Göksel Soy Novel
Çevirmen: Rin Fenrir
60 dakika göz açıp kapayıncaya kadar geçti ve ilk turu geçen tüm katılımcılar Arenanın tepesinde toplandı.
Müdür Yardımcısı George sandalyesinden kalktı ve ikinci turun kurallarını anlatmadan önce tekrar katılımcıların önünde süzülmeye başladı,
“Size ikinci turdan bahsedeyim, o da oldukça basit.”
Katılımcılar ‘basit’ kelimesini duyduklarında bunun hiç de basit olmayacağını anladılar.
“Hepinizin hareketsiz durması ve biraz baskı altında meditasyon yapması gerekiyor. Bir beceri kullanıp kullanmamanız önemli değil. Üç saat sonra hâlâ ayakta kalanlar ikinci turu geçmiş sayılacak.”
Müdür Yardımcısı George sağ elini yavaşça sallayarak havaya büyük bir kum saati yerleştirdi.
Kum saati göründükten sonra tüm katılımcılar omuzlarına ağır bir yükün çöktüğünü hissettiler. Birkaç katılımcı baskıya dayanamayarak hemen düştü. Bu sadece başlangıçtı ve neredeyse yirmi katılımcı anında diskalifiye olmuştu.
Sahnenin ortasında duran Alec derin bir nefes aldı. Gözlerini kapattı ve meditasyona başladı. Baskı onu düşürmeye yetmemişti. Carcel, Lara ve Mia da iyi görünüyordu. Ancak, ayakta durmakta zorlanan bazı katılımcılar vardı.
Arena Sahnesi’ndeki yoğun atmosferi gören kalabalık, sıradaki düşenin kim olacağına dair bahisler oynamaya başladı.
Tüm bunlar olurken, belli bir kişi herhangi bir baskı hissetmiyordu!
Kyle etrafına baktı ve şimdiden ter içinde kalan diğerlerini gördü.
“Sadece bana mı öyle geliyor.”
Nefesinin altından mırıldanmadan önce önüne düşen bir katılımcıya baktı,
“Bu kadar yetenekli olduğumu hiç bilmiyordum.”
Zaman geçtikçe katılımcıların üzerindeki baskı artıyordu ama Kyle herkesin abarttığını düşünüyordu. Üzerlerindeki baskı sadece birkaç bardak suya eşitken neden düşüyorlardı?
Müdür Yardımcısı George’a doğru baktı ama Müdür Yardımcısı’nın kendisine hançer gibi baktığını gördü. Ancak Kyle’ın gözleri Müdür Yardımcısı ile buluştuğunda, müdür yardımcısı başka bir katılımcıya bakmak için döndü.
“Ha? Yanlış mı anladım?”
Kyle şaşkın bir ifadeyle haykırdı ama gerçekte beyni deli gibi çalışıyordu.
İlk turda aniden bitiş portalının önünde belirdiğinde bir şüphesi vardı. ve şu anda ikinci turda hızla ilerlemesi şüphesini kanıtlıyordu.
Görünüşe göre müdür yardımcısı ona yardım ediyordu. Ama asıl soru şuydu: Neden?
Elde ettiği beceri yüzünden miydi? Kyle’ın neler olup bittiğine dair bir fikri olsa da hiçbir şey bilmiyormuş gibi davranıyordu. Eğer Müdür Yardımcısı beceri çekirdeğini ondan geri istiyorsa, bu imkansızdı çünkü o zaten öğrenmişti.
Kyle bir süre beynini kullandı ama sonra tüm bunları düşünmeyi bıraktı. Karmaşık şeyler hakkında düşünmemeyi tercih ederdi. Ayrıca Müdür Yardımcısı gibi güçlü birinden uzak durmak daha iyiydi.
Bu şekilde iki saat geçti ve katılımcıların neredeyse yarısı çoktan diskalifiye olmuştu. Şu anda Alec bile terliyordu ama gözleri kapalı bir şekilde dimdik duruyordu.
Carcel ve Lara da biraz zorlanıyordu, Mia ise bir süreliğine baskıyı azaltmak için becerilerinden birini [“Kırılmaz Kalkan Koruması”] nı kullandı.
Öte yandan, Kyle yorgun ve sıkılmış görünüyordu. Diğerleri gibi terlemiyordu ama ilk kez bu kadar uzun süre ayakta durduğu için bacakları uyuşmuştu.
“Ah, yoruldum, ne kadar zaman kaldı?
Kyle az önce kestirmiş gibi ellerini ve bacaklarını germeye başladı ve ona bakan katılımcıların neredeyse yarısının kan öksürmesine neden oldu. Hepsi doğru düzgün ayağa kalkmakta bile zorlanırken o esneyerek vücudunu geriyordu.
Kalabalık bile Kyle’ı fark etmişti çünkü diğerlerinin aksine onun için sınav oldukça kolay gibi görünüyordu. Kyle’ın İkinci Kardeşi Neon da ona ciddi bir şekilde düşünerek baktı,
“Biliyordum, Kyle’da potansiyel vardı.”
Müdür Yardımcısı George hala havada süzülüyordu, Kyle’a baktı ve kaşlarını çattı.
‘Seni serseri! Buz Ejderhası’nın becerisini öğrenmeseydin, senin gibileri çoktan diskalifiye etmiş olurdum.’
Müdür Yardımcısı öğrenciler üzerinde baskı kuran biriydi, Kyle üzerinde de minimum baskı kurmaya özen gösteriyordu. Ancak şu anda Kyle’ın tavrını görünce, Kyle’a neredeyse iki kat baskı yapma isteği duydu ancak onun kırılgan fiziğine bakarak bundan anında vazgeçti.
Müdür Yardımcısı diğer katılımcılara baktığında kendini suçlu hissetti çünkü Kyle’ın hile yapmasına yardım ediyordu.
“Sakin olalım, bunu müdürün hatırı için yapıyorum. Evet, bunu müdür için yapıyorum.”
Müdür Yardımcısı George suçluluk duygusunu azaltmak için kendini içten içe teselli etti.
Nihayet, yarışmanın süresi bittiğinde, katılımcılar üzerindeki baskı ikinci turun sona erdiğini gösterecek şekilde ortadan kalktı. Birçok katılımcı nefes nefese kalmış ve sırılsıklam kıyafetlerinden ter damlıyordu. Alec, Carcel ve Lara bile sinirlerini yatıştırmak için yere oturdu.
Yüzlerce katılımcı arasında hala ayakta olan iki katılımcı vardı.
İlki Mia’ydı, ayaktaydı çünkü arada basıncı düşürmek için bir büyü kullanmıştı. Diğeri ise belli ki Kyle’dı ama herkesin ayakta zor durduğunu görünce o da yorgun numarası yaptı ve oturdu.
Müdür Yardımcısı yüksek sesle anons etmeden önce kazanan katılımcılara memnuniyetle baktı,
“İkinci turu ‘çaba’ göstererek geçen 401 katılımcıyı tebrik ederim.”
Kyle’a hızlı bir bakış atarken ‘çaba’ kelimesini vurguluyordu.
Kalabalık, katılımcıları tebrik etmek için büyük bir alkış tufanı kopardı.
Müdür Yardımcısı George da katılımcılara final turunu anlatmadan önce onları gülümseyerek alkışladı,
“Saat geç olduğu için üçüncü ve son tur yarın sabah yapılacaktır. Tüm katılımcılar bugün dinlenmelidir.”
Kazanan katılımcılar Arena’dan gururla ayrılırken, akrabaları ve arkadaşları da onları tebrik etti. Ancak bir sonraki tura geçemeyenler üzgün ve acı dolu yüzlerle Arena’yı terk etti.
Neon kalabalıktan ayrıldı ve aceleyle Kyle’a doğru koştu. Gururlu bir gülümsemeyle bağırmadan önce ona sıkıca sarıldı,
“Kyle, orada kesinlikle harikaydın. Bunu yapabileceğini biliyordum.”
Kyle da sırıttı ve Neon’a sarıldı. Hile yapmış olsa da kardeşini gururlandırdığı için kendini mutlu hissediyordu. Yine de kimse bunu öğrenemeyecekti.
Yorum