Göksel Soy Novel
Çevirmen: Rin Fenrir
Zindanın içinde,
Az önce bir çatlağın içine düşen Kyle, acılı bir ifadeyle aceleyle sırtını ovuşturdu.
Sinirli bir şekilde bağırdı.
“Aghhhh.. Daha ne kadar şanssız olabilirim ki?”
Birkaç kez daha bağırdıktan sonra Kyle kendini sakinleştirdi ve etrafına bakındı. Kayalardan yapılmış bir tür mağaranın içinde olduğunu ve önünde beş küçük tünel bulunduğunu fark etti.
“Burası da neresi böyle?”
Yukarı baktı ve şaşkın bir ifadeyle düştüğü açıklığı gördü.
“Yukarı çıkmak imkânsız, bu mağara yerin çok derinlerinde.”
Bu garip yere gelirken nasıl olup da hiçbir canavarla karşılaşmadığını düşünen Kyle’ın yüzünde büyük bir kaş çatma ifadesi belirdi.
“Belki de canavarların hepsi diğer katılımcılar tarafından çoktan öldürülmüştür.”
Kyle ayağa kalktı ve bir yandan kıyafetlerini düzeltirken bir yandan da yan yana ve üst üste dizilmiş düzensiz kayalardan oluşan beş tünele baktı.
“Burası başıma çökmez değil mi?”
Yine de tünellerden birine girmeye karar verdi.
“Keşke bu kasvetli yerden canlı çıkabilsem.”
Tünellere yaklaştı ve biraz düşünmek için durdu.
“Hangisini seçmeliyim? Sakın bana arkalarında gizli bir tehlike olduğunu söyleme. Ama hepsi aynı görünüyor, belki de beni aynı yere götürürler?”
Kyle rastgele bir seçim yaptı ve son tünele girdi. Tünel karanlıktı, bu yüzden hiçbir şey göremiyordu.
Yaklaşık beş dakika yürüdükten sonra nihayet uzakta biraz güneş ışığı gördü.
“Çıkışı buldum mu?”
Rahatlamış bir ifadeyle haykırdı.
Sonunda tünelden çıktığında, Kyle önündeki garip bir şekilde güzel olan manzarayı görerek gözlerini kıstı.
Tavandan aşağıya damlayan su damlacıkları mağaranın ortasında büyük bir gölet oluşturuyordu. Göletin etrafında farklı türlerde çeşitli çiçekler vardı. Dinlenmek için mükemmel bir yer gibi görünüyordu.
Kyle sol tarafına baktığında, tıpkı kendisinin çıktığı çıkışa benzeyen dört çıkış daha görebiliyordu.
“Demek tüm tünellerin aynı yere çıktığı doğruymuş.”
Kendi kendine iç geçirdi. Görünüşe göre fazla ihtiyatlı davranıyordu.
Diğer dört tünelin her türlü canavar ve gizli tuzaklarla dolu olduğunu bilmiyordu. Sadece bir tane güvenli tünel vardı ve o da onun girdiği tüneldi!
Ne kadar şanslıydı!
Kyle yavaşça gölete doğru yürüdü ve göletin üstünde yüzen güzel bir top gördü.
“O da ne? … bir beceri çekirdeği!”
Şok içinde haykırdı. Eğer yanılmıyorsa, önünde yüzen çekirdek bir canavar çekirdeğiydi. Üstüne üstlük bir de beceri çekirdeğiydi.
Kyle ağabeyinin ona çekirdeklerden bahsettiğini hatırladı. Normal canavar çekirdeği genellikle atmosferle temas ettikten sonra yok olurken, beceri içeren canavar çekirdeği yok olmazdı. Çekirdeğin içindeki beceri başka biri tarafından öğrenilene kadar kaybolmaz.
Dereceli bir canavarı öldürdükten sonra bir çekirdek elde etmek oldukça kolaydı, ancak yüzlerce canavarı öldürdükten sonra bile beceri içeren bir çekirdek bulma şansınız yalnızca yüzde ondu.
Kyle hemen çekirdeğe doğru koşmadı, herhangi bir tehlike olup olmadığını görmek için etrafına bakındı. Ancak bir süre etrafına baktıktan sonra şüpheli bir şey olmadığına karar verdi.
Daha fazla beklemeden hemen gölete girdi ve yüzen çekirdeği yakaladı.
Kyle çekirdeğe sırıtarak baktı,
“Hehehe Artık benimsin.”
Çekirdeği aldıktan sonra onu inceledi ve gerçekten de beceri içeren bir çekirdek olduğunu gördü.
“Bunu özümsedikten sonra hangi kademe beceriyi elde edeceğim? Yumruğuma sığacak kadar büyük.”
Derin bir nefes aldı ve çekirdeğin koruyucusunun havuzun içinde kestirmekte olduğunu bilmeden çekirdeği özümsemeye başladı.
Çekirdeği özümsedikten sonra Kyle beceriyle ilgili yoğun bilginin kafasına işlendiğini hissetti.
“Buz alanı, bir beceri için ne harika bir isim, ama neden bir kademesi yok?”
Kyle, beceri faydalı olduğu sürece kademesi konusunda gerçekten rahatsız değildi.
“Ama bu beceriyi kullanabilmem için manamın en az C Kademesinde olması gerekiyor ve benim sadece F- Kademesinde olduğumu düşünürsek, bu beceriyi yakın zamanda kullanabileceğimi sanmıyorum.
İçten içe düşünürken yavaşça göletten dışarı çıktı.
Bir çıkış bulmak için mağaranın etrafına bakındı ve sonunda göletin arkasında küçük bir gizli açıklık gördü.
“Umarım bu beni buradan çıkarır.”
Kyle iyi bir ruh haliyle küçük açıklığa girdi.
Bütün gün mücadele ettikten sonra nihayet iyi bir şey elde edebilmişti. Ayrıca, kendisini sınava girmeye zorladığı için ikinci kardeşine teşekkür etmesi gerektiğini hissetti.
Kyle ayrıldıktan sonra Müdür Yardımcısı George mağaranın içinde belirdi.
Kaşlarını çatarak etrafına bakındı ve kendi kendine mırıldandı,
“Müdürün ayrılmadan önce geride bıraktığı beceriyi rastgele bir çocuğun alacağını hiç düşünmemiştim.”
Uğultulu bir ses!
Aniden göletin içinde bir hareket oldu ve göletten büyük bir yılan çıktı. Beceri çekirdeğini koruyan oydu.
Yılan, çekirdeğin bulunması gereken alana baktı ve ardından odada bulunan tek kişiye baktı.
Tıssss!
Yılan tısladı ve çekirdeği alan kişinin o olduğunu düşünerek hemen Müdür Yardımcısı George’a saldırdı.
“Tsk! Bu delikanlının şansı ne kadar da yaver gitti, Muhafızı bile yenmeden büyük ödülü aldı!”
Müdür Yardımcısı George sağ elini hareket ettirerek yılanı uçurdu.
“Artık Buz Ejderhası’nın becerisini öğrendiğine göre, sınavda başarısız olmasına izin veremem, yoksa Müdür kabahati bende bulur.”
Müdür Yardımcısı George gölete bir kez daha baktıktan sonra tekrar gözden kayboldu.
Yorum