İlahi Ölüm İmparatoru Novel
Bölüm 76: Düşüncelerin Çözülmesi
“Ne!?” Tüm takım şaşkına dönmüştü, hepsi şüpheyle şöyle düşünüyorlardı: “Büyük Deniz Kıtası Buluşması'nda elinden gelenin en iyisini yaparak Prens'in gözüne girmek için çok çalışmamalı mıydı?”
Prens'in önünde neden bu kadar küstahça davrandığını anlayamıyorlardı.
“Bu… Genç Hanım, Yarışma'dan çekilmek biraz aceleci değil mi?”
“Evet, bu sadece ön elemeler, sizin gücünüzle Büyük Deniz Kıtası Buluşması'nın ikinci turunda daha fazla puan alabilirsiniz.”
Evelynn sakin bir şekilde, “Buradaki işimi bitirdim, bu yüzden çekiliyorum,” dedi. Sonra kırmızı jetonunu çıkarıp elini Kent'e uzattı, “Bunu al, artık benim işime yaramaz.”
Kent o jetona garip bir şekilde baktı ve geri çekildi, sonra yavaşça şöyle dedi, “Evelynn, burada ne işin olduğunu bilmiyorum ama en azından prense layık olmak için çaba göstermen gerekmez mi? Bunu daha önce ben de düşündüm ama sen çok kibirlisin.”
Bunu duyan Evelynn, adamın düşünceleri karşısında gözle görülür bir şok yaşadı.
“Ben kibirliyim!?” Bunları sorarken gözleri kocaman açıldı. Ama tonu kendini sorgulayan bir tondaydı.
“Kırmak istemedim ama Prens Davis'e layık olduğunuzu düşünmenize ne sebep oldu? Sizin yetersiz yeteneğinizi onun yeteneğiyle karşılaştırdığınızda, yaş farkı da eklendiğinde, tam olarak ona layık olduğunuzu düşünmenize ne sebep oldu? Eğer isyan sırasında ailemizin aldığı riskli karar olmasaydı ve bu karar sonucunda Kraliyet Ailesi bize borçlu olmasaydı, bunun faydalarından yararlanabileceğinizi düşünüyor musunuz?”
Evelynn, her kelime onu derinden etkilerken gözle görülür bir şekilde sarsılıyordu ve gerçeklerle yüzleşiyordu.
“Ben bu evliliği istemedim, o benden hoşlanıyordu!” diye bağırdı sinirle.
Kent gözlerini kıstı ve devam etti, “Prens mucizevi bir şekilde sana karşı bir sempati duymuştu, muhtemelen ergenliğe yeni girdiği için. Eğer doğru tahmin ettiysem, o zaman muhtemelen bir adamı çıldırtan çekiciliğinize ve figürünüze hayrandı. Eğer öyle olmasaydı, yüksek yapılı bir kişi olarak, en iyi ihtimalle ortalama bir yeteneğe sahip olan sana karşı nasıl bir sempati duyabilirdi?”
“Sence bir gün büyüdüğünde senin fiziğinden sıkılıp artık seni memnun etmeye çalışmaması gerektiğini, çünkü senin çok kibirli olduğunu ve onun zamanına değmediğini anlamayacak mı?”
“Hayır! Dur! Bunu istemedim! Beni onunla evlenmeye zorlayan ailemizdi!” diye bağırdı Evelynn, gerçekle daha fazla yüzleşmeye dayanamayarak.
“Hıh, Cauldon Ailesi için kaynakları israf etmekten başka ne yaptın? Aile Reisi'nin kızı olarak doğduğun için istediğini yapabilecek kadar özgür olabileceğini mi sanıyorsun? Ailemizin Genç Hanımı olarak, istesen de istemesen de aileyi memnun etme sorumluluğun var!”
Ortam iyice gerginleşince kısa bir sessizlik anı yaşandı.
Kent homurdandı ve şöyle dedi, “Yani onu istemiyorsun, ha? Tamam! Zara'ya bak! Prens'i senden çalmak için sabırsızlanıyormuş gibi görünüyor, o yüzden bu evliliği istemiyorsan neden ona Genç Hanım statüsünü hediye etmiyorsun! Basit, değil mi?”
Evelynn, Kent'e inanmaz gözlerle baktı ve gruptaki tek diğer kadın olan Zara Cauldon, neden bu konuşmaya dahil edildiğini bilmediği için aniden irkildi.
“Zara, prensle evlenmek istemiyor musun? Onun evliliğini istemiyor muydun? Evelynn eğer istersen statüsünü sana memnuniyetle vereceğini söylüyor...”
Zara, harekete geçmediği gizli amaçlarının herkesin önünde açığa çıkmasıyla bir kez daha şok oldu. Aceleyle dişini sıktı ve “Evet! Genç Hanım istemezse, Genç Hanım'ın pozisyonunu memnuniyetle kabul eder ve Prens'le evlenirdim!” dedi.
“İşte oldu! Zara, Prens'le evlenmek istediğini söylüyor! Sorununuz çözüldü, değil mi!? Ailede sadece huzurlu bir hayat istediğinizi biliyorum. Zara, geleceğin Genç Hanımı olarak konumunuzla, bu sizin için çocuk oyuncağı değil mi?” Kent, sesini ciddi bir tona indirirken sırıttı.
“Evet, eğer Evelynn'imiz barış içinde yaşamak istiyorsa, bunu yapmak benim elimde! Aslında, onun gelecekteki taleplerini de kabul edebilirim!” Zara, hiyerarşik basamakları tırmanma ihtimalinin verdiği heyecanı gizlerken ciddi bir şekilde konuştu.
Bir ailenin yetenekli bir üyesi olarak, Evelynn'in Genç Hanım pozisyonunu kıskanıyordu. Evelynn'in sadece aile reisinin kızı olduğu için Genç Hanım olmayı hak etmediğini düşünüyordu.
Cauldon Ailesi'nde, eğer bir şey başaramamışlarsa pozisyonlarını korumak zordu. Evelynn'in babası Evan Cauldon olmasaydı, Evelynn onu her sorundan gizlice korumuş olsaydı, Evelynn muhtemelen 15 yaşına gelmeden ölmüş ya da bazı güçlü karakterlere satılmış olurdu.
Evan Cauldon, bir baba olarak kızı için her şeyin en iyisini dilemişti ve ona göre onu Prens'le evlendirmek cennetten gelen bir anlaşma gibiydi ve bundan daha iyisi olamazdı.
Herkes Evelynn'in cevabını beklerken ortalığa sessizlik hakim oldu.
“… Ben… Ben” diye kekeledi Evelynn titrerken.
Birdenbire gerçekliğin üzerine çöktüğünü hissettiğinde, yüzünde gözle görülür bir öfke belirdi.
Aniden, gerçekler sertçe yüzüne çarptığında yönünü kaybetti ve çılgına döndü, “Çeneni kapat! Sen kendini ne sanıyorsun!? Pozisyonumu teslim etmeyeceğim! Kaderimi de teslim etmeyeceğim! O benim!”
Herkes onun aklını kaçırdığını görünce tekrar büyük bir sessizlik hakim oldu. Sakin olan tek kişi olan Kent ise başını sallayarak memnuniyetle gülümsedi ve “Kendini kibirli ve güçlü sanan insanlarda kışkırtma her zaman işe yarar.” diye düşündü.
Evelynn şaşkınlıkla diğerlerine baktı. Onların söylediklerine inanamıyordu, kendi sözlerine şaşırmıştı.
Kendi derin isteklerini fark ettiğinde kafasından çeşitli düşünceler geçiyordu.
Yorum