Göksel Soy Novel
Çevirmen: Rin Fenrir
İki garip kedi adamı geçtikten sonra. Kyle tanıdık bir kurt sürüsünün önünde belirdi.
Arka ayağını tekmeledi ve dikenleri umursamadan yakındaki ağaçlardan birine doğru atladı.
“Ugh.”
Avuçlarından kan damlarken acı veriyordu ama yine de Kyle ağaç dallarından birini yakaladı ve kendini başka bir ağaca doğru sallandırdı.
Kurtlar Kyle’a doğru uludu ama onlar daha saldıramadan dev Akrep ortaya çıktı ve kurtlardan birine saldırdı.
Tüm kurtlar Akrep’e dehşetle baktı, aceleyle geri çekilmeye başladılar ancak Akrep’in yolunda çok fazla kurt olduğu için kurtlara saldırmaya başladı.
Akrep kurda saldırırken, Kyle koşmayı bırakmadı.
Arkasından gelen savaş seslerini duyabiliyordu ama Kyle kaçma şansını boşa harcamaması gerektiğini biliyordu.
Kyle ancak bir saatten fazla koştuktan ve arkasında kimsenin olmadığından emin olduktan sonra durdu.
Gökyüzüne baktı ve iç çekti. Günün sonuna işaret eden kara bulutlar toplanmaya başlamıştı.
Ne kadar yorucu bir gündü, bugün yaşadığı onca şeyi düşündükten sonra Kyle kıkırdadı.
Rüyasında bile bir ölüm kalım savaşı yaşayacağı aklına gelmezdi. Ayrıca, kendini bu kadar geliştirdiğini görmek ona biraz garip geliyordu.
Kyle mana ile küçük bir ateş yaktıktan sonra dinlenmek için bir ağacın yanına oturdu, Bia da suçlu bir ifadeyle ona doğru uçtu.
Kyle ona biraz kızgınca baktı ama sonra tekrar iç çekti.
Bia’ya göre, Anka Kuşu’nun geride bıraktığı anılar sayesinde gerçekten de pek çok beceri biliyordu ama bunları hemen kullanamazdı.
Bu becerilerde ustalaşması biraz zaman alacaktır. Her neyse, neticede sadece bir aylıktı. Tıpkı yeni doğmuş bir çocuk gibi, birçok şeyi öğrenmesi gerekiyordu.
Kurtlardan çaldığı iki mana meyvesini çıkaran Kyle, birini Bia’ya doğru fırlattı ve diğerini yemeye başladı.
Kyle altın mana meyvesini ısırdığı anda vücudunda bir baraj gibi büyük miktarda mana fışkırdı ve saniyeler içinde tükenen tüm manası geri geldi.
Ayrıca vücudunda sıcak bir his oluştuğunu hissetti, Kyle şaşkın bir ifadeyle aceleyle istatistiklerine baktı.
______________________________
İstatistikler:
İsim: Kyle
Soy: Göksel (Kilitli)
Kademe: E-
Güç: E
Mana: E
Çeviklik: F+
Yetenek: SS Kademe (bastırılmış)
Şans: A
Beceriler:
…..
______________________________
“Manam arttı! Hem de sadece tek bir ısırık alarak.” Kyle sevinçli bir ifadeyle aceleyle tüm meyveyi yedi ancak ifadesi kısa sürede değişti çünkü ilk birkaç ısırıktan sonra meyve sonuç göstermeyi bıraktı.
“Görünüşe göre bu meyveler artık manamı geliştiremiyor.
Meyvenin tamamını yedikten sonra Kyle karanlık gökyüzüne baktı. Etraftaki sıcaklık biraz azalmış ve rüzgâr soğumuştu. Bazı parlak yıldızlar karanlık gökyüzünü aydınlatıyordu.
“Yaşam İksiri’ni nerede bulacağımı bilmiyorum. Kule çok büyük, bu da İksir’i aramayı zorlaştırıyor ama imkânsız değil. Tüm siyah X işaretlerinden kaçınmalı ve altın X işaretlerini kontrol etmeliyim.
Ne yapması gerektiğini düşünen Kyle ayağa kalktı ve hafif yırtık pırtık giysilerini sıvazladı.
Bu kadar kirli bir halde uyumasına imkân yoktu. Ayrıca canavarlarla dolu bir ormanda hazırlıksız uyumak hiç de güvenli değildi.
Kıyafetlerini değiştirdikten sonra Bia’yla birlikte bu gece için dinlenebilecekleri güvenli bir yer aramaya başladılar.
Kısa süre sonra birkaç metre genişliğinde büyük bir ağaç keşfettiler, dikenleri görmezden gelen Kyle ağaca tırmandı ve tepeye ulaştıktan sonra kılıcıyla bazı dikenleri kazıdı. Kendisi için küçük, rahat bir yer yaptı.
Bugün çok yorucu bir gündü, bu yüzden Kyle gözlerini kapatır kapatmaz uykuya daldı. Bia da onun göğsünün üstüne bir top gibi oturdu ama sadece gözlerini kapattı ve bulundukları yer tehlikeli olduğu için uyumadı.
…
Ertesi gün, sabahın erken saatlerinde. Hem Kyle hem de Bia uyandılar ve haritaya göre hazineleri aramaya başladılar.
Bir hafta böyle geçti, siyah Akrep gibi yüksek rütbeli bir canavarla karşılaşmamak için tüm siyah X işaretlerinden vebadan kaçar gibi kaçındılar.
Yolda birkaç düşük dereceli canavar da gördüler ama hepsi zayıftı, bu yüzden onlarla başa çıkmak çok kolaydı.
Nedense tembel Bia da becerilerini geliştirmeye başlamış ve Kyle’ı şaşırtmıştı.
Altın X işaretlerinin yerini ararken, Kyle birkaç şey daha buldu ama hepsi farklı kökenlerden gelen bitkilerdi.
Ayrıca birkaç meyve daha bulmuştu ama her meyvenin rengi farklıdı. Neyse ki Bia bunları biliyordu, bu yüzden meyveleri ileride kullanmak üzere depolama yüzüğünün içine yerleştirdi.
Sekizden fazla altın X işareti yağmaladıktan sonra bile hâlâ Yaşam İksiri’ni bulamamıştı, bu yüzden Kyle biraz hayal kırıklığına uğramıştı.
Ancak bunun sadece ilk kat olduğunu düşündükten sonra sakinleşti.
Ayrıca bir hafta önce gördüğü iki garip kedi adam dışında başka kimseyle karşılaşmadı.
Bir kuş ve bir adam etraflarındaki neredeyse tüm hazineyi yağmaladılar ama yine de mutlu değillerdi.
Kyle’ın topladığı hazine miktarını başka biri görseydi muhtemelen ağzı açık kalırdı. Birinci katta bir ya da iki hazine bulmak iyiydi ama bu kadar çok bulmak duyulmamış bir şeydi.
…..
Öte yandan, Alec Kule’nin içinde ışınlandıktan sonra tek başına savaştı. Kyle’ın aksine, ormanın içine değil dağın kenarına ışınlanmıştı.
Dağın ucunda ağaçlar vardı ama ağaçlarda diken yoktu, bu da Alec’in geceleri dinlenmesini kolaylaştırıyordu.
Çok sayıda canavar öldürdü ve istatistiklerini biraz artırdı ama ne yazık ki herhangi bir hazine veya beceri çekirdeğine rastlamadı.
Bir hafta boyunca savaştıktan sonra nihayet bir insan dostuyla karşılaştı ama kim olduğunu bilmiyordu. Böylece, bir süre birbirlerine yardım ettikten sonra yollarını ayırdılar.
Lara ve Mia da harika gidiyorlardı, uzun menzilli savaşçılardı, bu yüzden canavara yaklaşmak zorunda kalmadılar. Biraz zorlandılar ama bir süre sonra ikisi de yeni ortamlarına uyum sağladılar.
Öte yandan, Carcel neredeyse dağlardan birinin arka tarafında ortaya çıktı. Birkaç canavarla savaştı ve ayrıca bir beceri çekirdeği elde etti! İnanılmaz bir şansla, birinci kattaki yolculuğunu oldukça verimli kılan bir hazine de buldu.
Yorum