alındığında, kullanıcı 1 dakika boyunca diğerlerinin dış enerjisine karşı dirençli olur]
“Daha önce yaptığım testlere göre, yüksek seviyelerdeki lanetli büyüler Mana açısından büyük bir dezavantaja sahip olma eğiliminde. Daha fazla iyileştirme sağlayan bir kırmızı hap yaratırsam, kullanıcının büyük miktarda manasını alır.”
“Artık dövüşlerde sihrimi daha fazla kullandığım için, bu benim için değerli değil. Ayrıca, ışık büyüsü kullanmadan iyileştirme açısından etkileri çok az.”
Bunu düşünen Raze, Kara Büyüsünü kullanarak iki farklı türde hap yarattı ve bunu yaparken Nadir Açık mavi bir hap yarattı.
Diğer mavi hapla aynı etkiye sahipti ama tahmin ettiği gibi dezavantajı hapı tüketirken harcayacağı mana miktarıydı. Buna karşılık, 5 dakika boyunca diğer enerjilere karşı dirençli olacaktı.
Sonra Raze başka bir mavi Qi hapı yaptı ve o da aynıydı, kullanıcının tüm manasını bir dakika yerine üç dakika geri yüklüyordu.
“Sanırım bu daha iyi, ancak sınırsız miktarda mana kullanımı yok; sadece kullanıcının manasını geri yüklüyor, bu yüzden bu üç dakika içinde hala tükenebilirim. Her halükarda, şimdilik daha fazla normal Qi hapı yapmak ve aynı etkiye sahip olmak daha iyi.”
Her hap türünden birer tane bulunduran Raze, gerektiğinde bunları kendi üzerinde kullanacaktı. Başa çıkması zor biriyle karşılaşma ihtimaline karşı planı hep buydu. Sonra geri kalanıyla hapları yapmaya devam etti ve sonunda bitirdi.
Pencereden dışarı baktığında karanlık gökyüzü görünüyordu ama saat henüz gece yarısını geçmemişti.
“Düşündüğümden daha çabuk bitirdim,” diye kendi kendine gülümsedi Raze.
“Bu inanılmaz,” diye yorumladı Liam. “Bu kadar kısa sürede bu kadar çok Qi hapı yaptın ve birçoğunun 20 yıllık bir Qi hapıyla aynı miktarda enerjiye sahip olduğunu söyleyebilirim. Bunların hepsi çok şaşırtıcı, dostum. Bununla çok zengin olacaksın!”
Raze tam da umduğu gibi bir gülümsemeyle, kendini biraz bitkin hissettiği için diğerleriyle birlikte biraz uyumaya karar verdi.
Sabah güneşi doğduğunda gerindi ve diğerleri için birkaç çanta hazırladı. Birinde Dame’a teslim edilecek tüm haplar vardı. Diğerinde ise Raze özel eşyalarını yanına almaya karar vermiş ve onları özel cübbesinin içine yerleştirmişti.
Diğerlerine nereye gittiğini söylemedi ama ayrılmadan önce Safa’ya baktı. Daha önce olsa hiç düşünmeden giderdi ama dünkü olaylardan sonra onun iyi olduğundan emin olmak istedi.
Raze, “Herkes ne dediğimi hatırlasın, hiçbiriniz xiulian uygulamayacaksınız,” dedi ve Reno ile buluşmak üzere yola çıktı.
Yaklaşık bir saat sonra, artık eskisine kıyasla çok daha iyi hareket eden Simyon, diğerleriyle birlikte tekrar yemek yemek için aşağıya indi.
“Peki Raze nereye gideceğini söyledi mi?” Simyon sordu.
“Hayır, sadece gitti ve onu gördüğümde bu çuvalı Dame’a vermemi söyledi,” diye yanıtladı Liam.
“Bekle, Dame ile birlikte değil, o zaman ne yaptığını merak ediyorum.”
Yemeklerini bitirdikten sonra üçü, muhtemelen dışarı çıkmadan önce biraz daha dinlenmek için tekrar hana dönmeye karar verdi. Eğer antrenman yapamıyorlarsa, en azından keşfe çıkabilirlerdi. Ama tam o sırada kapının çalındığını duydular ve bu onların bulduğu özel bir kapıydı.
Simyon kapıyı açmaya giderken, “Sanırım Raze oldukça hızlı döndü,” dedi ama kapıdaki Raze değildi.
“Ah, Simyon, daha iyi hareket ediyor gibisin,” dedi Dame, içeri girerken. “Raze nerede?”
“Bekle, nereye gittiğini sen de mi bilmiyorsun?” Simyon sordu. “Yine de istediğin tüm eşyaları yaptı.”
“Sanırım onlar bizim eşyalarımız,” dedi arkadan bir kadın sesi ve çok geçmeden Alba odaya girdi. “Neler oluyor, Kara Büyücü arkadaşınız kayıp mı oldu?”
Yorum