İlahi Ölüm İmparatoru Novel Oku
Bölüm 179 Genç Efendi
Davis, burada genç bir efendi bulamayacağını anlayınca doğal olarak dinlenmek istiyordu.
Bir tane bulsa bile, bu onun için işe yaramayabilir çünkü o genç efendi, Düşük Dereceli bir Klan veya Aileden geliyor olabilir.
Bununla birlikte odasına girdikten sonra birkaç dakika dinlendi ve ardından ruh duyusunu yavaş yavaş dışarıya doğru yaydı.
Ruhu, sınır kasabasını tümüyle sararak yayıldı.
Dinlerken ve birçok konuşmaya yoğunlaşırken zihninde tonlarca bilgi, görüntü, manzara işleniyordu.
Bu kasabanın adının Elmer Kasabası olduğunu ve bu kasabanın, Öz Toplama Yetiştirmesinin Dördüncü Aşaması olan Beden Dönüşüm Aşaması Yetiştiricisi olan bir Kasaba Lordu'na sahip olduğunu öğrendi.
İki genç efendi gibi şahsiyetin birbirleriyle çekiştiğini, bolca kavga, gece sevişmeleri ve hatta suikastlar görmüştü.
Ruhsal duyusunu geri kazandı ve derin bir nefes aldı.
İlk bakışta bu kasaba oldukça huzurlu görünüyordu ama şimdi uzmanların bulunduğu her yerde olduğu gibi burada da birçok gizli akıntının olduğunu anlamıştı.
“Bir yıl… Bana verdiği görevi bir yılda tamamlayıp paralı askerleri bırakacağım…” diye düşündü ve kararını verdi Davis.
Eğer yakın zamanda güçlenmek istiyorsa yakın gelecekte solo oynaması daha iyi olacaktır.
En azından, Bulut Baharı Paralı Askerleri'nde birkaç gün kaldıktan sonra vardığı sonuç buydu.
Oradaki insanlar iyi ve dost canlısı görünseler de, lider ondan fazlaca şüpheleniyor gibiydi.
Liderin kendisinden şüphelenmesinin gayet normal olduğunu ve masumiyetini kanıtladıkça durumun daha da iyiye gideceğini biliyordu ama böyle bir düşüncesi yoktu.
Çünkü çok sıkıcı bir iş gibi görünüyordu.
Bu yüzden yeterli Bulut Baharı puanına ulaştığında kazanacağı ödülleri aldıktan sonra ayrılmaya karar verdi.
Böylelikle hem kendisi kazanmış olacak, hem de aldığı kararla bir kayba uğramamış olacaktı.
Bu kasabanın sağduyusunu öğrenmek için ruhunu tekrar uzattı.
İlgisini çeken çok az konuşma vardı ama çoğu yetişkin konuşmalarından oluşuyordu.
Bunları kontrolüyle filtreledi ve aynı anda birden fazla konuşmayı dinledi.
“Loseris Krallığı'nın yirminci prensesinin, Feloer Krallığı'nın ikinci prensiyle cariyesi olması için evlendiğini duydum. Bunu neden yapsınlar ki?” Güzel görünen orta yaşlı bir kadın kaşları hafifçe çatılmış haldeyken sordu.
“Bilmiyor musun? Altı ay önce ziyafet sırasında ikinci prens tarafından tecavüze uğradığını duydum. Şehvet düşkünü ve kurnaz bir adam olduğu için, Loseris Krallığı'na karşı biraz pislik saklamış olmalı ki, itaatkar bir şekilde uzlaşmalarını sağlamış olmalı. Aksi takdirde, bu kadar küstah olmaya cesaret edeceğini mi düşünüyorsun?!” Oldukça yakışıklı görünen başka bir orta yaşlı adam yüzünde alaycı bir ifadeyle konuştu.
“Ah, zavallı prenses. Biz kadınların işi zor…” Sonra kadın başını iki yana salladı.
Adam kaşlarını kaldırdı ve “Huh… Şöyle de diyebilirsin…” dedi.
“Ne? Katılmıyor musun?!” Gözlerini kıstı ve dik dik bakarken sordu.
Orta yaşlı adam yutkunduktan sonra, “Öyle değil. Kadınların burada zor zamanlar geçirdiğini kabul ediyorum ama aynı şey erkekler için de geçerli.” dedi.
“Ah… açıklamak ister misin?” Yüzünde 'beni aydınlat' der gibi bir ifade vardı.
Adam giysilerini düzeltti ve tek bir isim söyledi: “İmparatoriçe Ariana…”
“...” Kadın birdenbire sustu.
“Hmm? İmparatoriçe Ariana? Kim o?” Davis, konuşmalarını dinlerken mırıldandı.
Daha fazlasını öğrenmek istiyordu, bu yüzden onları dinlemeye devam etti, ancak o isim anıldıktan sonra bir daha bu konuya hiç yaklaşmadılar.
Davis, adamın konuyu tekrar açmasını bekledi ancak gecelik ilişkilere başlamadan önce atmosfer hafifçe belirsizleşti.
İçini çekti ve bunları ruhsal duyusundan süzerek, başka ilginç bilgiler aramaya başladı.
Hem tanınmış şahsiyetler hakkında, hem de son derece kötü şöhrete sahip bazı şahsiyetler hakkında bilgi edindi, ancak gece vakti olduğu için tartışmalar pek fazla değildi.
Çoğu yetiştirirken diğerleri gece işleriyle meşguldü, bazıları ise her ikisini de yapıyordu. Bu sırada sadece birkaçı sohbet ediyordu.
Ruhsal duyusunu geri kazandı ve yatağa uzandı.
Edindiği tüm bilgiler karşısında bazı karakterlere karşı ya iğrenme ya da hayranlık duyuyordu.
“Peki, ben kimim ki yargılayayım?” Güldü ve uyurken gözlerini kapattı.
Dinlemenin ahlaksız bir eylem olduğunu biliyordu ama bilgiye ihtiyacı vardı, bu yüzden kimseye zararı olmadığı sürece umurunda değildi.
Aklında, kulak misafiri olmayı sadece biraz ahlaksız bir eylem olarak işaretledi. Sonuçta, belirli durumlarda bazı bilgileri duymadan, acımasızca kazıklanacak olan kendisidir.
...
Ertesi sabah.
Uyandığında hemen ruh duyusunu tekrar uzattı.
Dün gece nöbet tutarken uyuyakalan devriye görevlilerinin bazı konuşmalarını dinleyerek beklediği gibi bir çok bilgi edinmeyi başardı.
Bir süre dinledikten sonra ihtiyacı olanı elde ettiği için gözleri parladı.
“Gözlerinizi açık tutun! Genç Efendi Jackson Lars'ın büyülü canavarları avlamak için Desolate Plains'e doğru yola çıktığına dair bilgi aldık. Onun hoşnutsuzluğunu çekecek bir şey yapmayın yoksa bir felaketle karşı karşıya kalırsınız!” Bir baş muhafız, bir şey yapmaya giderken astlarını uyardı.
“Evet!” diye cevap geldi muhafızların cevabı, baş muhafız gittikten sonra birbirleriyle fısıldaşmaya başlamalarıydı.
“Genç Efendi Jackson, Loseris Krallığı'nın başkenti Lars Ailesi'nden değil mi?” Genç bir gardiyan yüzünde şaşkın bir ifadeyle sordu.
Deneyimli ve bilge görünen bir diğer gardiyan, “Evet, beş yıl önce başkentin bir parçası değillerdi, ancak Genç Efendi Jackson, Blackwell Ailesi'nden Bayan Katrine'in sevgisini kazandıktan sonra ailesini başkente göç ettirebildi.” diye cevapladı.
Yorum