Göksel Soy Novel Oku
Glacia hızla sola dönüp elinden kaçan adamı yakalamaya çalışırken ahşap evin içindeki atmosfer daha da soğudu.
“Ha…?”
Boş elini inceledi ve bir kez daha Kyle'ı kavramaya çalıştı, ancak o anda hem kör hem de keskin bir şey sırtına bastırdı. Tereddüt etmeden pozisyonundan kayboldu ve eli havada asılı duran gümüş saçlı adamdan kısa bir mesafede yeniden belirdi.
Glacia bakışlarını Kyle'ın eline, özellikle de kanla lekelenmiş parmaklarına dikti. Kan, adamın elinden kaçtığı için ondan gelmiş olamazdı. Öyleyse…?
Elini uzatıp sırtına dokundu, parmaklarında nemli bir şey hissettiğinde ifadesi dondu.
“Bu… kan benim mi? Nasıl?”
Gözlerini kaldırıp Kyle'a şaşkın bir ifadeyle baktı. Acaba tırnaklarını sırtına mı geçirmeye çalıştı? Hayır, hayır, asıl soru bunu nasıl ve ne zaman yaptığı?
İlahi makama yeni ulaşmış bir insan nasıl olur da bu kadar hızlı hareket edebilir ve bunu fark edemezdi?
Kan sırtından aşağı doğru akarken yüzü karardı ve bu hissi canlı bir şekilde hissetti. Yaralar derin değildi, çoğunlukla tırnaklarını sırtına daha fazla batırmadan önce uzaklaştığı için.
Elli ve Iva şaşkınlıkla geriye doğru sendeledi ve tıpkı kadın gibi gözleri Kyle'ın kanlı parmaklarına dikildi.
Adam pişman bir ifadeyle elini indirdi, parmaklarındaki kan önce buza dönüştü, sonra parçacıklara ayrılıp sanki hiç elinde olmamış gibi incecik havaya karıştı.
Kyle başını eğdi ve Glacia'ya baktı. Glacia'nın yüz ifadesi şok, inanmazlık ve şaşkınlık yansıtıyordu.
“Uzun zaman oldu, değil mi? Beni hatırladığına sevindim çünkü ben de az önce hatırladım.”
Glacia'nın gözleri seğirdi ve ahşap evin içinde yankılanan bir kahkaha attı. Bir anda sırtındaki yaralar iyileşmeye başladı ve bedeninden yayılan ruhsal enerji onları örttü. İlahi enerjisini kullanarak evin etrafındaki alanı kendi etki alanında sardı ve çevresi üzerinde tam kontrol sağladı.
Kadın ilk başta insanla kolayca başa çıkabileceğini düşündü, ancak tamamen yanıldığı ortaya çıktı. Kyle'ın aniden ortaya çıkması gerçekten de ilgisini çeken bir şeydi, ancak ilahi rütbeye yeni girmiş bir insanın onu yaralayabileceği için öfkeliydi, özellikle de en üst rütbeye ulaşmaya bir adım kala.
Gümüş saçlı adam ona doğru bir adım attığında Glacia'nın dudakları tatlı bir gülümsemeyle yukarı doğru kıvrıldı; geçmişte onu güçsüz kılan alanın bir kez daha etraflarındaki her şeyi kapsayacak şekilde genişlediğinden habersizdi.
“Doğru, uzun zaman oldu. O zaman kaldığımız yerden devam edip geçmişte yarım kalanları tamamlayalım mı?”
İşte o zaman altındaki toprağın tamamen buza dönüştüğünü ve buzlu yüzeyi aydınlatan sayısız parlak sembolle süslendiğini fark etti.
“Ne zaman yaptın…?”
Kyle bileğini ovuşturdu ve yerdeki sayısız parlak sembol yüzmeye başladı, altın, beyaz ve griden oluşan büyüleyici bir görüntü oluşturdu. vücudundan yayılan ve onları saran muazzam miktardaki ruhsal enerjinin altında titrediler.
Sonraki saniyede, herkesin gözü önünde, semboller her yöne yayıldı ve evden ayrılmak için ahşap duvarlardan geçerken kayboldular. Kyle, bilinçsizce geri çekilen Glacia'ya baktı.
“Güzel soru. Bu, etrafımızdaki alanı izole etmek için ilahi enerji katmanını genişletmekle meşgul olduğunuz zamandı.”
Yerinden kayboldu ve Glacia'nın gözleri şaşkınlıkla büyüdü çünkü etki alanını genişlettikten sonra bile onun hareketlerini kontrol edemiyordu.
Bir sonraki anda, havada yankılanan gök gürültüsü gibi bir patlama sesi, Glacia'nın gözlerinin üst gövdesine doğrultulmuş sıkılmış yumruğu görünce kısılmasına neden olarak titremesine neden oldu. Hız o kadar yüksekti ki onunkiyle rekabet ediyordu. Hayır, ondan bile hızlıydı. Saldırıyı engellemek için aceleyle kollarını kaldırdı.
Ancak kadın büyük bir hata yaptığını hemen anladı çünkü saldırıyı başarıyla engellemeyi başarsa da, darbe anında kemiklerinin kırılmasının verdiği o belirgin ses, tüyler ürpertici bir melodi gibi kulaklarını tırmalıyordu.
Üstelik darbenin şiddeti vücudunu geriye doğru savurdu ve arkasındaki tahta duvara çarptığında dudaklarından acı dolu bir çığlık kaçtı.
Hemen ardından Kyle'ın karşısındaki duvarda açılan delik nedeniyle evin yapısı çökmeye başladı.
Etrafa dağılmış toz ve kırık tahta parçalarına baktı, ama Iva ve Elli'nin, ne olduğunu anlayamayacak kadar hızlı bir şekilde ortalığın karışması nedeniyle biraz sonra yankılanan çığlıklarını duyduğunda kulakları seğirdi.
Kyle, kendilerine duygusuzca bakan yeşil gözleri gördüklerinde geri çekilen iki elf kadına baktı. Dilini şaklattı ve delikten evden çıktı.
Evin dışında, Glacia ayaklarını yere sağlam bir şekilde basarak kendini durdurmayı başardı. Kadın titreyen kollarına baktı ve ilk kez gözlerinde korku yansıdı.
Ne oldu şimdi?
Ancak, evin etrafındaki alanı çevreleyen katı buz tabakasını gördüğünde yaşadığı şokun büyüklüğünü kimse kavrayamazdı. Sanki buzlu bariyer, alanı dış dünyadan tamamen ayırmıştı. Buz tabakası, evden yeni ayrılmış olan tanıdık sembollerle parıldıyordu… ve onun alanı… muazzam ruhsal enerjiyle dolu buzlu tabaka tarafından tamamen gölgelenmişti.
“Bu….?”
Tanıdık, derin ve soğuk bir ses cevap verdiğinde nefesi boğazında düğümlendi.
“Ah, bu benim alanım. Kimsenin bizi rahatsız etmesini istemediğini düşündüm, bu yüzden sana biraz yardım etmek istedim. Artık daha fazla istenmeyen misafir çekmek istemiyoruz, değil mi?”
Yorum