İlahi Ölüm İmparatoru Novel
Bölüm 60: Büyük Deniz Kıtası Buluşması
“Söylentiye göre Isabella efsanevi altıncı aşamaya ulaşmış ve kıtayı başarıyla terk etmiş!” Logan, Davis'in kulaklarında bir çan gibi çınlayan patlayıcı bir haberi aniden söyledi.
“İmkansız! Kıtamız, beşinci aşamanın üstündeki insanların girmesini zorlaştıran bir bariyerle mühürlenmiş değil mi? Belki de dış dünyanın bakış açısından bakarsanız, kıtamız neredeyse gizli bir alem gibi!” diye haykırdı Davis inanamayarak.
“Sanki bariyer sadece dışarıdakileri kısıtlıyor, bu kıtada doğanları değil…”
“Öyleyse, buraya ulaşılması gerçekten zor olan altıncı aşamaya nasıl ulaştı?” Davis'in şüpheleri vardı.
Altıncı aşamaya ulaşsa bile ne olmuş? Bu kıtanın ataları da bir zamanlar bu aşamadaydı.
“Sana söylemiştim değil mi? Miras aldığını… Gerçekten çok güçlü olmalı!”
Davis sonunda anlayışla başını salladı, “Selefleri hala hayattayken, onun bu yaşta bu kadar erken tahta çıkabilmesi şaşırtıcı değil.”
“Görünüşe göre onun hırsları berbat bir kıtayı fethetmekten çok daha yüksek, ama bizim için iyi…” Logan, onun gücüne biraz kıskançlık duyarak yorum yaptı.
“Peki bunun annemle ne alakası var?” Davis ona baktı ve belirsiz bir şekilde anladığı halde emin olmadığı için sordu.
Logan ciddi bir tonda söyledi. “Annen bizim kıtamızdan değil.”
Davis gözlerini kocaman açtı ve yumruklarını sıktı.
Çünkü biliyordu ki, eğer Büyük Deniz Kıtası bunu öğrenirse, bütün İmparatorluklar tarafından hedef alınacaktı!
“Her 15 yılda bir, bizim ve dışarıdakilerin âleminin açılışıdır, biliyorsun, değil mi?” Logan, Davis'in omuzlarını tuttu.
“Evet...”
Diyarın açılışı sırasında, çeşitli beşinci seviye ve alt seviye yetiştiriciler kıtayı istila etmek için arılar gibi akın ederler, ancak neyse ki kıtanın tüm güçleri işgali durdurmak için her 15 yılda bir geçici olarak el ele verirler.
Kıtanın Beşinci Aşama uzmanları artık çok az ve daha az. Bu yüzden savaşlara katılmıyorlar ve bunun yerine kıtayı dışarıdan gelenlerden savunuyorlar.
“Alemimizin bir sonraki açılışı…” diye devam etti.
“2 yıl içinde, değil mi? Yani annenle 13 yıl önce tanıştın?” diye araya girdi Davis.
“Çok anlayışlı, evet. 13 yıl önce, diyarımız son kez yabancılara açılmıştı.” Logan başını salladı.
Sonra gülümsedi, “O ve ben başlangıçta düşmandık, ama kader bizi bir araya getirdi. Ama bunun için de göklere çok minnettarım.”
“Geçmişimize ayrıntılı girmeyeceğim, ancak annen vatanına dönmeyi yasaklıyor ve bu da dövüş kariyerini sonlandırıyor. Benimle kalmak için zalimce bir karar verdi. Bu yüzden senin de bu sınırsız dünyada kendine bir yol çizen İmparatoriçe Isabella Ruth gibi olmanı istiyorum!” Cümlesini bitirdiğinde Logan, Davis'in omzunu sıkıca tuttu.
“Kendini güçlü kıl, benden daha güçlü, herkesten daha güçlü ol ki, annen seninle çok gurur duysun!”
“Yapacağım!” diye cevapladı Davis, gözlerinde hararet ve kararlılık parlayarak.
“O zaman yukarılara çıktığında kıtamıza geri dön ve annenin o zamanki kararının yanlış olmadığını kanıtla!”
“Evet!!” Davis yumruklarını sıkarken kanı kaynıyordu.
Logan sakinleştikten sonra konuştu.
“Bir yıl sonra Büyük Deniz Kıtası Buluşması gerçekleşecek. Senin de benim gibi katılmanı ve birinci olmanı istiyorum.”
“Hmm? İmparatoriçe Isabella Ruth senden daha güçlü değil miydi?” diye sordu Davis şaşkınlıkla.
“Muhtemelen o sırada mirasını alıyordu, bu yüzden yarışmaya katılmadı.” Logan sırıtarak şöyle dedi.
“Ah! Yarışmada benim katılmamı sağlayacak kadar harika olan ne var?” Davis, hiç ilgilenmediği bir yarışmaya neden katılması gerektiğini bilmek istiyordu.
“Başka bir giriş daha var…” dedi Logan aniden.
“Ne? Bir tane daha mı?” Davis'in gözleri kocaman açıldı.
“Evet, ve sadece kemik yaşı 30'un altında olanların o girişten geçmesine izin veriliyor,” dedi Logan, hayal kırıklığını yansıtan bir tonda.
“Yani yarışma, o girişteki yabancıların istilasını durduracak genç kahramanları seçmek için mi?”
“Evet, o girişe girebilecek ilk 200 dahiye yer verilecek.”
“Ah, yani güçlü insanlar istilacıların yağmaladığı şeyleri tekeline mi alıyorlar? Anladım.” Davis anladığında alaycı bir şekilde güldü.
“Evet, dünya böyle işliyor ama dışarıdan gelen bir dahiyi öldürmek o kadar kolay olmayacak, çünkü onların kaçış tılsımları var, bizim yok…” dedi Logan ciddi bir ses tonuyla.
“Anlıyorum…” Davis omuz silkti çünkü kaçış tılsımları olup olmamasının bir önemi yoktu, sonuçta onları anında öldürebilirdi.
“Yağmalamış olsalar bile, sadece Mid-Level Sky Grade ve daha düşük bir değere sahip olacak, daha yüksek değil...”
“Bekle, o zaman neden onların zihinlerini araştırıp yetiştirme tekniklerini ve memleketleri hakkında bilgi edinmiyorsunuz?”
“Denedik ama hepsinin ruhları bilgi sızdırmaktan üstün güçler tarafından mühürlenmiş, bilgilerini paylaşmak isteseler bile bunu ifşa edemiyorlar.”
“Annem bile mi?” diye sordu Davis yumruklarını sıkarak.
“Evet, bu yüzden senin güçlü bir ruhun olduğu için daha güçlü olmanı istedim. Eğer sen isen, o zaman onun ruhundan mührü daha çabuk kaldırabileceğinden emin olabilirim ve kısa sürede herkesten daha güçlü olabileceğine inanıyorum.” Logan, sanki oğluna körü körüne güveniyormuş gibi söyledi.
“Neden öyle diyorsun?” Davis, bunun şüpheli bir durum olduğunu hissederek gözlerini kıstı.
“Ruhun çok daha güçlendi ve o muska benim araştırmamı engellemeye yetecek kadar güçlü değil, bu yüzden en azından Genç Ruh Aşaması'na ulaştığını biliyorum.” Logan, sanki ona karşı bir savaş kazanmış gibi Davis'e kendini beğenmiş bir şekilde baktı.
“Haha, yakalandım sanırım! Yarışma sırasında sana bir sürpriz yapmayı düşündüm.” dedi Davis, biraz mutlu bir şekilde.
Muskanın, insanların araştırma yapmasını engelleme gücünü hesaba katmamıştı.
'Görünüşe göre Yetişkin Ruh Aşaması'nın Ruh Duygusu'nu engelleyemiyor.'
“Aptal olma, eğer bilmeseydim, seni ilk başta yarışmaya göndermezdim. Sonuçta senin güvenliğin en önemli şey.” Logan onu azarladı.
“ve her şeyden önemlisi, daha sadece 9 yaşındasın…” dedi Logan sırıtarak.
Davis ve Logan daha sonra birbirlerine baktılar ve bu bakışların altında gizli bir anlam vardı.
Davis, babasının Ruh Yetiştirme yeteneğini nasıl bu kadar çabuk artırdığını sormadığı için minnettardı. Logan, Davis'e sorsa bile bu soruyu cevaplamayacağını belli belirsiz anlamıştı.
Bu yüzden Logan bu konuyu sormadı, yoksa aralarında işler garipleşecekti.
Yorum